2 Mart 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4

2 Mart 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

B Pit e Birinci nefer ayağa kalktı: — Öye ise ben de herifi temizliyorum arkadaş!. İki adım ötede iri bir meşe ağacı vardı. Nefer oraya doğru koştu. Ağıcın gövdesini siper D aldı. Süvari, bir dakika sonra, yoldan tam onun hizasına gek mişti. Neler belindea çıkard $ iri kuburu doğrultta ve 'ateş etti. Süvari başından vurulmuştu. Altındaki at Ürktü ve - eçradi Süvari ağır yıralı olduğu halde yuvarlandı. Nefer tereddüd et meden yola atladı, yaralının göğsüne bir hançer sap'adı. Ve meçhul yolcuyu leş sürlük- ler gibi, bacığından yakalıyarak süratle ağaçiığın içne çekti. Derhal elbiselerini çıkardı, cep» “llerini, kuşuklarını, - boynunda “ka ışla sallanan meşin cüzdanı — kazış'ırdı.. Nefer, yığlca bir parti vur: © muştu. D ğeri de yetişti ve ona yardım etti.. — Gördin mü? Ben deme dim mi sınel. — Fakat şurada meşin ke Benti'sçiüde” bis” Bd veri Ac:p nedir ki? — Aç bakalım! Açtlar, baktılar, iri damgah, — düzgin ve divan yazısı bir mekup. İlk satırlarımı beceler diler: Şıhtan, padişaktan bahsed> yorda. Neferler bir.birine bas kıştılas: — Gkbe Vit iyledik. — Ö le olsa gerek.. Facat © ©'an oldu.. Şu herifi gönelim, © kâğıdı da yırtalıml, - — Köylülere satarız. İka Nferer, bu işi soruna ka — gar tamamlımışlardı. Bilmiyor — lardı k& öldürdükleri Acem şahi İsmilin, Hakana gönder ği elçiydi. Yırttıkları kâtıd da, — sultan Selimin ilk mekiubuna şah » verdiği cevaptı. Fıkıt bâdse br az sonra i. Trabzoa beyi ken- — dilerini yaka'attı. Sıtan Se- Lm de epeyce yaklaşmıştı. Bir | — konak ötede idi. Sıncak bey: -— —Eyvah, diye düşünüyordu, — benim de başıma iş çıkacak, | cünkü padişahın — tereddüdü, VA *uwhıııı:ıı yok, | — Hakan; Kuratepe yaylağına ç bir konak öteye inmişti ki, Acem selirinin öldürüldüğünü uydu, Hiddetinden köpürü- %dn. Fakat ne diyebilir, ne yıpab lird.? Acaba şah ne de mşti, ne haber, ne mektup — yollamıştı?. Derhal bir süvari çıkararak Trabzon sancağı beyine şa ira- deyi gönderdi: ANADOLU Ginlük siyasal — parete — RARAD v Başmbaniri —| #Haydar Rüşdü OKTEM Ümumi veşriyat ve yazı işleri müdür | ak, bazudi Nözbet ÇANÇAK —- İDAREHANESİ Bewir İkinci Beyler sokafıı C.Balk Teztisi binas içinde Telşrek İsmir — ANADOLU Teleteo: 27760 Posta kutasu: 405 ALomne çerniti Yallağı 1<00, alür aylağı 900 kuruştur Yabana memleketler için — venelik İ ebere tereli 27 İizadır ANALULU MATDAASIDDA KASILMIŞTIR ... Yazan M. Ayhan —H - »- Elçiyi katleden askerleri nzi hrpse tkımız.. İkiaci bir ferman sadır oluncaya kadar kend lerini " salmayınız. Padişah, tahkikat yapılmas: n irede kılmıştı.. Hakan, o gün hareket etti, ertesi yün Yassı çenen vadisinin &a nihayetinde kerman çaymıaa varmıştı. Ne rede ize şahın kuvvetlerinin gö- zükmesi ihtimali vardı. Tam bu sırada ileri kara- kollardan bir müfrezsala orta. sında bir İranlı getrildi. Ve hakana haber ver İdi: — Şahin elçisi geldil. S:lim, bunu işt nce yerinden hır'adı. Çünkü hakan, hiç kim- senin haberi olmadan — şıha ikinci mektabu bile gönder m şti. Selim, bu ikinet mektubunda da birincisi gibi Şah İsmailn doğrudan doğruya izzeti nek sne hücum ediyordu. Hatta bu mektap'a, Şaba bir de he diye tertip etmişti ki, on'ar da huka, #sa, misvac, kuşak ve- sair derviş eşyası idi. Hakan bu süreti — Sex derviş — sülülesinden- 8n, bunları giv'de bir köşeve AYANALI otur, külâh sallal Demek istiyordu. Padişah ba- ğrde — Çıbuk, - elçiyi get rin! Çadırda epeyes — kalabalık vardı. Hemdem, Zeynel, Soan, Mustafa paşalar, beyler vesaire oturuyorlardı, Şahin elçisi içeri girdi ve hakanın önünde diz çöktü. Pa- dişabın çehresinde ne bir çizgi, ne de bir tebessüm vardı. — Söyle, dedi, sen Acem diyarından mı ge'iyorsun? — Evet haşmetpenah.. Dev- letlâ şahrım, kulunuzla bir nar me, bir de hediye irsal buyur dular, — Adın ne senin? — Şah kulu Akay., — Ver bakalım şu nameyi. Padijahın işaretle Hemdem paşa kalktı ve elçnin elinden mektupla hediyeyi aldı. Padişahın yeni bit iradesile Hemdem paşa mektubu oku- mağa başlıd. Acem şah he- karet etm yor, ağr, ciddi bir ilade ile € vab variyordu. Fa- kat bu mektubdı çok inee bir st bzada bıulındığu da seziliyor: du. Şah hulâsaten şöyle d.yordu: — Devam edecek — huzuruma Denizbank umum müdürü nün gazetemize beyanati —Başı J inci sahifedı — kendisime verilmiştir. Ba va- porda balıkçıların - ve - balıkçı- lğın mühtelif vaziyetlerinden bahsadi.mekle beraber - balık- çıığımızın ink şalı hakkında da mütalaalar vardır. Odadan Türk- ofis müdürlüğüne giden umum müdür, hayvan ihracatçılarının Türkof.s müdürlüğünde yaptk- ları bir toplantıya tiyaset et- mş, ve bı toplantıda Türkofis müdürü B. C:mal Ziya A-dal ile Denizyolları amum müdürü B. Sadettn de hazır bulur- muşlardır. Mafümdur. ki, Yunanistanla aramızdaki ticari mün:sebetler de en mühm ihraç maddemizi ganlı hayvanlar teşkil etmekte- dir, Br kaç senedenberi Yu- nanistana vaki hayvan ihracat mızda mühim tenezzüller görük meğe başlamıştır. Bunun en mühim — sebebini nakliyattaki müşkülât teşkil ediyordu. Bik bassa Pireye nükliyatı temin eden Denizyolları vapurlarının ÜÇ sene evel seferlerini kaldur maları büyük zorluklar hısula getrmiştir. Yunanistana ihraca» tımızın iak-şafları imkâmı üze- rinde meşgul olan — şehrimiz Türkolis direktörlüğü bu mev- gu üzerinde uzun zamandanberi | yopuğı tetkk ve teşebbüsleri Denizbank umun müdüörü Yu- suf Zya Önş ile Denizyolları omum müdürü — Saadeddine mevzuu behsetmiş ve mesele İ| yeviden tahlile tabi tutulmuş: | tur. Memnuniyet e haber aldı- İ| gımıza göre yapılan göüşme lerden sonra Yunanistana hay- | van :h acatımızı emniyet altına | alıcak olan Pire geferlerinin pek yakında teossüs etmesi bu- susunda prens.p kararı — verik miştir. İhracatçılar, vaz'yeti ve ibhti- * yaçı izah etmişlerdir.. Bilhassa bayvan ihracatının rantabilite nok'asından etraflı bir şekilde mütaleası yapılmış, — nsticede eee —— ——— e 2 müsbet bar karara vasıl olun- amnuştur. B karar, hracatçılar arasında büyük bir memauniyet uyandırmıştır. Örle üreri belediye reisliği tarafından Den zbank ve deniz- yolları umum müdürleri şerefine İzmirpalasta bir ziyafet verik M $, Val. B. Fazlı Gileç, bele- d.ye reisi Dr. B. Behçet Uz, bman işletme müdüü B. Haş met Dü ge, Acay vıpurları mü- dürü B. Cemil, Deazbank mec- li asından B. Cemal Şahengeri buluam ışlardır. İstanbula hareketinden evel kendis'ni gören bir muharrri- mre Denizbank teşk.lâlı ve muhtelif işler bakkında —aşağı- daki mühim beyaaatta bulun- muştur: — İzmirde Denizbanka ait mü:ssese gezmek, görmek iça geldim. Onları zamanın imkârları nisbetinde tetkik et Bm. İzm'rde mevcut bütün tep ki âhmzı(Liman işletms idareşi, Denizyolları işletme acentası, klavaz'lak ve liman - reislik ) ini bütün teşki'âtile Denizbak İzmir teşkilât namı altıada top'üyo- ruz. Müdürlük - vazıfesini liman işletme müdârü — B. Haşmet Dülge yapacak, bu suretle Tüp k yede Desizbaakın ilk şubesi İzmirde teşkil edi.m'ş ve bülüa işler bir. elden e edilmek üzre kanyoun verdeği ıılıh.yıı. ilk olarak İzmirda yerine geti. rilm $ olacaktır. Bugün İstanbula gidiyorum. Oradan da Aakaraya dönece. gim. Martın onuna dağru yük- sek tasdika iktirag eden De. sizbank meclisi idare reiş ve azalarile ük içtimâimızı yapa- gığız. Bu içtimatm za Başbakan B. Celâl Bayar - İüt'en riyaset etmeği kabul etmiştir. — İktisad Vekii B. Şakir Kesebir de içliimada — bazır — bulunacaktır. Başbakan, gerek Meclişi ide. reye, gerek WMUM müdürlüğe — Sonu J0 ancu sahifede — o B. Hakizı Ocakoğ vna cevap: Li “Ağızdan dolma malü- matla hücum olmaz,, Yavuz Selımı hiç kimsenin haberi olmadan Şah) ve canccninin Tiyenee eün İsmaile ikinci bir mektup yollamıştı olacaktır) denilmiştir ki'bu benim kıl savvar etmek, şahsıma bücam Maünhaistir. Kiültürpark sahasına gelince: Bu hususta plâna biraz dik- kat edilirse, busun park olma- dığı anlaşılır. Piâaın o kısınında yazılan yazıları aynen nakledi- yorum. Graup Scolaire müsee, B.bliothegiıs — orlada büyük fakülte yazısı etrafında “Baux arts medec ne, ssiences, lettres, daha aşağıda küçük harilerle ecol yazılıdır ki bu kelimeler: den park manasını istihraç et- ıeklıtın uocak Bay Ocakoğ- luna olduğunu zanned.yo- rum. Zıra bizim lügatlarda bun- ların parka delâlet ceğine da v birşey gö emedim. Hükümet maha!lesi iset Bunun için de lütlen plâna dikkat buyurmaları lâzımdır. Burada, belediye sarayı, polis, lposta ve te.gcaf yaz sı, sağ köyede bir adada adlıye ve maliye vesaire, solda da bir ötel var dir. Bu kısımlar plânda işaret edildiği g bi raporda da mev- cuttur. Binaenaleyh bu husüs- taki sözlerim hayalimden değil, bilerec söy enm ştir. Şimendifor istasyonları ara- sındaki muvasalaya gelincer Naha Vekâletinin istasyon- ların — birleştirilmesi — hakkın- daki yüksek karam — plânda mevcut esas bir likrin tasdiki vesileri —arı kat bu hiç bir zaman şehir içi istasyonlarının ilgasını tazam mun etmez. Her şehirde bir esas islasyon bir de pehir içi istasyonları mevcuttur. Bay 1 mail Hakkının bir tarihte Ham- burgu şerefiendirdiğini işitmiş- tim. Misali oradan alalım: Esas isasyon olduğu g bi Altonaya gidea hattı ve bir de Timanın karşı tarafına giden hattı ve burada bir takım şehir içi ir tasyonları bulunduğunu hatırla- maları gerektir. Bu, her yerde böyledir. Pd)da da eras istasyon hat- ların tetalüb yerinde olacık ve şehir istasyon'arı da, biri Baş- manede diğeri Puntada kalacak mülâhazasile kabu! olunmuştur. Binaenaley ikisinin ortasındı en kısı muvasala yolu dâ lâz mdır. O da Kütürparkın ortasından geçen yoldur. Bay İsmail Hakkıdın dediği gibi bile olsa bugün için istas- yorların kalkmaması hasebile bu yol da elzem değil midı? Ülk iş olarak daha yapılacak istasyonun yerini — bile tayin etmeden yolün ilgası mı lâzım- dır? Ba aceleye ne lüzum va:?. Bu ayrı bir meseledir, osu bu- vada bırakalım. Türk ve ecnebi şebircilerin fikrlerine geligce: Umumi olarak şunu - söylye bilirim ki, bir hafta veya on beş gün oturmakla ve hiç bir ıphdıl ve ihzari, bi'hassa iktı- fümnat haricinde karşıdan 6 ııklı bir gehrin plânı hake :ııdı Kikir iradı bir az haf.flik ve ciddi bir şehir mütehassısına yakışım yaa bir hareket olur. Âsarile ve bu eserlerin muh- telil ve sahibi salâhiyet otörler tarafından ecrebi mecmuaların- da yapılan tenkitleri bizce ma- lüm ve müösbet o'an Yansene şehir plânı için yaptığı tenki- data mukabil lâzimgelen cevabi Ozaman gazetelerde uzun uza- diya yazmıştım. Takrar bıktırici olacağ ndaa vazgeçiyorum. Ber- lin mimari #akademisi reisi ve beynelmilel bir şahs yetin Yan. senin eserleri hakkındaki söyler diklerini de yazmıyorum, Şahis- lar üzerinde oynamak istemem. Belediyemize mütcaddit müra- cantla iş isteyişi de, keza ma- lümdur. Sanayü nelise profesörünün husus'aki sözünü salâhiyet harici addettiğim g bi ayni za- tın bana söy ediclerini ve gerek makama verdiği rapordaki lisı- DDi şuraya kaâyıddan — çekini- yorüm. Avif Argunu ise, mualesef tanıyamadım, tanımak isterdim. Yaptığı bir şehri da iştmedim, Odun söderi için bir şey ıvylı— yemem. Esasen © muhterem zat da yeni kanunlarımız ve yalnız bugüaün estetğinden bahset- miştir, Maamafih Bay İsmsil Hakkı- nn bu yazılarındaki aksamı ken dierine göndererek plân hak- kında söylediklerini hangi eser sata istinad ettirdiklerini ilmi nektadan soracağım, cevapa- madaan ve münakaşalarımızdan onu haberdar etmek bir vazi- fed'ı. Yazının üçüncü kısımı, daha doğrusa kısmı küllisi ise: Tamamen şahsıma söylenilen bir sürü s fatları, tarizleri, hü- cumları havidir. Bunlara ceva- bun şudur: Benim ne olduğumu şu şehirde hemen rubu asırlık ilmi bi> hayat geçirmiş ve bıı çok şehir işlerine karışmış maklığım itbarile herkes Memleket'miz ahalisinin bö: uzun müddet çalışan bir adamı tanımıyacak kadar iptidat te- || lâkki edilmesine' razı olamam, Onlar beni iyice tanırlar, kâfi || derecede ne olduğumu da lamışlardır. Tanımıyan ise tanı- mak içn- Ray İsmal Hakkı Ocakeğ'unun Mmüracaat etmemiştir. Binaen- aleyh bu buşustaki gayretlerile kendisini br köşeye oturup da iş olsun diyo geleae geçene kendi sıfat ve is'm'erini takmak istiyon adamlara benzetiyorum. Eğer sayın Ocakoğlunun canı *£lân veya falan beled ye işle- riai tetkike koyuldu, diye o adama bir takım sıfatlar izafe etmek, bu suretle hoşça bir wakit gaçirmek istiyor ve bun- dan da zev< dayuyorsa bu zev- knden kendisini mahrum etmek niyetinde değlim; kabiliy ti, istidadı nisbetiade söyliyeb lir. İstediğimiz yalaız hatırının şad olmasıdır. Yalaız rica ederim; daha ne gibi mu! muhayyel ha: sini birden bir yazıda söylesin- ler de hiç olmazsa, sayın kari- leri benim şahsiyetim hakkında || bezletlikleri 've pek de zarif olmuyan tâbirlerle bıktırmasın- lar.. Bu surerle bu iş peşinen biter ve bz de badehu esaslı münakaşalara gireriz. Kendileri için bu usalü daha muvafık görürüm. Bir de müsaadelerile halisane kendilerinden şunu ricı edeyim ki, ağızdan dolma ma- lümatla hücuma kalkışmasınlar. İstihbar ve tahkiklerini, bir az daht derinleştirsinler ve yazdık. larını hisse değil, (bilg ye) isti- nat ettirsinler, bu suretle daha iyi olur zannederim. Bu vakte kadar muhterem Ocakoğluna hürmetim ve sav- gim icabı. esvap ver yordum. Fakat zanneder m ki, artık ye- zıları bir at fazla şahsi ve fazla Jâübaliyane oldu. Duüma söyle- d ğim gibi, ben şahsiyattan hoş- Janmam, yazılar - altşıda nag asıl manaları anlıya: gim gibi hisse kapılarak ya'nız şahsıma hücum eden yazılara istenild'iği ve anlıyabilecekleri tarzda çevap vermeğe tabiatım müssid değildir. vasıtalığına da | Sağlık Dakili hastalıklar m Medasmın zt De M. Şerki Uğar diyat kik Kasabi astma —-2— Bu hastalık nefes borularının muvakkat bir darlığından do- guyor. Çok dela çocuk uk dev- rinde çekilen bazı cit hastalık- ları dolayısile bu hastalığa ka- biliyet fazladır. Diyatez eküda- tif ve artrtizm bünyeyi taşıyan insanlarda istidadıan daha fazla oduğu gözülmüştür. Bazı ço cuklar vardır ki, konstitüsyon ve dispozisyon'arı — do'ayısile ufak bir soğuktan bile pek kor lay bronşite yakalanırlar. Bur- lar sık sık nezleye de tutulür- lar. Lâkin bu broaşitlerde, az çok bir de haf derecede nefes darlığı görülmektedir. İşte bu çocuklar büyüdükçe, bu hal de artâr ve tam bir kasıbi astma nöbeti vukua gelmiş — bulunur. Bu bünye ve vücudü taşıyan issanlar uzun boylu ve zayıf tiptedirler, göğüsleri de oldukça dardır. Bazan çocuklar yirmi yaşına gelince bu hastalık ta vücutten sıyrılır. Lâkin şunu da bilme- lidir ki, yirmi yaşındın sonra da devam edecek o ursa, artık yaşadığı müd tetçe kendisinde kalmış olur. Bazı kere yaşı İlere lem'ş insanlarda bile Kasabit astma nöl ti görülebilir. ve bu nöbetler daim? olarak de vam eder durur. — Sonu var — ü :l'Vo'll Pazartesi; Kemeraltmda Şiiç ki Samtaş Keçer lerde Yöni İzim r; A« yoklada Helk. Salı: Komerslunda Birlikş Cüze'ye. bda Göze'yelç T Stikte Faik; İlâ çeşmelikte İkçeşmelik; Türkpasa, vında Abdüsre' l 'argambar meraltında — Firlikt Keranti. vada Eşyel; Kemerde Ai Huyred. din, E;teftpaşada Eşrelpaşa, Pe be: Kemeraltısda S.hbatç K arataşla Barte; — Keçecilerde — Yeni — İzmlrş ;ı'ıı:pıııhıdı Astik — Ayvuklada Kemeraltında Şifaş Tükilikte Faik; Eşrefpatada Eşre'paşa; Türk. pozarında Abrüwelâm. Camartesi: Kemeralunda Hild; Güzelyalı. d Güre gel Tüekpasanında eli İciçeşmelik; Keomeraltında. Sıbhatç Karenti. nada Abmed Eşceiç Kemerde Ka mer; E refpasada Eşre'paşa; Alşap. eskin Ahmed Lütli, Besediye işleri tekk edi liyor, diye taraflarından çe karılap bu — gürültülü, — velve leli hücum sebepler ni de an. lamaktan, tetkisten — kaçınıyo- rum. Zra benim, kendi te raklarında bezm yok. Bunun için (her ne kadar kendilerini cevapsız bırakmak nezakets zli. ğgiade bulunmak isteyezszim de) mahterem Biy İsanil Hakla Ocakozlunun bu tarzdaki yazır larına cevıp veremiyeceğimden dolayı beni tanıyanların mazür görmeler.ni rica ederim. Cidâ şeki.de, iş; münacaşasına her zaman bız rm, fakat bir sistem ve mahalle dedikodusu haine inkılâp edea yazdarı cevaba kabıl. yetim olmadığın - esefie görüyorum.

Bu sayıdan diğer sayfalar: