14 Ekim 1949 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 16

14 Ekim 1949 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YERI IR and çıktıkça tevile sapup aslâ tanmaz, istiskali kayd etmez, tah- iri anlamaz, masharalığı vesile -i ikarrüb addedüp ve kendü işini ırağup ekâbir kapularında dolaş- nağı iş edinmiş mekkâr-u-hilekâr ir yalancı» şeklinde anlatır. İçerden Pargalı Frenk İbrahim ığa, dışardan işte bu Hâin Ahmet, ütün memleket nazarında lekesiz ir şeref ve haysiyet timsali olan avallı Piri Paşaya karşı birleşmiş- er ve gene Celâlzadenin tabiriyle müfsidin her cihetden Paşaya hü- üm idüp envâ-ı tezvir-ü-telbisler 'eydâ» ederek «Düstür-i bi-günâha erâyim isnâd» etmişler ve bilhas- a genç ve tecrübesiz padişahın 'ukarda bahsettiğimiz ruhi tema - 'ülünden istifade ederek, Piri Meh net Paşayı elli sekiz yâşında te- :aüde sevkettirmişlerdir. Bir veziri âzamın yerine usulen veziri sâni» denilen ikinci vezirin ayini lâzımgelir. Kanuni bu tea- nülü bozup Hâs odabaşı Pargalı renk İbrahim Ağayı birdenbire adaret makamına çıkarıverdiği i- 'in, veziri sâni Hâin Ahmet Paşa, Fâsık-ı mahrüm» vaziyetinde kal- nıştır. Osmanlı tarihinde âdeta bir dö- »üm noktasına benzeven bu tebed- tülün büvük bir ehemmiveti var- ır: İmparatorluk idaresinde Fatih levrindenberi Türk devlet adam - arivle devşirmeler arasında cere - yan eden uzun ve tarihi mücadele, diri Mehmet Paşanın sukutivle ni- yavet bulmus, devşirme takımı dal- xavuklwk, entrika, cinavet ve if- ira silâhlarını Kullanarak artık xaf'i surette iş hasına velmis, idare nakinası tamamivle kozmonolitles- mis ve Türk padisahlarivle 'Türk milleti arasına beynelmilel bir i- dare zümresi #irmiştir. Bu değisiklikten itibhren Os- manlı tarihinde Türk sadrı âzam görmek, artık ancak tesadüfün lüt- tuna kalmıştır. Azamet devrinin en parlak saltanatı sayılan Kanuni devrinde devlet bünyesine giren Inhitat âmillerinin en mühimmi iş- te bu acı vaziyettir. Piri Pasayı tıpkı Perevi gibi «bir âlim ve fâzıl ve vakur pir» şeklinde tasvir ederek Kanuninin «andan hicâb idüp istediği gibi kul- lanamadığından» bahseden Münec- cimbaşı, birdenbire onun yerine çı- kıveren dalkavuk devsirmenin ru- hi ve ahlâki sefaletini de şöyle an- latır: Pa Hazretlerinün tirnak- i larını kesüp pây-ı Şeriflerini gasl itdükleri suyu nüş ider idih Hem Hâin Ahmedin, hem Frenk İbrahimin ihanetlerine ait bir çok rivayetler vardır: 1 — Solakzadeye göre Hâin Ah - met «İbrahim Ağanın kendüye ta- kaddümüne tahammül idemeyüp Mısır hükümetine tâlib-ü-râğıb» ve Peçeviğe göre de bu hainin elin - den ve dilinden «cümle ehl-i Di - vân» âciz kaldığından dolayı «Mı - sıra uzanmasına herkes Tâgıb» ol- duğu için, ikinci vezirlikten kaldı - rılıp Mısır valiliğine gönderilmiş - tir. , Sadaretten mahrumiyetini Mısır- da saltanat kurarak telâfi etmek isteyen «İnad» yahut «Hdâin» Ahmet Paşa, Kahirede 6 - 7 aylık bir ha- zırlık devresi geçirdikten sonra, en kuvvetli rivayete göre 930 (1524) senesi: Rebiülevvel — Kânunsani ayında İstanbul Hükümetiyle alâ - kasını kesmiş ve istiklâlini ilân e- derek namına hutbe okutup sikke kestirmiştir. Bu isvana sebep olarak Frenk İbrahimin Hâin Ahmedi öldürtmek icin sönderdiği sizli bir fermanın ele vecmiş olduğundan da bahsedi- lir. Kahire kalesine kapanan Os- manlı askerlerile kanlı muharebe- lere sirişen «Hâin», gizli bir yol - dan kaleve sirdikten sonra, askerin çoğunu kılıctan geçirmiş ve işte bu muvaffakivet üzerine «El-Melik-il Mansür Sultan Ahmed Hân» unva- niyle Mısır tahtına cıkıp kendine bir Kölemen sultanı süsü de ver - mistir! Bu azgın ve kızgın devşirme, kendisine veziri Azam tavin ettiği halde Osmanlı devletine sâdık ka- lan Kadızade Mehmet Bey tarafın- dan aynı senenin Şevvâl — Ağus- *os ayında tenkil edilip kesik bağı İstanbula gönderilmişse de, tenkil hareketlerinde bir çok kanlar dö- külmüş, Kânunusaniden Ağustosa kadar vedi ay süren bu kanlı ma- cerada iki devşirmenin ihtirası yü- zünden binlerce insan telef olup bir cok ocaklar sönmüş, Mısır ha- zinesi yağma edilmiş ve devletin harici ve dahili emniyet ve asayişi büvük bir tehlike ve buhran geçir- miştir. E 2 — Hâin Ahmedin rakibi Frenk İbrahimin de muhtelif ihanetleri - ne ait bir takım Şark ve Garp ri- vayetleri vardır: Bunların en mü-' himlerinden birine, on sekizinci as- rın meşhur İngiliz müverrihi (Wil- iye MEZE an A liam Robertson) un «History of the reign of Charles the V» ismindeki (Charles Ouint) monografisinde te- sadüf edilir; bu menbaa göre 936 (1529) daki birinci Viyana muha- sarasının 17 gün sürdükten sonra birdenbire kaldırılıvermiş olması- nın en mühim sebeplerinden biri veziri âzamın ihanetidir. Osmanlı membalarında «Makbül ve «Maktül» lâkaplariyle de anılan Frenk İbrahimin 942 (1536) senesi 21/22 Ramazan — 14/15 Mart Salı Çarşamba gecesi Kanuninin emrile Topkapı sarayında idam edilmesi de Garp menbalarında bir takım ihanet vakalariyle izah edilir. Me- selâ Fransa sefiri (Jean de la Foröât)) nin eline geçen bazı ihanet vesikalarını saraya takdim ettiği, aslen Venedik tebaasından olan Pargalı İbrahimin Venedik doju- na yazdığı bir ihanet mektubunun da bir Venedik gemisini zapteden Barbarosun eline gectiği ve niha - yet Irâkavn seferinde meşhur baş defterdar İskender Çelebinin Bağ- dat carsısında haksız olarak idam edilmesi de, Frenk İbrahimin Al- manva imparatorluğundan para alarak Türk ordusunu Garptan sar- ka sürüklediği hakkındaki ifsaa- tmdan mütevellit olduğu hakkında bircok rivavetler vardır. Frenk İbrahim, Başdefterdar İs- kender Çelebinin haksız idâmından daha mühim bir siyasi cinayetle de lekelidir, Nişancızade ile Osman- zade Tâib sibi müelliflerin kaydine göre, Sâdaret makamında İbrahi- min selefi olan büyük Türk veziri Piri Mehmet Paşa 9 sene, 4 ay, 16 gün Silivrideki çiftliğinde mâzul yaşadıktan sonra, onu kendisi icin tehlikeli gören Devşirme halefinin tertibiyle zehirlenerek 939-1542 senesi 14 Rebiülâhır — 13 Teşrini- sani çarşamba günü şehit edilmiş- i D; İşte, okubbemizin kandillerini söndüren her sahadaki devşirmeci- liğimizin ilk hikâyesi! İsmail Hami DANİŞMEND 1Z

Bu sayıdan diğer sayfalar: