30 Eylül 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

30 Eylül 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

aftalık piyasa İhracat maddelerinin vaziyeti - Bu sene stok mal kalmıyacak "Türkiye, Almanya ticaret anlaş- ması etrafındaki müphem manzara ortadan. kaybolmuştur. İktisad Ve- kâleti müsteşarı Kurdoğlu Faiğin ticaret odası salonunda, Türkiye « Al- manya ticaret münasebetleri ve an- laşmanın nasıl tatbik edileceği hak- kında kâfi derecede izahat vermesi, ihracat tacirlerini çok memnun ef- miştir. Bu İzahattan sanra anlaşmar nın müphem bir tarafı kalmamıştır. Böyle olmakla beraber tatbikat sar hasında anlaşmanın ne şekiller ala- cağı hakkında, bir fikir beyanı müm- kün değildir. Bunu da zaman göste- recektir. Bu halta, içinde ihracat, maddele- rimizin geçirdiği vaziyeti, aşağıya izah ediyoruz. Tütün. — Son günlerde, üzerinde hararetli muamelelerin başladığı mad- de tütündür. Başta Çekoslovakya Tejisi, tülün almak için münakasa açmıştır. Şimdiye kadar bu müna- kasaya 22 firma iştirak etiniştir. Çek Tejisi Türkiyeden bir milyon 250 bin kilo tütün alacaktır. Bu mikdarın 250 bin*kilosu İstanbul depolarında işlenecektir. Bu suretle tütün depo- Isrında, ameleye de geniş mikyasta iş çıkmıştır. Diğer tarafdan Polonya, Fransız Tejileri de piyasada tedkiklerine de- vam. ediyorlar. Buğday — Birkaç gündenberi pi- yasada gevşeklik hissediliyor. Büyük talepler olmadığı için Anadolu ve Trakyadan da az mal gelmektedir. Hattâ birkaç gün evvel mallar müş- teri bulamamıştır. Yalnız piyasada en ziyade alâkadar olan Ziraat ban- katıdır. Birkaç gün içinde piyasa- dan 42 vagon mal almışlır. Alınan buğdaylar silolara doldurulmakita- dır. İhracat işlerine gelince, yalnız Yu- nanistana, birkaç parti sert buğday gönderilmiştir. Holanda ve Belçike- dan da talepler başlıyacağına dalip havadisler çıkmıştır. Fındık — Türkiye - Almanya tica- Tet. münasebetlerinin tekrar başlar ması, fındık fiatleri üzerine İyi tesir yapmaktadır. Fiatler gün geçtikçe sağlam bir vaziyete giriyor, Son gün- lerdeki fiat 41 kuruştur. Tiftik. — En hararetli piyasalar. dan biri de tiftik piyasasıdır. Geçen hafta yazdığımız gibi mevsim başın- danberi tiftik piyasası bu derecede hararetli bir devre geçirmemişti. Bir tarafdan Sovyet ticaret mümessiliği, diğer tarafdan İngiliz firmaları mü- temadiyen tiftik almaktadırlar. Bü- tün bu satışlara mukabil Anadolu- dan piyasaya bol mikdarda real gel- mektedir. Misir — Filatlerdeki yükseliş dur- muştur. Buna sebeb Ziraat Danka- sının piyasaya ucuz misir Safması- dır. Ziraat bankası Karadeniz iske- lelerindeki mısır ihtikârile pek ya- kından alâkadar olmuştur. Buralar- da son hafta içinde, omsır fatleri mutedil bir hale getirilmiştir. İstan- bul piyasasında flat 4 buçuk kuruş- tur, Stok vaziyeti Piyasada ihracat ticaretile alâka dar bir zat, ihracat maddelerimizin stok vaziyeti hakkında şu izahata vermektedir: — Bu sene piyasada stok mal kal- mıyacaktır. Bazı kimseler ihracak maddelerimizin yalnız klering ve t9 kas yollarile satılabildiğini zannedi- yorlar. Bu çok yanlış ve manasız bir görüştür. İhracat ticaretimize dair istatistikler meydandadır. Yapılan hesaplara göre, takas suretile yapılan ihracat dörizile yapılan ihracata nis- betle fazladır. Bu vaziyet karşısında diğer mütalea beyan etmek pek mak nasız bir görüştür. Bu sene fındık ihracatı iyi bir dev- re geçiriyor. Daha Türkiye - Alman- ya ticaret anlaşması tatbik edilme den evvel bile, Fransa ve İngiltereye hararetli satışlar yapılmıştı. Şimdi Almanyaya ihracat başlamıştır. Fin- dık piyasasında stok kalmıyacağını temin edebilirim. Tiftik, yapağıdaki satışlara baka» cak olursak aynı hükmü bu madde ler için de verebiliriz. Yiyecek maddeleri Kurufasulye piyasasında fiat düş- künlüğü başlamıştır. Birkaç toptan- ci fasulye tüccarı, bu sene Trabzon ve Çarşambada kuraklık olduğunu ileri sürmüşlerdi. Halbuki son gün- lerde Karadeniz mıntakasından pi- yasaya bol mikdarda kurufasulye gelmesi fiatler üzerinde iyi bir tesir bırakmıştır. Karadenizden bu kadar bol mal geleceği tahmin edilemiyor. du. Trabzon fasulyelerinin fiati 14 - 15 kuruştur. Bu fiat geçen seneys nisbetle gene pahalıdır. Geçen sens bu mevsimde fiat 12 - 13 kuruştu. Yağ fİatlerinden bir iki gün evrel bahsettiğimiz için, burada gene tek- rar edecek değiliz. Çünkü birkaç gün içinde yağ fiatlerinde bir değişiklik olmamıştır. Yalmz alâkadar bir tacir tcaret odasma (şikâyet ederek zey- tinyağı fiatlerinde sistematik bir su- rette bir flat yükselişi olduğunu id- dia etmiştir. Bu iddiayı tevsik edecek cide malümat yoktur. Ticaret odasın- da piyasa ile alâkadar bürolar bu mesele üzerinde tedkilerini yapmak- tadırlar, Bu sene pamuk mahsulü bol olduğu için pamuk yağı da ucuz- dur. Zeytinyağın& bol mikdarda ka- Bursada derece kazanan atletlere madalyaları merasimle tevzi edildi (Akşam) — Atetizm mev- siminin sona yaklaşması münasebe- tile Halkevimizin spor komitesi tara» fından, bu yıl derece kazanan atlet- ler için bir tören yapılmıştır. Atletler birer birer çağırılarak Halkevi reisi tarafından göğüslerine ki gibi bir şeref ihraz etmişlerdir. Bu seneki faaliyet mevsiminde muvaffakiyet göstererek altı seri üze- rinde yapılan müsabakalarda alınan güzel dereler, Türkiye birincilikle rinde üçnücülüğü kazanan Bursa at etleri için canlı ve yeni bir inkişaf M1 Perşembe İstanbul — Öğle neşriyatı: 1230: Plâk- Ja 'Türk imusikist, 1250: Havadis, 1405: Muhtelif plik neşriyatı, 14: SON. Akşam neşriyatı: 1680: Pilin dans musikisi, 1330: Spor müsahabeleri: Eşref Şefik tarafından, 10: Necdet ve arkndaş- lârı tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, 2030: Ömer Rıza tarafından arben söylev, 20,45: Suzan ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şafkıları (Saat ayarı), 2115: ORKESTRA, 225: Ajans ve borm haberleri ve ertesi günün Programı, 2230: Plâkla sololar, opera ve operet parçaları, 23: BON. 1 Teşrinlevvel 937 Cuma İstanbul — Öğle neşriyatı: 1440: Piâk- Is Türk musikisi, 1250: Havadis, 13,08: Muhtelif plâk neğriyatı, 14: BON. Akşam neşriyatı: 1820: Plâkla dans musikisi, 1920: Feriha Tevfik: Türçe tangolar, piyano refakatile, 20: Mustafa vo arkadaşları tarafından Türie musikisi ve halk şarkıları, 2030: Ömer Rum ta- Kafından araben söylev, 2045: Nedime ve arkadaşları t Türk musikisi ve halk şarkıları (San bayar), ZLi5: OR- KESTRA, 21,15: Ajans ve borsa haberleri ve ertesi günün programı, 2230: Armonik solo tangolar, 23: SON. Bu akşam Nöbetçi eczaneler > Kurtuluş caddesinde Necdet, Mimi takıma giren Bürsa atletleri: Sol- dan sağa doğru İbrahim, Bekir Nazmi 100 Nazmi Acaridman yurdundan “ 200 Ziya Acaridman yurdundan. 400 Hakkı Acaridman yurdundan. 800 İbrahim Acaridman yurdundan 1500 Salâhadin Dora spordan 110 Kadri Acaridman yurdundan 'Tek adım — Şemsi Acaridman yur- dundan. Üç adım — İbrahim Acaridmana yurdundan, Yüksek — Ramazan, Mustafa Sar Mihadin Acaridman yurdundan, 5000 — Etem Acaridman yurdun. dan Rekor (1725). Tek adım — İrfan Acaridman yur dundan Rekor (6.28), dir RAY ve BABIALIN Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur Tefrika No. 15 Rumelide halkresmitebiliği beklemeden nümayişlere başlamıştı İç YÜZÜ Keyfiyetin İstanbul gazetele- rile dah? resmen ilânı maslahat ikti- zasından görülmektedir. Fermanı hü- mâyuns muvafık bulunduğu takdir- de muktezasının ifası dahiliye neza- retine havale olunacaktır. Rumeli ah- valine dair tevdi buyurulan evrak ta- kımile takdim ve iade kılınmıştır.) 24 cemaziyelâhır 1326 - 10 temmuz 1324. Bu gece müzakere olunan mad- delerden biri de Anadoludan Rumeli- ye mürettep faburların ne olacağı idi. Bunlar için de şu karar verildi: (Üçüncü orduya Anadoludan mü- rettep redif taburlarının bir takımı Selâniğe vasıl olmuştur; bir kısmı da henüz yoldadır. Şimdiki halde bunla- ra lüzum ve ihtiyac kalmamıştır. Or- duya - üçüncü orduya - varanların Selânikçe yevmiye ve katık bahaları, çıkacakları İzmir iskelesinde de birer maaşları verilmek suretile ve yolda huzura giderek keyfiyeti urzetti. Bu- Aun üzerine Abdülhamid gene Tahsin paşayı çağırttı. İzzet paşayı da maz- batayı alıp getirmeğe gönderdi. Çok geçmeden mazbata geldi; okundu. Hünkâr masasının başına oturdu. Mutad olan tarih koymak suretile paşayı görünüz. Baş- kâtip şimdi irade tebliğ edecektir. Vükelâ konaklarına gidebilirler. Dedi. İzzet paşa Said paşayı gör- mek, Tahsin paşa da iradeyi yazdır- mak üzere huzurdan çıktılar. Matbuat ile ilân için yazılan maz- batayı takdim ettiğinde Abdülhami- — Tabil değil midir? Diyerek gülümsediğini de Tahsin paşa hatıratında zikretmektedir, Mu- hakkak, pek acı bir tebessüm idi bu! İşte Abdülhamid meşrutiyetin av- detine 23 - 24 temmuz 1908 gecesi bu suretle muvafakat eylemiştir. Ahmed İzzet paşa huzurdan avde- tinde: — Şevketmeab efendimiz kararı tasdik buyurdular; Ferman buyuru- yorlar ki (Sald paşadan başkalarına hitaben) sabahtanberi rahatsız oldu- lar; konaklarına teşrif buyursunlar; rahat etsinler. Dedi. Sonra Said paşaya dönerek: — Sizin burada beklemenizi fer- man buyurdular! Tebliğinde bulundu. Vükelâ maz- har oldukları iltifattan dolayı Said paşanın tabirile «dest bezemini şük- Tani» olduktan ve Said paşayı selâm- ladıktan sonra saraydan ayrıldılar. Bitab bir halde konaklarına döndük- leri vakit artık sabah olmuştu. Ahmed İzzet paşa da onlarla bera» kararlaştırdığını yapmak için bir çey- rek saat daha beklemeği muvafık gör- dü. Bu müddet te geçti. — İzzet paşa huzurdadir! Cevabını verdi. Sald paşa: (1) Bu mazbataların &ynen suretleri — Nöbetçilere söyleyin; huzurda iken haber versinler, İzzet paşa gön- derilmezse başka birinin gönderilme sini zatı şahaneye arzetsinler! Dedi. Bir, iki dakika geçer geçmez İzzet paşa geldi. Davetinin sebebini sordu, Said paşa; — Rüfeka gittikten sonra benim burada kalmama lüzum yoktur. Ben de gidiyorum. Sizi istemekliğim ya- rım saate kadar kararı musaddık ira- de gelmezse emaneti - mührü hüma- yunu - almak için haneme birisinin gönderilmesini hakipayi şahaneye ar- zetmeniz içindir, İzzet paşa ağlıyor, bir taraftan da Said paşadan tevekkufunu rica edi- yordu. Said paşa: — Durmağa lüzum yoktur! Diyip oda kapısından çıktı ve çı- karken: — Deminden söylediğim şeyi arze- dersiniz. Dedi. İzzet paşa Said paşanın ya nına geldi. — Bir dakika kadar odaya avdet ediniz! Ricasında bulundu. Said paşada odaya girdi. İzzel paşa: — Pek süratle gidip geleceğim. Lütfen bir kaç dakika daha durunuz! Dedikten sonra huzura gitti; gene geldi. — Efendimiz sadrazam beklesin buyurmuşlardı, Meclisin zaplını gö- türdüğüm dakikada iradeyi verdiler. Başkitabete tebliğ ettim. Başkâtip paşa (sadrazama söyle; beklesin; ira» deyi yazıp burada kendisine gönderi- rim.) demişti. Ben teessürün şiddetin- den ifadede kusur etmişim. İrade ge- lerektir. Sözlerini söyledi ve ağlamağa de- vam etti. Said paşa — Teessürünüzün sebe- bini anlamadım, İzzet paşa — Daha ne olsun biate dair gelen telgraf teessürü mucib de gü midir? Saidypaşa. İzzet paşanın bu meb- haste uzatmağa başladığı sözleri din- lemiyerek: — İzzet paşa! Şahsımın. ehemmi- yeli olmasın! Fakat bugün reisi vü- kelâ. bulunuyorum. oİradeyi bana göndermek için burada beklememi başkâtibin söylemesi haddi haricin dedir, Özrünüzü buna bina etmek ise daha, ziyade hatâdır. Her ne ise, ben gidiyorum. İradenin teahhürü halin- de birisi gönderilerek emanetin - müh- rü hümaytınun - istirdad buyrulma- sını zatı şahaneden tekrar rica ede- lunduğu koltuk kapıya kadar teşyi etti Said paşa evine döndükten yarım saat sonra Tahsin paşanın nöbetçi yaverle gönderdiği irade geldi. Yaver Said paşadan iradenin tebelluğ edil- diğine dair usulen bir makbuz aldı. Sald paşa iradenin musaddak sureti- ni sabahleyin çıkacak gazetelerle mute laka ilân ettirmek, vilâyetlere de, teb- liğ eylemek üzere dahiliye nazırı Memduh paşaya gönderdi; dahiliye nezaretinden gelecek resmi tebliğin mutlaka o sabahki (Il - 24 temmuz) gazetelerle neşri için matbalara da yaverler marifetile haberler isal etti, Keyfiyeti Rumeli umumi müfettişi Hüseyin Hilmi paşaya da bildirdi. Gazetelere verilen kısa tebliğ aynen şundan ibaretti: Şerefmütaellik buyrulan iradei seni» yei hazreti zıllâllahi mantuku hüme- kanunu esaslde sureti teşkili beyan olunan meclisi mebusanın içtimaa davet olunması şerefmütaallik buy- rulan iradei seniyei hazreti hilâfetpe- nahi icabı âlisinden bulunmuş ve hük» mü celili bilcümle vilâyatı şahane va» liliklerile elviyei gayrimülhaka muta- sarrıflıklarına tebliğ kılınmış olmağ- la oraca da kanunu mezkürda mün- mz

Bu sayıdan diğer sayfalar: