18 Aralık 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 23

18 Aralık 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 23
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tüli'den Anlaşanlar buluşurlar AP'liler öğle vakitleri Bekir Usta- da (buluşuyorlar. Lokantaya Yüksel Menderes seçmenleriyle, Ah- met İhsan Kırımlı arkadaşlarıyla, Saki Zorlu işadamlarıyla geliyorlar. Eski DP'lilerden Sıtkı Yırcalı ile ye- ni AP'liler arasında zaman zaman il- ginç konuşmalar da oluyor. Eski DP'lilerden Celâl Yardımcı da geçen- de Ankaraya geldi, hattâ -bilindiği gibi- Büyük Millet Meclisine de git- haberler ile başbaşa çıktığı mami daha mesut görünüyor : Bir balerin evlendi Devlet Balesinin "Primabalerin"i eriç Sümen geçirdiğimiz hafta içinde evlendi. Nişanlısı -daha önce bu sayfada tanıtılmıştı- genç bir petrol mühendisi. Şimdi askerlik görevini yapıyor. Nikâhtaki tanığı, Muhafiz Alayı Komutanı Albay |. Hakkı Bayındır idi. Meriç Sümenin tanığı ise CHP Genel Başkanı İnönü. Meriç Sümenin nikâh töreni "Kuğunun ti. Kendisiyle konuşanlar, Yassıada suçlularının politikadan" bıkmadık- larına karar verdiler. Zira Yardım- cı öyle ateşli konuşuyor ki!.. Sıtkı Yırcalı o kadar ateşli sayılmaz, o- nun daha hesaplı bir konuşması var. Yüksel Menderesi görenler, ilk an- da karar veremiyorlar, "politika- dan hoşlanıyor mu, yoksa zorla po- litikaya sürüklendiği için bu işi is- ter istemez mi yapıyor" diye düşü- nüyorlar. Genç Menderes, güzel eşi 18 Aralık 1965 sevinci” İnönüyü arkadaşlarının düğününde görmek, genç balerinleri çok heye- canlandırdı. Hepsi, etrafını sardılar. Eski Dışişleri Bakam Feridun Ce- mal Erkin, Sovyet Elçisi Rijov, Po- lonya Elçisi Gebert ve eşi, Dışişleri Protokol Genel Müdürü Halük Ku- ra ve eşi, İller Bankası Genel Müdü- rü Selâhattin Babüroğlu ve eşi, An- karanın tanınmış doktorlarından Muzaffer Argun ve eşi, Devlet Bale- sinin yöneticilerinden Dudley Tom- linson, Konservatuar Bale öğretmen- leri ve bale sanatçılarından büyük bir grup Meriç Sümen ve ll Güventürke "Bir yastıkta kocam: larını" "dilediler, Arkadaşları şerefi. ne bütün balerinler şıklaşmış, biraz daha güzelleşmişlerdi. Sahnedeki klâsik danslara karşılık, düğünde en yeni dansları yaptılar. Meriç Sümen, başını taçlayan gül goncaları, elbi- sesinin kollarına iliştirilmiş gonca- larla âdeta gül gibi bir gelindi. Ya- rım duvağı allında yüzü heyecanla titriyor, nikâh masasında âdeta, "Kuğu Gölü"nün bir düğün sahnesi- ni oynuyordu... Protokol Genel Müdürü Haluk Kuranın eşi Lâle Kura da bu düğün kokteylinin güzel ve şık bir kadını olarak dikkati çekiyordu. Lâle Kura vaktiyle, küçük bir kızken balerin olmaya çok heveslenmiş, fakat bu mümkün olmamış. Meriç Sümenin arkadaşlarına, bu yarım kalan rüya- sını anlatıyordu. Düğünün şık kadınlarından biri de Sumru Argundu. Üzerinde Faize- nin Kamelyan Kadın adlı elbisesi vardı. Sefire şerefine Nâzım Kalkavanın Boğazdaki ya- lısı, yerli filmcilerimizin vazgeçe- mediği bir köşedir. Birçok filmin birçok sahnesi burada çevriliyor. Filmcilerden vakit buldukça evsa- hibesi Nuyan Kalkavan da bu güzel yalıda dostlarını ağırlıyor. Meselâ geçirdiğimiz hafta, Kabil sefiresi Reşiha Vafi şerefine bir yemek ver- di. Reşiha Vafi, Kabile gidişini ge- ciktirdiği için, İstanbuldaki dostla- rını görmeğe bol bol firsat buluyor. Cemil Vafi bey bu konuda ne düşü- nüyor, bilinmez, fakat bazı çevreler soruyorlar, "Reşiha Vafi, Kabil se- firesi olmasaydı da bir Avrupa ve- ya Amerika memleketinde sefire ol- saydı İstanbulda kalışını bukadar uzatır mıydı acaba?" diyorlar. Di- lin kemiği yok. Halbuki Madrid se- firesi Emel Esin de kocasının yanı- na henüz gitmedi, İstanbulda daha 21

Bu sayıdan diğer sayfalar: