DERE 4 İRES ŞAİ G K MILLIYET PERŞEMBE _257 SUBAT 1932 DA j : Parsabat | — Hafta Sohbeti Harlin ç ' " İmaE & ||Beş Hasta Var! j Asrın umdesi “MİLLİYET” tir. | ğ 3 : « . ” : 3 MA z 25 SUBAT 1932 Bır azeteci her e den bahse- Etem İzzet Beyin en yeni edebi romanı. Kitap halinde ı Idarehîıe: Ankara caddesi, g sye 3 Şey a çıkmıştır. Tevzi merkezi Suhulet kütüphanesidir. HOŞA GİDECEK BİR HABER!! 4 100 No. deblılf: Bılmek şartlyıe ea G Dalebi umumi üzerine ve havanın muhalefeti hasebile her- kesin görmediği dünyanın en büyük filmi ve Telgraf adresi: İst. Milliyet Telefon Numaraları: Başmuharrir ve Müdür 24318 Yazı işleri Müdürlüğü 24319 İdare ve Matbaa 24310 Lilian Harvey ve Henry Garat'ın temsili -Kongre Eğleniyor teci için en büyük ihtiyaç ola« rTak dünyayı tanımak zevkini kısmen olsun tattım. Kimseye boyun eğmeden mesleğimde — muvaffak olmak en başlı emelimdi. Etrafıma Sevdiğim bir münakaşa sev- mediğim bir şekle döküldü. Bir muharrir gibi, bir fikir adamı gibi atışmak pek hoşu- ma gider, fakat dara gelince a- ğız bozmayı ve yahut bahisle Yangın Hayat Nakliye Kaza Otomobil ANADOLU iğ AB%%E,%SREEEE%# münasebeti olm?yıız :ıhıî hü- hıkltığım zaman kaderin beni SİGORTA ŞİRKETİ şaheseri bir kaç.gün daha Pa L. K. BORR ei laet zeçn:ıeuyı fikir p etmediğini-, görüye- 'Yeşkilâtı tamamen Türktür Müessisi İş Bankasıdır ELH AMR A Sınemasında 4 HUĞ e — hei İT ür Af lRatlkrır aa şş d En İ a öi ADRES: Telefon: | Telgraf ; ; ğ — P A 4 — iz ve çirkin tarafı ceza Yirmi yıl bir meslek için az 4.üncü Vakıf Han 20531 ati döyaki büedeklir D l mıhkemeııne intikal eden an- | değildir. Hayat o kadar geniş Söştlü Geli $ el verlkiei kaşası iki üç te | ki her gelen gün bizim cehlimiz i R z YE L Kü gağ| kç da pek lüz. ddiala- | den bir parç. daha siliyor. 4 'g% Müddeti geçen nüshalar 10 ku- ra yol açtı. YaladLa Tekkmlil ödeyoruz. G l ' | ğ ruştur. Gazete ve matb a ail Sonp muharriri benim Hiç kimse bunun aksini id- R A DYO MAHMUT YESARİ ız ı u azı e işler için müdiriyete — müracaat B icin: dia edemez. Bahçemde bir gül açtı! BRIGITTE HELM - WILLY FRITSCH Büyük roman Fiatı 150, ciltlisi 175 kr. Sühulet kütüpanesi edilir. Gazetemiz ilânların mes'u- livetini kabül etmez. BUGUNKÜU HAVA için: — Onun babası bir şeyh idi. Nasıl oluyor da böyle bahisler. de bize ders veriyor! Dedi Şimdi şıklık bahsinde söz söylemek salâhiyeti var mı yok mu onu halledelim. Bir gazeteci her şeyden bah Bugünkü program 1STANBUL — Saat 18 den 19 a kadar gramofon, 19,5 stüdyo heyeti, Yeşı!kby askeri rasat merke- zinden verilen malümata göre bugün hava kapalı ve yağmurlu geçecek, rüzgâr şimalden mutet- dil kuvvetle esecektir. 24-2-932 tarihinde tazyiki ne- simi 762 milimetre en — fazla sı- caklık 6 en az nakız 3 santigrat kaydedilmiştir. BI.E Patlıcamn Dalkavuğu Dünya buhranı, ekonomi buhranı, para buhranı, iş buhra- nı ve akıl buhranı böyle devam ettikçe neler görüyoruz neler... — Dün ak dediğimize bugün kara diyoruz. Neden?.. Sormaya ha- cet yok!... Buhrandan dolayı..., ' Öyle mulıırrırler görüyorum ki; dün lehinde olduğu fikrin, iyîn ve adamın bugün aleyhinde lerini gördükçe daima patlıcan v — (hikâyesi aklıma geliyor. Bir zengin yemek yiyorken ğ ıofrıyı patlıcan gelmiş. Bır lnk — ma aldık sonra karş — dalkavuğa: — — Şu patlıcan berbat bir ye. mektir. Adamın ağzını yakar... Demiş. Hemen dalkavuk atıl. miş: - — Şüphesiz efendim. Pek V Ders vermek, başkasının bil- mediğini öğretmek için Mona- ko prensinin oğlu ve yahut Çin Maçin sülâlei imparatorisine mensup olmak lâzım — gelirse herkes cahil kalır. İnsan hayata (fert) olarak gırer bir zaman öğrenir, bir za | man da öğretir. Yalnız babam değil benim sülâlem şeyhtir. Fakat babam öyle bir şeyhti ki benim tâ Mek tebi mülkiyeden çıkıncaya ka- dar tahsilimle alâkadar olmuş- tur. Bana pösteki üzerinde yetiş- tiğimi söyleyenlerin daha du. hul imtihanlarına giremedikle- ri Mektebi mülkiye beni yük. sek bir diploma ile hayata ver. di. Vâlâ Nurettin Beyin dediği gibi Babiâli i cebim- setmeğe salâhiyettardır. Yeter ki o mevzulara ait vukufu ta- mam olsun. Hiç kimse ana kucağında ismokin giymemiş ve — hiç bir genç mektebe giderken başına silindir geçirmemiştir. Ve yine hiç bir insan hayata karışma- dıkça muaşeret usullerini bilfi- il öğrenemez. Tekâmül tedrici- dir . Binaenaleyh safsataya ve küçüklüğe düşmeden işi man- tıkla düşünmek lâzımdır. Hayata giren ve her şeyı bir 'ggazeteci gözile gören bır in- san her hangi bir ( danit&) 20,5 Selim Sırrı Bey tarafından kon farans, 21 Belkis Hanım, Nebil oğlu İsmail Bey ve saz heyeti, 22 orkes tra. BELGRAT (429,8 m.)—2.8 kilovat. Saat: 19 Fransızca diyalog, 19,30 jimnastik, 20 tıbbi musahabe, 20,30 konser, 21,15 komedi, 22,50 radyo orkestrası. BÜKREŞ (394,2 m.)—16 kilovat. Saat: 18,10 muhtelif musiki, 19, 40 gramofon, 20 şarkı, 20,20 senfo- nik konser, 21 konferanş, 21,15 kon ser. PEŞTE (550,5 m.) Saat: 18,45 çingene — muzikası, 19,30 opera orkestrasının konseri, 55 - bahsinde söz söylemeğe salâhi- yettardır. Bir adama (çay davetine is- mokinle gitti) diye söz söyle- diğimiz zaman çay davetine is- kinle gidilmiyeceğini — bilip de bir kurşunkalemle geldim. Fakat yirmi sene daima muvaf fak olarak çalıştım. Hem de bir himaye, bir yardım görme- yazıyor ve söylüyor. Ve böyle- desi Babadan kalma hanları sa- tıp ceplerine elli bin liralık çek koyarak Babıâli caddesine ga- zete çıkumıgı gelenler bir iki ay içinde eriyip çekildiler. Ben beş kuruşluk — kalemle geldmı. Ve iltifatlarını daima şükranla yadettiğim karileri- min teveccühü sayesinde az çok bir mevki tuttum, Kendi sâyim beni yetiştir- te söyleriz. Mesleğini benimse. yen ve her sınıf kariin arzusu- 22 ROMA (441,2 m.)—75 kilovat. Saat: 20,30 muhtelif, 20,45 radyo jurnal, 21 senfonik konser. VİYANA (Siİ7,2 m.)—20 kilovat. Saat: 18,30 konferans, 18,55 mu sahabe, 19,30 konser, 20,30 komedi, 20,50 konser,. nu hesaplayan iyi bir g umumi hayatın hiç bir noktası- nı ihmal edemez. Ben bir erkek olduğum hal- de (Paris) e gittiğim zaman en büyük moda salonlarına uğra- yıp saatlerce resmi geçit sey- rettim. Bu bana (Louvre) mü- zesini veyahut (Perröguet) ba- rını gidip görmek kadar lâzım- dı. Çünkü gazeteciydim. (Viyana) da — Habisburg hanedanının eski Aristocratie'. yi gösteren saraylarile beraber leri ve meselâ de okuyacak, gezecek ve göre. cektir. Bunları yapmadan eski med- rese çömezleri gibi yıllarca bir kubbe altında diz ve dirsek çü- rütenler tabiildir ki her şeyden bılısedemalpı Bılmelıyıi—'lıı ıer üzerinde kendi daracık kubbemizden baş ka kubbeler vardır. Başka ufuk larım, başka âlemlerin havasın- da yaşayamayanlar belki de ısındıkları minderleri -terket. Müzayede ile Satış 1932 Şubatm 26 mrmecr cuma günü sabah saat 10 da Beyoğlunda Büyük Parmakkapıda Hayat apartımanının 10 numaralı dairesinde mevcut — ve muüteber bir aileye —ait müzeyyen eşyalar müzayede suretile satılacak tır. 9 parçadan mürekkep mükemmel kübik sistem asri yemek — oda takı- mı, yinekübik kanape ve koltuk ta- kımı, 7 parçadan mürekkep kübik gayet güzel ufak salon takımı, İn- giliz bir minyon vitrinm, salon — için beyzi orta masalar, Mavun kaplama yatak oda takımı, İngiliz mamulâtı | 2 kişilik bronz karyola, (Berndorf) çatal bıçak takımı, elektrik avize- ler, Singer makinası, masa örtüsü, tablolar, mermer heykeller, vazolar, Bambu antre takımı, Tonet balan- | suar, Sedefli tabureler, ceviz port- manto vesaire. Fransız markalı za- rif bir piyano, acem ve Anadolu halıları. Pey sürenlerden 100 de 25 teminat alınır. Müzayede ile Satış 1932 Şubatın 26 ıncı cuma günü sabah saat 10 da Beyoğlunda Şişli- de Halâskâr Gazi caddesinde tram- vay yeni istasyon durağında Sebu- hyan apartımanının ittisalinde Kü- çük Bahçe sokağında 7 numaralı Meşrutiyet apartımanının 3 üncü Ğ—; i klol ve b bir aileye ait modern eşyalar mü- Kadınlar MAJİK * tel H bğin Z DİTA PARLO ve GÜSTAV FROEHLİCH 1 bir aşk, fedakânlık Avukatı BU AKŞAM saat 9,30 da R A N ve esrar filminde Perde aralarında: Dün akşamdanberi MELEK Sinemasının iraesine başladığı Agzımdan Değil Ayrıca: BOX ŞAMPİYONLUĞU İÇİN BÜYÜK MAÇ SCHMELLİNG - STRİBLİNG (Tamamen 15 rund olarak) Bu akşım ASRİ SİNEMA gaa Bir aşk, kin ve intikam şaheseri olan Kanlı Köprü filmini takdim edecektir. Dilber yıldız LİLY DAMİTA ile arkadaşlarIERNEST TORENCE ve DON ALVARDO tarafından. ZENGİN VARYETE Numaraları: yeni programlarının son haftası. 7 Asayeloff'un Müteveffi kocasını unutmak üz- re İstanbul'a gelecek olan dul milyoner Madam TAMARİNDE BROOK, sinema artisti Bösd n eeei di. Kendi paramla iki defa Av- | (Cathdrale) Zengin bu sefer: A ş:uıı :'lo;:usunu soyle- rupa seyahati yaptım. Bir gaze | (Kesner Kaf&) gibi kibarların e d ettiği çay salonlarını da (Pas sur la bouche) PARİS'in şen ve hoş opereti Mevsimin büyük muvaffakiyet- lerinden biridir zayede suretile satılacaktır. mekten hoşlarımazlar. Kimse bir şey demez. Fakat bilme- dikleri bahislere dil uzatma- Mahon ağacından modern ve mer- siye usulü Viyena mamulâtından — Ulan! Kâh patlıcanın a- i ' kberi 4 ;:;ıı:ms =ıvuk öRER gezdim. Çünkü gazeteciydim. — A! Ona diyeceğimiz yok!. | Fevkalâde lezzetli şeydir... Ce vabını vermiş. Bu defa zengin: — — İyi ama bunun ne gıdası — var sanki? Diye sormuş. Dalka- vuk: — — Hiç efendim! Ottan iba- ret... Patlıcanda gıda ne gezer.. 'evabını vermiş... Zengin tekrar: — — Maamafih, ben patlıcanı :ıeverim, değişik yemekleri var Dediğini gören dalkavuk bu - defa da: — — Elbette efendim! Patlıca. nn kâbına hiç bir sebze vara- — maz. Demiş... P. leyhinde söyledin kâh lehinde.. Ben ne söylersem onu tasdik et d ? Bir gezeteci görüşü ve ihti- yacı ile Avrupaya yıphgım iki seyahatten evvel mi tin.. Sen ne biçim Dalkavuk: — Efendim. Bend patlı- tı.nıdım Cenupta Antalyıyı merl Konyaya kadar köy canın değil, zatıâlinizin dalka- vuğuyum. Cevabını vermiş... Ben bu ara da patlicana dalkavukluk eden lere de sartgeliyorum. İşin tu- haf tarafı burası. Bir tekzip Meşhur Kara Davut ahfadin | dan (Nizameddin Nazif) in Çi- ne gönüllü olarak gidip bir ce- nerallik deruhte edeceği hakkın da bir şayia çıkmışsa da bunun Çin eshamını yükseltmek için köy dolaştım. (Prag) da ve ya- hut (Gönöve) de kütüphanele- ri nasıl bir gazeteci gözile gez- dimse meselâ İspartanın, Eğir- dirin, Avşar ve Açıbadem köy- lerini, nahiyelerini de ayni ih- tiyaç ile dolaştım. Çünkü gaze- teci idim. En büyük arzum da şark vilâyetlerini görmektir. Bir gazeteci — gezmeli, her hayata girmeli, her şeyi görme lidir. Tandır kedisi gibi man- gal altına kıvrılıp. mışıldayan- lar bunu takdir etmezlerse hata mak şartile, Açık, merdane fikir müna- kaşasıma tahammül edemiyen. lerin şahıslara ve ailelere doğ- ru çevirmeyi mutat edindikleri silâhı kanun kırar. Ben mesleğini seven bir ga- zeteciyim. Bir gazeteci sırasına göre İngiliz kralının sofrasın. da oturur, sırasına göre Pata- gonyadaki nim vahşi ahali a- rasında seyahat eder. Her iki noktanın icap -ettir. diği hareketi bilmelidir. Ve bun lar yaşayarak, %!ulerek, görü. lerek öğrenilir. Yoksa çay da.- vetine ismokin . giyilip gidilirse adama pek hıkh olarak guler- mükemmel yemek — oda takımı, di- rektuar usulü modern nadide yatak oda takımı, Volter modeli fantezi Kadifeli modern salon takımı, Kü- bik sistem ve gri kaplamalı yatak odası, halis maroken yazıhane takı mı, biblolar, salona ait eşyalar, i- pekli ,perdeler, A. E. G.' markalı vampir elektrik süpürge, Singer di kiş makitası, Limoj sofra takımı, beyaz modern çay takımı, gümüş eşyâlar, yağlı boya tablolar, Bronz kestne İngiliz karyolalar, salon ma saları, yazıhane, portmanto, avize- ler, sedefli tabureler, akaju çay ma- sası, (Moreau) imzalı heykeller, aynalar, kolonlar, vesair düzumlu eşyalar. Alman,markalı zarif — bir piyano. Tebris , Beluc ve İzmir ha- llları. Pey sürenlerden 100 de 25 te Heeret lli MAD Sigorta Şirketlerinin teftiş ve mu rakabesi hakkındaki 25 Haziran 927 tarihli kanun hükümlerine göre Ha rik ve Nakliyat sigorta muamelâti- edil miş olan ecnebi sigorta şirketlerin- den (Le Asikürasyoni Ditalya — Le Assicurazioni D'İtaliya) sigorta şirketi bu kene müracaatla Türki- yedeki bütün müuamelâtını kıt 'ede- le iştigal eylemek üzre tescil Yeni neşriyat ——— Ekonomi ve Finans İktisat vekâletinin müzaheretile çıkan Ekonomi ve Finans mecmüa- sı Kâ i nüshası neşredil tir. Tavsiye ederiz. diğir rek tasfiyesine karar i bil- dirmiş olmakla mezkür şırketlc alâ kası bulunanların şirkete ve icabın da İstanbul mıntakası Ticaret Mü- Dr. Albert Şaul Dahili hastalıklar mütehassısı, Ba- — Zengin iki dakikada böyle | uçuru!lmuş bir balon olduğu an | ederler. İ dört defa fikir değiştiren dalka | laşılmakla tekzip olunur. Gazeteci her şeyden - bahse- | - minat almır, Apartıman dahi kira- | dürlüğüne müracaat eylemeleri ilâr | lat, Rifat Ef. sokak No. 9 Pazardan “ vuğa demiş ki: FELEK İdecektir, bahsedebilmek için 25 şubıt 9322. Burhan Cahit | Jıktır. olunur. maada her gün 1-4 Tel. 2. 2174. F__*_ --- e Baame T G a — — BKOK ___İ—_ —— — —a ERERAARE AU LA AD AA AD AT A — Sınemıdı ne işi var?. — Hakkmız var Hanrmefen | da dinle.. ta ne yıpaukım" Sen benim | dinledi; toptan bir cevıp"v—;di | :" Mııhyet B Edebl Romanı: 20 Sanki ben onu gezdirmiyor | diciğim. Fakatı.. : — Aman piyano filân dur- | değil misin?. — Annem ııtemıyebılır Ş mıyım?. Diye ben de söze başladım. | sun, bu meseleyi bitirelim!, Endişemi anladı. Güldü, te-| Sen vaziyetini tasfiye edebi- Evden hiç çıkmasını istemi- | Düşündüklerimi birer birer an- Dedim ve.. zorladım. selli etti: lirsin. GO . y yorum. lattım: — Ne yapalım söyle? — Yok canım yanlış anla- Her şey yoluna girebilir.. - E Aklımın onunla beraber ol- — Ben şımdı nasıl nikâhla; | —- Bundan sonradır ki, Naran | dın, Elbette senin im. - Başka' Fakat, ben evlenemem.. “tem İZZET | duğunu bilmiyor mu?. nabilirim?. açıldı, bütün — düşündüklerini | kimin olabilirim?. Böyle - söyler söylemez he- — Beni — üzmenin ne mâanast Daha evvelki vaziyeti tama - söyldi: Ve.. dudağ dudağ M cik sordum: — — Nikâh nedir?.. Bir kadın | | şırtıyor :.. var?. mile tasfiye etmiş değilim! — Ruhi ben ne evlenirim, ne | zattı: — Niçin benimle evlenmez- a erkeği bırleçtırmek için mut| — Bu halimi Naran da, anla- Diye düşünüyordum. Ve.. Ve.. bu mevzu üzeriude_ uzun ! de nikâhlanırım!. — Öp.. H sin?, ka senede sepete mi ihtiyaç)i mış olmalı ki: yine biliyordu ki: uzun konuştum, Fakat, hiç an. Bir defa nikâhın aleyhinde. | Dedi. Rahatlaştım. -Tektar Ben ne kıdır endişeli isem var?.. Kalplerin birleşişi, dudak — Bilmem ne yapmalı?. Ben onu gözümden kıskanı | laşamıyorduk. O: - S0j yim. emindim, Tekrar kendi kendi- | o o kadar ıflnn ve neş'eli idi: ların mühürlenişi her hangi bir Diyor, yorum, | - Nuhder.. Peygamber demez.| —Evlenmenin hiç taraftarı me:- - : l — Prensip itibarile — evlen. — senetten daha kuvvetli değil mi — Şöyle olacak.. Erkek gözüne gözükmesini Dedikleri gibi ısrar ediyor, | değilim.. — O benim.. mek aleyhindeyim. dir?.. Böyle olacak!. Ti iıtemiyonım!. ben işe vaziyeti ifadeye çalışı- | — Seninle de nikâhlanacak deği Yalnız benim. Sonra, gülmekten katıla ka- — Diyor, Ve.. bundan eminim. Diye kestirip atmıyor!. ğa çıl ra yortlum Neyse kı_ imdada Na- lim. - ) Daima benim olacak.. '|tıla, şaka olduğunu: anlatarak, © hiç bir zaman nikâhı düşün- Bir h DA zı değilim.. ran'ın gelişi yetişti; Ve.. bahis Bütün bunları söylediği za- Dedim, Sonra, yine asıl bah | ilâve etti: üş değildir. ir hafta son Bunun içindir ki, uıuluyor. kendiliğinden deg'fşl' muan çok samimi idi. Düşündük | simize döndük. Sordum: — Bir çiçekle bahar olmaz. — — Fakat, ne yapayım ki an. Akşamdı. dum, kabıma sıgımyordum Bu Ş Irini olduğu gibi söyleme!) — Şimdi ne yapacağız?. | — Hemen telâşlandım: d Canımın — sıkıldığı bir ak. | sırada, annesi yanıma geldi: Yemekten som»â oturduk., | çekinmiyordu. Yalnız onu din- Ve.. arkasını kesmedim: — Sakın ha.. Sakın ha:. Şa- Demesi yerindedir, haklı- | şam.. — Ruhi Bey çocuğum.. Naran'la uzun uzun könüştuk: / lerken korktum. Hele: — Annen pek ciddi söyliyor! | ka bile olsa bana böyle söyle. lır. Bu teklif; hiç yalan söyle- Salonda oturmuş kitap oku Diye söze başladı. Naran'ın | — Çok üzülüyorum — canım, inle de nikâhl. l Bu vaziyete tahammül ede. | me., Ölüveririm!. ğe lüzum yok benim de ho | yordum. nikâh için söylediklerini tekrar | ne yapacağız?. n degılrm.. cek gibi gözükmüyor.. Yine güldü, na gitmedi. Naran'ı sever- Eve geldiğim zaman: ladı. Ve: Dedim. Bütün şuhluğu çap- Derken titredim. Zannettim Ben vaziyetimi tasfiye edin- | — Sana son sözümü söyleye n, Naran'ın eteklerine yapı- — Naran nerede? — Nikâh çok lâzım bir şey de | kınlığı — üzerinde idi. Şen bir | ki: ceye kadar sabredemez mi?. yim mi?, sürüklenirken, biran bile ak Dedim. Annesi: ğil mi?. kahkaha salıverdi: — Seni de bırakacağım. Ve.. ilâve ediyordum: Dedi. Ve.. söyledi. nikâh filân geçmemiş. — Sinemaya gitmişti. Dı- Diye ısrar etmeğe başladı — Düşüneceğin bir bu mu Diyor. Ve hemen bu endişe. | — Vıııyetımı tısfıye edince i — böyle bir teklif ile | ha gelmedi.. — ' | ve.. yarım saatten fazla konfe- kaldı Ruhi?. z mi ürkek bir sesle ortaya ko- ? hakikaten di Dedi. Kndım,)çgıleduu, Üa n “Kendisi |— Dedi. İlâve etti yuverdim: — a