12 Ağustos 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 21

12 Ağustos 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 21
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS cakları görmek mümkün değildir. Ama, giyen bundan sıkılırsa veya görenlerin sıkıldığını hissederse, bir küçük fermuar o hareketiyle veya düğmeleri çözerek ikinci (parçayı çıkarabilir. Artık, mini-etekli olmuş- tur. Bütün bu değişik (o tiplere rağ- men, "parisli büyükler", tabii, dün- yadaki tebalarına bazı kuralları da ister-istemez kabul ettirmişlerdir. Bu kurallar içinde dolaşmak, bu ka- Ee içinde, kendi kanatlarıyla uç- günah değildir ama, dışarıya fırlamak ve hele bu kuralları hiçe saymak, ilâhların gazabına uğramak demektir! Herşey, modanın anaya- sasına uyacak veya uydurulacaktır. Modanın anayasası Givenchy ve Balenciaga dışında, parisli büyük e Ni yonlarını göstermiş, 1967 - ış mo- dasının anayasasına nay basmış bulunuyorlar. o Genellikle, bu yıl yüksek dikişin asil görünüşe, geçen yıllara göre daha çok önem verdi- ğini, fakat esprili, şakacı görünüşü ile çocuksu, genç halini büsbütün yitirmediğini söylemek mümkündür. Zevksiz orijinaliteler, bağıran renk- ler ve bunların karışımı âdeta yok olmuş, genç görünüşlü bir kıyafetin de asil olabileceği tezi me Ayrıca terziler, ince ve uzun, kısa, yuvarlak veya değişik siluetteki bü- tün kadınların şık olma hakkını ta- nımış, "sosyal adalet"e uygun ola- rak, sadece elleri alımdaki ideal vücutlu mankenleri düşünmeyip, bi- raz da herkese gidebilecek biçimler üzerinde durmuşlar ve bunda ger- çekten büyük başarı kazanarak, çe- şit çeşit biçimler meydana getir- mişlerdir. 1967 - 68 anayasasının başlıca tar- tışmalı maddesini, eteklerin uzayıp uzamıyacağı konusu teşkil etmiştir. Bu konuda parisli krallar, Türkiye Cumhuriyetinin “Jet Bakan"ından daha az cesur davranarak, etekleri uzatma projelerinden son dakikada vazgeçme durumunda kalmışlardır. İlk tasarıya göre etekler, ayak bi- teklerine veya, hiç olmazsa, iyice diz altına kadar inecekti. Bu konuda değişik fikirler çarpışırken, -şim- dilik, etekleri bileli şekilde uzatıp, eklenen parçalar RE zaman, kıyafetin gene olması tezi oybirliğiyle kazanmıştı. Ancak bu, kısa eteğin ömrünün bir hayli kı- saldığına ve gelecek yıl, pek çok el- 12 Ağustos 1967 bisenin gardroplarda asılı kalaca- ğına önemli bir işaret sayılmakta ii Tabii, bu gizli harekette, fabri ka sahipleriyle kumaşçıların büyük etkisi olmuştur. Her zaman olduğu gibi, moda kralları bu baskıya an- cak bir yıl dayanabileceklerdir. An- cak, büyük terzilerin şimdiki savun- maları, kadınların, bugünkü dina- mik hayatta uzun giymeği reddet meleri görüşü üzerinde toplanmış bulunmaktadır. Terzilere göre ka- dınlar, her konuda olduğu gibi bu konuda da özgürlüklerini ilân etmiş bulunmaktadırlar. Bu yüzden, e- tekleri uzatma konusunda yapıla- Bu kışın tayyörü İsteyen giysin! SOSYAL HAYAT bilecek tek şey, telkinle, uzun eteğin avantajlarını kabul ettirmekten İ- barettir. "Türlü çeşitli" Fantezi, bu yıl, daha çok spor kı- yafetlerde göze çarpmaktadır. Çift düğmeli, cepli tayyörlerde fan- tezi kemerler, bu yeni akımın en belirgin işaretlerinden biridir. Pan- talon-ceket takımlarında da bu fan- tezi, çoğu zaman dikkati çekmekte- dir. Sokak kıyafetlerinde tayyör ge- ne çok revaçtadır. Bu yıl, kısa etek- lerle uzun ceketler moda olmakla beraber, vücuda biraz yakın biçil- miş kısaca ceketler, de vardır. Bu- nun yanında, 7/8 ceketler de çok- tur. Spor tayyörler, çoğunlukla ja- bolu bluzlar, yüksek yakalı bluzlar ve yünlerle giyilmektedir. £ Kravat gene gözdedir. Tokalı kalın kemer- ler, erkek jileler, metal kemerler, fantezi ile sporu birleştirmektedir. Mantolar iki çeşittir. Birinci tip, dümdüz inen, vücuda yakın pardo- sülerdir ki buna " 'tüb biçimi pardö- sü" denilmektedir. İkinci tip ise, da- ha çok ampiyesmanlıdır ve eteğe doğru, evaze olarak, bir hayli ge- nişlemektedir. Elbiseler, tıpkı mantolar gibi ba- zen düz, bazen çocuk gibi robalı ve plili, bazen de boldur. Buna rağ- men, kemerli elbiseler de çıkmıştır ve mantolarla tayyörlerde olduğu gibi, elbiselerde de şık kemerler bü- yük rağbet görmektedir. Gece için ağır işlemeler ve göz alıcı pullu elbiseler yerine daha in- ce işler modadır ve muslinli volan- lar, tavuskuşu tüyü gene çoktur. Renkler, eskisi gibi göze batıcı değildir ve örneğin, i tweedler yanında, bej modadır. Gri, az kullanılmakta- dır. Siyah ise, bunca yıldan sonra ye- niden parlamış ve sahneye yıldız olarak çıkmıştır. Şık kadının, bu yıl gardrobunda muhakkak siyah bir tayyörü ve si- yah bir rob-mantosu bulunmalıdır. Fakat bu siyah, karanlık bir siyah değil, daha çok, beyazla, taşlı veya muhtelif aksesuarla aydınlanmış ol- malıdır. Gene yılın başlıca modasını ya- pan şey, şapka hissi veren türban ve berelerin yerini gerçek şapkanın almış olmasıdır. Bu mevsim terziler, biraz da şapkacıları düşünmüş gi- bidirler. 21

Bu sayıdan diğer sayfalar: