10 Şubat 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 9

10 Şubat 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Çocuk m a s a 11 a rı [meraklı şeyler] Aslan yürekli Rişard Haclı seferlerine iştirak etmiş olan İngiltere Kralı Aslan yikeKİi Rişard bütün şarît ve garb tarihçilerı tarafın dan merd, cesur, iyi kalbli bir kahra man olarak gösteriL<r. Londradaki cîngıliz ilmi terakkıler cemiyeti» reisi Lord Raglan bu tarihî kanaatuı pek yanlış olduğunu meydana çıkaracak bazı vesıkalar ele geçirmiştır. Bu vesikalara nazaran Rişard'ın çok haris ve zalim bır adam olduğuna inanmak lâzım ge Küçük Şövalye [Ceçen defa çtkmış olan kumtn hulâsası: M a y a ns Konta Guy avda kazaen bir orman bekçisini öldürüyor, duyduğu vicdan azabı yüzündcn kimseye haber vcrmeden o adamm t/erıne kaim olup omTİınü hu suretle gecirmek isliijor. Konlım oriadan kay bolduğunu g ö r e n mabeijnclsi Hersenbo Kontesc kendLile cvlenmesini teklif cdiııor. Konles bu yaktırtnak istiyordu. Onun için cesaretitcklifi reddedince onun üç çocağunu öl ne hılekârlığını da ilâve ederek faalıyedürmeğe teşebbüs ediyor. Adamlarından tini şiddetlendirdi. îki şövalyeyi kandıraSalemon a yavrulan suda boğmasım em rak şahid olmalarını temin etti. Bütün baronlan toplayıp bir meclis kurdu. Konred'ıifOT. Salemon küçükleri alıp sahile tesi onların huzuruna sevketti. Marga iniyor.] Öğle zatnanı olduğu için herkes ye rit'in bir kavga neticesi kocası Guy'u ölmekteydi. Bunım için kimseye rasgelme dürdüğünü ve henüz keşfedilmemiş olan dıler. Salemon üç çocuğu sandala bin bir yere gömdürdüğünü iddia ediyordu. dirdi. Evvelce hazırlamış oldugu üç bü Kontes aglıyaraktan kendisini müdafaa yük taşı da birlikte aldı. Kıyıdan epeyce etmeğe çahşıyor: açıldıktan sonra Salemon evvelce takın Senyörler, diyordu, bana isnad rms, oldugu nezaket maskesini bir yana edilen cinayeti yapmadığıma sizi yeminle fırlattı: temin ederim. Hersembo bana bu iftirayı Yumurcaklar, dedi, artık bir daha attı, çünkü onunla evlenmek istemedim. annenizın yanına dönemiyeceksiniz, «izi Fakat şunu da ayrıca söylemege lüzum görürüm ki siz beni haksız yere mahkum şimdi birer birer nehre fırlatacağım! Her zaman yanında taşıdığı bıçağı çı edecek olursanız bu yanmıza kalmıya kardı. Bir ucuna taşları bağladıgı ipi cak, elbette namuslu ve cesur bir şövalye yavruların boynuna dolamak için itina ilc çıkıp bunun intıkammı alacaktır. kesmeğe koyuldu. Hersetnbo, iki şövalyenin şahidliğini Mıniminilerin en büyüğü Dona yal • temin etmiş olmakla beraber bu ifade vanp ağlamağa başladı. Bu suretle hainin karşısında kendisini zayıf bir mevkie kalbınde kendilerine karşı bir merhamet düşmüş gördü. Hemen yerinden fırlıyauyandırabıleceğinı zannediyordu. Fakat rak: butiın ricalannın, niyazlannın faydasız Senyörler, dedi, bu kadınm ağlaolduğunu gorünce ne olursa olsun kah masına aızlamasma bakmayınız. O, mütramanca Ölmeğe karar verdi. Henüz ye hiş, bir sahtekârdır, hep yaptıkları roldür. di yaşında olmasına rağmen güçlü, kuv Bir an evvel kararımzı veriniz, diri diri vetli ayni zamanda çok zeki bir çocuktu. yakıîsin da cinayetinin cezasını çeksin, aSalemon'un ıp kesme igini bitirdikten son dalet yerini bulsun! ra bıçağını belinde kınına sokmuştu. DoO anda baronların arasından bir şöna ansızın insafsız cellâdın üstüne sıçra valye ayrıldı. Bu, Ren kenarmda dört dı. Salemon böyle bir taarruza maruz büyük şatonun sahibi ve geniş bir arazinin kalacağını tahmin etmediği için boş, bu âmiri Bedun'du. Yüksek sesle mabeynlunmuştu. Dona şaşılacak bir çeviklikle ciye şöyle hitab etti: bıçagı kmmdan çekti ve hainin kalbi üs Hersembo bu işte senin haksız oltüne sapladı. duğunu zannediyorum. Çünkü Kontes Salemon olduğu yerde sallandı ve bir Margarit şimdiye kadar ufacık bir nezaan yerinden fırlayıp Dona'ya mukabele ketsizliği ve gaddarhğı görülmüş bir kaetmek istedıyse de muvaffak olamadı. dın değildir. Binaenaleyh bu cinayeti oBıçağın girmiş olduğu yerden bir fıskiye nun irtikâb etmiş olduğuna kani değilim. den fırlıyan sular gibi kan fışkırıyordu. Bütün burada hazır bulunanlar KonteMuvazenesini kaybederek suya yuvar sin aleyhinde karar verseler de ben kenlandı. disini müdafaaya hazınm. Heyhat, bu mücadele esnasmda sanHersembo, şövalyeye cevab verecegi dal fena halde sarsıldığı için Dona'nm yerde kendi adamlarına dönerek konteiki küçük kardeşi de nehre düşmüştü. A sin yakılmasına aid tertibatı hazırlamalakıntı onları çarçabuk sürükleyip götür rını emretti. Diğer baronlar ve şövalyeler düğü için ağabeyleri imdadlarına yetişe ne yapacaklannı bilmiyorlar ve sükut memişti. Dona sandalda yapayalnız kal ediyorlardı. dı. Akşam karanhğı ortahğa çokerken Bedun hemen atma bindi, civarda o lan arazisine kadar gitti, maiyetinde nemüthiş bir rüzgâr da çıkmıştı. kadar silâhşör varsa topladı, gelip HerII Kontes Margarit, Hersembo'nun ka sembo'nun adamlarile mücadeleye girişpısını kalın kalaslar mıhlatarak kapattığı ti. Muharebe çok kanlı oldu ve uzadı, odasında aç susuz, harab ve bitkin bir zaferin hangi tarafta kalacağı henüz belhalde kalmıştı. Mütemadiyen ağlıyordu. Ii olmadığı bir sırada Hersembo, kontesi Fakat Hersembo için bu, kâfi değıldi. serbest bırakmaya hazır bulundugunu ve O, kadmı kocasım öldürmüş olmak ka onun Bedun'un şatolanndan birinde o bahatile mahkum ettirmek ve diri diri turmasına tnuvafakat ettiğini bildirdi. ıııııııııııııııııııııııınııııııııııınııııııııııııııiMiııııııınııııııııııııııııııtııııı Lâkin bu kararmda da tamamile samimî değildi. Yeni bir hainlık tertibatı vücude getirmek için vakit kazanmak istiyordu. Nitekim iki hafta sonra, bir geceyarısı Bedun'u ansızın bastırdı ve getirip Mayans'ta hapsettirdi. Zavallı kontesi de yeniden zindana attırdı. Biçare kadınm artık görünürde hiçbir müdafii kalmamıştı. Yalnız bir ütnidı vardı: Eğer, diye düşünüyordu, büyük oglum Dona sağ ise yaşmın küçüklüğüne rağmen bir kolayım bulup beni kurtarır.. Fakat o zamana kadar da ömrüm vefa ederse I Dona geceyi pek fena geçirdi. Hep annesini ve küçük kardeşlerini düsünerek ağlıyordu. Teessürü o kadar büyüktü ki ne açlık, susuzluk, ne de soğuk hissetmedi. Sabah olup da güneş etrafı aydınlatınca kalbine biraz cesaret, ruhuna bir parca metanet geldi. Fakat vücudü çok yorgundu. Öğleye doeru gökü bastanasağıya bulut kapladı. Rüzgâr çıktı ve Hnc'l' fi^M "i»7 4Jîürcü i'koki'1'a A'tan Güzev V?" MEMLEKETLERN • FAYDAU B;LG;LER { Nebatların en uzun ömürlüsü Bugün cajılı ve hareketli mahlukların en uzun ömürlulerı arandığı vakit ak la fil, kaplumbağı ve papağan gibri hayvanlar gelmektedir. Bunların arasında bes, altı yüz sene yaşıyanlar vardır. Bir ÇOCUKLAR. 1 lıyor. Çünkü bir defa 14 hartb esirinin gözlerini oydurttuğu ve bttna rnümasıl bırçok vahşetler yaptığı o vesikalarla Küçük sinema artisti Shirley Tempel sabıt olmaktadır. Lord Raglan bu mü • balık tutuyor nasefoetle sade Aslan Yürekli Rişard'ın degil, tarihç.iler tarafmdan kahraman gibi gösterilen diğer birçok şahsıyetlerın de bu gibi zâflan mevcud olduğunu hatırlatmaktan da geri kalmıyor. Londrada bir anamektebinde oyun oynıyan yavrular Bilmeceyi çözenler Havale hastalığı Çocuklarda havale hastalığı denilen bur nevi kemik hastalığı vardır. Ekaeri yavruları alıp götürür, bazılarını da felce uğramıs Ribi bir hale getirlr. Nev Danknarkah âlımin tetkiklerine nazaran neibatların en uzun ömürlüsü de bizde eğreltl otu ismi verilen fujerdir. Danimarkalı âlim, nebatların en uzun omürlüsünün fujer olduğunu bakın nasıl meydana çıkamuştır. Bu âlim onuncu asra aid bir el yazması hatırat kita bını okurfcem bir fıkraya tesadüi etmiştir. O fıkrada Korsoer kasabasındaki bir manastırın duvanndaki fujerlerden bahsolunuyordu. Alan, tişenmedejı kalkıp o kasabaya gidiyor, fıkrada ismi geçen manastırı arıyor, bakıyor kd ancak duvariarı kalmış. Fakat fujer duruyor, hem de tıpkı el yazisı kitabda bahao lunduğu şekllde.. Dܧünün 900 senedenberi DanLmarka birçok istilâlara uğruyor, manastır harab oluyor ve fujer hâlâ ayni tazeliğiniı ve yeşüliğini muhafaza etmekte. Yalnız insanın aklına bir sual geliyor. Acaba o, ayni fujer mi, yoksa başkası mı? Ora sıru artık Allah ıbllir. i fJİOYUNLAR Bahçivanbagı <^ Oyuna iştirak edecek arkadaşlar bdf* masanın başına toplanırlar. Herkesın ehnde birer kâğıd kalem bulunması lâ zımdır. Bu kâğıdlaruı üzerıne ayni büyüklıükte birer murabba çizerler. Her oyuncu bir bahçivan addolunur. Bu çiz dikleri murabbalar da onların kendi bahçeleradır. İçlerinden bjrini bahçıvan başı olarak seçerler. Bahçivan başı kendi bahçesine, yani önündeki murabbaın arzu ettıği yerlerine meselâ, dört küçük daire yapar, bunlar ağacdır, dort siyah no'kta kor, bunlar Gul fıdanlandır. Dört büyük daire çzer, bunlar çiçek göbeklendîr. Oyunculann başbahçiva nın bahçesine yarım dakika kadar bakmak haklarıdır. Ondan sonra herkeâ yerine oturup kendi bahçesinl başbah çivamn bahçesine benzetmeğe uğraş ması, yani ağacları, gül fidanlarmı ve göbekleri tarn oradakı yerlerine koy maya çahşması lâzımdır. Verilen üç veya beş dakıika miisaadenin sonunda kim bahçesini başbahçivanın bahçesine en yakın olarak benzetmısse, o partiyi kazanır ve başbahçivanhk makamma ge çer, oyun da gene eski minval üzere devam eder. yorktaki Tıb Akademislnin son yaptığı araştırmalara inanılmak lâznm gelirse, çocuklann yüzde 95 ine küçüklüklerinde bu havale illeti rnu'tlaka geLrmiş. Fakat bazılarmda büyük tesirler göster mesine rağmen ekseri yavrrularda hissedılmeden geçermiş. Ancak bdnde bir küçükte ölüme sebebiyet verirmi^. Şükredelim ki, vaz;ıyet böj'le imlş. Yoksa dünya üzerinde insan nesli tükenirdl. mağa başladı. Dona sandalm içindeki majrapayı yağmura tutarak biraz su topladı. Bunu içmesi hararetini dindırmişti. Hele majrapanın yanındaki tahtanm altına sıkış mış ekmek parçası gözüne ilişince dün yalar onun olmuş kadar sevindi. Yarım maşrapa su ile bir dilim ekmek Dona'y* tahmin edilemiyecek derecede kuvvet ve ümid vermişti. Hava yeniden açılmıştı amma, rüzgâr hâlâ esiyor ve sandalı uzak bir sahile doğru sürüklüyordu. Nihayet kıyı gözle görülebilir bir hale geldi. Burası yemyeşil ormanlık bir yerdi. Biraz sonra kayık kayalara sürünmeğe başladı. Dona bir sıçrayışta kumlarm üzerine atladı. Hemen ormana daldı. Orada bulduğu elmaları ve cevizleri büyük bir iştiha ile yedi. llerideki kaynaktan kana kana su içti. Orman uçsuz bucaksızdı. Çocuk mütemadiyen yürüdü. Güneşin batmaya yaklaştıgını görünce içine bir korku geldi. DÖrt beş saattir in cin hiç kimseye tesadüf etmemişti. Herhalde burada sayısız vahşi hayvan vardı. Geceleyin onlara karşı kendisin1' nasıl müdafaa edebile cekti? Vakıâ Salemon'un bıçagı hâlâ yanındaydı amma, aslan ve kaplan gibi yırtıcı hayvanlara karşı bu bir silâh teşkil eder miydi? Etrafına merak ve tecessüsle göz gezdirirken gövdesi adamakıllı oyuk bir meşe gördü. Hemen yaprak ve ot toplıya' rak içinde kendisine bir yatak yaptı. Büyükçe olan deliğini de ağac dallarile k pattı. Bu suretle ağaclarm arasından sızan ay ışığmm kendisini rahatsız etmesine de mâni olmustu. Dona tam uyumaya hazırlandığı sırada dışarıda pıtır pıtır bir ayak sesi işitti. Aralıktan dışarıya baktı. Kocaman bir kaplan nefes nefese telâslı adımlarla ağacm etrafmda dolaşıyordu. Arhav ffcîecek defa • Bılmeceyi doğru çöîenlerden bıze fotoğraf gönderenlerin resimlerini bas mıya devam edıyoruz. Fakat burada resmi çıkmak mutlaka hediye kazanmış olmaklığa delâlet etmez. Mükâfat ka zananlann ısmi her ayın ılk haftasında neşrolunan büyük listeye yazılır. Soldan sağa sıra ile: 1 Balat Tahtaminare caddesinde kahveci Hasanm oğlu Mustafa Türker. 2 Tokad Gazi Osman Paşa okulu Muallâ Ertay. 3 İstanbul Pertevniyal lisesi 291 Taceddin Yavuz. 4 Kadıköy Tahtaköprü caddesi 48 numarada Fıkriye Parlaksüngü. 5 tstanbul bıarinci ilk okul 619 Gültekin. 6 Bozüyük hükumet caddesinde berber İbrahim çırağı Saıd. 7 İstanbul Terkos fabrikası atölye ginde Aziz Atik. 8 Bozüyük Yeşil Bursa hanı kahvecisi Yılmaz. 9 Aksaray iskân memuru Haydar hemşiresi Fıtnat Oktar. 10 Kadı'köy 8 incı ilk okul Oktay Uzel. 11 Van birinci ılk okul 93 Abdül kadir Aksoy. 12 Iğdır orta okul Dılâver Güngör. 13 Afyon postane civarında Cihan kazinosu Şükrü, 14 Çanakkale topçu alayı levazım müdürü oğlu Erdoğan Eke. 15 Beyoğlu Sen Benova Fransız okulu Naim Toruner. 16 Ankara Kurtuluş Sögüdlü so kak 6 numarada Selim Göymen. 17 Bursa Hısar Kavaklı caddesi 8 numarada Nuri Akçalar. 18 SeliTniye Hamaım sokağ: 32 nu marada Suad Yöney. C §ubat bulmacası j Çocuk portreleri Yukarıdaki karışık çizgıli şeklin bizzat kendmizin tahmin edeceğmiz kısımlarını yalnız bir renge boyamak suretile meydana bir insan resmi çıkarımz ve bıze göndermız. Resmi en guzel boyayarak adamı mükemmel surette meydana çıkarmış olanlardan birinciye 5 lira, ikinciye iki lira, üçüncüye münasib bir hediye verüecek ve diğer yüz kişiye muhtelif kıymetli mükâfatlar takdım olunacaktır. Cevabların şubat ayı bitmeden ev vel <Cumhuriyet Gazetesi Çocuk Sahifesi» adresine yollanması lâzımdır. Geç kalanlar hediye kazanamazlar. tkincikânun bulmacasında hediye kazanan kücük karilerimizin isimleri 6 ncı sahifededir. r YAZISIZ HİKÂYE s J

Bu sayıdan diğer sayfalar: