-- & Hergün Genevre Konfernsında Perde Arkası Nevyorkta çıkan The Republic mecmuasından: “Cenevrede bütün — milletler murahhasları teslihatı tahdit me- selesini konuşmak için toplanmış bulunuyorlar. “Fakat, devletlerin itiraf et- miye casaret edememelerine rağ- ew men, bu koferansin muvaffak olması için — birçok — mâniler vardır. Devletlerin itiraf edemedik- leri hakikat şudur: Cenevrede mevzuu bahsolan mesele silâhların tahdidi değil, Şarki Avrupa ve Çinin istikbalde emperyalist kon- torlü altında bulunmasını temin meselesidir. Silâhların tahdidine mâni olan en büyük engel de budur. Eğer bugün Cenevrede silâhların tahdidi kararı verilirse, ğarkî ÂAvrupa ve Çinde vaziyet erhal ve derin bir surette de- gişiverir. Cenevredeki diplomat- ların hepsi bunu bilir, fakat hiç- biri söylemiye cesaret edemez. Ş'arii Avrupa meselesi, aşağı yukarı bir asırlık bir meseledir. 1845 te Kırım harbini, 1914 te dünya harbini doğuran bu me- seledir. Bugün Şarkt Avrupada Fransa hâkimdir, Fransanın bu hâkimi- yeti bir şeye istinat ediyor: Silâh kuvveti. Fransanın meselâ, Var- şovadaki nüfuzu nedendir? İkraz ettiği paradan dolayı değil, Le- histan bu parayı Londra, Nevyork veya diğer yerden de tedarik edebilirdi. Fransa, Lehistanın ih- raç pazarı olduğu için değil, çünki Lehistanın tabit pazarı Rusya ve Almanyadır. Fakat | Lehistan Fransaya mütemayildir. Çünki Fransa, Avrupanın en kuvvetli devleti"ir. Çekoslovakya, Romanya ve Yugoslavya için de ayni hüküm doğrudur. Fransanın silâhlarını — tahdit etmeyi kabul edeceğini farzede- lim, Şarki Avrupa devletleri, Fransanin askeri — müzaheretini kaybettiklerini anladıkları — gün, derhal Rusya ve Almanya ile- anlaşmak ihtiyacını duyacaklardır. Vaşingtonda 1922 de topla- nan konferanstanberi, Çinde ve Mançuride — istatüko — muhafaza edildi, Geçen eylülde, İngiltere, mali buhrana düştü, donanma- sında isyan çıktı. Hindistanda huzursuzluk Aarttı. Bu sebeple kismen kuvvetini kaybetti. Ja- Ponya, bu zâftan istifade etti. Derhal Mançuriye saldırdı. Fakat eğer İngiltere hâlâ Singaporda kuvvetli bir üssübahriye malik olmasaydı, ve Amerikan donan- Ması kuvvetli bulunmasaydı, Ja- Ponyanın Şanghaya asker çıkar- | mak için beş ay bekliyeceği zannedilir. miydi? Cenevre konferansında iki mesele budur. Fransa ordıı:::ı:î İngiltere ve Amerika donanma- larını — küçültmedikçe, — tahdidi teslihattan bahsetmek gülünçtür. - Fakat Fransa bir iki sene içinde — ordusunu küçültürse Almanya derhal Şarki Avrupada hâkim vaziyete geçecek ve 1914 te olduğundan birkaç misli daha kuvvet kazanacaktır, İngiltere ile Amerika donan- Mmalarını küçültürlerse, — Japonya artık lâakal yüz sene Çinin mut- lak hâkimi olacaktır. Bu izahat, teslihatı tahdidin Şayanı arzu bir şey olmadığını değil, fakat imperyalist düşün- celer zail olmadıkça, imkânsızlı- ğını göstermektir. ——— ——— SON POSTA * Doğru Sözler * Son Postanın Resimli Makalesi o 1 — Fırtınanın kolaylıkla sö- küp attığı ağaçlar, zaten kökleri çürük olanlardır. 2 — Şahsiyet sahibi bir adam başkalarının önünde dalkavukluk edemez. 3 — Tereddüt, ayarı gâh ileri, gâh geri giden bir saate benzer. | Çin Ordusu Çetin Bir Müda- faa İçin Hazırlanıyor Londra, 13 (D. Hususi) — Japonya- Çinde işgal ettiği sahalardan çe-' kilmemek hakkındaki azim ve kararı Aksayı Şarkta misli görülmemiş bir muharebenin çok yakında başlıyaca- — ğgına en kuvvetli delil addedilmektedir. Çin müdafaa ordusunun tensik ve ıslahı yolundaki faaliyetler hakkında yeni malümat alınmaktadır. Mevsuk | Çin menabiinin teminine göre bir Ja- pon taarruzu karşısında Çin müdafaası nın çok çetin olackktır. Liaoyang, 12 ( A.A ) —Çin Hükü- meti Japonya ile Cin arasında mevcut olan ihtilâfta aldığı metin vaziyetten miştir. istemiştir. mektedir. Müthiş Ya Bu talep Japonların şiddetli : açmak niyetinde oldukları suretinde tefsir edil- ayrılmamıya ve Çinin en mühim liman- larının gayrıaskeri bir hale konması hakkındaki tekliflerini redde karar ver- Şanghay, 22 (A. A.) — Japon Amiralı Nomura elyevm Woşung açıklarında demirlemiş bulunan Berwick ismindeki İngiliz kruvazörünün süvarisindeı! saat on beşten evvel geminin yerini değiştirmesini bir topçu ateşi Şanghay, 12 (A.ÂA. ) — Ecnebilere ait imtiyazlı mıntaka dahilindeki İngiliz ve Amerikan mahalle- leri hududu civarında gece yarısına kadar ]apo.n toplarının ateşi devam etmiş, çok gürültülü infi- lâklar duyulmuştur. Zonguldakta Üç Amele, ngı; Faciaları -Bartında İki Çocuk Alevler İçinde Yandılar Zouguldak ( Hususi ) — Bu cıvarda vuku bulan bir yangın hâdisesi müthiş bir faci.. ile ne- ticelenmiştir. Zavallı üç — amele kızıl alevler arasında kalarak fe- ci şekilde yanmışlardır. Ankara - Filyos — hattının — altın- ci kısmındaki amele barakala- rından çıkmıştır. Barakada otu- ran amelelerden biri sobayı pet- rol ile —tutuşturmak — isterken birdenbire parlamış ve alevler o anda adamcağızın bütün vü- cudunu sarmıştır. Yangın Zavallı adam can (havlile hay- | kırmıya — başlayınca arkadaşları koşuşmuşlar, fakat onlar dz alev- lerin içinde kalmışlardır. Amele- ler, etraflarını saran ateş çembe- rinden kurtulmak için öldürücü bir gayretle çabalamışlar, mec- nunane hamlelerle alevlere atil- mışlardır. Fakat barakanın her tarafını kaplıyan ateş buna imkân bırak- mamış ve üç amele, hayatlarını güçlükle kurtaran yaralı arka- daşlarının gözleri önünde ve feci ıstıraplar içinde kıvranarak - öl- müşlerdir. Bu acıklı hadiseden başka Bartında da bir yangın faciası olmuş, çoban oğlu Mustafa — is- minde birinin — zevcesi Fatma Hariciye Vekili Berlinde Şerefine ki Ziyafet Keşide Edildi Borlin 12 (ACAS) — Hirk ciye Vekili Tevfik Rüştü Be Alman Başvekili — M. Brüning'i ziyaret etmiş, Harbiye Nazırı da Tevfik Rüştü Bey şerefine bir | akşam ziyafeti vermiştir. Türki- yenin Berlin fahri konsolosu da | bir öğle ziyafeti keşide etmiştir. Avrupa Kraliçesi Danimarkalı Güzel Kız Kraliçe seçildi Paris, 13. —(A.A.) — Danimarka güzeli, Mis Avrupa intihap edilmişsir. Hazinenin lanlar Meydana Çıkarılacak sokağa Hanım çıktığı — s- rada odada bulunan — so- ba birdenbire yere — devrilmiş, derhal bir yangın' başlamıştır. Evde iki küçük — çocuktan başka — kimse — bulunmuyordu. Alevler etrafi sarınca çocuklar feryada başlamış, fakat komşula- rin yetişmesine rağmen müthiş facianın Önüne- — geçilememiştir. Neticede hasta bir halde ya- takta yatan 6 yaşında Necati ismindeki — çocuk tamamen yanıp ölmüş, 4 yeşındaki kardeşi Meliha da ölüm derecesinda ya- narak hastaneye kaldırilmıştır. AHMET İzmirde Tahkikat Parasını İzmir, 13 ( Husüsi ) — Tevkif olunan Riıhtim Şirketi müdür, muhasebeci ve umumi vekilinin isticvabına devam edilmektedir. Hazinenin mühim miktarda za- rarını mucip olan hareketlerde parmağı olanların meydana çı- karılması için tahkikat yapılıyor. a evvelce olduğu memleket aleyhinde ' propaganda mahiyetini haiz parçalar görüyor. Bu parçaların çıkartılması için müracaat ediyor. Bir defa sansörden geçerek gösteril- mesine müsaade edilmiş olması itibarile, bu arzunun . . kal * : 4 /STER IİNAN, İSTER İNANMA! Istanbul sinemalarından birinde “Cehennem me- lekleri, iİsminde bir harp filmi gösteriliyor. Bu film polis sausöründen de geçmiş — bulunuyor. Fakat bLir ecnebi sefareti, filmi seyrederken, mensup İngiltere, kari a is'afına imkân bulunmadığı bildiriliyor. Amerika, vakit başka memleketler aleyhinde birçok filmler gösterildiği halde, o mamleketler sansürleri bu film- lerin oynanmasına mani olmuyarlar. Şu hale nazaran biz, dünyada, hâlâ müsavat pren- sipinin iyi anlaşılmadığına kani oluyoruz. Sen de ey, Fransa ve Almanyada her Ça- | | | | | | İ | | İSTER İNAN, İSTER İNANMA! | | “ Afyon Karahisarda M. A,,, imzasile, karilerimizden biri bize bir makale gönderdi. —“Yeni nesle ne okutacağız?,, Diye açtığımız anketin ortaya koydu- ğu mesele, bu makalenin de mevzuudur. Kariimizin makalesini aynen sütunlarımıza koyamadık. Bir pazçasını alacağız : “Son anketiniz, şu cümle ile ifade edilmesi mümkün olan bir hükümle kapandı: “ Genç- ltik okumuyor, kitap onü" için satılmıyor. , Hatta Nurullah Ata Beyin, iştirak ettiğiniz ce- sur fikrine göre, gençlik hiç- bir devirde okumamıştır. ,, Kariimiz, gençliğin okumadığı ithamını reddetmek için, böyle düşünen fikir adamlarımıza karşı makalesinde acı bir tehzili dil kullanıyor ve “ Milli neşriyat ha- zinesinde okuyacak şey bulamı- yan yeni neslin cahil kalmaması için bir Garp lisanı ezberlemesini şart koşan yüce üstatlarımızı ,, hicvediyor. Evvelâ, kariimize temin ede- lim: Biz, anketimize cevap ve- renlerin fikirlerine iştirak etti- ğimizi hiç söylemedik. Daima bitaraf — bir nâkil — vaziyetinde kaldık. Anketteki fikirleri hulâ- sa etmek, bunlara iştirak etmek sayılmaz. Bilâkis ben, kendi he- sabıma, —bu sütunda da — kaç kereler yazdığım gibi kariimden farksız düşünüyorum. — Herşey nisbidir. diyoruz. Bizde, üç beş sene evveline gelinceye kadar, her sene artan ciddi bir kari sınıfı. vardı.. Yeni harflerden sonra iş değişti, buhran da üste geldi, neşriyat durdu. Bugün, liselerin ve bazı genç zümrelerin F gEMNNDUZ | Sözün Kısası “Ne Okutacağız ?,, Meselesi P. 5. mesleki peşriyatı istisna edilirse, - memleketin umumi fikriyatını temsil eden bir tek mecmua bile yoktur. Olsaydı okunmiıyacak mıydı? Bütün imanımla cevap veriyorum: Okunacaktı. Bir misal: “Hayat ansiklope- disi,, neşrediliyor. Daha ilk fasi- külü çıkar çıkmaz kapışıldı. On beş, yirmi bin satıldığını büyük bir sevinçle öğrendim. Demek ki faydalı neşriyata karşı alâkasını daima saklıyan ve zamanında ortaya vüuran büyük bir kari s- nıfı var. Mesele şu değildir: “Türkler okumuyor, nasıl okutalım?,, Mesele şudür: “Türkler oku- yor, ne okutalım?,, Fakat herşey bir derece me- selesidir. Şüphesiz, Türkiyede hele bugünkü vaziyette, ideali- mizi tatmin edecek kadar büyük bir kari sınıfı yoktur; okuyan- ları bir taraftan arttırmıya çalış- malıyız; Ffakat, okunacak şey, okuyan kadar da yoktur ve asıl mesele dlî budur. ae ge Evvelki gün bu sa zarken, Trıbgzgmndln bir. mc:;:i? m. Mevzuu yine - daha S C Simallaldii. Bu ateşli ve samimi kariime de ayrı bir cevap vereceğim. Hava Tebeddülü Herkesi — _ Hayrette Bıraktı Dün akşama doğru rüzgâr tekrar lodı_ısa çevirmiş ve hava mülâyim bir vaziyet almıştı. Geca yarısma kadar böyle giden ha- va vaziyeti, —ansızın — çıkan | bir kar fırtınasile tekrar değiş- miş ve hararet derecesi birden- bire şaşılacak derecede düşmüştür. Bu sebeple gece yarısından sonra kar yağınıya başlamıştır. Elân yağan karın devamlı olaca- ğı anlaşılmaktadır. Sabahleyim ' hafif bir tipi de başlamıştır. On ' gaatten beri yağan karın kalınlı- gı on beş santimi bulmuştur.