March 26, 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

March 26, 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Rodoplu Güzel Kız ve S A FO Yazan : Nizamettin Nazif lğiik h.&loyu bu kahkahalar bir kat da. kudürttu. Ne yaptığını ne yapacar bilmez bir halde güzel kıza koş. fi Trakyalı kızın babası ile esirciler, Yeis ile mecnunane bir harekete kal- dan korkarak önlemek istedi " Lükin Safo artık bir yırtıcı ki kesilmişti. Sağa sola tekme !n;ıpt Stvurarak ve hırçın hırçin bağırarak rı dağıttı. Maamafih Arhidiki Ye yaklaşınca bu hırçınlıktan ve hoy- Tatlığından zerre kalmadı. İki diz üstü Sökerek, güzel kollarmı uzatarak, ba. Bimr önüne eğdi. İyonyen adalarında Mmabudeye yalvaran günahkâr ma- #ükaler gibi, inler gibi mırıldandı; — Rodopi! Rodopimnu! yavrum.. le bu hayvan sürüsüne ki benimle gelmek istiyorsun... Söyle bu ki benimle beraber gelmek —İm Benim sensiz yaşıyamıya- Sağımı ve senin ancak benden harze ni b mel'unlara göyle... Arhidiki olup bitenlerin, etrafında. Ki gürültülerin o kadar dışındaydı ki.. hakikaten Paros mermerinden Yapılmış gibi, taştanmış gibi bir hat #Umuştr. Sessiz ve belki de hissiz du- Tuyordu. Tellâllik yapan güzel delikanlı iki ağrına sokup üst üste Üç keskin ıslık çaldı ve; —— Mezad bitti! - diye bağırdı - mal Yadmon'undur. Safo bir daha yalvardı: — Rodopis! Rodoplu kız! Gitme!,.. yaşıyamazsın! Ah beni bir bil- Miş, bir kere tatmış olsaydın... Sev. Bilim, bırakma beni... Lâkin yirmi altr asır evve! Egenin Bündasindaki şu esir pazarında kalbin :?âînî'mliyccek çok adam bulunmaz. L Güzel şalrenin gözyaşma kimse bak- Madı, Hattâ sevgilisi bile... Yadmon'un vekilharet içi Pontekâ- Pton'un zarif altın paralarıyla dolu üç Sandığı tellâla verirken Yadmon da Kıza entarisini giydirdi. Sol bileğine Bümüş zincir taktı; bu zinciri E- 30p'un eline tutuşturarak; — Çek bakalım.., . dedi , Ve esir pazarındaki mlizayedenin talime itirazsız boyun eğen Arhidiki, Uyuz bir arpa tarafından yedenen na- Ür bir kısrak gibi sağrılarını sallıya Sallrya uzaklaştı. © zaman çok derinlerden gelen bir isyanla Safo son defa olarak, ya- Tarak ve yalvararak feryad etti — Rodopis! Rodopls!.. Bu feryadı, en yüksek dağ silsilesi Arasında uğuldıyarak yanlkıılanan bir Yaralı kaplan — iniltisi gibi meydanı dolduranlar alaylı alaylı tekrarladıar; — Rodopis! Rodopis! Akahinde, hep birden bastılar kah, kahayı... Ve bu dehgetli darbeye daha ha fasla tahammül edemiyerek bayı - Aa, yüzükoyun çayrra uzanan Safoya Yân yan bakarak, gülüp şakalaşarak Uzaklaştılar. Bu bakışlar altında dev- Tin en hassas kadmı budanmamış © - Gunla dövülmüşe döndü, Şimdi, don- Muş gibi, taşlaşmış gibi hareketsiz du. Taz bu enfes vücudun adalelerinden Aylardanberi açlığı çekilen bir ihtiras, Koku halinde, çemenlere yayılıyor, ge. Riy kalçalarının iki kenarı (le birleşik topuklarından teşekkül eden müsellet, l1 ve ahenkli kıvrımlariyle kapacak Bönül arıyan bir kıskacı andırıyordu. Uşakları ve gemisinde çalışanlar o- Bu ayıltmak için yanına vardıkları za- Man ötesini berisini hafif hafif oğmak İstediler. Safo “bana mı?,, bile deme, Ği O zaman anladılar ki, bu kadının kalçaları ve göğsü, yıllarca halatlara ve küreklere asılarak palan: Sâ makaralarını kavrıyarak nasırla - han ellerinden daha serttir. Taş gibi- dir. Bunun üzerine erkekliklerinin bü> tün kuvvetiyle bastırmaya, adalelerini tıkmaya ve uğuşturmaya başladılar. Neden sonra Safo bir parça kendine gelebildi. Onu, karga tulumba edip sa. hile götürdüler. Maamafih gemide, yatağına uzanır uzanmaz gene ken- dinden geçti. O gece, bütün gece inle- di. Şairenin başı ucundan ayrılmıyan taze ve güzel kokulu iki Mesinali genç kız zaman zamân ağzının köpüydüğü- nü, çenesinin kısıldığını görüp ürktü, ler, İçinin ne derece yandığı, yüzünün kızarıklığından ve büyük bir iştihayı göze vuran kalmca dudaklarının par- lak bir koyu pembe renge - girişinden anladılar, Safo tavaya konmuş diri bir balık gibi yatakta kıvrandı, durdu. Burnun- dan iniltiye benzer homurtular çıka » rarak örtüleri tırnaklıyarak azabımı meydana vuran bu kadın bazan neka- dar değişiyordu. O zeman homurtula. rı kesiliyor, avurdlarındaki hiddet kayboluyor ve biribirine girmiş uzun kirpikleri arasından sızan yaşlarla İ- 1âhi bir hal alıyordu. Bu hal Safoya, bütün tesadüfleri itirazerz kabule ha zırmış gibi bir mana veriyordu. Ah, değil bir başka ve güzel erkek, Yad . mon bile böyle bir anında Safonun ya- nıbaşında bulunabilseydi, arzusuna çok kolaylıkla ulaşabilirdi; ve hiç bir suretle güzelliğinin zevkine varamadı- ği bir Arhidikiye beyhude yere kosko- ea bir servet feda etmezdi. Yani inada lüzum kalmaz, muradına nall olmuş bulunurdu. — VIT — “Arhidiki!... Müzayedenin bitmesile beraber bu ad da tarihe karıştı. Safo- nun “Rodopis! Rodopis!” diyo inleme- sile alay edenler ona artık Rodopis de. meye başladılar. Ezop kızı bağa geti- rince; — Rodopis... - dedi - bundan sonra burada oturacaksın... Bağdaki kızlar onunla derhal dost oldular ve bep bir ağızdan; — Rodopis! hoş geldin! - dediler . Akşam Yadmon şarap fıçısının ba- gıina oturunca parmaklarını koca gö Beğinde tanbur çalar gibi gezdirerek emretti: — Ezop! Rodopise söyle, bu akşam onun eliyle şarab içmek istiyorum. Ve böylelikle Arhidiki, babasının koyduğu adı kaybetti, doğup büyüdü. ü Rodop Balkanlarına izafe edilerek Rodopis diye, “Rodoplu kız" diye and. maya başladı. —H Safo'nun sinirleri ertesi gün ve erte- si gece de düzelmedi. İçinde çırpındığı berbat buhrandan hanımlarını kurtar- mak istiyen gemiciler adadan bir ha. kim getirmek istediler. Kıyıya çıkıp; — En meşhuru kimse onu İsteriz... » dediler - Ve Bisamlılar Kısantosu tavsiye & dince hemen onun bağına koştular. Filosof, serin sulu büyücek bir havu. za girmiş, üzüm kütükleri arasında yarı çıplak dolaşan cariyeleri lle kaba kaba şakalaşıyordu. Safonun gemici. lerini evvelâ küfrederek koğmak iİste- di, fakat sonra birdenbire insanlık ta- rafı tuttu; havuzdan fırladı; — Onun kardeşi benim en iyi dot. tumdur... « dedi - bu deli kadına yar- drm etmek boynumun borcudur. Bir sedire uzanıp, güneşlendi, kuru. landı. Cariyelerine zayıf dizlerini bir hayli uğdurduktan sonra beyaz bir harmaniyeye sarıldı. Uzun bir kızılcık saayı eline tutuşturan sarışm bir kı- zın gerdanma bir öpücük kondurdu ve esen rüzgârla dağılan kır saçlarını e- litin tersiyle ikide bir düzeltmeye ça- lışarak bağından çıktı, kıyıya indi; Safonun yelkenleri kıml pepatyalarla süslü gemisine girdi. Kısantos o devrin blitün - filosofları gibi hem hakim, hem hâkim, hem de hekimdi. Hastanın mart ayında düz duvara tırmanan kediler gibi yattığı yeri tırnakladığını görünce derha! bulranın sebebini anladı: — Bu bir a&k krizi geçiriyor . diye - murıldandı . tuhaf şey!.. Ö kızı nekadar da seviyor?.. (Devamı var) GUÜNÜN MESELESİ İngiltere, Kızıldenizdeki hâkimi- yetini İtalya ile paylaşmağa razı olacak mı ? Kızıldenizin Arap devletlerinde, Modern silâhlarla türediği görülen ordular, bu suale verilecek cevabı açıkça göze vuruyor Yazan : Şekip Gündüz İngiliz - Htalyan — konuşmalarında Büveygin ve Babülmendeb'in ne husu- sİ bir ebemmiyetle mütalea edildiğini bilenler, İngilterenin dünya hödisele. rini çok yumuşak ve uysal bir çehre ile karşılamakta olmasma bakarak, İ- talyanm bugünkü vaziyetten ne gibi * istifadeler koparabileceğini düşün- * mektedirler. Bilhassa gu suale cevab a- — — (Ş ranıyor: “İngiltere, Kızıldenizdeki eğemenli- — gini İtalya ile paylaşmağa razı olacak mı', hi addedenlerden olduğumuz ve bunlar da zerre kadar kökleşmek istidadı bul. * madığımız için siyasa taliinin İngilte- reye böyle bir hata işletmiyeceğini sa- nanlardanız. İngiltere, bu denizde çok zayıf bir Osmanlı imparatorluğu ile dahi kom. güluk etmekten çekinmiş, ve bu impa- ratorluğu Kızıldenizden uzaklaştırmak için çalışıp çabalamış ve nihayet Os- manlr imparatorluğunu — paramparça edip emeline ulaşmış bir devlettir. İngiltere için, Italya gibi bir devleti Kiızildenizde kendisile bir ayarda bir siyast ve askeri hüviyet olarak tanı - mak bir yılanm bel kemiğine istiye is. tiye bir akreb oturtması gibi bir şey olur, Kizildeniz, İmparstorluk yollarının €n emin addedilen parçalarından biriy. di. Süveygsi ve Babülmendebi, yani K gildenizin her iki kapısını elinde tutan İngiltere Hindiştanı metropole bağlı- yan yolun bü kısmmda twtediği emni. yeti sade zekâ oyunları ve küçük dip lomasi hünerleri ile, masrafsız ve ko- lay olarak korumuş oluyordu. Yolun Babülmendebden Hindistana uzayan kısmında ise Singapor üssü, Hind Ok- yanusunda melhuz biricik düşmanı, yani Japonyayı karşılıyabilecek he. saplarla tesis edilmiş olduğundan ve esasen Japonya Çinde başının belâer. na çarptığından, fcabında bu Japonya- ya Rusları ve Amerikalıları da musal- Jat etmek mümkün olacağına göre bu cihet de nihaf surette emniyet altıma girmiş telâkki ediliyordu. Amirelliğin hesabrna göne, kala ka. la, ortada müdafan edilecek bir Şi- mal denizi, Manş, Atlas denizi ve Ak- deniz kalryordu. Habeş harbi Şimal denizinde, Manş da, Atlas denizinde en ufak bir tehdit mevcut olmadığı halde, hattâ garbi Akdeniz kıyıların- yre Istanobul radyosu 20 MART — 1038 CUMARTESİ 18,Eminönü halkevi gösterit kolu tara. hadan bir temsil, 19,15 Konlerans: Üni. yersite namına Doçent Nusret — (Zaman nedir), 19,15 Borsa haberleri, — 20 Sadi Hoşses ve arkadaşları — tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, 20,30 hava ra- poru, 20,33 Ömer Rıza tarafından arapça söylev, 2045 Semabat Üzdenses ve arka. daşları tarafından Türk musikla! ve halk şarkıları, (Kaât ayarı), 21,15 Klâsik Türk müsikisi, Nurf Halil ve arkadaşları tara. fından, 2150 orkastra, 22,45 ajana haber- leri, 23 plâkla sololar, — öpera ve öperet parçaları, 23,25 son haberler ve — erlesi günün programı, 23,80 son. BÜKREŞ: 18 cazbant, 20,10 piyano konseri, 20,40 şarkılar, 21,15 radyo orkestrası, 22445 kafe konser, BUDAPEŞTE: 19, cezbant, 20,15 sigan orkestrası, 21, 45 üvertörler ve valslar, 23,05 caz plükla. rı, 24 radyo orkestnası, BERLİN: 15, varyete, 19,: bando, 21 radyo örkes. trası, 23,30 hafif müzik, ROMA: 18,15 şarkılı könser, 20,30 hafif mürik, 2130 hafif müzik, 22 temsfl makli, VARSOVA: 18,15 piyano könseri, — 19,15 plâk, 91 radyo orkestrası, 22,55 skec, 23 şarkılı konser. Kurduğu modern — ovduyu büyütmeye galışan bir Arab hükümdarı S. M, Tbntssuud dan istediği gibi istifade edebildiği takdirde dahi İngilterenin Akdenizde tek başına imparatorluk yollarını mü. dafaa edemiyeceğini meydana çıkardı. Şimdi İngiltere, görünüşte İtalya ile uzlaşmaya çalışır gibidir ama, haki . katte bir an evvel ikinci bir anavatan filosu yapmakla meşguldür. Öyle bir ikinci ağır filo ki, birincisi garbi Ak- denizde bulunuürken bu şarki Akde - nizde kalacak, Denizin her ikl parça. sında, herhangi bir yardıma lüzum kalmadan İtalyan deniz kuvvetlerinin her türlü toplantısına kargı duracak birer müstakil donanma bulunacak. Eh bu İngiltere Kızıldenizde İtal- yayı ortak bir ev sahibi haline sokup bugün Akdenizde karşılaştığı tehlike- nin bir ayni İle altı yıl sonra Kızilde- Sultanahmet birinei sulh hukuk mahke. mesinden: Zebra, Necibe ve Hatice Zişan ve Meh. met ve Süleymanın şaylan ve müşlereken mutasarrıf oldukları İstanbal Kırkçeşme- de Sekbanbaşı İbrahimağa — mahallesinde Külhan sokağında eski $ mükerrer ve yeni 7 numaralı ve dreunund. — nmisıf masura mailezizi havi ve bermucibi çap 552 met. re müurabaaı 37 desimetre murabbamda bir kıta arsanyı İzalel şayuu — zımnında foruhtu takarrür ederek müzayedeye vazo- Mnmuştur: Heyeti umumiyesinin kıymeti muhammenesi iki bin beş yüz Hradır. Bi rinci açık artllırması 27.4-938 — tarihine müsadif çarşamba günü saat 14 den 16 ya kadar lera olunacaktır. Kıymeti muhâm- menesinin yüzde yetmiş beşini bulduğu tekdirde © gün Ihalel katiyesi yapılacak. tır. Bulmadığı takdirde en son arttıranın taahhüdü bakı kalmak üzere 15 gün müd. detle temdit edilerek ikinci açık arttırma- * 12-5.938 tarihine müsedif perşembe gü- nü saat 14 den 16 ya kadar icra kılmacak ve © gün en çok arttırana ihale edilecek- ür. İpotek sahibi elacaklılarla diğer olüka. darların İşbu gayri menkul üzerindeki hak larımı husüslle faiz ve masrafa dalr olan iddtelarını evrakı — müsbitelerile yirmi gün içinde bildirmeleri — lürımdır. Aksi balde hakları tapu sicilleri! ile sabit olma. dıkça satış beledilinin paylaşmasından ba- riç kalacaklardır. Müterakim vergiler borçları nisbetinde hissedarlara ve tellâliye ve —vakıflar ka. NUnu Mucibince verilmesi lüzimğelen 20 senelik taviz bedeli ve Ihale pulu ve tapu masrafları müşteriye aittir. Arttırma şartnamesi işbu ilân tarihin. den itibaren mahıkeme divanhanesine ta- Hk kılınmıştır. Talip olanların — kıymeti muhammenesinin yürde yedi buçuğu ala. betinde pey akçesini hamilen — o gün ve sastte İstanbnl Divanyolunda dalrel mah. sasasında Sultanahme! birinci sulh bukuk mahkemesi başkâtibine 938-4 numara (le | müracaatları ilân olunur. nizde kargılaşmak ister mi? Elbette istemez. Ve bu istemeyişini Kızılde , nizin iki tarafmda ve Misırm Libya hudutlarındaki fasliyeti ile açıkça ! . zah etmektedir. İtalyanların Tibya- Ad2100000 kişi — bulundurmaları ve 'Trablusta yeni bir kolordu kuracak- ları şayiaları ile İngilterenin tir tir titremokte olduğuna nasıl inanılabilir? İtalya cılız. Habeşistanım - kargısında var kuvvetiyle çalıştığı halde, göyle böyle bir muvaffakıyet için bir yıl lâ, zımgeldi. Dikkatle silâhlanan, İngiliz hava ve deniz kuvyetlerinin ebedi mü- zaheretini yanında bulunduran on beğ milyonluk bir Mışmrım da yabana atıl- maması lâzımdır. Italyanın madyoda Arab ülemine propaganda yapmasından duyduğu te. lâş bir göstariştea başka bir şey değil. dir, Zira İngiltere sözle değil, işle ken- dini gösteriyor. Kızıldenizin Arab dev- Jetlerinde ordular türüyor. Bilfars Hi. caz vye Necid bükümdarlığı her gün tekemmül eden bir modern ordu kur- maktadır. Suudi Arahistanında çimdi 70,000 kigilik muntazam bir ordu ku- Tulmuştur, 25 bini devamlı surette si. lâh altında bulundurulan ve 45 bini ilk işarette stratejik noktalarda tahşid e. dilebilen bu ordu son Bistem silâhlar kullanmaktadır. Silâh altındaki kuv- vetin 5,000 1 hecinsüvar, dört bini stü- vari ve 16,000 i muhtelif emıflara mensuptur. Zahirt bitaraflığına - rağmen Suudi Arabistanmın nüfuzu altımda buluzan Yemen'in de ordum asrfleşmektedir. Bu kuüvvetlerin İngiliz donanması ve uçaklarıyla birleşince Libyadaki 100 bin İtalyanm, mefruz bir Cermen yar. Aırmına güvenerek Afrikayı istilâya tahrik edileceğini sanmak, ancak Re- manımn zekdsr hakkında iyi bir fikre sahib olmıyanlardan - beklenilecek bir hatadır. Şekip Gündüz Garip bir muziplik [ Eşyaları çalmıyarak parçalayan hırsız ! Küçükpazarda, Sarı Beyazıt mahal, lesinde oturan Sabri paşanm kızı Mu- allânın evinin üst kattaki odasıma bir kaç gün evvel hırsız girmiş, Muallâya sif oşyaların bulunduğu sandığı kır- mış, içindeki eşyaları jiletle kesip bah- çeye atmıştır. Bu vaziyet zabrtaya İh- bar edilmiş, emniyet ikinci gubesince tahkikata başlanmıştır. Evelki sabah da konağın bütün kapı. ları açık bir halde bulunmuştur. Dün akgama kadar devam eden tahkikat sonunda, bu işleri yapanın mezkür konakta evlâtlık Gülgen olduğu anla. gılmış, kendisi yakalanarak emniyet dürlüğ ilmiştir. Gül; konaktaki diğer beş hizmetçiyi kor, kutmak için bu hareketleri yaptığınt söyelmiştir. Garip bir hâdise Langada gayet zengin bir tüccar olan Paraskeva ölmüş, cenazesi evelki gün kaldırılmıştır. Tabutuna yerleştirilip kilişede âyin Jera edildikten soura oto- mobile konulmak Üzere kiliseden çıka> rilirken, tabutun dibi çökmüş, ve ölü yere düşmüştür. Ölü derhal gerisige, riye Ayateodoro kilisesine getirilenek yeni yaptırılan bir tabuta konulmuş. tür, ,

Bu sayıdan diğer sayfalar: