22 Mart 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 3

22 Mart 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

î t"l r KAR Gh HPıBı. yi Cumhuriyetin 15 ci yıldönü- münde, —muayyen bazı mah- Bmlar; için af muhtemeldir. Yurdun her tarafında muazzam tezahürat yapıla- KA ANADOL ıî RADYO caktır. O gün, resmi birçok müesseselerin de küşat resmi yapılacaktır. İstanbul, 21 (Hususi) — Cumhuriyetin on beşinci yıldönümü, muazzam tezabüratla kutlulana- caktır. Memleketin her tarafında yapılacak şenlikler için, şimdiden talimat verilmiştir. O gün, yurdun her tarafında birçok mekteplerle smi müesseselerin de açılma merasimi yapılâcaktır. Alâkadar makamların verdiği malümata göre, muayyen bazı mahkümlar hakkında umumi af Fransız kabinesi ilânı muhtemeldir. Avusturya ve Uluslar sosyetesi Almanya, Cenevreye bir muhtıra verdi.. Cenevre, 21 (Radyo) — Ab manya hükümeti Uluslar sosye- tesi genel sekreterliğine bir muhtıra göndermiş ve Avustur- yamn, bundan sonra Uluslar sosyetesile alâkası olmadığımı ve Almanya ile birleştiğini bi dirmiştir. Amerikanın bi- taraflığı Mutaarrızlar için bir —23 (Radyo)—İN: ork Taymis) gazetesi; Ameri> m, Avrupa işlerine karşı bi- taraf kalmasını iyi görmemekte ve bu bitaraflığın, mutaarrızlar için bir pirim teşkil — etmekte olduğunu ve 'düaya sulbuunn bu suretle muhafaza edilemiye- ceğini ileri sürmektedir. Polonyamatbuatı Litvanyayı tehdit edi. yor, Litvanya kabine- si istifa etmek istedi Kovno, 21 (Radyo)— Litvan- ya kabinesi, bugün, cumhurreisi Zmetonoyu ziyaret etmiş ve is- tila etmek istemiş ise de cum- hurreisi kabul etmiyerek tedavi için İsviçrede bulunan Hariciye Nazırının avdetini beklemel Tini bildirmiştir. Varşova, 21 (Radyo) — Lit- vanya umumi efkârını Polonya aleyhine tahrik için Kovnoda ve Litvanyanın her yerinde pro pagandalar başlamıştır. Polonya — matbuatı, bundan sonra inat etmemesini Litvan- ya tavsiye etmekte ve Âvustur- yanın akıbetini örnek göster- mektedir. Çin nehirlerinde Ecnebi vapurlar işliyemiyecek Şanghay, 21 (Padyo) — Çin nehirlerinde Japonların, ecnebi vapurların seyriseferine mani u'ı—ıklın ve yâlnız kendi va- purlarını işletecekleri hakkın: daki haberlerden dolayı ecnebi Vüpur acentaları endişeye düş- Müştür. Toprak bayramı Ha'kalıda kutlalandı İstanbul, 21 (Husasi) —Top- rak bayramı, H Ziraat okulunda köylü'erin iştirakile ve pek parlak bir. sürette - kutlü- lunm ştir. Bugün Eliza sarayında Cumhur reisinin riyaseti altında toplanacak Paris, 21 (Radyo) — Fransız kabinesi, yarın sabah Eliza sa- rayında Cumhurreisi Lebrunun riyasetinde loplııııoık ve öğle- den sonri imiş gibi relerde hazır bulunacaktır. lâmentoya giderek, Frasız ordusunun, barp halinde ilâhlanması lüzumu etrafında cereyan edecek müzüke- Hârici siyaset hakkında parlâmentoda vakubulacak istizahların Hariciye Nazırı Pol Bonkurun gösterdiği lüzum üzerine geri br rakıldığı - söyleniyor. Viyanada tevkifat Kendi kendilerini öldürenler de gün- üprim teşkil ediyor |den güne çoğalıyor, plebisit başlıyor Paris, 21 (Radyo) — Avrupa matbuatının Viyana muhabir- leri, Viyanada birçok kimsele- ildi kendi kendilerini öldürenle: den güne çoğalmakta olduğu- nu, Yugoslavyaya kaçan (Ver- nato) dan başka, Şuşnig kabi- nesi azasının mevkuf — bulundu- gunu, — Kralcılardan — Kolonel Volfun, kendi kendilerini öldü- renler arasında bulunduğunu bildiriyorlar. Son haberlere göre; vatan- severler lideri Habisburg ht- nedanından Arşidük — Antaanın şatosunda araştırmalar yapılmış ve bazı evrak bulunduğundan, Arşidük tevkif edilmiştir. Arşidük Antuan, Romanya kralı Karolun eniştesi - olmak münasebetile kral Karol, Hitler nezdinde teşebbüsatta bulun- muş ve Arşidükün serbest b rakılmasını rica eylemiştir. Viyanı, 20 (A.A.) — Royter bildiriyor: Dün haber verilen intiharlar arasında eski dahiliye ve emni- yet nazırı Stürmen ile meşhur Fraye Presse — gazetesinin baş- muharriri Kurt Donnenfeld ve maruf tarihşinaslardan Fridelin isimleri de vardır. Viyana, 21 (Radyo) — Avus- turyada yapılacak plebisit, önü- müzdeki Perşembe günü başlı- yacaktır. Hazırlıklar bugünden başlamıştır.* Almanyanın Avasturya komi- seri sabık başvekil İnkuas, mü:- him bir beyanat hazırlamışır. Dr. Şaht Linç şehrinde Viyana, 21 (Radyo) — AL manya Devlet Bankası genel direktörü Dr. Şaht, dün gece Linç şehrine muvasalat etmiştir, Dr. Şaht, oradaki işlerini biti- rince buraya gelecek ve Avusturyanın ( zim eyliyecektir. 8 işlerini tan- Tekirdağlı Bugün İstanbulda İstanbul, 21 (Hususi) — Te kirdağlı Hüseyin, yarın (bugün) Paristen gelecektir. Pehlivanı- mızin karşilanması için sporcu- larımız şimdiden tertibat almiş- lardır. Paris, 21 (Radyo), fAnadolu ajansı hususi muhabirinden|) — Meşhur Türk pehlivanı Tekir- dağlı Hüseyin, haftalardanberi Löndrada * kendisini " gezdiren menecerinden ayrılarak Parise gelmiş ve trenle Köstenceye hareket etmiştir. Tekirdağlı Hüseyin, İngilte- rede muhtelif şehirleri dolaşa- rak kendisine karşı çıkacak peh- livan bulamamış ve bu vaziyet karşısında Parise gelmiştir. Meneceri B. Asım, yeni an- gajmanlar 'aldığını — söylüyerek Tekirdağlıyı - Türkiyeye — dön- mekten vazgeçirmek istemişse de bunun doğruluğuna kani olmıyan ve daha haftalarca ötede be- ride gezdirileceğini anlıyan Türk pehl.vanımı memleketine dön- mek kararından vazgeçireme- miştir. Profesör Pitart İstanbula vardı ve Ankaraya gitti Ankara, 21 (Radyo) — İsviç- reli Profesör Pitart, bugün bu- raya gelmiş ve parlak surette karşılanmıştır. Profesör, Anka- raya hareket etmiştir. Mısır kralı Cüzzam kongresini açtı Kahire, 21 (Radyo) — Kral Faruk, bugün Cüzzam kongre- sini açmıştır. Kongreye, 65 dev- let ve üç yüz murahhas iştirak evlemiştir. a Ç B Ş OBÇ A U | caktır. Ital yaya gelen yaralılar -.© | Yemen prensi —— * —— İstanbulda beş ve An- karada iki gün kalacak.. İstanbul, 21 (Hususi) — Ye- men imamının oğlu prens Sey- fülislân Hüseyin, burada beş ve Ankarada iki gün kalarak ricalimizle temaslarda buluna> Türk-Ingiliz Finans müzakereleri ve hakikate uymıyan haberler Londra, 20 ( A.A. ) — Bir müddettenberi coreyaân etmekte olan Türk-İngiliz ticaret ve fi- nans müzakereleri faal bir saf- haya girmiştir. Başlıca Türkiye- den İngiltereye kâfi derecede ihracat mevcud olm&ması yüzün. den halen sakat işlemekte olan Türk-İngiliz kliring sistemi tet: kik edilmektedir. Bundan başka Ankarayâ beş senelik plânın tatbikine imkân verecek ticaret kredileri yapık ması meselesi de tetkik edi- liyor. Bu müzakerelerde bir istikraz meselesinin mevzuu bahs olma- dığı bildirilmektedir. Ankara, 21 (A.A.) — İngik terede bulunan bankacılarımızın yapmakta oldukları temaslar veği bunlara iltihak etmek üzere gönderilen Maliye Vekâleti na- kit işleri genel direktörünün hareketi münasebetile İstanbul gazetelerinde neşrolunan bhava- disler ve ifade olunan rakam- lar hakikate uymamaktadır. Gene İstanbul - gazetelerinde vergi tenziline ait çıkan hava- dislerde bu cümledendir. Herşeyin olduğu gibi zama- nında efkârı umumiyeye arzını şiar edinen hükümetimiz bu tın — tashihine Anadolu ı memur eylemiştir. Piskoposlar General Frankoya ricada bulunacaklar Nevyork, 21 (Radyo) — Pro- testanlardan 61 — Piskopos, katolik piskoposlara bir muh: bra göndermişler ve açık şe- hirleri bombardıman etmemesi General Frankoya müşterek bir ricada bulunulmasını teklif ey- lemişlerdir. Danimarka Kral ve kraliçesi Pariste.. Paris, 21 (Radyo) — Dani- marka kral ve kraliçesi, bir aydanberi oturmakta bulunduk- ları Kottajordan buraya gelmiş- lerdir. Kral ve kraliçe, Eliza sarayınâ giderek, Cumhurreisi Lebrunu ziyaret —etmişlerdir. Lebrun, biraz sonra bu ziyareti iade etmiştir. Marsilyada Bir saatlik grev Marsilya, 21 (Radyo) — Bu- radaki amele, bütün sendika- larla beraber olduklarını isbat için, bir saatliık umumi grev yapmışlardır. Napoli, 21 (Radyo) — İspan- yâdan 200 yaralı İtalyan askeri gelmiştir. Musıkı Mın 22 ve Biz Vedide Karadayı: B Bu suretle, musiki benliğimiz- de kapalı kalan şeyleri dışanı çıkartmakta, ve hâlin dışında bizi daha geniş bir heyecan hayatına sürüklemektedir. Bir kere Şikagoda bir park- ta, bir kere de Lüvrun bah- çesinde lânlettayin bir kalaba> lığın hep birden şarkı — söyle- diklerini duymuştum. İçlerinden birisi orkestra şefliği yapıyor. Hiçbir aletsiz, kâh halk şarkısı, kâh milli bir marş, kâh meşhur bir dans müziği söyleniyor ve şuradan buradan toplanan ka- labalık arasında âdeta bir bağ, bir tanışıklık bir sempati uya- tıyor. Bu iki seferde de kendi kendime: — Ne kadar iyil Bu modayı çıkartan bilerek ve bilmiye- rek insanlar arasında armoniyi, dostlük ruhünu artırmak — için ne kadar iyi blr vasıta bulmuş.,, Dedim. Evet musiki bunu yapıyor. Bu birleştirici fonksiyona sahip olduğu için her ferdin hayatın- da derin bir rol oynamalıdır. Fakat bu nasıl yapılmalı? Her halde bugün bazı kim- selerin yaptığı gibi değil. Bazı tanıdıklarım çocukları için mu- sikiyi kabil olduğu kadar nef- ret edilecek birşey haline ko- yayorlar. Çocuğu hiçbir şeyin farkında — olmadığı bir yaşta, küçücükken derhal küçük bir âlete başlatıyor ve zannediyor. lar ki en küçük yaşta bu âlete başlatmıyacak olurlarsa herşeyi mahvolacak, — çocuğun =k Y enaleyh onun — küç etmemiş adalelerini, inkişaf et- memiş çoeıık lııy:uııhrııı psi- kolojik seviyesinin çok yüksek- leki bu vazife ile te - gh:h.:yor. Binbir xofzh masını — öğrendiği ilk parçayı hem çocuğun hem de kendile- rinin aleyhine komşulara teşhir ediyorlar. Ekseriya bu ıstıraba katlanan oğlan çocuğu değil, kız. çocuğudur. Oğlan bu işe karşı açıkça ve kabaca alâka- sızlığını gösterdiği için bütün çocukluğunda tabi, çocuk ha« yatını yaşar. Fakat kız kardeşi, kızların herbangi bir âleti çal- ması istikbalde kendisi için faydalı olacağından dalgin ve sıkıntılı, piyano başında tan- Avrupada, bilhâssa Amerika- da artık bu yoldan gitmiyorlar. Musiki tıpkı oyun gibi çocuğun hayatına kendi pisikolojik se- viyesinden girmektedir. Nasıl? Çocuk için en tabii olan şeyle başlamak, meselâ ritmik hare- ket.. Basit şarkıların söylen- mesi. Çocukların kendilerine bestelemek fırsatı vererek, ko: lay âletlerden — meselâ, çocukların kendi kendilerine muvaffakıyetle kullandıkları ar- monikleri umumileştirmek, ar- monika konserleri vererek ilh.. Çocukların hayatına bu tarzda giren müzik orada kalır, yaşar. Kabiliyetine göre, güç bir âlet üzerinde ilerler veya ilerlemez. Fakat müzik — karakterini yap- makta ve şahsiyetinin genişle- mesinde âmil olur. Biz zavallı büyükler! Hiçbir musiki âleti çalmıyan ve iyi bir musiki terbiyesi gör- meamiş olan biz büyükleri cle alalım: Yazılmış hiçbir müziği, hiçbir şekilde çalıp yahud söyliyemi- yoruz. En çok yaptığımız şey belki kulak dolgunluğu aldığı- miz bir nâğmeyi iş başında tekrar etmekten ibaret kalıyor. Bundan sonra herhangi bir âleti alarak başlamak - biraz fazla haris olduğumuzu gösterir. Mu- vaffak olacağımız pek şüpheli- dir. Halbuki büyük bestekâr- ların hayatlarını ve eserlerini okumak faydah olmaz mı? Fakat Bachın 1688 de dağ- duğunu, şu ve bu tarzda kom- pozisyonlar yaptığını öğrenmek bize müzik sevgisini ve ruhunu gene veremez. Hatta Bachı din- lemek bile bunu yapamaz. Belki aksi tesir yapar. Eğer bu hususta hiçbir ter biye görmemiş veya fen& ter- biye görmüş isek tıpkı çocuklar gibi başlamak icap edecektir. Meselâ gramolonumuz — varsa herhangi bir plâk çalarak ritme göre vücudumuzuzu hareket et tiririz. Eğlence için ritmi de- #ittiririz. Bir şlir alır ve- biz de uyandırdığı heyecanları ifâde edecek bir melodi yaparız. Tek parmakla sevdiğimiz melodileri çıkarmağa çalışırız. Bu şekilde ve hafif melodi. leri dinliyerek devam edecek olursak — müziğin hayatımızda mühim bir yer aldığını, şah- siyetimizin genişliyerek — içinde bulunduğumuz grubta normal bir rol oynadığımızı görürüz. Dört sa; dı çıkan bu yazım- ortaya Oiıyıoııu bu fikirleri muııekkıdıııe karşı- Tamasını dileyeceğim. — Müzik dinlerken uyandırdığı heyecan- ların muayyen mi, yoksa geniş ve mücerred mi olduğunu de- nemek, ne kadar enteressan olur. Tanımadığımız bir parçayı dinledikten - sonra tevlit ettiği heyecanları — karşılaştırmak ta zevklidir. Müziğe verilen isim- ler benim hoşuma gitmez. İn- sanı daraltır, muayyen birşeye bağlar. Tıbkı bazı şiir kitap- larındaki resimlerin insanı su- kutu hayale âsı gibi... Okuyucu, müzik hakkında serdettiğimiz ikinci teoriyi de test edebilir. Musiki vücudü- müzde aksülâmel| uyandırır. Ba- kalım öyle mi? Müziğin genişletici kuvvetin- den faydalanmak için okuyucu müziği bayatımıza ne yoldan sokmak ister?. —— e ö aa daçn . ZETELA — SON — “ M. Massolini dün Bolivya zabitlerile konuştu Roma, 21 (Radyo) — İtalya Başvekili Mussolini, bugün Bo- — livya sefirinin delâletle Boliv- yadan gelen kırk zabiti kabul — eylemiştir. ıhamrn İdaresinde Milli Kütüphane Sineması — Bugün iki muazzam filim birden 1- Faka Basmaz LAUREL ve HARDY Tarafından yaratılan büyük Filim Türkçe Sözlü 2 - Casus Aşkı Gitta Alpar - Jules Berraz Tarafından vü ve Constnt Remy - da getıııleı Fransızca Soıhı huyuk ııheıer 4 Jean Galland Seans: Lavrel-Hardi 3,30 - 6,30 - 9,30 da —Casus Aşkı 2 SR'de

Bu sayıdan diğer sayfalar: