28 Aralık 1933 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 16

28 Aralık 1933 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

——çş———— 76 SERVETİFÜNUN No.1949—204 mütarike de boğandığını, bir hayli felâketten sonrâ nihayet bir Konsolos ile evlenerek Amerikaya gitti- ğini biliyordu. Salihaya minnettardı. Fakat kül altında kalan ateş gibi, Mahmut Beyin kalbinde, Meliha ve Salihanın hatırası duruyordu. Kadın, aşk ve şehvet ile meşgul olunca tabii ak- luna hep o genç ve güzel kızlar geliyordu. Zaten başkalarını de bilmiyordu. Bu cehlini itiraf ediyordu. Hem de zavalıum gençliği hep muharebelerde geç- miş, böyle şeyler ile meşgul olmıya vakit bulama- mışta. Fakat işte Ankara ekspresinin dar yemek masa- sında karşısında biç beklemediği, düşünmediği zaman- da salihayı görüverince bir çocuk gibi kızardı, âdeta utandı, mahcup oldu. Hatta selâm bile vermeğe ce- saret edemedi. Salıha artık otuz yaşında evli bir Hanımefendi ol- raştu, Çocukları var, Eskisi gibi güzel ve oynak. Mah- mut Beyi hemen tanıdı. Tabii unutınamıştı Kaç se- nedir hiçbir malümat alamamıştı. Yalnız İzmirin iş gulinde fırkaşı ile büyük yararlıkları görüldüğünü herkes gibi o da gazetelerde okumuş, biliyordu. Fakut İzmirden şonra gene izini kaybetmişti. Za- ten, bilse de ne olacaktı? a mütarikeden biraz sonra bir Veli ile evlen- mişti. Kocasile aralarında onbeş sene kadar bir yaş farkı vardı. Bununla beraber o hoppa ve hırçın kız, birdenbire toplanmış, iyi bir zevce ve anne olmuştu. Belki de kocasını seviyor, Fakst herhalde kalbinin bir köşesinde o genç milâzim için gizli ve mukaddes bir alev olaa gerekti Ah! Şu Mahmut Bey, o Haydarpaş aynlışından sonra ne olur Salihayı bir kere arayıp soraydı. Belki de şimdi çoktanberi evlenmiş olacaklardı. Heyhat... Miralay Beyin pek tabii. şaşkınlık ve tereddünü görünce Saliha Hanım: — Buyurunuz Mahmut Bey, kocam mebus Meh- met Bey, çocuklarım... Diye takdim merasimini bü» yük bir sadelikle yaptı. Âdeta sevincini saklıyamı- yor, sabırsızlıkla muhatabınıu hayatını, halini, kalbini anlamak istiyordu. Saliha ne kader da güzeldi. Annelik ona çok ya- raşmıştı. Yavaş yavaş Mahmut Beyin mahzunluğu kay- boldu. Memnun konuşmağa başladı. Tabii Mebus Bey- le fazla meşgul değillerdi. Zaten o masa başında uzun boylu görüşecekler, dertleşecekler değildiya. Gözler, Besler, renkler his ve fikirlerini ifadeye kâtiydi. Mazi hatırlandı, hasret unutuldu. Kim bilir istikbal ne gös- terecekti. Yemek telaşla yenildi. Bir dadı çocukları aldı er- kence uyutmağa götürdü. Mahmut Bey biraz sonra müsaade aldı, diğer bir masada bulunan Mebus ar- kadaşlarının pokerine iştirak etti. On senelik karısını artık şu kumandandan kıskanacak değildi. Saliha ile Mehmet Bey masanın başında başbaşa kaldıkları vakit evvelâ sinirden, telâştan kurtulmak için birer cigara yaktılar. Sonra da sustular. Konuş- mak belki de lüzumsuzdu. Gözleri meşgul, memnun- du. Belki de ağlıyacaktı. Fakat hemen gülümsediler, işte gülüyorlar bile... -Ah ! Mümkün olsa. Birbirlerinin boynuna gsarıla- caklar... Fakat. Şu vaziyette Saliha okadar güzeldi ki... Miralay Bey de âdeta fenalaştı, Belki de istemi- yerek bir aralık ayakları birbirine dokundu. Hemen doğruldular, Fakat bu temas ber ikisinde lüzumun- dan fazla sarstı. Mektep çocukları gibi sevindiler, utan- dılar, kızardılar. Birden Salıha sordu: — Evlimisiniz * Hayır cevabı onu fevkalâde sevindirdi. Âdeta ye- yerinden fırlıyacak, hoplıyacak, boynuna garılacaktı. Demek... Hayır... Sevilmiyordu. Muhakkak... Bu sefer Mahmut Bey sordu: — Bahtiyar mısınız ? vap müşkül.. O dakikaya kadar belki evet... Fakat, herhalde birşey söylemeli: — Evet, çocuklarımı çıldırasıya seviyorum. Bu cevap kocasını sevmediğinin büyük bir deliliy- di. Her nedense Miralay Bey de bundan memnun oldu. Sonra biraz da dereden tepeden bahsettiler. Zaten binasi sonra Mebus Bey gelecek ve karısını kompartimanına götürecekti. Miralay Bey birşey söy- lemek istiyordu. Nihayet cesaret alarak ; — Seliha Hanım size müteşekkirim, sizi hiç unut- mâdım... Dedi. Sözünü genç kadın belki çoktan hatırlamıştı. Bi- raz başını eğdi, gözleri kapalı: — Sizin bir ar! vardı, beni ikaz eden olmadı... Diye cevap verdi. içinden ağlıyordu. Gözyaş- larını sineye çekiyordu. Gene daldılar. Bir ses: — Salih», yarın erken kalkılacak, Mahmut Beye- febdi-müşsnade ederlerse... — Hay hay efendim. — Allah rahatlık versin! — Size de... Suphi Nuri A eman en amaaan uman, amman, Van HAYDAR RİFAt Beyin son eserleri: HEP MİLLET İÇİN! 60 Kuruş HEP VATAN İÇİN! 60 , CİNAYET VE CEZA 75 ,, Ölüler Evinin Hatıraları (125 ,, Şafak Kütüphanesi

Bu sayıdan diğer sayfalar: