August 12, 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 6

August 12, 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER kendi avları üstündeki tesiri kadar büyüktür, önemlidir. Aşırı sağın da gazeteleri, gazetecileri, propaganda- cıları, ajanları, militanları vardır. Tam teşkilâtlıdır. Bunların yazıp söyledikleri, dü- şünürlerce önemsenmediği için Tür - kiyede iz bırakmadıkları sanılma- -alıdır. Din esası üzerine propagan- da türk toplumunda komünizm esa- sı üzerine propagandadan çok daha tesirlidir. Bu hafta cereyan eden hadise- ler, dünyayı tek gözleriyle görenle- rin öteki gözlerini de açmalarını ge- rektirecek kadar önemli olmuştur. Lâiklik "Hilâfet isterük!" cüler Jandarma ve polisler tarafından kordon' altına alınmış bir grup adamın lideri durumunda olduğu her halinden anlaşılan uzun boylu, şık giyimli genç adam, sanki basın toplantısındaymış gibi gayet rahat ve soğukkanlı, kendisine yöneltilen . soruları cevaplandırıyordu. o Sert ve kesin konuşuyordu. Meselâ, "Teş- kilâtınızın mahiyeti nedir?" şeklin- deki bir soruyu hiç çekinmeden şöy- le a — Biz, söylendiği gibi, bir der- nek filân değil, bir partiyiz. Tüzü- gümüz ve programımız var. Adım söylemediği partinin amaç- larını da şöyle açıkladı: — Biz, Osmanlı İmparatorluğu devrinde uygulanan islamcı bir dev- let kurmak için çalışıyoruz. Bu ga- yemizden, son kurşunu yiyinceye kadar vazgeçmeyeceğiz." Partileri iktidara geldiği takdir- de yapacaktan işler de şunlardı: "— Meselâ, bizim düzenimizde, halk tarafından bir halife seçilecek- Halife de kendine yeteri kadar yar- dımcı tayin edecek. Türkiye üç ile ayrılacak ve bunlar, halifenin vekil- leri tarafından idare edilecek. Mede- ni Kanunu ve Ceza Kanununu kaldı- racağız. Kısasa kısas ve diyet uy- gulanacak. Çok kadınla evlenme ser- best olacak. Mahkemelerde kadılar iş yapacak. İçki ve demokrasi ya- sak!" Aynı anlarda, Adliye binasının birinci katına çıkan merdivenlerin trabzanlarına esrarengiz görünüşlü birtakım adamlar sıralanmıştı. Bun- lar, önlerinden geçenleri dikkatle in- celiyor, arada bir salona çıkarak, buradaki grupların arasına karışı- 6 AKİS "Hizb-üt Tahrir"ciler yakalandıktan sonra Rüzgâr eken, fırtına biçer yor ve konuşulanları dikkatle din- liyorlardı. Mahkemelerin adli tatil münasebetiyle kapalı olmasına rağ- men, nöbetçi Ağır Ceza mahkeme- sinin bulunduğu koridor, dikkati çekecek derecede kalabalıktı. Res- mi giyimli polisler, salona hakim stratejik noktaları tutmuşlar, çık- ması muhtemel olaylara karşı tetik- te bekliyorlardı. Foto muhabirleri, ilginç buldukları bazı sahneleri ka- çırmamak için sürekli flâş patlatı- yorlar; muhabirler, merakla dinle- dikleri, lider durumundaki uzun boylu genç adamın sözlerini not e- diyorlardı. Tam bu sırada mübaşirin kalın sesi, duyuldu: — Ercüment Özkaan! Avni Se- zeer! | Hasan Başeer!..' Sanıklar getirildiler Herkesin bu çağrıyı beklediği bel- liydi. Nitekim ,daha mübaşirin sesi duyulur duyulmaz, salonda bir kaynaşma oldu. Önce gazeteciler, onların arkasından jandarma kordo- nu altındaki grup, en sonra da, ço- ğu sakallı ve garip giyimli birtakım şahıslar salona girdiler. ma kısa sürdü. Sanık sı- ralarındaki gruptan beş kişiyle, li- der durumundaki genç adam, az sonra, elleri kelepçeli olarak, Ceza- evi arabasıyla Adliyeden ayrıldılar. Dinleyicilerden bir kısmının sonuç- tan memnun olmadığı anlaşılıyor- du. Aralarında, üzüntüden ağlayan- lar bile vardı. Olay, geçtiğimiz Cuma günü, An- kara Adliyesinde cereyan etti. Siya- si polis tarafından aylardır aranan ve nihayet, tesadüf eseri yakalanan Hizb-üt Tahrir adlı gizli cemiyetin başkanı Ercüment Özkan ve arka- daşları, nöbetçi Ağır Ceza mahke- mesi tarafından tutuklandılar. Öz- kan hakkında zaten, gıyabi tutuk- lama kararı da verilmiş bulunu- yordu. Din esasına dayanan bir devlet kurmak istedikleri Ercüment Özka- nın mahkemedeki açıklamalarından da anlaşılan Hizb-üt Tahrircilerin hikâyesi bundan aylarca öncesine uzanmaktadır. Özellikle beyanname dağıtmak suretiyle faaliyet göste- ren bu gizli cemiyetin -kendi ifade- lerine göre, partinin- bazı mensup- ları, polis tarafından daha önce yakalanmışlardı. Fakat lider duru- mundaki Özkan, bütün aramalara rağmen bulunamıyor ve bu arada 12 Ağustos 1967

Bu sayıdan diğer sayfalar: