29 Nisan 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

29 Nisan 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

nr. YEEZ p —— Sahife 10 Haftalık piyasa Yeni rekolte hakkında tahminler - Bu sene meyva bol olacak - Demir ihracının yasak edilmesi ve yümrükdeki mallar Piyasada, umumi vaziyet şu suret- le hülâsa edilebilir. Her sene olduğu gibi, rekolte devresine girildiği bir sı- rada piyasada bir durgunluk hisseği- lir, maamafih, bu durgunluk devresi pek uzun sürecek değildir. Bazı mah- sullerin miktarı hakkında kati olarak tahminlere girişmek mümkün değil- dir. Meselâ: rekoltesinin tah- mini, bir, bir buçuk aylık iştir. Vakıf önümüzde kuraklık gibi tabii âletle. rin zuhur etmek ihtimalleri de vardır. Bu gibi tehlikeli devreler de geçtikten sonra buğday hakkında kati bir fi- kir edebiliriz. Diğer hububat vaziyeti de ayni şeraite tâbidir. Yeni sene tiftik mahsulünü öğren- mek kabil olmuştur. Fakat piyasa pek durgun geçmektedir, Bu durgun ve cansız hir devre içinde tiftik mah- sulünün miktarı, ikinci ( derecede ehemmiyeti olan bir meseledir. Fındık, rekoltesi — Fındık hakkın- da da iyi haberler alınmaktadır. Bu- radaki ticaret evlerine "Trabzondan gelen haberlere göre, bu sene bol mik- tarda fındık elde edileceğinden bahs- olunmaktadır. Fakat tüccar, fındik meselesinde başka birşey daha düşün- işleri de durgun bir hale girmiştir. Zeytin rekoltesi — Rekolte haber- leri arasında zeytin mahsulünün de bereketli olacağından bahsedilmek- tedir. Maamafih, bu sene zeytin mah- sulünün bol olacağı belli idi. Bizde zeytin mahsulünün bir sene bol, erte- si sene kıt olması mutad bir hal al- mıştır, Bunun sebebi de şudur: Zeytin arada zeytin dalları da parçalanmak- tadır. Bu fena bir usuldür, Ziraat iş- lerinin tanzim edildiği bir sırada, zey- tin toplamak için de bir nizamname yaparak bu kötü ve istihsali tahrip eden usule nihayet vermeliyiz. Bu sene meyva bol olacak Bu sene meyvanın da bol olacağın- dan bahsedilmektedir. Geçen sene meyva ağaçlarında çiçek açtıktan sonra kar yağınış ve bu meyva çiçek- lerini yakmıştı. Bu sene böyle bir hâ- dise olmadığı için, ağaçlarda gördü- Zümüz çiçeklerin meyva haline gire- ceğine emin olabiliriz. İhracat maddelerimizin vaziyeti Bu hafta içinde ihracat maddeleri- mizin vaziyetini şu suretle izah ve hü- lâsa edebiliriz: Buğday — Son günlerde maktadır. Afyon — Bu hafta içinde uyuştu- rucu maddeler inhisar: muhtelif mem- leketlere ihracat yapmıştır.Avrupadan İslepler vardır, inhisar idaresi iç pi- yasada da mal almak için hazırlıkla- va başlamıştır. Bu hazırlıklar piyasa- ta büyük bir alâka ile karşılanmak. faüir, "Tiftik ve yapağı — Sovyet Rusya dış ticaret dairesi piyasada mal al- mak için Moskovadan emir beklemek. tedir. Diğer alıcılardan ses sada yok- tur, Zeytinyağı, fındık, ceviz,, balmumu gibi maddelerimiz hakkında bu hafta kayde değer hiç bir iş olmamıştır. Demir ihracatının men'i Demir ihracatının men'i hakknda. Ki karar piyasada büyük bir alâka u- yandırmıştar. Vekıâ şimdiye kadar serbes bir surette demir ihraç etmek mümkün değildi. Dışarıya demir sat- mak için hükümetten müsaade al- mak lâzımdı. Fakat son defa olarak vekiller heyeti tarafından verilen bir kararla bu müsaadeyi de almak lü- zumu kaldırılmış, demir ihracatı büs- bütün yasak edilmiştir. Bu karar, her şeyden evvel demir fiatlerinin düşme- sine tesir yapmıştır. Maamafih demir fiatleri yüksektir. Vaktile 4-6 kuruşa alınan demirler 12-14 kuruşa kadar yükselmişti, Demir potreller inşaat malzemesinin flati daha ziyade ari- mişta. Demir ihracatının menedilişinde büyük bir isabet vardır. Türkiyede de- mir kullanan sınai müesseseler mey- cud olduğu halde, dışarıya demir sat- makta hiç bir mâna yoktu. Çünkü Ka- rabükte kurulan büyük demir fabri. kaları günün birinde memleketie- Ki hurda demirleri de kullanacaktı, Demir ticaretinde göze çarpacak nok- talar daha vardır. Demir işi, birkaç firmanın elinde bulunmaktadır. Bu firmalar, devlet dairelerinden aldıkları demirleri gene devlet dairelerine sal- maktadırlar, Arada demir ticaret ev- leri büyük kârlar temin etmektedir: Madem ki, hurda demir satacak olan resmi daireler vardır, bunlar ellerin- deki demirleri, demire ihtiyacı olan devlet fabrikalarına (devredebilirler, Bunun için arada mutavassıtların ro- lu pek fzulidir. Gümrükteki mallar ve piyasa 931 senesindenberi gümrükte biri- ken malların ithaline müsaade gel mişli, Bu karar iki haftadanberi pi- yasayı işgal etmektedir. Alâkadarla- | rın söylediğine göre, gümrükleki maj- lar piyasaya çıkınca piyasada büyük tahavvüller olacaktır. Çünkü bu mal- lar evvelce takas masrafları yaparak çıkan mallara rekabet edecektir. Bu yüzden piysada bazı ithalât malları üzerine bir ucuzluk baş gösterecektir. H.A, “AKŞAM, ın Çocuklar için tertib ettiği resimli müsabaka * gözlerinizin asil rengini göreyim. AKŞAM aa Seyahat notları (Baş tarafı 6 ıcı sahifede) Madam Morgan'ın nasihetini dinle- mekle beraber ancak bir saat sonra Zarah Leander'in yanı oturarak kendisile konuşmağa muvaffak ol dum: — Çoktan mı Viyanadasınız?. — Hayır. — «Axelş oynadığınız kaçıncı ope- rettir?. — Birinci, — Ondan evvel nerede idiniz?. — Stotkholm'da, memleketimde. Orada komedi, dram aktrisi idim. Evet <Axels ilk oynadığım almanca eserdir. Şimdi almanca filim de çe- virmeğe başladım, Belki «Premiğrep namındaki filmimi İstanbulda görür- sünüz. (*) — Hayret edilecek muvaflakıyet- ler. Zarah gülümsedi, büyük gözlerini kaldırdı, bana bakar gibi oldu ve yi- ne daldı. — Dram temsil ederken de kimbilir ne kadar üâlkışlanırdınız. Sesinizde- ki hisli derinlik, bakışlarınızdaki sırlı kuytuluk... Lütfen başınızı kaldırmız, Zarah şaşırdı, bir saniye tereddüd etti, bü cesaretime kızacak 1m idi?. Hayır, arzumu hoş görerek başını pen. cerenin ışığma doğru çevirdi ve muti, mütebessim durdu. Cazip, büyük gözler yeşildi; kısım kısım altın şualarla parlıyan bir or- O anda yanımıza uzun boylu bir genç geldi; Zarah onu: «Kocama diye bana takdim edince Paul Morgan sö- ze karıştı: — Stockholm operası müdürünün oğlu. Nazik, sevimli bir delikanlı; yal- nız bir kusuru vardır, Zarah'ın ete- ginden ayrilmaz!. * İsveçli çift, Morgan'ın lâtifesini işit- memiş gibi kendi dillerinde konuştu- Jar, Zarah kalktı bana elini uzatarak: «Memnun oldum. Gene görüşürüz, ümid ederim. Affedersiniz.» dedi ve 'eclondaki davetlilere bir şey söyleme- den, Hansen'in yatak odasına geçti. Ev sahibi Zarah'ın her akşam, bazen de gündüz oynadığı rolde yorulduğu- nu ve böyle ansızın dinlenmek ihti- yacını duyduğunu anlattı. Küçücük bir adam olan Hansen'e baktım ve düşündüm: Zarah'ın koca- man boyu onun döşeğine nasıl sığa- caktı?. İZZET MELİH (5) (Dans Devam Ediyor) ismile Sa- Tay sinemasında oynanan film. Türkiye. Kenebi SENELİK 1400 kuruş 2700 kuruş 6AYLIK 750 » 1450 » 3SAYLIK 409 »> 300 > 1 AYLIK 150 » — >» Posta ittihadına dahli olmıyan ecnebi memleketler: Seneliği 3600, altı aylığı 1900, üç aylığı 1000 kuruştur. & İmek Göneş Öğin İkindi Akşam Yat KL 804 V5k S0 A9 120 1 Va 3,07 S/0l 2:1 162 1903 2045 SARAY ve BABI Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme iktibas hakkımahfuzdur. "Tefrika No. 872 ÂLİNİN İç YÜZÜ Almanya ve Avusturyanın ittifak teklifi hakkındaki rivayetler Bu itilâf Avusturya hükümetinin malümat ve delâleti altında Romanya ile Yunanistana da teşmil edilecekti. Bu suretle Balkanlarda Bulgaristan ile Sirbistana karşı - Rusya tabintile bu ikisine zahir olacaktı - Avusturya nın riyaseti altında bir Osmanlı - Ro- manya - Yunanistan itilâfı aktedile- cekti. Mandelştam eserinde Avusturya ile Osmanlı devleti arasında böyle bir iti- lifin akledilmiş bile olduğuna işaret ve Ferid paşanın sukutu buna darbe indirdiğini kaydediyor. Bunun sıhhati kabul edilse Abdül- hamidin Bulgaristan aleyhinde Bal- kan ittifakını temin mesaisinde Sır- bistana karşı samimi davranmamış olduğunu kabul etmek lâzımgeliyor. Çünkü Avusturya ile anlaşma ve itti- fak mutlaka Sırbistan ile ittifakın terkini istilzam edecekti. Abdülhamidin Avusturya ile anlaş- mak yani açıktan açığa Avusturya - Almanya grupunun himayesine sığın- mak yolunda bir siyasi kombinezona girmeğe rıza gösterebilmesi, Rusyayı tamamen darıltması ise onun bildiği- miz siyaset usulüne büsbütün muha- Mf görünüyor, Devleti &liyenin ayni zamanda bir yüzü Avusturyaya, diğer yüzü Sırbis- tana müteveccih bu ittifak siyasetini telif etmeğe, yürütmeğe imkân bula- mıyacağı ve ikisinden birini tercih vaziyetinde kalacağı şüphesizdi. Sırbistan ile ittifak müzakeresi ce- reyan etmiş bulunduğunu Salih Mü- nir paşanın kati ifadesinden anlıyo- bir yanlışlık mı vardır? Bu yalniz Avusturyanın bir meyelânmdan, Rü- melide- şimendifer imtiyazı işlerini teshil yolunda göz kamaştırma tar- zında vaki olmuş imalardan ibaret mi kalmıştır? Bu mesele hakkında vaki olan isti- zahım üzerine Salih Münir paşa ba- na şu beyanatla bulundu: (Avusturya ile ittifak müzakeresine vakıf değilim. Böyle bir müzakere ol- muş ise benim vesatetimle cereyan etmemiştir. Fakat benim malümatım haricinde böyle bir müzâkere cereyan eylemiş bulunmasına ihtimal de ve- remiyorum. Yalnız şurasını zikredeyim ki: İlk defa Romanya ile ittifak müzakere- sinde bulunduğum zaman Romanya kralı bana: — Ben Avusturyanın malümatı haricinde böyle bir ittifaka giremem. Demişti. Bunun üzerine ben de Pa- rise avdetimde dostum olan Avustur- yanın Paris elçisine bu Romanya - Devleti aliye ittifakı hakkında açıl i mağa mecburiyet hissetmiştim, Elçi- nin hükümeti namına böyle bir itti- fakın akdinde mahzur olamıyacağını bildirmesi üzerine idi ki ikinci defa müzakere için Bükreşe gitmiştim.) Münir paşa Bükreşe giderken Viya- naya uğrıyarak Avusturya başvekili ile de bu meseleye dair temasta bu- Yunmuştu. Acaba Münir paşanın bu temasları mı Rusya mahafilinde bir Avusturya - Osmanlı ittifakı şüphe ve şayialarını uyandırmıştır? Herhalde meşrutiyetin ilânı bütün bu müzakereleri tamamile durdur- muştu. Münir paşa - bana bizzat be- yan eylediğine göre - Kâmil paşa sa- daretinde (9 receb 1328 - 22 muhar- Ali Reşad bey tarafından türk- çevrilen Löternel Ulysse rizale- sinde diğer bir ittifak teşebbüsünden de şöyle bahsediyor: (1908 senesinde Almanyanın * Mısır konsolosu Baron Maks fon Openhaym İngiltere ile Rusyanın Mısır hidivini padişaha is- yana teşvik ettiklerini ispat eden ba- zı mektuplar ile gizli vesikaları ele geçirdi. Bunların cümlesini fotograf- ya ile istinsah ederek Berline gönder- di. ls Fon Dergolç paşa Abdülhamid nez- dinde hususi bir memuriyeti ifa et- mek üzere Berlinden hemen İstanbu- la hareket etti. Mektup ve vesikala- rın suretlerini padişaha göstererek Almanya ile Osmanlı devleti arasın- da askeri bir mukavele akdını Abdül hamide kabul ettirdi. Fakat kurnaz diplomat Abdülhami- din reddedemediği bu ittifaka karşı muvazeneyi temin için İngilizlere baş- ka menfaatler bahşetmek istemesin- den korkulabilirdi. Bu sırada Jön Türk inkılâbı oldu.) Bu teşebbüs ne dereceye kadar sa» hidir? İstanbulda islâmiyeti kabul eden Jorge Nelkeny Waldbergin Mısırds bulunduğu üç sene içinde cereyan eden mali ve siyasi entrikalara, rez&- let ve şantajlara dair fransızca neş- rettiği (Mısırda hatıratım) eserinde bu meseleye müteferri olarak şöyle bir kayde tesadüf ettim: (Ahiren Mr lardır. Ancak bu bir şey değildir. Asıl mühim olan nokta bu fşıkın kontes- ten Hidive ve Hidivin gizlice gördüğü küçük işlere dair bazı evrakı almış ve derhal ecnebi devletlerin mümes- sillerine satmış olmasıdır. Denildiği- ne göre bu evrakı satın almış olan Baron Openhaym fotografilerini çı- kartmış ve hemen Almanyaya gön- dermiştir.) Bu kayıd Löternel Ülysse risalesi- nin haberini bu şekilde teyid eylemek» tedir. Bahsedilen mektup ve gizli vesika suretleri acaba İstanbul evrak hazi- nesinde mevcut mudur? Osmanlı siyasi tarihinin bu müp- hem ve karanlık kalmış noktaları bir gün tenevvür edecek mi? Biz bu mebhaste bunları böyle top- luca ortaya koyduk, Yakın tarihi- mizde böyle müşevveş ve müzlim nok- talar bulunursa maziye doğru ilerien- dikçe bunlarıri ne kadar çok olacağı takdir olunabilir!. Bir Şarkı yüzünden! Eski vezirler arasında Rüstem pa- şa, Sinan paşa, Bayram paşa gibi şa- irlere, nükteperverlere can düşmanı olanlar az değildi, Rüstem paşa: — Ben ortası açık yazıyı sevmemi Derdi. Maktul şehzade Mustafa hakkında yazdığı mersiyeden dolayı şair Yahya beye az eza etmemişti, Sinan paşa: — Şair ilim ehli olmaz! Derdi, Nev'i gibi zamanının en yük- sek şairlerini istihkar ederdi. Bayram paşa, öldürecek derecede Nefiye garez bağlamıştı. Vâkıa Ab- dülhamid zamanında hakkında; / Nef'i dilile uğradı hakkın belâsına! Gökten nazire etti sehamı kazasına! Ve 'An şairi hicagü ki namı ost Nef'i Katleş beçar mezheb vacib çü katli gil (0) (1) O bivic söyliyen şair ki adı Nef'i- dir, katli dört mezhebde yılanın katli gibi vacibdir. (2) (Eşrefin külliyatı) risalesi şairini hivciyelerini ihtiva eder,

Bu sayıdan diğer sayfalar: