16 Mart 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

16 Mart 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKŞAM Sovyetler ve Almanya - Italya Almanya ile İtalyanın garbi Avrupa- nın emniyetini korumak üzere eski Lo- | karno misakının yerine yeni bir misak üktedi yapılan leklife beraberce verdikleri he- men hemen mealleri müttehid cevap ların en mühim noktası Fransanın Sov , ği ile olan ittifakının ma- ifak tamamile bozulmadıkça Avrupanın garbinde bu letin sulh ve emniyeti muhajaza etme- 1te edemiyeceklerini anlatan ya ile İtalya komünistliğe do- etlere karşı mücadele için id bir cephe kurduklarına na- garana iki devletin cevaplarındaki dik- kate, şayan olan bu nokta faşist dev- letlerin her ne bahasına olursa olsun Sovyet Rusyasını Avrupanın işlerini tanzim eden derletlerin heyeti harici: de bırakmağı ve neticede yalnız kala- cak Sovyetlerle diledikleri gibi hesap görmeği tasmim ettiklerini isbat edi- yor. DİLSİZ MİLLET Amazon nehrinin bataklıklarında bir kâbile bulundu. Bu insanların dilleri yok, hayır dılsız değiller, fakat konuşmuyorlar, işaretle anlaşıyor- lar. Civar kabilelerin Kurungua ismi- ni verdikleri bu insanlar, kırmızı de- rililer gibi Rulubelerde oturuyorlar, onların kullandıkları silâhları kul lanıyorlar. Dİl namına da ancak dilsizler gibi sesler çıkarıyorlar. Kız- dıkları zaman öfkelerini ifade “için: Hutututu! diyorlarmış. ğ rından U harfi eksik olmadı- ğı için civar kabileler onlara Ku- Tungua ismini vermiş! MAHRACANIN VAGONU Liverpuldan bir vapur kalktı. Hin- distana. gidiyor. Bü yapurda İndor mahracasının hususi vagonu var. Bu vagon 50 tonluk bir külçedir. Bugüne kadar Hindistan hatlarında bu kadar büyük bir vagon işleme- mişti bir salonu, yemek oda- tak odası,. mutfağı, banyosu vardır. Kaça mal olmuş biliyor musunuz? Bir'milyon altı yüz bin frank!... Su- dan ucuz. TENOR FARE dan biri kapandan g kuş K Gardiyan, landı yor ki, kapana yakalanan kuş değil, bir fare ve bu fare de kuş gibi civil bir sabah dolaşırken, bir ses duyuyor, bir de güzel ötüyor!... kapana bir kuş yaka- civi, güzel güzel ötüy: Meşhtar “2ööloji “ bilgini -“ piröfösör Siye fareyi-ahıyor, üstünde etüd ya pıyor ve şu neticeye vürıyor: Farele- rin hepsi mugamaidir. Ancak sesle- n mevce uzunluğu o kadar kısa- ki, kulağımıza kadar gelmez. Ks- pana yakalanan farenin ise sesi çok gür olduğundan duyulmaktadır. İster misiniz kafeste öten fareler beslendiğini görelim! ... mem mama Şikago hayvanat bahçesi gardiyan- | sanarak koşuyor, bir de bakı- | si için İngiltere tarafından | ştirilmedikçe, ya-. iki büyük dev- | Bu manevralara karşı Sovyetler birli- ği şimdiden açık bir vaziyet almakta dır. Sovyetlerin en maruf diplomatla- rından bulunan Londra büyük elçisi Maisky Almanyaya ve bunun ile bera- | ber Sovyet Rusyasına hücum etmeği | düşünen diğer devletler yani İtalya ile Japonyaya Sovyetlerin hududları gayri kabili taarruz bir hale getirdiği- ni ve bu memleketin iktisaden de her türlü tahminin fevkinde hazırlanmış bulunduğunu sarih olarak beyan ve ihtar etmiştir. i Bu zat Sövyetlerin kendisine hücum edecek büyük devleti ister bir olsun, is- | ter bir müttehid zümre olsun imha | edebileceğini her türlü mesuliyeti üze rine alarak ilâve etmiştir. Diğer taraf- ian Moskova malüualı Sovyetlerin a- leyhine Almanya ile Japonyanın tama- mile ittifak ederek hazırlanmakta bu- İ lunduklarını açık olarak yazıyorlar. Ahval dünya sulhünün muhafazası ümdilerinin azaldığını meydana çıkar- maktadır. Feyzullah Kazan mma RESİMLİ TUVALET Amerika . kadınlarının yaptıkları, daha doğrusu yapmak istedikleri gi- yim modaları çok acayiptir. Amma Londralı bayan Earlenin son tuvaleti, Amerika bayanlarının e garabetlerini çok geçti. Bu bayan geçen gün bir süvareye öyle bir tuvaletle gelmiş, ki herkesin ağzı açık kalmış. Bayanın elbisesi- nin kumaşı baştan aşaği kendi res- mi ile emprime edilmiş bir kumaş- tanmış... Bu kumaşın bayanlar tarafından çok beğenildiğini yazıyorlar. Gelgele- lim, giyecekleri kumaşa kendi resim- lerini emprime ettirmek hayli tuz- luya mal olacağından bilmem bizim diyara bu moda gelir mi?... EN ESKİ EL YAZISI Bir Alman bilgini bulmuş. Onun söylediğine göre bu yazı altı bin se- ne evvel yazılmış. Mezopotamyada yapılan bir kazıda Uruk'da bulun- muş, İ Uruk, Fırat sahillerinde bir şehir- dir. Bu şehrin sakinleri, milâddan üç asır evvel, Fırat kuruduğu zaman şehri terk etmişler. Bu yazının meali ne olsa gerek? Bu henüz anlaşılamadı, çünkü yazı yı henüz okuyamadılar, şimdi buna çalışıyorlar, BU DA İŞTİR Amerikalı bilgin profesör Vilyam Lavel Finley işe başladığının 30 un- cu yılını kutladı. Bu zatın işi nedir bilir misiniz? Kıyafet değiştirmek. Sa- kın hokkabaz veya cambaz sanmayı- nız. Bu profesör müteaddit hayvan kılığına girip otuz senede 60,000 çe- şi hayvan resmi çekmiş, 30,000 met-| re hayvanların hayatına dair filim çevirmiştir. Profesör bazn fl, bazan sülün oluyor ve en tehlikeli hayvanların ara. sına girpi fotograflarını alıyormuş. | Profesör ömründe silâh taşımamış. | Kılığını o değiştirmekle her tehli- kenin önüne geçiyormuş. mapa Türk basın birliği kanunu Proje bugünlerde başvekâlete verilecek Ankara (Akşam) — Mütalâalarn alınmak üzere ekâletlere verilmiş olan «Türk basın birliği kanunu pro- jesi» bügünlerde başvekâlete verile- cektir. inesleki bir kurum ıdırmak, Türk be- haklarını koru- basın arasındaki ünassbetleri kuvvetlendirmek ve tanzim etmek gibi iyi maksatlar is- tihdaf eden bu projeye göte birliğe girecek basin mörisupları" şu dokuz kısma ayrılmaktadır: Matbuat kanununa göre beyanna- me imza etmiş olanlar, yazı, cer, re- sim, fotograf ve tashih işlerinde çalı- Şânlar, bu işlerde çalışan ajans men- supları, idare, muhasebe, abone, ilân ve para toplama elemanları, basım evleri sahipleri, bu evlerde dizme, baskı, klişe işlerinde çalışanlar, tek başına veya ortak olarak matbualar- da ilân neşrine delâlet edenler ve on- Yarın bürolarında çalışanlar, maf- buat Kanununda yazılı matbuaların büyük, küçük ticaretinde bulunanlar ve onların yanlarında çalışanlar, ta biler ve yanlarında Serbes muharrirlerle telif hakla- Yından faydalananlar da dilerlerse birliğe yazılabileceklerdir. Projenin bir maddesine göre yu- karıda işleri gösterilen kimselerin ba” sın birliğine girineleri mecburi ola cak ve bu mecburiyete rlayet etmiye- cekler en büyük mülikye memuru tarafından işlerinden menolunabile- ceklerdir. Projede Türk basın ailesinin müş- terek hak ve faydalarını koruyacak hükümler bulunduğu gibi; iş kanu- nü dışında kalan kurum mensuplari İle Iş verenler arasındaki münasebet- leri tanzim edecek hükümler de vardır. Bunlardan başka projede gazeteci- lik mektep veya kursları açmak, bey- nelmilel meslek temasları yapmak, meslek haysiyet ve tesanüd duygula- rını kuvvetlendirmek ve niyahet mat- buati mili maksatlar karşısında top- Tu bulundurmak hususları da derpiş edilmiş bulunmaktadır. sin mensuplarının mak, hükümet Fenerler idaresi Satış bedeli etrafındaki ihtilâf halledildi Ankara 15 (Telefonla) — Satın alınması kararlaştırılan fenerlerin sa- tış bedeli üzerinde maliye vekâleti ile fenerler idaresi arasında çıkan ihti- lâfın halli için ediiye vekili B. Sa- raçoğlu Şükrünün hakemliğine mü- racaal edildiği malümdur. Öğrenildiğine göre B. Saraçoğlu Şükrü bu ihtilâf etrafındaki tedkik- lerini bitirmiş ve ihtilâfı her iki tara» | fi memnun edecek bir hal şekline bağlamıştır. Hazırlanmakta olan tah- kimname pek yakında maliye vekâ- letine ve fenerler idaresine tevdi edi- Tecektir. Ankara Altınordu İdman yurda Ankara 15 (Telefonla) — Ankaranın en eski klübü olan «Altınordu İdman yurdu» uzun zaman anlaşamamazlık- lar içinde uğraşıp duruyordu. Bu anlişınazlıkları izale için yaplan fevkalâde bir toplantı neticesinde yehi idare heyeti seçilmiş ve klüp başkanlı- ğına B, Orhan, asbaşkanlığına Halil Hayati, umumi kaptanlığa Ziya, vez- nedarlığına Muammer ve idare müdür- Tüğüne de Necdet getirilmişlerdir. Kemaliye halıları çok beğenildi Kemaliye (Akşam) — Bu sene Ankâ- rada açılan elişleri ve küçük sanatlar sergisine Kemaliye halıcıları da iştirak etmişti. Her taralta takdire mazhar olan Kemaliye halıları bu sergide de be- ğenilmiş ve madalye kazanmıştır. Bil- bassa Ekşioğlu müessesesinin halıları gerek desen ve gerek cazip renkleri iti- barile çok takdir edilmiştir. Şahsi te- şebbüs ve gayretlerile mütevazinne ça- lışarak güzel eserler meydana getiren “ Dün karnavalın son günü idi. Bu'münasebetle Kurtuluşta panayır yapıl» (ve muhitlerine yardınları dokunan Ke- mıştır. Yukardaki resimde panayırdan bir köşe ve oynıyan maskaralardan | maliye halıcılarına daha büyük muvaf- biri görünüyor. fakıyetler temenni ederiz. han isminde bir han vardır, Bir hayli bekârın yatıp kalktığı bu hanın altın- da da ufak bir kahve vardır. Bu kah- veyi Veli ve Abdullah isimlerinde iki | © ortak tutmaktadırlar, Veli ile Abdullah her ne kadar bu kahveyi müştereken tutmaktalar ise de, son zamanlarda biribirlerine iti- madları kalmamış, birbirlerine his. | sesini satıp teklif et mişlerdir. Fakat bu teklife ikisi de ya- naşmamakta ve daimi bir hır gürle or- taklığı devam ettirmektedirler, Evvelki gece yarısı müşterileri çıkar. dıktan sonra, karşılıklı hesaba otür-" muşlar, bu muhasebeye Velinin karısı Emine de iştirak etmiştir. Abdullah, evvelki gün pazar olması Golayısile ötede beride bir hayli içmiş ve kahveye sarhoş bir halde gelmişti. Tam hesaplarının ikmali sıralarında Abdullah hiç yoktan söğüp saymağa başlamış ve bu yüzden Veliden de mu- kabele görmüştür. Zaten gözü dönmüş | bir halde bulunan Abdullah, taşıdığı bıçağını çekmiş ve Velinin üzerine at- larak gelişi güzel saplamıştır. Velinin karısı Emine, kocasını kurta- rabileceği zehabile ikisinin arasınd gir- meğe uğraşmışsa da Abdullah birkaç biçak darbesi de ona atmıştır. Abdul lah; kari kocayı kanlar içinde bir tara İs yıktıktan sonra; bıçağını, bir arsa- ya fırlatıp atmış ve vaka yerinden u- zaklaşmıştır. Abdullah, arka yollardan Tahta kaleye kadar gelmiş, bu sırada o ma- | halle bekçilerinden Hasan ve Bekir, bu gözleri kanlı adamın sersem sersem do- ;/ ” Sahife 5 (Unkapanındaki cinayetin sebebi sarhoşluk Katil Abdullah karakolda yaptıklarını itiraf etti, tahkikat devam ediyor dullah, son bir ümid kapısı olarak baş vurmak için kendisini denize atmıştır. | Bir taraftan sarhoşluğun, bir taraftan da işlediği, cinayetin ağırlığı altında bunalan Abdulah, hâreketten atıl kal- muş, nihayet bekçiler kendisini yaka» lamıştır, Abdullah karakola götürülün» ce, yaptıklarını İtiraf etmiştir. Veli, ye- diği yaraların tesirile derhal ölmüştür. Emine, can kurtaran otomobille Ha- Seki hastanesine kaldırılmış, yaraları ehemmiyetli görülmediğinden ilk teda- visi yapılarak evine iade edilmiştir. Ve. linin cesedi morga kaldırılmıştır. Tah- kikat devam etmektedir. Şehir meclisinde bütçe müzakeresi Umumi mecralar hakkındaki talimatname Şehir meclisi dünkü toplantısında bazı evrakı encümenlere gönderdikten sonra umumi mecari hakkında tanzim edilen talimatname ve mülkiye encü- meni mazbatası okunmuştur. Bu tali- matnamede umumi mecraların ne su- retle işliyeceği hakkında hükümler ol: duğu gibi umumi-mecranın - geçtiği yerlerde mülk sahiplerinin kendi husu- si mecralarının umumi mecraya bağla- mağa mecbur oldukları gösterilmiştir. Umumi mecra şebekesi yapılan yerler. | de inşa edilecek binalar, belediye fen | heyetinin gösterdiği kroki - dahilinde kendi lâğımlarını buraya bağlamağa mecbur olacaklardır. Gene bir maddeye göre «resmi husu- si han, apartıman, mektep, otel, tiyât- rö gibi umumi binalar dahili tesisatla- ! rmı umumi mecrayâ raptedebilmek için tesisatını şartname mucibince ve be- lediyece gösterilecek şekilde tadil ve 15- Jah etmeğe mecburdurlar.» Bu talimatname kabul edildikten son şehir dahiline yeniden konacak İki bin elektrik lambası hakkında mülki- | ye encümeni mazbetası okundu. Bu iki bin lâmba 160 bin lira sarfile tesis edi- lecektir. Ancak bu para, senede on bin kabul edildi lira ödenmek suretile ceste ceste veri- lecektir. Mukavele kabul edildi ve ri- yasete salâhiyet verildi. Bundan sonra bütçe müzakeresins devam edildi: Maarif bütçesi kabul e- dildikten sonra vilâyet fevkalâde mas- raf bütçesi kabul edildi. Masraf bütçe- si geçen seneden 26781 lira fazlasile 896,655 lira 95 kuruş olarak kabul edik- di. Bu bülçenin en mühim kısmı yol ların inşasına, - dairdir. Yeniden köy reklepleri için de 110 bin lira ayrıl- mıştır, Galatada kimsesizler yurdü, konser» vatuar, şehir tiyatrösü bütçeleri"birer birer kabul edildi. Konservatuar bütçe» si müzakere edilirken azadan Hamdi, ” senelerden beri yüz binlerce Jira vörils diğini ve konsorvatuârdan alınan nez tice hakkında tenevvür-etmek istedi- ğini söyledi. Konservatuar müdürü müessesenin 10 sene içinde 14 mezun verdiğini ve 32 gencin de mezun olmal sızın hariçte iş bulduklarını, müesso» senin musiki kültürünün tesisine bü- yük yardımlarda bulunduğunu söyle di. Bu bütçeler de bu suretle kabul edildikten sonra toplantı bugüne bie rakıldı,

Bu sayıdan diğer sayfalar: