1 Temmuz 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 14

1 Temmuz 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER Kossiginin Vietnam üzerinde istedi- gi va taviz olmaktan çok uzaktır Ortadoğu Oo konuşuna gelince; GEÇEN HAFTA DÜNYADA YUNANİSTAN — 21 Nisan darbesiyle Atinada yönetime el koyan General Patakos ve arkadaşları, hergün gittikçe artan bir hızla, Yu- nanistanı faşizme doğru sürüklemektedirler. Gerçekten, bir yandan, geçen haftalar içinde kurulan, yeni anayasayı hazırlama komisyonu göstermelik çalışmalarına ağır-aksak devam edip dururken» öteyan- dan Yunanistanın askeri yöneticileri de faşizmden başka hiçbir dü- zenle bağdaşamıyacak odavranışlarda bulunmaktadırlar. (Bilindiği gibi, General Patakos ve arkadaşları. İktidarı ele geçirdikten sonra parlâmentoyu ve seçimle işbaşına gelen bütün kurulları dağıtmışlar; binlerce politikacı ve aydını tutuklayıp Yaros adasına sürgüne gön- dermişler; basına sansür koyarak, kendilerine alkış tutmayan gaze- teleri kapanmaya zorlamışlar; sendika ve çeşitli kuruluşların yöne- ticilerini görevlerinden uzaklaştırıp, bunlara istedikleri biçimi ver- mişler; siyasal partilerin bir kısmını kapatıp bir kısmını çalışmak- tan alakoymuşlar ve nihayet, yönetim örgütünde kendi istedikleri gibi bir "temizlik" yapmaya kalkışmışlardır. İşte, sanki bütün bun- lar yetmiyormuş gibi, askeri yönetim, geçen hafta Resmi Gazetede yayınladığı bir kararname ile Üniversiteye de el atmış; "davranışları mevcut düzene ve yunan, ulusal ideallerine aykırı" görülecek üni- versite hocalarının önce altı ay, sonra da süresiz olarak işbaşından uzaklaştırılacaklarını bildirmiştir. o Öteyandan, askeri yöneticiler, özellikle İçişleri Bakanı General Patakos ile Başbakanlık Müsteşar'ı Albay Papadopulos arasında anlaşmazlıkların çıktığı yolundaki ha- berler, bu iki subayın birlikte yaptıkları bütün yalanlamalara rağ- men, "Atina sokaklarında hergün biraz daha yüksek sesle konuşul- maktadır. ADEN Geçtiğimiz hafta bütün dünyanın gözleri Ortadoğu buh- ranının, özellikle Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda bu konuda yapılan görüşmelerle Kossigin - Johnson buluşmaları üzerine çevril- diği bir sırada, Arap yarımadasının en güney ucundaki Adende de yeniden silâhlar patlamaya başladı. Yirmiden fazla insanın ölümüne yol açan bu yeni çatışmanın görünürdeki nedenli şimdiye kadar Fe- derasyon yöneticilerine bağlı olduğu sanılan Güney Arabistan Fede- rasyonu ordusuna mensup bazı birliklerin beklenilmedik ayaklan- masıdır. Bu ayaklanmanın altında da, son beş-altı yıldır Adende çı- kan her karışıklığın altında olduğu gibi, Adenli milliyetçilerin, 1968 yılının ilk aylarında, gelecek bağımsızlık yönetiminde kesin söz sa- hibi olmak için yaptıkları çalışmalar yatmaktadır. Bilindiği gibi, bu- radan çekildikten sonra da Güney Arabistandaki nüfuzunu korumak isteyen İngiltere, şimdiye kadar, 1940 yılında kurup kendine bağlı şeyhlerin deneti altına koyduğu Güney Arabistan Federasyonunda Adenli milliyetçilerin söz sahibi olmalarını endişe ile karşılıyordu. Gerçi şimdi, yaptığı yanlışı anlamış, Adenli milliyetçilerin desteği ol- madan burada devamlı bir düzen kurulamıyacağının farkına var- mıştır ama, işler bir kere silâha döküldükten ve Adende Nasır tara- fından desteklenen milliyetçilerle Faysal tarafından desteklenen Fe- derasyoncular arasındaki köprüler atıldıktan sonra, bütün belirtiler ettik Londranın barışçı bir çözüm için çok geç kaldığını göstermek- tedir. BUNLAR DA OLDU yaptıkları görüşmeler sırasında ge- rek Johnson ve gerekse Kossingin, İs- rail devletinin Ortadoğuda yaşama AKİS hakkını kabul etmişlerdir. Zaten şimdiye kadar da bu konuda arala- rında bir görüş ayrılığı yoktu. Sov- yetler Birliği, İsrail karşısında de- vamlı olarak arapları desteklemiş olmakla beraber, hiçbir zaman İs- railin varlığına karşı durum almış değildi. Fakat son yıllarda arapla- rı ürkütmemek için, İsrailin varlı- ğıyla ilgili bir beyanda bulunrnak- tan da dikkatle kaçmıyordu. Şimdi bu görüşü açıkça söylemekle, öte- denberi kabul ettiği bir gerçeği tek- rarlamaktan çok, arapları bu konu- da gerçekçiliğe davet ediyor olsa gerektir. Nitekim, İsrail karşısında uğranılan yenilginin büyüklüğüne rağmen, şimdi Mısır basını da İs- rail gerçeğini kabul etmek gereği ü- zerinde durmaya başlamıştır. Abalının sırtına Johnson'la İsrailin varlığı konu- sunda anlaşmakla birlikte, Kossi- ginin görüşmelerden sonra da Bir- leşmiş Milletlerdeki eski tutumun- dan, yani İsraili saldırgan ilân etti- rip 1949 sınırlarına çekilmesini iste- mekten vazgeçmediği O anlaşılıyor. Fakat şu satırların yazıldığı sıra- larda yeniden çalışmalarına başla- yan Genel Kurulda yapılan görüş- melere bakılınca, bunun sanıldığı kadar kolay olmadığı ogörülmekte- dir. Çünkü, Sovyetler Birliğinin hâ- lâ Birleşik Amerika ile bir silâhlı çatışmayı göze alamıyacak durum- da olduğu hem Ortadoğu savaşı sı- rasında, hem de Glassboro görüşme - lerinde bir kere daha anlaşıldıktan sonra; Birleşmiş Milletlerde üçte iki çoğunluk sağlamak büsbütün güç bir problem durumuna gelmiştir. Bununla birlikte, Ortadoğu soru- nuna bugün için Birleşmiş Milletler dışında bir çözüm yolu bulmak da kolay görünmüyor. Arap. ülkeleri, İsrailin o kadar istediği ikili görüş- melere yanaşacağa benzememekte- dirler. Buna karşılık İsrail de, hâlâ, Birleşmiş Milletlerin dikte edeceği bir çözümü kabul etmiyeceğini söy- leyip durmaktadır. Fakat önümüz- deki günlerde sovyet tutumunda İs- railin suçlanması konusunda bir ge- ması sağlanabilirse, İsrailin bu iti- razlarının giderilmesini beklemek, Amerikanın Telâviv üzerindeki nü- fuzunu bilenler için fazla iyimser- lik sayılmayacaktır. I Temmuz 1967

Bu sayıdan diğer sayfalar: