17 Mayıs 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

17 Mayıs 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

17 Muvis | Sayfiyeye giderken Dikkat edilmesi lâzım gelen noktalar Sayfiye mevsimi geldi. Mektepler tatil olunca ve havalar ısınınca her- kes köylere dağılacak. Sayfiyeye giderken evde yapılacak hir çok iş vardır. Bazı kimseler evin pencerelerini kapalıp storlarını indir- meği, (eşyalar güneşten muhafaza edildiği için) kâfi görürler. Avdette evi farelerin yaptıkları zararlarla kara böceklerle, karıncalaria dolu bulma- mak için her yeri, her şeyi ayrı ay- rı gözden ve elden geçirmek icap eder. İptida halıları temizlemeli, silkmeli Üzerlerine naftalin serptikten sonra gazete kâğıtları yaymalı ve yuvarla- malı. Bunların üzerine de syrca bol naftalin serpmeli, Kanape ve koltuk- ların tozunu fırçalamalı, aralarınd naftalin yuvarlakları koymalı, ayrı ay- rı kılıfları varsa üzerlerine geçirmeli, yoksa hepsini odanın ortasına yığma” b, üzerini büyük bir örtü yahut bir çarşaf İle örtmeli, Lâmba, tablo, ve bibioların tozu alındıktan sonra ya ör- tüler yahut gazetelere sarmalı, Ev- de piyano varsa içindeki çuhaların Üze- rine naftalin serpmeli, ve piyanoyu da örtü ile örtmeli, Pencerelerdeki tül perdeleri indirip yıkatmalı, icap eder- sa temizletmeli, avdette bunlar temiz olmalıdır. Mulfakiz ve kilerde yiyeceğe dair hiç birşey kalmamalıdır. Dolapların içleri sodalı sularla yıkandıktan son- ra kurulanmalı, öylece kapanmalıdır, Çöp tenekesi sodalı su ile yıkandıktan #onra temiz olarak içerde muhafaza edilmelidir. Hiç bir yerde ekmek kırın- fası, şeker döküntüsü olmamalıdır, Yatakların şilteler ve yastıkları ev- de kalacaksa katlanıp yataklar üze- rinde bırakılır, büyük yatak bağları Me karyolaların üzeri örtülür, Elbise dolaplarında kalacak kışlık elbise, mahto ve paltolar fırçalanır, cepleri- ne naftalin konulur, yerlerine asılır, her dolabın bir rafına bir tabak içeri- sine bir iki kaşık (paradichlorobenze- De) koyarak dolap kapıları sıkı kapa- nır. Her odanın lâmbası altına bir ci- nek kâğıdı asılmalıdır. Su çeşmeleri ayrı ayrı muayene edi- ip elden geçmeli, hava gazı musluk- ları ve saati kapanmalı, her odadan çıktıkça elektrik lâmbasının yanarak kalmamasına dikkat etmelidir. Pencerelerin storlarını indirmezden evvel bütün pencereleri anbalaj kâ- ğıdı ile kapamak storların Koyu renk elbise Üzerine açık renk kısa bir ceket giymek çok teammüm etmiştir. Yalnız giyilen elbisenin rengi Me ceketin rengi arasında tenasüp | aranmaktadır. Birkaç model dercedi- | yoruz: 1 — Siyah elbise üzerine beyaz fay- dan ceket. İçindeki jile ayni faydan- dır. Yakası ve cepleri elbisenin ku- | maşından yapılmıştır. Ceplerin üzeri- İ mebeyaz ipekli ismin ilk harfleri işlen- | miştir. 2 —Lâcivert elbise üzerine mavi ke- tenden ceket. Cepleri üzerine ayni k6- İ tenden enkrüstasyon yapılmıştır. İ G8 — Kahve rengi elbise üzerine sarı ince yünlüden ceket. Kolların ve c& ketin etrafına makine çekilmiş içeri- 17 sine kalın şirit geçirilmiştir. 4 — Siyah elbise üzerine pembe ipek- Mi pikeden ceket. Elbisenin yakasın- da ve şapkanın kenarında birer buket ” penbe çiçek konmuştur. 5 — Kahve rengi elbise üzerine açık yeşil krep marokenden ceket, Cepleri ve yakası elbisenin kumaşından biye ile süslenmiştir. Cildi berraklaştıran bir pomad Cildi tamamiyle temizliyen ve ber- İsveç bisküisi 295 gram tereyağı, 300 gram un, 2 Taklaşlıran şu pomadı yapmak çok ko-| çorba kaşığı toz şeker, beş tane acı- laydır: Bir bardak suyu ateşe koymalı, su fıkır fıkır kaynayınca içine ag suile ezilmiş bir buçuk kahve kaşığı toz halinde kola karıştırmalı, Karıştıra- rak şeffaf oluncaya kadar pişirmeli, ve ateşten indirmeli, Bir miktar tere ve kuzu kulağını makineden çekerek su- larını sıkmalı ikişer çorba kaşığı suyu pişmiş kolaya ilâve etmeli. Daha sıcak İken yüze sürmeli, Yarım saat bıraktıktan sonra ılık su ile yüzü yı- güneşten solup yırtılmaması için faydalıdır. kamalıdır. Nakleden: (Vâ-Nâ) — Aman! Ne safsınız! İnsanın gü- leceği geliyor! Kaç zamandır Atıfla ben anlaştık, sevişiyoruz! O bana ba- yılıyor. Siz kıskançlıktan ne diyeceği- nizi Avukat bu itirafın karşısında biran süküt etti. Kadının her halinden doğ- ru söylediği belliydi. Bu, içinden ko- pan bir itiraftı. Atıf'la münasebetleri demek eski imişi Mahir Bürhan Memduhaya yaklaş- tı ve acı bir tebessümle: — Siz merhamet duymadan benim kalbimi çiğnediniz. Fakat zaman in- tikamımı alacaktır, İzzeti nefsinizin Morilmasinı, kadınlık gururunuzun çiğnenmesini pek yakında göreceğim! Buna eminim. — Bunların hepsi lâf... Beni kor- kutmağa çalışıyorsunuz. — Hayır! Etrafı görmüyorsunuz... Gözlerinizi aşk bürümüş!., Siz benden sonra nasıl genç birini seçtinizse oda öyle yapacak... Bu, muhakkaktır! Ve cevabını beklemeden, öfkeyle, kapıyı vurdu; çıktı, gitti! Memduha yalnız kalınca, hin bu di MAZİNİN YÜKÜ ALTINDA... Aşk ve macera romanı 'Tetrika No, 11 sözlerin tesirile afalladı. Sonra kendi- ni toplıyarak şöyle düşündü: «— Ben buradaki kadınların en gü- zeliyim, Bu herif hasedinden bana böyle şeyler söylüyor, Hem Atıf'ın bir fiörtü olsa hemen dedikodusu çıkar- dı. Şimdiye kadar - beni kıskanan «samimi dostlarımın: sayesinde - havadisi duyardım.» Aynaya koştu, Kendine uzun uzun baktı: Acaba ihtiyarlıyor mıydı? İşte bu, en korktuğu şeydi. Yok! Hayır... Gözlerinin etrafında hiç bir çizgi, gerdanında hiç bir buru- şuk göze çarpmıyordu. Fakat ne de olsa genç dostile arasındaki yaş farkı bariz bir surette hissediliyordu. Biran, arkadaşı Destine'nin ha- yali gözlerinin önünde canlandı: Kalbini acı bir kıskançlık bürüdü. Se- kın onunla delikanlı arasında bir şey olmasın? «— Fakat olsaydı farkına varırdım. Maamafih, ihtiyatlı davranmak! Şun- badem, 100 gram tatlı badem, bir iki çorba kaşığı süt yahut su almalı. Te- reyağını sertleşmesi için serin bir yer» de bıraktıktan sonra ortası açılan elenmiş unun içine koymalı, Unile tereyağını el içine alarak ovalamalı, "Tereyağı ile un birbirine karışır irmik gibi bir şey olur, şekeri ve makineden geçmiş beş acı bademi ilâve etmeli, ha- mur olabilmesi için bir iki çorba kaşı- fı süt veya su ile ıslatmalı, Hamur olunca yuvarlamalı, üstünü örterek beş on dakika bırakmalı, sonra yarım parmaktan ince olarak merdane ile açmalı, ve bardak ile yuvarlak bisküiler bir zamanda yolunu kestirmeğe karar verdi: Her akşam genç mühendis dolaştı- taraflara doğru giderek bekledi ve nihayet bir gün geç vakit, ortalık ka- rardığı strada Atıf'ın istasyondan doğ- ru geldiğini gördü, Hemen karşısına çıkarak: — Eve mi dönüyorsun? Ben de geç kaldım. Beraber yürüyelim! - dedi, - Hem şuraya azıcık uğrıyacağım... Delikanlı, şaşırmıştı, Lâkin kadının arzusuna inkiyaddan başka çare bula- madı, Birlikte yürümeğe başladılar. Memduha'nın onu arka yollardan başka tarafa sürüklediğini farketti. 'Tenha bir arsaya gelmişlerdi. Bir bah- çe görünüyordu. Kapısının önüne ge- İnce, genç kadın delikanlının elini yakalıyarak, Jâtife ile; — Geli - dedi. - İşte imdi esir ettim. Burası sana tarif ettiğim küçük evdir, Ve cevap beklemeden, Atıf"ı, içeriye doğru itti. — Bak, görüyorsun ya... Hiç tehlike yok... Kimse buraya geldiğimizin far» kına varmadı.. Çıkarken de birine Taslamamızın ihtimali yok! Atıf, tuzağa düştüğü için kendi ken- dine öyle kızıyordu ki... Fakat ses çis karamıyordu, Kadının karanlıklarda boynuna sarılmak istediğini hissede- rek geriledi, Memduha, coşkun bir tarzda; , — Gel... - diyordu - Gel Odaya gi- | Tutkal kokusunun önünü almak için Bazan kırılan eşyayı yapıştırmak İçin,evde tutkal kaynatmak icap eder. Fakat tutkalın neşrettiği pis kokuya zor tehammül edilir, Buna mâni ol- mak için ateşte kaynıyan tutkal içeri- sine bir tutam boraks (borax) atmak kâfidir. Boraksia tutkal kokusu ta- le zail olur. oasasanı orana saa sanaaRaNAAARANAAsaneaa kesmeli. Her bisküinin üzerine telle köpürtülmüş bir yumurta akından sürmeli, kristalize şeker serpmeli, ma- kirieden geçmiş tatlı badem serpmeli, tepsiye dizerek kızgın fırında pişirme- U. Bu bisküiler teneke kutuda yahut kapaklı kavanozda saklanırsa uzun müddet dayanır. relim.. Lâmbayı yakarım... Rahat ra- hat başbaşa kalırız. Atıf biran tereddüd etti. Kapıyı açıp kaçmak istiyordu. Fa- kat böyle bir vaziyetin gülünç olaca- dnu düşünerek biran evvel bu mese- leyi konuşup halietmeği tercih etti. Odaya girdi. Bomboş evin İçinde, bu oda, öyle garib bir tezad teşkil ediyordu ki... En saf insanlar bile burasının niçin ha- sırlanmış olduğunu derhal anlıyabi- Hrdi, Atıf etrafına bakımarak keşfini an- latmak istiyen iştihzalı bir sesle: — Ne garib yer burası!... Bu yatak odası ne maksadla hazırlanmış? - dedi, Kadın, afalladı. Delikanlının boy- nuna atılmak üzereyken duraladı: — Ne?... Ne demek istiyorsun? Hayatında ilk defa olarak korku- yordu, Sevgilisi onun mazisini, çap- kınlıklarını acaba öğrenmiş miydi? Delikanlı soğuk bir eda ile devam | etti: — Maalesef, bana randevu verece- yerleri çok fena intikab ediyor- ruz. Burası sizin evden daha fazla sinirime dokunuyor, beni rahatsız edi- yor. Kadın kekeliyerek: — Maksadınızı anlamiyorum! - de- di, — Maksadım şu: Evinizde kocani- mn mevcudiyeti size yaklaşmama mâ- Ny, Yl ill Moda haberleri Kehriba kolyeler modadır, Keh- ribadan plaklar, kemer tokaları, klipsler, bilhassa beyaz elbiseler de, çok kullanılıyor. 4 Etekler fazla kısalmıştır. Diz kapağına yakın giyiliyor. Muslinden eşarplar düz renk ve mendille eş olarak kullanılıyor. Siyah eibise ile pembe, gri elbise e fesrengi, ldcivert elbise ile ma- vi, kahverengi elbise ile yeşil mendil ve eşrap modadır. Saçları Karmızı altın rengin& boyamak rağbettedir. k Emprime kalın tülden elbise bu yaz çok giyilecektir. İpekli elbiseler üzerine kemer yerine bele kurdele bağlanmakte* dır. Şapkalar ümumiyetle kenar- hıdır, ve vualetlidir. i * Yünden, keten tiresinden ya" pılan bluzlar danteli taklit ederek örülmektedir. Bütün bluz geniş kafesli örgülerle yapılmaktadır. Yaprakları muhafaza Büyükdere, Naciye B. : Güzel renkli v8 şekilli yaprakları muhafaza etmek için (sterilize) etmek lâzımdır. Bu da zanne- dildiği kadar güç bir iş değildir. İntihab ettiğiniz yaprakları ince, ine& dalları sünger kâğıdı üzerine yayınız, üze“ rine başka bir sünger kâğıdı örterek üg gün öylece bırakınız. Beş, on kuruş'uk parafin likit, bir eczaneden alınız. kap içerisine koyunuz. Bu kabı ak sU dolu bir tencere içerisine yerleştirerek Öğ ateşe koyunuz. Parafin hafifçe unınca ince bir fırça? yı parafine batırarak yaprakların ve sap” Yarının üzerinde gezdiriniz. Alt ve üst tâ” raflarına tamamile parafin sürdükten sonra tabaka halinde ince sigara kâğıdı Üzerine yerleştiriniz, üzerine bir kal si gara kâğıdı örterek sıcak (fakat kızgl değil) ütü İle ütüleyiniz. Yapraklar steri* He olur. m aman —— —— — Omletin yumuşak olması ici Birçok kimseler yaptıkları omletin sert olmasından şikâyet ederler. Bej yumurta içerisine iki çorba kaşığı süğ yahut su karıştınlırsa yumurtalar çabuk köpürür, omlet çok kabarır ve hafif olur. Aç karnına içilen su Sabah aç karına ve gece yatarkeli içilen bir bardak serin suyun bağı(” sakları faaliyete getirmesi için çok faydası vardır. Bu su birden içilmez d€ yudum yudum içilirse bağırsaklardan maada sinirleri de teskin eder. ni oluyor; burada ise bin bir hatıra” nın bulunması beni büsbütün sizden uzaklaştırıyor. Memduha yalvardı: — Atıfi Allah aşkına! hain olma! — Ben mi hainim?... Asla!... Fakat müsaade edin de gayet açık söyliye- yim. Çünkü ben doğruyu seven bi£ insanım! Ortaklı işleri kabul edeli cinslerden değilim. Bu tahkirin alında, kadının beti benzi uçtu, Dalma kendisine yalvarıf, ayaklarının dibinde ağlıyan erkekle" Te alışık olduğu halde bu delikanlı kendisine kafa tulması onu hem üzü” yor, hem de coşkunluğunu bir kaf daha arttırıyordu, Kollarını uzatarak mırıldandı: — Atıf! Atıf'cığım!.. İnan bana Evet, benim de hayatta bir çok kaba” hatlerim olabilir; bir çok zâafiaı! görülmüştür; fakat dedikodular, ağı" dan ağıza, hakikati olduğundan fazl büyütmüştür. Aleyhimde söylenen hef söze inanma... Bu kadar — Ben dedikodulara ehemmiyef © verenlerden değilim. Onların mânaslf yere çıktıklarını bilirim. Fakat sor” rım size; Burasını niçin hazırladınıZ?« Bu tenha semtte, bu bomboş evde bİ #üslü yatak odası!,, Etrafıma bakıyo” rum da burada her şey bir mazinif& mevcudiyetini bana ispat ediyor, america çu SARAYA deksimiienilninizten ERER EBE ESUS HER İEP SEFERE EREYİE #JERNEHERBE BTPRPRBE KB HANESİ HBREFPFEBE SEE YUNTM ERA (parafine ligulde) Bİr

Bu sayıdan diğer sayfalar: