Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
(YETET İ vi * Şi 'I 'müsait fırsatlar TEMMUZ 19_14 Umumi Harp Nasıl Patladı ? Nakleden: H. R. — Kızım Doktor: Semi Ekreme — _%- Vazan: Em! Ludog Harp Meselesinde En Çok Yalanı Berhtold İrtikâp Etmıştır Bu meyanda en çok yalanı Berhtold —irtikâp etmiştir. Kır- mızi kitabına Avusturyalılar-aley- hinde tellâkı edilecek 69 vesika- yı dercettirmek Üüzere tam altı ay beklemiştir. Halbuki dört se- ne sonra ihtilâl bunların adedini 382 ye iblâğ ederek zeyl ve O mütemmim olarak neşretmiştir. Harbın mesuliyetini tevcih hu- susunda en mühim — menabi butlardır. * Berhtold'un 69 vesikasından 9Dunu kontrol — kabil değildir. Geriye kalanlardan on üç tanesi Üzerinde tahrif yapmak kabil değildi, çünkü —onların metni 'diğer devletlerce de malüm idi. 10u doğru olarak — geçmiştir. 381i tahrif olunabilirdi ve tahrif olunmuştur. Birkaç misal: Altıncı numara, Belgratta Avusturya sefirinden: - * Zaman müsaittir | harbe |. Dahili ve harici siyasi vaziyet te vermekte — ve bunlar devrimizde ağlebi ihtimal son bulunmaktadır. ,, Bu cümle vazıhan — tahriki mutazammındır ve çıkarılmıştır. * Ültimatoma ve tetümmesine iki gün evvelki tarih konmuştur, C£. Berlin * Pariste' Biyenvönü-Marten tara- fından Avusturyaya müsait ola- | rak yapılan mülâhazalar ara- sında - vesika mnumarası İİ- şu " kat'i cümle” kaldırılmıştır; “Bu zatın - Adliye Nazırının - harict siyaseti sevk ve idarede tabiatile hiçbir nüfuzu yoktur.,, 13 numaralı vesikada: Rus- yanın —Ültimatomuna — müteallik olan Paris kabinesinin tahziri kaldırılmıştır. x 23 ve 24 numaralı vesikalarda Sırp seferberliği öyle bir surette tanzim edilmiştir ki A anın münasebatını katetmesine Sırbis- tanın seferberlik ilân — etmesi sebep olmuştur. zehabını verir, halbuki hakikat berakistir. * 28 numaralı vesika ki Petres- burgtan çekilen bir telgrafname dir, bunda Alman ataşemiliterinin şehadetine mütedair olup âzim bir ehemmiyeti haiz olan son kısmı tayyolunmuştur; orada şu cümleler bulunacaktı : Büyük bir asabiyet, büyük bir endişe gördüm. Samimi bir surette sulh istedikleri zannin- dayım, — haleti fikriyelerinin farik alâmeti şudur ; Almanyadan, haşmetmeabın — müdahalesinden Ümit vardırlar., * Sazanof'un sulhperverane mü- teaddit teklifleri, meselâ İtalya kıralının, yani hasmının müda- halesine müteallik ayın 27 tarihli teklifi 31 numaralı vesikadan çıkarılmıştır. Karlı bir. havada cephege gollanan kızaklı bir kıt'a Berhtold Berlindeki sefirine hiçbir arazi fethi mutasavver ol- madığını beyan hususunda ver- diği salâhiyetlerin - vesika, nu- marası 32 - aslında mevcut şu en canlı nokta kitaba geçiril- memiştir; “ Kat'i bir taahhüde girmeksizin - . * 38 numaralı vesikadan Sir- Edvar Grey'in sulha taraftar olduğunu —gösteren iki — fıkra tayyedilmiştir. Berline çekilen bir telgaraf- ta - numara 42 - Ceneral Hoçen- dorff'ın ismi kaldırılmıştır. Çün- ki bu telgraf ayın 18 inde çekil- mişti, binaenaleyh Rus seferber- liğinden mukaddemdir. Halbuki bu telgrafta şu ibare vardır: ÂAvusturya ve - vaziyetin heyeti mecmuası malüm olması itibrile - | Almanyanın — serian her türlü hazırlıkları yapmaları isteniyordu. y Kont Szögyeni nin 28j tarihli müz'iç telgrafından ise eser yok- tur; çünki onda “ Berlin İngilte- renin tavassutunu — reddediyor, bunu Viyanaya göndermesi şekle ait bir iştir ,, deniliyordu. İngilterenin — tehdidine — dair Berhtold 28 tarihinde — yaptığı ihbara müteallik 44 numaralı vesika da tahrif — edildi. — Ayni süretle —47 numaralı vesikada da sekiz tahrif vardır; bu ve- sika —Avusturyanın Petresburg sefaretinden gönderilmiş bir tel- graftır. topa tutulmasının Sazanof üze- rinde yaptığı tasir ile bu topa tutmak neticesinde tevessül olu- nan Rus seferberliğinin tecavüzi bir maksada müstenit olmadığına dair verilmiş olan teminat vesika- dan tayyedilmiştir. Bundan başka 56 numaralı vesikadan da Saza- nofun seferberlik henüz harbe | müncer bulunmadığına ve mükâ- lemenin ciddi surette telâkkisi üzerine artık hafiflik hissettiğine dair olan beyanatı tayyedilmiştir. ıf Ağustosun üçünde Alman hü- kümeti Rayiştağa yedi kıt'a mel- fufile beraber 30 fıkradan mü- rekkep bir muhtıra Halbuki 1919 da hükümeti hakiki Alman vesi- ikalarını — neşrettiği zaman o tarihte 700 ü mütecaviz vesika bulunduğu sabit olmuştur. 7 kıta melfufu bir tarafa olarak 30 fıkrayı tetkik edince görülüyor ki o T7 melfuf tahrifi kabil olmıyan, çünki hasımlarca malüm olan hâdisata taallük eder. Geriye evrakı müsbiteyee müstenit olm- yarak bahsolunan 23 - hâdise kalır ki bunları tahrif kabildir. Nitekim bunların içinden 18i hü- kümet tarafından tahrif edilmiştir. Bu tahrif olunan yerler Almanyayı harp mesuliyetine sokacak olan noktalardır.. Şu halde bunları halktan saklamak bedihi olan bir maksada müstenittir. ( Arkası var ) vermiştir. Alman ihtilâl öme — annar Gülhane Hastanesinde Meccani Muayene Gülhane hastanesinde meccani Günleri müuayeneler — için bir İliste hazırlanmıştır. Listeyi aynön yazıyoruz: Hastalıklar Cilt Hastalıkları Cumartesi: Kulak, boğaz, burun hastalıkları ; İdrar yolu hastalıklari Muallimlerin İsimleri Muallim Talât — Bey Muallim Sani Yaver Bey Muallim Fuat Kâmil Bey Göz hastalıkları Pazar ; Dahili hastalıkla Akıl ve sinir hastalıkları Muâaliim Niyazi İsmet Bey Muallim Abdülkadir Bey Mualiim Nazım Şakir Bey Hariciye hastalıkları Pazartesi : Kulak boğaz burun ha. Masaj ve tedavii mihaniki Muallim Murat B. Muallim Sani Yaver B. Muallim Şemsettin. B. Kadın ve doğum hastalıkları Dahili hastalıkları Salı İdrar yolu hastalıkları Muallim Refik Münir Bey Muallim Süreyya Hidayet B Muallim Fuat Kâmil Bey Akıl ve sinir hastalıklar Röntgen muayenesi Göz hastalıkları Çarşamba: Cilt hastalıkları Muallim Nazım Şakir B. n Şükrü Emin B. Muallim Niyazi İsmet B. Muallim Talât B. Masaj ve tedavii mihaniki Perşembe: Hariciye hastalıkları Kadın ve doğum hastalıkları — Z Muallim Şemsettin B. » — M. Kemal Bey Refik Münir Bey Bu telgrafta Belgradın | Â YE Bu Sütunda Hergün HM———— Yazan: L. Pirandelleo —— Giacomino, İyi Düşün! eeEE. ÇEKE Profesör Toti küçük ve mü- tevazı misafir odasına alınıyor, oturuyor, — Nini'yi bacaklarının arasına alıyor ve, kız kardeşi Giacomino'yu ikna edinceye ka- dar burada bir müddet bekle- miye katlanıyor. Üzerinde bazı küçük porselen bibloların parıldadığı bir konsola doğru gitmek istiyen küçük — ço- cuğa arada sırada sesleniyor: Yoo.. buraya gel, Nini.. uslu otur bakayım; ve kenisi hiç far- kına vırmadan evinde bu kadar mühim gibi bir vak'anın cereyan edehılecegı düşüncesile zihnini — yoruyor. Maddalenina okadar iyi bir — kadındır ki.. Giacomino'nun — hemşiresini de bu kadar mühim bir suret- te müteessir edebilmek — için onun ne gibi bir fenalık yapmış olabileceğini düşünüyor. Şimdiye kadar bu meseleyi geçici bir buhrandan ibaret zan- neden Profesör Toti şimdi cid- diyetle düşünmiye ve — endişe etmiye başlıyor. Oh! İşte nihayet Giacomino geliyor! Aman Yarabbi, nekadar bozulmuş bir çehre! Ne şaşkın ve çılgın bir hal! Fakat? Oh, bu fazla: Kollarını açarak ve “ Giami! Giami! ,, diye —ona doğru koşan küçüğü soğuk ve sert bir hareketle itiyor ! Profesör Toti bu hareketten pek müteessir, ağır bir veziyetle bağırıyor: Giacomino. O, ihtiyarın gözlerine bak- maktan çekinerek, süratle — s0- ruyor: — Bana söyliyecek neniz var, profesör? Kendimi okadar iyi hissetmiyorum... Yatakta idim... Kimse ile konuşacak ve görü- şecek bir vaziyette değilim... — Fakat, çocuk?! Giacomino “—Evet..,, diyor, ve eğilip çocuğu öpüyor. Bu buse üzerine evvelki te- essürü biraz geçmiş olan profe- sör Toti soruyor: Rahatsız mısın? Zaten buna ihtimal veriyordum. Ve buraya da bunun için geldim. Başın, değil mi? Otcur, otur... Konuşalım. Buraya gel, Nini... Görmüyor musun, “Giami,, nin “buası, — var. Evet — yavrum, “bua,, sı var.. Buraya gel; zavallı “ Giami ,,!.. Uslu otur ba- kayım; şimdi gıderız. diyor. Son- ra Giacomino'ya dönerek: — Sa- na sormak istiyordum; Ziraat Bankası müdürü sana birşey söy- ledi mi? Giacomino daha ziyade sıkı- larak: — Hayır, niçin? diyor. Profesör gizli bir tebessümle cevap veriyor: — Çünkü dün ona senden bahsettim. Aylığın o ka- dar dolgun değil, oğlum. Binaan- aleyh benim bir tavsiyemin... Giacomino sandalyenin üze- rinde kıvranıyor, tırnaklarını eti- ne batıracak kadar avuçlarını sıkıyor: — Profesör, teşekkürler ede- rim, diyor; fakat size çok rica | ederim, lütfen, artık benim için rahatsız olmayın! Profösör Toti, evvelki tebes- süm henüz dudaklarında, cevap veriyor! — Ah öyle mi? Aferin! At- tık efendimizin hiç kimseye ihti- | yacı yok, değil mi? Fakat şayet ben bu iyiliği sırf kendi arzumla yapatak olursam? Oğlum, artık 1 şu halde artık yeter... seninle alâkadar olmayıp ta ki- minle alâkadar olayım? Giaco- mino, artık ihtiyarım! İhtiyarların haris olmamalarına dikkat) ede- lim! İhtiyarların, benim gibi ha- yatında — bir mevki — sahibi oluncıya kadar çok zahmet çekmiş olan ihtiyarların, |se- nin gibi iyiliğe müstahak genç- lerin hayatta kendi vasıtalarile ilerlediklerini görmek, hoşlarına gider; o ihtiyarlar bunların neşe- lerinden, ümitlerinden, cemiyete yavaş yavaş kazandıkları mevki- den, hep zevkalırlar. Bana ge- lince, senin — için,.. bunu sende Biliyorsun... Ben seni kendi evlâ- dım gibi seviyorum... Ne 0 ? Ağ- hyor musun?.. Giacomino yüzünü ellerile sak- lıyor, mâni olmağa çalıştığı bir ağlamanın tesirile titriyor. Nini ona korku ve hayretle bakıyor, sonra, profesöre döne- rek:- Giami, bua... - Diyor. Profesör ayağa kalkıyor ve elini Giacomino,nun omuzuna ko- yacak oluyor; fakat o, bu temas- tan çekiniyormuş gibi, birden- bire yerinden fırlıyor, ani bir kararın tesiri altında bozulmuşa benziyen ve ellerile sakladığı yüzünü açıyor; ve nevmidane haykırıyor : — Yanima yaklaşmayın! Pro- fesör, gidiniz, çok rica ederim, gidiniz. Siz beni bir cehennem azabı altında inletiyorsunuz. Ben sizin bütün bu şefkatinize müs- tehak değilim ve onu istemi- yorum.. Allah aşkına gidin, ço- cuğu da beraber götürün ve be- nim hayatta olduğumu unutun |.. Profesör Toti büyük bir şaş- kınlıkla soruyor: — Fakat niçin? Giacomino cevap veriyor: — Söyliyeyim: Ben — nışanlandım, profesör! Anladınız mı? Nışanlı- yım| Profesör Toti, başına bir dar- be yemiş gibi sendeliyor; ellerini kaldırıyor; kekeliyor: — Sen? Ni... Nişanlı? Giacomino: — Evet, diyor; Artık yeter ! Anlamalısınız ki sizi artık burada göremem. Profesör Toti boğuk bir sesle soruyor: — Beni kovuyor musun ? Giacomino, müteessir, derhal:— Hayır! Diyor; fakat, sizin git- meniz.. Profesör.. Sizin gitmeniz iyi olacak.. Gitmek mi? Profesör sandal- yenin üstüne yıkılıyor.. Ayakla- rının kesildiğini hissediyor. Ba- şını ellerinin arasına alıyor ve inliyor. — Ah yarabbi! Ah ne felâ- — ket! Bunun için ha? Ah zavallı ben! Zavallı ben! Fakat ne za- man ? Nasıl? Hiç birşey söyle- meden ? Kiminle nişanlandın ? Giacomino: Burada nişanlan- dım, profesör... Diyor; epey oldu.. Benim gibi fakir ve yetim bir kızla... Hemşiremin bir arka- daşı... Profesör Toti, gözleri sönük, ağzı açık, alık alık ona bakıyor, konuşacak - sesi kendinde bula- mıyor. — Ve... ve... Her şey... Böyle mi bırakılır? Artık hiçbir şey düşünülmez... Hiçbir şey nazari itibara alınmaz, öyle mi? (Arkası var) Tercüme eden: Ş. Talip —