29 Ekim 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

29 Ekim 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER mun et stokunun 1309 ton olduğu öğrenildi. Demek ki Kurum, 20 gün de donmuş et stoklarına ancak 132 ton ilâve edebilmişti. Bu tempo ile, İhtiyaç duyulan 5748 tona ulaşılabil- mesi için, Kurumun 600 iş günü, ya- ni iki iş yılı çalışması gerekmekte- dir! Döküm mevsimi, Eylülden itiba- ren üç ay sürmektedir. Eylülden sonra hayvan azalmağa başlamakta ve fiyatlar yükselmektedir. Şimdi Kurum, ya bu yıl 5748 ton et stoku yapamıyacak, ya da, çok daha önem- li işlerle meşgul Olan yöneticileri yü- zünden zamanında alamadığı hay- vanlara yüksek fiyatlar ödemek zo- runda kalacaktır. Bundan doğacak yüzbinlerce liralık zararı da ne Ge- nel Müdür Batumlu, ne de kılavuzu Fahri Atalay çekecektir. Zarar Ku- rumun, yani devletindir. Yeni ayarlamalar peşinde Kurum yöneticilerinin övündükleri "yeni kombinalar" meselesi ise sadece bir tasarıdan ibarettir ve Plânlama Teşkilâtının bu tasarıya evet diyeceği biraz şüphelidir. Tekzibin son paragrafında, 1966 yılının ilk altı ayında ancak 99 bin 965 baş koyun ile 46 bin 766 baş sı- gır alınabildiği itiraf edilmektedir. Bu miktarların kapasiteye oranı ko- yunda yüzde 7, sığırda ise yüzde 28'dir. Kapasite, bilinen sebeplerle doldurulamamış ve bu konuda bil- gileri bulunmayan Kurumun bugün- kü yöneticileri, bu hususta bilgi e- dinmek zahmetine de katlanmamış- lardır. Çıkan tâyin haberlerine Kurum yöneticileri hiçbir cevap verememiş- lerdir. Fakat bu konuyu geçiştirmek, rakamları gizlemek veya yanlış ra- kam vermek kadar kolay olmasa ge- rektir. Kurum yöneticileri şu anda bü- yük bir telâş içindedirler. Bir yan- dan yeni tâyin ve nakil dosyaları hazırlamağa devam edilirken, bir yandan da çeşitli bölgelere adamlar göndererek, bir soruşturma halin- de kendilerini makamlarından "yü- rütmeye" yetecek durumları orta- dan kaldırmanın çarelerini ara- maktadırlar. Bulunduğu makama nasıl geldi- gi, daha doğrusu nasıl getirildiği ba- zı çevrelerce çok iyi bilinen Genel 12 Müdür Yardımcısı "renk uzmanı" Fahri Atalay yeni ayarlamalar yap- makla uğraşırken, Genel Müdür Ba- tumlunun da Kurum içindeki bazı şahıslara karşı tutumunun dediko- dusu, her geçen gün artarak devam etmektedir. Adalet Sıra kitaplarda... Adının başında "Doçent", "Dr." "Müşavir" gibi sıfatlar bulunan bir hukukçu, bu Pazartesi günü İs- tanbulda, sanık olarak, mahkeme huzuruna çıktı. Yeni görevinden sonra çalımından yanına besmele Hayri Domaniç Vay petrol dâvası, vay! ile varılabilen bu hukukçu, Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa muhale- fet ve "haksız rekabet" suçuyla yar- gılanıyordu. Sanık sandalyesinde oturan a- dam, AP'ye aşkıyla da, bilinen, İs- tanbul Hukuk Fakültesi Kara Tica- reti Kürsüsü Doçenti, TPAO ve İp- ragaz Hukuk Müşaviri Hayri Doma- niç ti. TPAO Genel Müdürü Tugut Gülezle "tencere * kapak" teşkil et- tikleri bilinen ve bu göreve getiril- dikten sonra anglo- amerikancı kesi- len Domaniç, "fikri mülkiyete teca- vüz"le suçlanıyor ve davacılar ken- disinden külliyetli miktarda tazmi- nat istiyorlardı. omaniç, bir süre önce, "İçti- AKİS hadlı-notlu Türk Ticaret Kanunu ve İlgili Mevzuat" adlı bir kitap bas- tırmıştı. 903 sayfalık ve 65 lira fiyat- lı kitap sadece İstanbulda piyasaya çıkarılmış ve tabii, İstanbul Üniver- sitesi Öğretim üyelerinden bazıları da bu kitaptan edinmişlerdi. Kitabı edinenlerden Hukuk Fakültesi Deniz Ticaret Kürsüsü Profesörü Sami O- kay, sayfaları şöyle bir çevirince, hayretten donakaldı. Bir- takım cümleleri tanıyordu! Daha önce ken- di yazmış olduğu deniz ticareti hu- kuku ile ilgili bir kitabın büyük Kıs- mı aynen buraya aktarılmıştı». Bu- nun üzerine, Domaniçin eserini iyi- ce inceledi ve 903 sayfalık kitabın büyük kısmının kendi kitabından ve Yargıtay hâkimlerinden İsmail Do- ganay tarafından yazılan "İzahlı ve İctihadlı Türk Ticaret Kanunu ile Tatbikat Kanunu ve Tahkim Mües- sesesi" adlı kitaptan aktarılmış ol- duğunu tesbit etti. Durumu, Anka- rada oturmakta olan arkadaşı Ha- kim İsmail Doğanaya bildirdi. Doğa- nay kitabı ancak Adalet Bakanlığı a bulabildi ve okuyunca, 400'ü aşkın sayfanın kendi kitabın- dan aynen aktarılmış olduğunu deh- şetle gördü. Kılıf bulamayınca Yıllarca uğraşarak meydana getir- dikleri kitaplarının bir başka im- za altında yayımlanmasına fena hal- de sinirlenen Hâkim İsmail Doğa- nay ile Prof. Sami Okay, bu açıkgöz- lüğü hoşgörmediler ve odüşüncele- rini Hayri Domaniçe bildirdiler. "Aman hocam, sizlerin adlarınızı da verdim kitapta" şeklindeki kılıfının kâr etmediğini görünce, Domaniçin etekleri tutuştu. Bu defa, her iki hu- kukçuya da para teklif etti. Sami O- kaya teklif edillen para 25 bin liray- dı. Hâkim İsmail Doğanaya, Istan- bul Dördüncü Ticaret Mahkemesi Başkanı met Semiz aracılığıyla teklif edilen ilk miktar, “5000 peşin"- di. Bu miktar az bulunursa, taksitle olmak şartiyle, bir miktar daha öde- necekti! İsmail Doğanay bu parayı az bulunca, bu defa da Mersin mil- letvekilli Mazhar Arıkan aracılığıyla Domaniç "15 bin lira peşin" teklif etti. Gerek Prof. Sami Okay, gerekse Hakim İsmail Doğanay, meselenin mahkemeye ve hele basına intikali- ni istemiyorlardı. Çünkü Domaniç, önümüzdeki aylarda profesör ola- 29 Ekim 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: