16 Mart 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4

16 Mart 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 4 AKŞAM “ ATATÜRKÜ DİNLERKEN Gerilla hakkında (Baş tarafı 1 inci sahifede) $ Asker üniformalı bir hoca dersa- baneye giriyor, ders başlıyor, bu hoca şöyle diyor: — Efendiler, harb, muharebe, artık bunlar sizce malüm şeylerdir, Fakat Gerilla nedir biliyor musunuz? İşte en müşkülü budur. Gerilla kolay bir aske- Tİ hareket değildir. Gerillayı bastırmak| ta, onu yapmak kadar güç bir hare- kettir. «Bu hoca, tağbiye muallimi Trabzon- Tu bay Nuri, Türk ordusuna erkânıharb| yetiştiren akademide senelerden beri hocalık eden bu Bay Nuri centimen, ce- sur bir taktisiyen, bir stratej) olarak tanınmıştı. Herkes gibi, o genç zabit te, bu hocaya hürmette kusur etmiyor- du. Tağbiye hocasının Gerilla hakkın- daki sözleri, onun kafasında yerleşmiş- ti: Bunu öğrenmek istiyordu. Bir gün hocasından rica ediyor: Bu verdiğiniz dersi Türkiyenin muayyen bir nokta- sında olmuş gibi izah eder ve bu dedi- ğiniz tedbirlerin orada nasıl tatbik olu. nâcağını lütfen anlatır mısınız?. Bu rica o kadar nezaketle, ve hoca- nın tablatine o kadar uygun bir hassa» siyetle yapılmıştı ki, bay:Nuri, ertesi derste sınıfa gelince, elli küsur talebe- den mürekkep olan mevcuda şu mese- Jeyi veriyor: — Efendiler, Osmani imparatorlu- Eunun devlet merkezi İstanbuldur. Hükümet İstanbuldaır, Meçhul sebep- lerden dolayı Boğaziçinin şark sahilin- den İzmit ve onun şimâlinde Karadeni- ze çekilen takribi bir hat dahilinde bu- lunan mıntakadaki Türkler, payitah- tâ isyan etmişler ve Gerilla'ya başla- mışlardır. 1 — Bu küçük mıntake halkı bu is- yanı niçin yapabilir, nasıl yapabilir, na- sil idame edebilir? 2 — Osmanlı impd- râtorluğu devleti, bütün hükümet ve omlusuile bır isyanı nasıl bastırabilir? Vazife: 1 ve 2 numaralarda gösterilen vaziyetin halli, , Hocânin yüzü gülüyordu; çünkü ta- Tebesine ekstre: bir taktik meselesi ver- mişti.-Halbuki bütün talebenin yüzü çatıktı; bu çetin ve nazik vazifeyi na- yan zabit, işte o aradığına kavuşmuş bir âşık gibi, çok memnun görünüyor- du; çünkü o Zalen kendisinin tahriki üzerine tağbiye hocası tarafından or- tuya atılan meseleyi halletmek için uğraşmış bulunuyordu. Hoca gittikten sonra sınıfta bir mü- nakaşa başlıyor: Sanki buna ne lüzun vardı? Durup dururken bu işi niçin kurcalamıştı? Bu sitemler hep o genç zabite karşı yapılıyordu. nu Bu tarihten on yedi yıl, sonra, 1919 mayısının 4 üncü günü akşamı, İstan-| bulda Vahideddinin sadrazamı Damat Feridin Nişantaşındâki konağında, bir akşam yemeği. Buraya iki kişi davetli- dir: Bunlardan biri, Mustafa Kemaldir. Ondan dinliyoruz: Muayyen saatte sadrazamın yanın- da bulunuyordum. Benderi başka he- nüz kimse yoktu. Bir kaç cümlelik bir konuşmadan sonra, uzünca bir süküt başladı. Bu sırada, ben, Vahideddinin. sadrazamını tedkik ediyordum. Bir a- Telik saatine baktı: * — Acaba nerede kaldı? dedi. — Birine mi intizar buyuruluyor, dedim. — Evet, Cevat paşa hazretleri gele- ceklerdi. İkinci davetli de bu idi. Gene süküt başlıyor. Bir kaç dakika sora Cevat paşa geliyor. Sadrazam, iki davetlisi ile birlikte yemek salonuna geçiyor... Sofrada bu üç kişinin üçü de önleri- ne bakıyorlar. Acaba ne düşünüyorlar- dı? Yeni tarihin inkişaf ettirdiği haki- katlere göre, sadrazam Damat Ferit pa- şa, dünyayı, Türkiyeyi, Türk milletini asla tanımamış. .. Fakat efendisi Sul- tan tarafından, yüksek Türk camiasını İdare için kendisine verilen vazifenin ağırlığı altında, duygusuz. İşitilen ses yalnız çatallar ve bıçaklar değiştikçe, hizmet edenlerin beceriksizliği yüzün- iki hatıra | den hasıl olan gürültü.:. Yemek biti- Ortasında genişçe bir masa bulunan dar bir odâya geçiyorlar. Henüz ayak- tadururken, sadrazam diyor: — Bir harita getirtsek te, müfettiş paşa onun üzerinde bana izahat ver- ai... Masanm üstüne bir harita açılıyor. Anlaşılıyor ki, sadrazam, haritayı daha| Kicpert'in atlasr; için- den Anadolu paftası bulunuyor, Damat evvel Feritle Mustafa Kemal haritanın bi şında karşı karşıya. Cevat paşa da Mus- tafa Kemalin yanında!... Mustafa Kemal, Damat Feride soru-| yor: > NE noktai nazardan izahat taleb ediliyor?, -— Meselâ, diyor, Samsun havalisin- de ne yapacaksınız?. Samsun havalisinde yapılması iste- nen iş, o havali Türklerinin başladığı Gerilla'yı bastırmaktı. Mustafa Kemal anlatıyor: Bu sorgu- ya doğru cevab vermek benim için güç- tü, bunu itiraf ederim, Fakat hiç tered-. çük antantın Belgrad konferansı a- düd etmeden şu kelimeler ağzımdan | döküldü: — Efendim, dedim, İngiliz raporla- rında, meselenin biraz mübalâğa olun- duğuna hükmediyorum, Fakat ne de olsağ yerinde yapılacak tedkiklerden sonra, icab eden en iyi tedbirler bulu- nabilir. Merak buyurmayınız. 'Bu sözlerden sonra, Mustafa Kemal, Cevad paşanın gözlerine bakıyor.Ayni zamanda sadrazam da, gözlerini gene- rale çevirmiş bulunuyor. Ona: — Ne dersiniz? diyor. Cevad paşa, çok tabif bir tavır ve Ii- sanla; — Öyledir efendim, diyor. Böyle işler mahallinde hallolunur. Şimdiden kati ne söylenebilir?. Hiç memnuniyet güstermiyen sadra-| zamın kafasında daha büyük bir endi- şeyi halletmek suali, sanki ifade oluna- bilmek için şekil arıyordu. Birden, ol- dukça heyecanlı bir seda ile, örüyor; — Pekâlâ, siz bana harita üzerinde kumandanızın şamil olduğu mıntaka- yı gösterir misiniz?. Mustafa Kemal, sadrazamın vesve- ti. Cevab veriyor. — Efendim, henüz ben de pek iyi şu kadar bir parça... ediyor. Bu defa, daha manalı bir tarz- da, Cevat paşaya bakıyor. O da, sadra- paşa ilâve ediyor: küvrete kumanda edecektir. Zaten ne- rede kuvvet kaldı ki... Cevad paşa, cümlesini tamalarken vaziyetin hiç te ehemmiyeti haiz olma- tanın bulunduğu masadan uzaklaşır gibi oluyor. Mustafa Kemal, içinden Cevad paşaya teşeirkiir ediyor Genere-| had safhasına girmiş ve dün kavgayı hin bu sözleri, sadrazamı tatmin elmiş görünüyordu. Her biri, birer koltuğa çekiliyor. Sadrazam, Mustafa Kemale soruyor: — Ne vakit hareket edeceksiniz?, — Ne vakit emir buyurulursa... Ben) miş, biraz sonra da zabıta hâdiseden harekete hazırım. — Zatı şahaneyi ziyaret ettiniz mi? | laşmakta olan Hüseyin yakalanmış, — Hayır irade burulmadı. — İrade buyruldu. Ben tebliğ ediyo-| Tahkikat ilerletilmektedir. rum, Yarın kendilerini ziyaret ediniz. Ayrılmak zamanı geliyor, orada bir adamı bırakarak sokağa çıkan iki da-| larm tamirine ve açık lâğımlaria kuyu- vetli, Mustafa Kemal ve Cevat, kolko- Ja yürüyorlar, gecenin karanlıkları içinde... Nişantaşı caddesinin piyade kaldırımı üzerinden Teşvikiyeye doğru #ikı adımlarla ilerliyen bu iki arkadaş- tan biri ötekine, pek samimi bir lisanla seye düştüğü noktayı derhal keşfetmiş- bilmiyorum. Belki takriben... (Kiepert haritası üzerine elini koyarak) ihtimal Diyerek bazı vilâyetleri eliyle tahdid zamn vehmini anlamıştı. Mustafa Ke- mal, elini haritadan koldırırken Cevad — Efendim, mıntakanm ehemmiye- yoktur. Paşa, bittabi o ınmtakadaki | dığını ima etmek ister bir tavırla, hari- Dost Romanya hariciye nazırı (Baş tarafı 1 inei sahifede) ziyarette hususi ınüzakere mev: aramak güçlür. Romanya ve Türki- ye arasında halleğilecek ihtilâflı h bir mesele yoktur. Bu iki mem tin beynelmilel zaesaisi daima aher li ve semereli olmuştur. Bu dostlu! hiç bir zaman tekzip edilmemiştir. Türkiye, Balkân antantında, kıy metli diş bakanı B. Tevfik Rüştü Aras vesıtasile, barışın organizasyonuna halisane bir surette hâdim ve Anka- radan müesses nizam - lehinde ve hu- dutların tadili aleyhinde kati sözler sadir olmuştur. . Cenevrede,, Roman- ya ve Türkiye mümessilleri daima bir olmuşlar ve müşkül ahvalde karşı- aklı müzaheret etmesini bilmişlerdir. Son İskenderun .işi münasebetil B. Antonesko tarafından yapılan müs. bel hareket, uzlaştılıcı rolü ve B. Delbos ve Rüştü Aras arasındaki sa- mimi demarşlan Türk dostlarımız tarafından ehemmiyetle tâkdir edil, miştir. © Montröde Türkiye mümessili İa- rafından verilen İeminat bizde ayni inikâsı bulmuştur. B. Antoneskonun ziyareti, ihtilâçlarla dolu şu devrede bu kadar mütehavvil manzara &rze- den beynelmilel vaziyetin müzakere- si için en yi bir olacaktır. Kü- rifesinde bu temas, birbirine bu ka- dar sıkı bir surette merbut bulunan iki barış teşekkülünün forgatımı telif için hususi bir ehemmiyet arzetmek- tedir. ya .. iHademeyi dövmüş! Mahkeme akli vaziyetinin| tesbitine lüzum gördü. | Dün üçüncü sulh ceza mahkemesine İzzet adında bir suçlu - getirilmiştir. | Tahkikat evrakına nazaran İzzet dün | sabah saat sekiz buçuk sıralarında İs- tanbul belediye dairesine giderek içeri- ye girmek istemiştir. Fakat iş sahiple- ri belediyeye yalnız öğleden sonra gi- rebilecekleri için kapıdaki hademe Ce- İ mil kendisini içeriye sokmamıştır. Bun- dan hiddetlenen İzzet birdenbire ha- deme Cemilin üzerine hücum ederek bir yumruk vurup bumunu kan için- de bırakmıştır. Hâdiseye polis el koy- muş ve İzzet yakalanarak adliyeye ve- rilmiştir. İzzet gerek müddelumumilikteki is- ticvabı esnasında ve gerekse üçüncü sulh ceza mahkemesinde yapılan mu- hakemesinde saçma sapan sözler söy- Diyerek, bağırıp çağırarak delilik slü- metleri göstermiştir. Bir aralık bâki- me de: — Ben deliyim. Amma tedavi ol- dum, hastaneden çıktım. Raporum da var, Diye bir takım kâğıdlar vermiştir. Mahkeme bu adamım akli vaziyetinin tesbiti için muayeneye gönderilmesine karar vererek muhakemeyi baska gü- ne bırakmıştır. Bir Genç metresini yaraladı Dün yeni bir yaralama hâdisesi dahaj olmuştur. Fatihte Gaffar mahallesinde! bir evde kunduracı Hüseyinle met- resi Muazzez oturmaktadırlar. Öteden” beri, Muazzezle Hüseyin; geçinememek-| te, sık sık kavga etmektedirler. Mü- A276z dalma Hüseyinden ayrılacağını ileri sürmekte Hüseyin de buna razı ol- mıyacağını söylemektedir. İş, nihayet tekrar tazelemişlerdir. Hüseyin, İşl söz-| 1e halledemiyeceğini anlayınca eline gö- çirdiği bir ustura ile Muazzezi mütead- did yerlerinden yaralamıştır. Muazzesin feryadına komşular yetiş- haberdar olmuş, o sırada evden uzak- Muaz76z de tedavi altına alınmıştır. Yolların tamiri ve açık lâğımlar Belediye bu sene şehir içindeki yol- ların kapatılmasına ehemmiyet vermek üzere bütçede tahsisat, ayırmıştır. Bü- nun için her belediye şubesinin ihtiyaç» temiştir. Belediye şubeleri, bu cedvel- leri hazırlamışlardır. Cedveller geldik» misyon, bütün mıntakaların ihtiyaç- sisat Orijinal Yarın akşam SÜ MER sineması mevzuda şayanı OPERADA BİR GECE 16 Mi rt 1 hayret ve çok güzel (Die Stunde der Versuchung ) Filmini takdim- edecektir. Baş rollerde: İdeal çift GUSTAV FROEHLICH ve LIDA BAAROVA Hakiki bit çerçeve içinde büyük bir zevki san'atle çevrilen ve büyük bir aşk macerasını tasvir eden bu filmde 22 meşhur artist tarafından oynanmığ « RİĞOLETTO » operasını tamamen görecek ve dinliyeceksiniz, filmi, AŞK - İHTİRAS - DRAM LORETTA YOUNG ve FRANCHOT TONE tarafından ibda edilen BiR KADIN YALANI AŞK - ŞEFKAT ve HEYECAN FİLMİ ZEVK - İNCELİK ve: GÜZELLİK FİLMİDİR. Fransızca sözlü. HANS ALBERS MiLLİ Sinemada Şimdiye kadar vaffakiyetle devam ediyor. görülmemiş mu- Türkçe sözlü RUS JAPON MUHAREBESİ Bugün son günüdür. Görmeyenler öcele etsinler, Bu akşam İAKŞAM Abone ücretleri Türkiye 7150 » 400 > 1s0 » Posta itihadına dahil olmayan dözebi memleketler: Senelği 3600, altı aylığı 1900, üç Muharrem $ — Ruzu Kasım 129 & İmsak Güzeş Öğle İkindi Akşam Yat E 10151085 606 928 1300 İİ Ya 431 Gşli 1220 1544 İBİ7 1947 İderehane: Babâli dren Acımusluk So! No 13 1400 kuruş 2700 kuruş Nöbetçi eczaneler Şişli: Pangaltıda Nargileciyan, Taksim! Ltmonciyan, Beyoğlu: İs- tiklâl caddesinde Dellasuda, Gala- tasaray: Karuköyde H nü, Kasımpaşc: Vasıf, Hasküy: Ha- Uucıoğlunda Barbut, Eminönü: Ye- mişte Bensason, Heybeliada: To- madis, Büyükada: Merkez, Fatih: Saraçhanede İbrahin. Halil, Ka- gümrük: Mehmed Arif, Bakırköy: Hilâl, Sarıyer: Osman, Yeniköy, Emiygön, Rümelihisarın- daki eczaneler, ARsaray: Ziya Nu- ri, Beşiktaş: Süleymân Recep, Ka- dıköy: Pazaryolunda Merkez, Mo- dada Faik İskender, Üsküdar: Ö- mer Kenan, Pener: Arif, Beyazıd: Yeni Lâleli, Küçük- pazar: Hikmet Cemil, Samaiya: Kocamustâfapaşada Ridvan, A- lemdar: Cağaloğlunda. Abâülka- dir, Şehremini: Ahmed Hamdi, yin Hüs- Tarabya, Deflerdarda Benebi 1450 » 800 » k. Üsküdar hapishanesindeki | beş di mahküm Kocaeline naklediliyor larını birer birer sormuş ve bunun bir | Görülen lüzum üzerine Üsküdar ha- | eedvel halinde süratle bildirilmesini is- pishanesinden beş mahkümun Kocaeli hapishanesine nakiedilmeleri kararlaş» ten sona belediyede toplanacak bir ko. | Urumuştır. Mahkümlar bugün mahfy- zen Kocaeline gönderilecekler ve mah- larını gözden geçirecek ve ona göre tah: | kümiyet müddetlerini orada tamam- verilecektir. hyacaklardır. Önümüzdeki Perşembe MELEK' te gm ÇELİK KARTALLAR: JANES CAGNEY gre Tayyare fi pan büyüğü özüm SAVOY OTEL 217 fevkalâde | filmi TÜRK'te görünüz. MEVLÜD Tahran büyük elçimiz Bay Enis Akayızenin kızı Jsle Akaygenin re hu için 22 Mart pazartesi günü öğle namazını müteakip Teşvikiye ca okutturulacağın- dan sizu eden bileümle akraba ve dostların teşrifleri rica olunur. münde o mevlü İ ÖLÜM : i o General Mehmet Sermetin oğlu Mesadet, Emine, Mühendis Hüseyin Ve Alinin kardeşi Ahmet Sermet genç yaşında tutulduğu hastalıktan kur- tulamıyarak pazar akşamı vefat et- miş ve cenazesi dün arkadaşları ve kendisini sevenler tarafından ebeği medfenine tevdi edilmiştir. Mevlâ rahmet eyliye “ Aleni teşekkür ,, Yaptığı mühim bir ameliyatla kısa bir zamanda tedavi ederek uzun müd- dettenberi çektiği ıztıraplan kızımı kurtaran Haseki kadın hastanesi ope- ratörü bay Galib Kıclman ve muavi- ni bayan Melâhate ve tedavisi üzerin- de derin bir şefkatle büyük bir ihti- mam gösteren dördüncü koğuş haş- hemşiresi bayan Makbule ve mesai arkadaşlarma minnet ve şükranı bir vicdan borcu bilirim. Akşam gazetesi seyyar muhabiri K. Demirkan İstanbul kros şampiyonası İstanbul Atletizm Ajanlığından: 1 İstanbul Kros şampiyonasının beşinci müsabakısı 21 mart 937 pa- zar günü Şişli“Tuğla harmanları yo- lu arasında yapılacaktır, 2 — 5090 metrelik müsabakaya ta- kımlardan üçer atlst gireceklerdir. 3 — Bu müsabaka 28'martda An- karada yapılacak “Kros şampiyonası için de seçme olacaktır. & 4 Takımların listeleri :19/3/937 akşamına kadar ajanlığa verilmiş 0)- malıdır. 5 — Atletler saat 9,30 da Şişli tram- vay deposu önünde toplanacaklardır. İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları Dramı kısmı bu akşam Ma * 5. 20,30 da t İl ÜMİT 5 Perde Yazın: H. Bernstein Türkçesi: Halid Fahri. Akba müesseseleri Ankarada, her dilden kitap, ga- zete, mecmua ve kırtasiyeyi ucuz olurak AKBA müesseselerinde bu- labilirsiniz. Her dilde kitap, mec- mua siparişi kabul edilir. İstanbul gazeteleri için ilân kabul, abone kaydedilir. Undervodd sazı ve he- #ap makinelerinin Anka 4 acentesi, Parker dolma kalemlerinin Ankarada satış yeridir. Telefon: 3377.

Bu sayıdan diğer sayfalar: