22 Mayıs 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

22 Mayıs 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 8 Akşa, 22 Mayıs 1932 — Taş olan yatakla - Manzum peri masalı - “Oskar Vald,, ten nakleden: Necdet Rüştü Kara sevdalı olmuş güzel cin, hasretli cin, Fakat böyle uzaktan tutuşmak neye yarar! Derin derin düşünmüş: En nihayet bu gencin Gözüne görünmeğe bir gece vermiş karar! O yaramaz güzelle bir gece başbaşaydık, | Sanki düşmüş gibiydik biz derinden bir yasa! Nihayet bu süküttan, bu düşünceden çaydık, Perilerden, cinlerden söz açıldı nasılsa! Dedim ki: — Biliyorum ben bir peri masalı! Gözlerimin içine baktı meraklı, ürkek!.. Heyecandan çoğalıp yanaklarının alı, Ellerime sarıldı : “Haydi anlat...,, diyerek! Başladım: — Perilerin öz yurdu Kaf dağında, Varmış: tahrirli gözlü, lepiska saçlı bir Cinl Göğse güller açarmış kırmızı dudağında, Genç periler aşkile erirmiş için, için! Kendi cinsine değil, fakat bu cin güzeli, Göğnünü yer yüzünde insan oğluna vermişl Bir delikanlı için, olmuş divane, deli, Çünkü onu canımdan daha fazla severmiş! Rüzgârlara binermiş bir tahtı revan gibi, Bir ışık süratile, koşarmış ileriye | Günler, haftalar, aylar geçermiş biran gibi, Genç adamın girermiş evinden içeriyej Örtülse de kapılar, pençereler ne kadar Bir iğne deliğinden odasına girermiş | Ona böyle bakmakla en büyük zevki tadar, Bari uzaktan olsun muradına erermiş! Sabah horoz sesleri: işitilince lâkin Kız gene ayrılığın düşermiş kucağına: Yatağında bırakır uyuyan genci sakin Gene rüzgâra binip, dönermiş Kaf dağınal Urfa mektupları Urfa futbol takımının Diyarıbekir seyahati Maç çok heyecanlı oldu ve 1-1 men i beraberlikle neticelendi... Urla ve Diyarıbekir takımları bir arada Urfa, 18 ( Hususi ) — Urfa fütbol takımı vaki olan davet üzerine geçenlerde Diyarıbekire gitmiştir. Urfa takımı Diyarıbe- kirde “ Ay ,, futbolcuları ile bir maç yapmışlardır. Maç çok heyecanlı olmuştur. O gün hava çok züzgârlı idi. Urfa oyuncuları ilk devrede rüzgâra karşı bulundukları için epiyce zahmet çekmişlerdir. Buna rağmen Urfalılar birinci devrede Diyarıbekirlilerin kalesine gayet tehlikeli (o akınlar (o yapmışlardır. Fakat rüzgârın berbat bir halde esmesi yüzünden bütün bu akınlar neticesiz kalmıştır. Devre sonlarında Diyarıbekirliler rüzgârın rakiplerini fena bir vazi- yete düşürmemesinden istifade etmişler ve ilk gollerini yapmış” lardır. Birinci devre: bu suretle 0-1 iş Ikinci devrede Urfalılar kendi- lerinden ümit edilmiyen fevkalâde bir“ oyun: göstermişlerdir. Oyunun hemen hemen tek kal'e gibi bir manzarası vardı. Urfahlar müte- madiyen hücum vaziyetinde idiler. Nihayet Urfalılar ilk gollerini yaptılar. Bu gol Urfa sporcularını daha ziyade şevke getirdi. Diyarıbekir- lileri büsbütün sıkıştırmağa baş- ladılar. Hakikaten o Diyarıbekir kalesi çok müşkül bir vaziyete düşmüştü. Diyarıbekirliler aleyhle- rinde gol yaptırtmamak için topu mütemadiyen taç ve kornere atıyorlardı. Oyun bu suretle so- nuna kadar Urfalıların hakimiyeti ile devam etti. Maçın nihayetine kadar Diyarıbekirliler 35 tane taç ve 9 korner yaptılar. Maç nihayet beraberlikle bitti. Urfalılar civar vilâyetlerde fut- itibarle en ziyade ileri gitmi Kendisini uykuya bırakıyorken henüz Korku gencin kalbine bir hançer gibi girmişt lik önce karanlıkta görünmüş bir güzel yüz, Sonra uzun boyile peri kızı belirmiş! Gerçi ona göstermiş uzaktan vücudunu, : Fakat o dakikada yıldızı sönmüş: kızın! Böyle şey koparmaz mı bir insanın ödünü: Korkusundan çocuğun kalbi durmuş ansızın! Bütün talililerden alınacak bir hınca, Güzel delikanlının hazin ölümü yetmiş: Kendi onun içinde bir an yatamayınca, Gençlerin yatağına peri inkisar etmiş! Nice gelinle güvey ondan dilemiş aman, Hepsi karşılarında bu periyi bulurmuş: Zira ki, gece vakti yatacakları zaman, Bütün sevgililerin yatağı taş olurmuşl Nikâhlım, korku ile, elime sarılarak, Dedi ki: “ Bu masalı burada birakalıml “Zira ki ediyorum ben pek ziyade merakt “Bizim taş olacak mı yatağımız bakalım?..,, Cin, bize de gayzmı, hasedini gösterdi: Beyaz, soğuk bir mermer olmuştu bütün yatakl Sevgilim üzerine fakat saçını serdi: Topuğa kadar uzun |... Kuş tüyünden yumuşakl.. a ri Necdet Rüştü Attan düştü Ürken beygir iki çocuğu yaraladı Ihsan isminde; birisi dün Feri- köyünde bir beygire binerek hayvanı caddede süratle koştur- maya başlamıştır. Bir aralık Ihsan müvazenesini kaybederek hayvandan düşmüş, muhtelif yerlerinden yaralanmıştır. Ihsan düştükten sonra başıboş kalan (obeygir (tekrar ürkerek alabildiğine Baruthane caddesine doğru koşmaya başlamiştır. Bu sırada caddede bulunan 5 yaşla- rında Saadet isminde bir çocuk? beygirin altında kalarak başından yaralanmıştır. Azgın hayvan bundan sonra da gene ayni caddede 2 yaşında Şükriye isminde bir çocuğa çarpıp yaralamıştır. Beygir müşkilâtla tutulmuştur. Cadde ortasında beygir koştura- rak kazalara sebebiyet veren Ihsan yakalanmıştır. Bir amele yüksekten düşerek ağır surette yaralandı Kayserili Mehmet isminde bir amele dün Fatihte Şekerci hanında merdiven üzerinde badana yapar- | ken muvazenesini okaybederek düşüp muhtelif yerlerinden yara- lanmıştır. Ağır yaralı olan Mehmet ifade veremiyecek bir halde hastaneye | kaldırılmıştır. Bugün de Diyorlarki... Edebiyat Anketleri Muharriri: Hikmet Feridun Neşreden : Remzi kütüphanesi Yakında çıkıyor “mek mecburiyeti Tefrika No 32 22 Mayıs 1432 BEŞ YÜZ MİLYON İNSANA HÜKMEDEN KADIN Tarihi aşk, ve macera romanı Nakıli : — Siz, benim aleyhimde hareket ettiniz. Sizden şahsen nefret edi- yorum. Lâkin, cesaretinizi tasdik etmek mecburiyetindeyim. Zaten, bu cesaretinizi, evvelce düşmana karşı da gösterdiniz. Biraderiniz kaplan avı bahanesile kaçmışken, Imparator olmasına rağmen mu- kaddes ş&hri müdafaa etmemişken; siz düşmandan kaçmadınız. Çar- pıştınız, memleketi müdafaa ettiniz. sonra, akilâne bir sulh imzaladınız. Bu vatana, bu sülâleye pek çok emekleriniz, hizmetleriniz - vardır. Siz Naip mevkiinde kalmağa lâyiksımız... Evet, şahsen, bana fenalık yapmış olmanıza rağmen bunu tasdik ediyorum. Sonra, asileri bastırmak husu- sunda da yararlıklarınız dokundu. Binaenaleyh, Şark ipmaratoriçe- sinin bu sefer sonra hükümet işlerinden menedilmesine muka- bil, siz, gene, büyük Şura içtima- larına devam edeceksiniz. Ancak, emniyetim için, harekâtınızı ben kontrol altinda bulunduracağım. Sarayınızda adamlarım oturacak. Onlar peşinizi biran serbest bırak- mayacaklarI Ne yapsanız, rapor- larile beni haberdar edecekler. Sonra, sizin vereceğiniz emirler benim kontroluma tabi olmaksı- zın kanuniyet halini iktisap edemi- yecek, Siz, yalnız müşavir vaziye- tinde kalacaksınız. Yalnız tecrübe- nizden istifade olunacak! Bir de, ufak cari işleri yapabileceksiniz.. ( | Şunu da size haber;vereyim, Prens: Ben kadın olarak, sizden nefret ediyorum. Sizi, asla asla affetmi- yeceğimi haber: vereyim, birgün; bu sıfatla sizden - intikamımı ala- cağımı unutmayın! Bu sözleri söyledikten sonra, imparatoriçe, naibi kuru bir su- rette selâmladı. Yong-Lon'nun yanına gitti. O ve adamları, Kuong'u tevkif Oetmek için tertibat almışlardı. Imparatoriçe, sahte hicaba lüzum görmeksizin dedi ki: — Düşündüm, taşındım: Prens Kuong'a karşı kinimi muhafaza ediyorum. Lâkin, mukaddes im- paratorluğun selâmeti namına, onu işi başından ayırmıyorum. O, eskisi gibi naip mevkiinde kala- caktır. Siz, ona karşı hürmet besliyeceksiniz. ve kendisine ita- atta bulunacaksınız! Sonra içini çekti: — Meğer imparatoriçe olmak ta, bazen ne fenamışl Ye - Ho müteakiben, bahar: sarayına döndü; topladığı maiyetine : — Ngan - Te öldü fakat yaşa- sın Ngan - Te! - dedi. Yeni bir baş hadım ağası seç- vardı. Genç daimi etrafına va-Na) hadım ağalarından Li-Lien'i (1) baş hadım ağası seçti. Bu adamda, selefi gibi geyet yakışıklı, ayni zamanda gayet zeki bir oğlandı. Baş hadım: seçildiği için mem- nuniyetten tırıl tırıl titreyerek, hanımın ayaklarına kapandı. son- suz derecede sadakat yemininde bulundu. Ye-Ho, onu derhal ayağa kaldırdı. Âlicenabane' bir sesle: — Her hâlde, intihabimdan dolayı beni pişman etmezsiniz. Beni eğlendirirsiniz, benim hoşu- ma gidersiniz ve her şeyden beni haberdar (edersiniz. (& Vazifeniz bunlardır. Sonra, yeni baş hadım ağasının gözlerinin içine Oöyle bir bakış baktı ki, biçare oğlan şaşaladı. Gözde olduğunu anlamıştı. Arne ve oğul rekabeti 1872 senesi sonunda Ye-Ho'nun oğlu olan Semanın oğlu on yedi yaşıma bastı. On yedi yaşına bas- mak demek rüştüne irişmesi, artık vasiye, naibe muhtaç olma- ması demekti. Bu suretle, binmazariye, Ye-Ho'- nun: Çin devleti üzerindeki hakimi küllüğüne nihayet verilmiş oldu. Nihayet Imparatoriçe, valde; son zamanlarda bir başına idare ettiği devleti oğluna teslim etti. On bin senelik bir mukaddes âdeti ayaklar altına alarak oğlu- nun; hakkını Ye-Ho gasbedemezdi. Fakat, Ye-Ho, hükümdarlığı oğluna terkederken yüreğinin sız- ladığını duydu. yüz milyon nüfuslu vasi Çin'de bu küçük çocuğun zaptı ve raptı temin etmesine imkân var mıydı? Uzun tecrübeler neti- cesi, Ye- Ho, bu işin ne güç iş olduğunu . öğrenmişti, biliyordu. oğlan, Çinin vaziyetini babasının zamanındaki vaziyetine döndür- mesin sakın?... Ye-Ho, bütün bu cihetleri daha pek evvelden nazarı itibare almıştı. Onun için tedabir ittihaz etmişti. Oğluna, zevce imparito- riçe diye kendi yetiştirdiği bir kızı vermişti. Bu kızı, oğlundan ziyade kendine merbut olacak zannile terbiye etmişti. Esasen, kız, kendi hemşiresinin kendi kayınbiraderinden olan kızı idi. Ha-Lou-To isminde olan bu impa- ratoriçe, evvelden kavilleşildiği veçhile, kocasının zihninden geçe- bilen şeyleri bile, mahremiyet esnasında öğrenerek: kayınvalde- sine yetiştirecekti. (Arkası var) (1) Tam ismi Li-Lien-Yu... Bu adam, halk arasında Li-Di-Siao diye meşhurdur. Adanada 17 mayıs günü şair Ziya paşa merhumun kabrinde ibtifal yapıl 1 iz o gün Ziya paşanın kabri 4

Bu sayıdan diğer sayfalar: