14 Ekim 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

14 Ekim 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ç 1535 - AKŞAMDAN AKŞAMA Aşk mı? Para mı? Arkadaşlık mı? İzdivaçta hangisi üstündür: Pa- Ya mı?... Aşk mi7... Arkadaşlık mı?... «Resimli Hafta» mecmuası, bu suali römpe bazı münevverlerine, bil- entellektüel bayanlarımıza sor- muş. Hepsi de ciddi ciddi yahud lâtife Çeşnili cevaplar veriyor. Bunları okurken, ne düşündüm bi- Bir misiniz?... Bu üç şeklin üçüne de Bozuk yağlar Kontrol için yeni kararlar verildi Ayrı ayrı inananlar, yahud hiç birine tek| © Son zamanlarda İstanbuldan An- başına inanmayıp da hepsini istiyen- ler, kendi görüşlerine göre, doğru söy- lemiş... Zira hepsi de bir bakıma hak- b... arkadaşlık... Bunlardan hangisi olur- Ba olsun, bir izdivaç hayatmı mesud şayed bu üç unsurdan ikisi mevcud değil de bir tanesi tek başına ise, ÇOK MİKTARDA olsun! Parayı ele alalım... Milyoner hayatı yaşamak üzere bir izdivaç: Ortada aşk yok, arkadaşlık an- laşması yok... Olmasın varsın... Fakat romanlarda okuduğumuz, sinemalar- da gördüğümüz gibi, kadının da, koca- nın da evi, otomobili, yatı hattâ otur. duğu şehri, arkadaşları, sosyetesi ay- Tı... Sukil bay Amerikaya mı teşrif et- tiler?... Kaprisli bayan haydi Parise... O bu tarafa mi7... Sen maiyetine top- lanmak emrini ver: Honolulu adasına... Biriniz Afrikada aslan avına, öbürünüz Kanadaya kayak safasına!,.. Gördünüz mü aile saadetini... kova- lamaca oyunu gibi... Ne eğlenceli, ne lâtif... İşte, sade para İle - fakat söyle- diğim gibi para pek çok olmak şartile » bu elde edilir. Gelelim aşka... Üstte yok, başta yok... İki çıplak bir hamama yakışır fehvasınca... Fakat aksi gibi hamamda da nalınları biribir. lerinin kafalarına vuracaklar belki!... İhtimal biribirlerini gölgelerinden kıs- kanıp, kubbedeki aksi sadayı rakibin işareti sanacaklar... Çünkü arkadaşlık (fikri anlaşma)da mevcud değil... Sırt müthiş bir incizap... Yakıp kavuran bir aşk... Böylelerine işkence safa, sa- manlık seyran gelir... Yisleri tabiileş- memek, kuzgunu daima şahin görmek şartile, biribirlerinin gözünü oya oya #evişsinler bakalım... Arkadaşlık? Para yok, sevme yok... Kuru bir ar- kadaşlık... Öylesi de olur... Bazıların- da fikren beğenme, buna mukabil his- sinden, menfantinden fedakârlık yap- ma hassaları, herşeyden kuvvetlidir. Bu vefakâr, fedakâr yaradılıştaki kah- ramanlar, bin bir düşüncenin tesirile Amma, bunu için de, az buz arkadaşlık uyuşması kâfi değil... Çok kuvvetli bağ- lar bulunmalı... nasıl lâakal üç ayaklı olması mecburi ise, izdivaç da onun gibi, en aşağı şu MAN Velev biraz olsun: Hem para, hem Aşk, hem arkadaşlık!.. Ötekiler fevkalâde kuvvetli değil de biri eksik mi, aksaklık mutlaka baş- lar! Mademki bir masayı bir tek ayak Üstünde durdurmak sadece cambazla- ra mahsus bir keyfiyet; öyleyse izdivaç saadetini, bu istisnada değil, tabiide aramalı! karaya gönderilen beş don yağ nü- munesi Sıhhiye Vekâletince tahlil et- tirilmiştir. Vekâlet, bu beş nümuneden yalnız birinin yenebileceğini, diğerle- rinin yenmeğe müsait olmadığını, hele bir yağ nümunesinde hazım ci- hazını tahriş edecek tesirat görüldü. günü izah ettikten sonra, Belediyeden yağların sıkı surette kontrol edilme- sini istemektedir, Bu bozuk yağların kontrolü için alınacak tedbirler Belediyece tesbit, edilmiş ve alâkadarlara bildirilmiş- tir, Bu tedbirler şunlardır: Kapların üzerinde yağın nevi, men- şei sarih olarak yazılacak, eritilecek hayvan yağları sıhhi bakımdan son derece temiz olacak, bunların hazır- ve ticaret sahasına sevklerin- de de ayni temizliğe rlayet oluna- cak, yağların İstihsali ne maksadla olursa olsun, içlerine katiyen kimyevi bir madde karıştırılmıyacak, kıl, deri parçası gibi enkaz bulunmıyacak, aci- mış, küflenmiş, yüksek dreecede ha- mizi artmış olmıyacak, hamızıyet de- recesi yüzde beşten yukarı bulunmu- yacak, bunlara gayet az miktarda tuz konabilecek, bu evsafı haiz olmıyan yağlar sanayide kullanılmak ve kat- üzere nümuneleri kimyahaneye gön- derilecek ve sıkı surette kontrol edi- lecektir. Avda bir kaza gözünü kör etti 'B, Kenan adında biri Angurya çif- Jiğinde avcılara müsaade edilen saha dahilinde çifte ile avlanırken attığı silâhlardan biri kazaen orada dolaş- makta olan Mahmud oğlu İsmali adında birine isabet ederek yarala- mıştır, Saçmalar İsmailin yüzünü parçalamış, bir gözü de kör olmuştur. Bir avcının attığı silâh, birinin B. Kenen derhal yaralıyı otomobille İstanbüla getirerek Nişantaşı Sağlık yurdu hastanesine yatırmıştır. Vaka müddelumumiliğe bildirilmiş, adliye doktoru B. Enver Karan dün hasta- nede yaralıyı muayene etmiştir. Kaza etrafında müddelumumilik tahkikata devam ediyor, eee Babasının imzasını atan kahveci Veli adında birinin mahlüt kahveyi halis diye sattığı anlaşılmış, hakkında zabıt tutulmuştur, Fakat Veli bu zab- tın altma babasının oİmzasını koy- muştur. Tahkikat neticesinde Velinin bu hareketi de meydana çıkmış ve yalan beyanda bulunmak suçundan da hakkında evrak tanzim olunmuş. Veli Sultanahmed birinci . sulh ceza mahkemesinde sorgu altına alınmış- (wa.Na) | tor. Haklı şikâyetler Bu kadar yavaş tamir olur mu? Üsküdar Ayazma Değirmen sokak 16 No. lu evda oturuyorum, 23/9/6838 Bünü başlıyan yağmurun devamı sırasında bir şimşek çukarak evimin tesisatına git sayıcıdan bir şerare ha- all etti ve bu süretle vukubulan arıza cereyanın kesilmesine sebeb oldu. Akşam evimo gittiğim saman bunu öğrendim, vakıt geç olduğundan er- tesi gün daireden telefonla keyfiyeti Üsküdar şubesine haber verdim. Bir memur gönderdiler. Gelen memur #ayıcının yandığını, tâmir ve islâhı- nın kendi salâhiyeti dahilinde olma- dığını söyledi. 'Bir kaç gün sonra umumi müdür- lükten bir memur refakatinde bir po- Mis memuru ile sayıcıyı yeniden müf- yene ederek zabıt tanzim etti ve bir adres bırakarak umum müdürlük bi- nası İkinci katında bay Avnl'yi gör“ memi söyledi. Umum müdüriüğe gi- diyorum, Bay Avni bulunamıyor: Baş- ka bir momur bu İş için sâresime mektup yazılacağını, beklememi söy- tâyor, Aradan bu kadar zaman geçtiği halde ne mektup ve ne de cereyan gelmedi. Gresleri gaz lambasının kör ışığı altında oturmak zorunda kalı- yoruz. Nedim Daru Bu mektup bize bir hafta evvelki tarihle » Temenni ederiz ki o samandanberi arıza tamir edilsin. Fukat 23 eylülden 5 Leşrinlevvele ka- dar bir aboneyi petrol lâmbasile b- rakmak ta olamaz, Dikkati calbederiz. Kan davası iyn yenmemek ünre bara ve yüzünden cinayet bo acaktır, —— — Don yağlar sık sık tahlil edilmek (Mahkeme taammüd olup ol- madığını araştırıyor Çatalcada bir kan davası yüzünden Lütfi adında birini taammüden Öl“ dürmekten maznun Muradın muha- kemesine dün ağırceza mahkemesin« de başlanmıştır, Z Tahkikat evrakına nazaran LüWi bundan sekiz sene kadar evvel Mura- dın amcasını öldürmüş, bu yüzden Murad kendisine karşı kin beslemeğe* başlamıştır. * Aradan sekiz sene geçtikten sonra Murad bir gün Lütfinin köyden uzak» ta bulunan tarlaya gideceğini tesbit etmiş ve bir mavzer tüfeğile bir de b çak alip tarlanın yolunda beklemiş- tir, Lütfi sabahleyin köyden çıkıp tar- laya giderken Murad saklandığı ağaç- ların arasından mavzerle altı el ateş ederek Lütfiyi vurmuştur. Lütfi ye- re yuvarlandıklan sonra Murad üze- rine atılmış ve bu defa da bıçağını çe- kip iki defa saplamıştır. Lütfinin ta- mamile öldüğüne kanaat getirdikten sonra da tüfeğini orada bir söğüt ağacının altına saklamış ve kendisi başka bir köye kaçmıştır. Silâh seslo- rini köylüler duymuşlar, cinayet mey- dana çıkmıştır. Vakadan biraz sonra yakalanan Murad cinayeti itiraf ederek tüfeği sakladığı yeri de göstermiş ve hak. kında evrak tanzim olunarak yol bek- lemek ve tertibai almak suretile ta- ammüden adam öldürmek suçundan dolayı Türk Ceza kanununun 450 nci maddesi mucibince idam talebile mu- hakemesi yapılmak üzere ( ağırceza mahkemesine gönderilmiştir. Dün yapılan muhakemede maznun — Şu pazarlık usulü kalktı İyi oldu bay Amca... v.. Meselâ zatıâliniz gelip malların fiatlerini tedkik buyuruyorsunuz... ... Hangisi kesenize elverişli gelir- se ondan alıp gidiyorsunuz!... Ohl... Ne güzeli... * ... Ne alıcının aldanmak korkusu Eminönünde Yenicami kemeri yanındaki binalar yıktırılıyor Yenicami kemerine bitişik olan dükkânların islimlâk muameleleri bittiğinden, bu binaların da yıktırıl. masına ve kemerden itibaren Selâ- nik bonmarşesi binasının yanındaki köşeye kadar bütün bu saha tahta perdelerle çevrilmiştir. Bu adadaki bi- Dalar iki kattan ibaret olduğu için itfaiye vesaitile yıktırılacaktır, İtfaiyenin tahta perde çekmesine ve dükkânlarda oturan esnafa tebli- gat yapılmasına rağmen bu dükkün- lar hâlâ boşaltılmamışlardır. Maamâ- fih tahta perdelerin çevrilmesi işi bittikten sonra dükkânların - hariçle ihtilâtı kesilecek ve dükkânlar hemen boşaltılacaktır. Bu binalar da bugünlerde yıktırıl. mağa başlanacaktır. Balıkpazarı mın- takasındaki binaların o yıktırılması Üzerine Yenicaminin bu kısmı meyda- na çıkacaktır. Bunu göz önüne alan Evkaf müdürlüğü, Yenicaminin bo- zulan saçaklarını tamire ve caminin cephesindeki bazı harap kısımları dü- zeltmeğe karar vermiştir, Bakkaldan ekmek almağa giderken düştü, kolu kırıldı Bakırköyde oturan on altı yaşla- rında İstelyo isminde bir çocuk bak- kaldan ekmek âlmak üzere koştuğu bir sırada düşmüş ve sağ kolu kırıl- mıştır. İstelyo Beyoğlu hastanesine yatırılmıştır. Eski köprü İstifade edilemiyecek kı- sımları ayrılıyor Eski Unkapanı köprüsünün enkazı Bütlüce karşısına çekilerek terkedilmiş- ti. Bu enkazdan istifade kabil olan kı- #ımların ayrılması, olmıyanların da sâ» tılması kararlaştığı cihetle iki günden» beri köprü üzerinde çalışılmaktadır. Dün, bu çalışmalar esnasında iki kaza olmuştur; N Feriköylü Salihle, Hallâ isminde iki kişi demir parçaları naklederler- ken ayaklarına düşürmüşler ve teh- likeli surette yaralanmışlardır. Zabi- ta, iki yaralıyı da Cerrahpaşa hasta» tırmıştır. Murad suçunu tamamen itiraf et miş ve: — Ben Lütfinin yolunu beklemedim. Kendisini öldürmeğe de karar vermiş de- Bildim. Elimde tüfekle köy yolundan ge- gerken Lâtfi önüme çıkarak bana küf- retii, kavgaya tuluştuk; kavgada LÖtfi beni öldürecekti. Ben daha evvel davra- narak kendimi müdafaa ettim ve Lütfi vuruldu. Demiştir. Çatalca ceza “hükimliği tarafından ifadeleri alınan şahidlerin istinabe evraki okunmumüuştur. Bun- da Muradın suçunu itiraf ottiği ve tüfeği sakladığı yeri gösterdiği ya- zılı idi, Murad, bu ifadelere itiraz ederek Lütfiyi taammüden öldürmediğini ve nefsini müdafaa için vurduğunu söy- ledi. Diğer iki şahidin ifadelerinin Alınması için muhakeme başka güne bırakıldı, var, ne satıcının aldatmak kaygısı!... İki taraf da kârdal... PAN Sir öy (par çarpıan | Garip bir tavsiye — Aman sağ tarafımda bir sand var sakın apandisit olmasın!.. i Harp endişesi gibi uzun müddetien- beri milyonlarca gönülde bir de apan- disit şüphesi var, , Bir çokları hayrette: — Canım eskiden bu kadar apandi- sit bolluğu yoktu. Bu moda yeni mi çıktı? Bazıları buna basmakalıp bir cevap veriyorlar: — Hayır eskiden de apandisit çok» tu. Fakat farkında olmuyorlardı. Adamcağız apandisitten ölüyor. «Ka- rın ağrısından vefat etti» diyorlardı. Şimdi fen ileriledi, Apandisitin teşhi- ediyor: Dört ayak üzerinde yürümek... Yani insanlar ellerini de ayak gibi kullanarak yürümek.. Bu meşhur profesör ilâve de ediyor: — İnsan sıhhatte kalmak için her. halde dört ayak üzerinde yürümelidir. İki ayak üstü yürümek hem mantık- sız, hem de çirkin bir âdettir. İki ayakla yürümek yüzünden vücudü- müzün bir çok âzasına lüzumundan fazla bir yük yüklüyoruz. Bu yüzden bir çok hastalıklara sebebiyet veriyo- ruz. Hayatta tahii olan yürümek dört ayak üstüne olanıdır. Dört ayak üs- tünde yürümek daha medeni bir usul- dür. Bu suretle insan bütün hazım- sızlıklardan kurtulur ve hiç bir zaman apandisit olmaz.» Doktorun bu sözlerini gazetelerde okuduktan sonra elimi şakağıma ko- yup düşündüm. Demek dört ayak üs- tü yürümek medeniyet alâmeti... O halde şimdiye kadar dört ayağile yü- rüyen eşeklere, atlara, develere, fille. re, öküzlere iftira etmişiz... Meğer on- Tar ne medeni mahlüklarmış!.. Bir şey daha var. Çocukluğumuzda daima ellerimizi ayak gibi kullanarak emekleriz. Yani doktorun istediği gi- bi yürürüz. Demek çocuklukta mede- ni yaşıyoruz da iki ayak üzerine kak kınca vahşileşiyoruz. Bütün dünya- daki insanlar eğer bu profesör gibi düşünmüş olsalar ve öyle yürümeğe kalkışsalardı acaba sokakların hall nasıl olurdu?.. Herhalde dört ayakla yürüyen bir delikanlının, gene ayni tarzda yanın- dan geçen bir kadına lâf atması görü- lecek bir manzaradır doğrusu... Hele böyle yürüyerek telâş içinde vapura yetişmek ömür olacak... Fakat bir şeyi merak ediyorum. Dört ayakla yürümeği bu derece mü- dafaa eden âlim acaba arasıra sokak» ta böyle dolaşıyor mu? Hikmet Feridun Es m Selim Sırrı Tarcanın konferansı Üstad Selim Sırrı Tarcanın İstan- bul radyosunda bu akşamki konfe- ransının mevzuu: Ömrümün kitabın dan: «İlk aşkım» dır. Akıl hıfzissıhhası ve krimi- noloji kongrelerine giden murahhaslarımız döndüler Münihte toplanan Avrupa milletle. Yi akıl hıfzıssıhhası kongresile Roma. da toplanan birinci beynelmilel Kri- minoloji kongresinde memleketimizi temsil eden profesör Fahreddin Kerim Gökay ile doktor İbrahim Zati kon. grelerin mesailerini bitirmeleri Üzeri. ne İstanbula dönmüşlerdir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: