5 Eylül 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

5 Eylül 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

10 Sayfa ÇANAKKALE İngiliz Ve Avustralya Kıtaatının Hucumlarmdakı Cesaret Müthişti gamamile askerl noktal nazardan karaya çıkışın ilk günleri gerek amiralin, gerekse başkumandanın, erkânı harbiyelerile birlikte, do- nanmayı kontrol etmek, emirler vermek ve karadan malümat alb- mak için bütün muhabere ve İşaret tertibatını haiz sureti mah- susada ihzar edilmiş silâhsız bir gemide bulunmaları lâzımdı. Sabah erkenden yapmış ok dukları hazırlıkla yorulmuş, karaya çıkış ameliyatı ile vaziyetin gara- beti ve zabitanca verilen telefa- tın çokluğu ile âsabı bozulmuş olan efradın vaziyeti daha ilk gününden itibaren çok Fena idi. Bilselerdi, — karşılarındaki — düş- | man da ayni vaziyette idi, her çetin muharebede vaziyet böy- ledir. Her iki taraf ta daha faz- la ilerlemenin imkânı olmadığı zehabına düşer ve bir tecrübe daha yapmak hususunda ısrar | edecek kadar azimkâr kuman- dana malik olan taraf ekseriya muzafferiyeti kazanir. 25 nisan günü cenup mıntakasında bulu- nan Türkler, muzafferiyet kaza- macak kadar faik ve kuvvetli değildiler. Fakat kumandanlarının azmi onlara mühim muvaffakıyet- temin etmişti. 9uncu Türk Fır- kası Kumandanı Miralay Sami bey 2861ncı alay kumandanına gönderdiği — bir — emirnamede: | “ Size bir tabur asker gönderi- yor Düşmanın zayıf olduğunda şŞüphe yoktur. Hepsini denize döktünüz ve geldiğim vakit cenup mıntakasında bir tek İngiliz ne- ferl görmiyeyim. ,, diyor ve bu | metin emirle askerlerine cesaret veriyordu. Bütün gece W ve X sahilindeki bu zayıf Türk kuvvet- leri İngilizlerin ilerlemesine mâni olmuştu. 26 mcı günü, sabah 8 de de Y sahilinin tahliyesi baş- lamış ve devam etmekte idi. Seddülbahirdeki küçücük Türk garnizonu, hiç görmedikleri müt- hiş deniz bombardımanına rağ- men nisanın 25 inci günü bü- tün gün —mevzilerinde büyük bir azim ve sebat ile tutu- narak — Çanakkale — müdafaası- na, nekadar takdir edilse yine kıymeti mübalâğa edilemiyecek derecede büyük hizmette bulun- dular. Buradaki kuvvetlerin bi- | dayette tek bir bölükten ibaret olduğu, fakat bilâhare kendi ta- burundan gelen bir ve Kirteden gelen diğer bir bölükle takviye | edildiği, kuvvetle melhuzdu. Her- Faotoğraf Tahlili Kuponu öğrenmek — istiyorsanız oğrafınızı S adat kupoa iİle bir- gönderiniz. Fotoğrafınız sıraya tâbidir. vo iado edilmoı. Tabiatinisi İsim, meslek veya san'at? lunduğu leket Foutoğrat Hüi ı edecok m! ? Fotoğrafın / klişesi BO kuruşluz — | Pisum kabilinde gösdecilebilir. | | ra, halde hiç ıüphe edilmiyecek bir cihet varsa, o da V sahilinin 26 nisana kadar zaptedilmemesinin bütün İngilir plânının iflâs etme- sinin en esaslı sebebi olmuş ol- masıdır. İngiliz. ve Avustralya kıtaa- tının sahillere hücumlarındaki ce- sareti bahriyelilerin — onla- karaya kardar, — çıkarmak hususunda — gösterdikleri — fe- ragati nefsi inkâr etmek kabil değildir. Fakat istihsal edilen netice noktal — nazarından ve hututu umumiyesi nazarı dikkate alınırsa birinci günün muharebeleri her- halde Türklerin lehinde idi. Ça- nakkaleye hücum edileceği hak- xındaki vâsi ve velveleli neşriyata rağmen Sir Jan Hamiltonun elin- de 25 nisan sabahı mühim bir koz vardı; oda, anl! bir hareket yapıp faik kuvvetlerle düşmanın müdafan müfrezelerinin üzerine atılmak — serbestisi idi. Jeneral Hamilton, sahillerin vüsati müsaa- de ettiği derecede bu fırsattan istifade —etti.. Cenupta, — saat Ve kadar sabhile 12 1/2 tabur çıkardı bütün gün bun- lara yalnız 2 tabur Türk as- keri mukavemet etti. -Anzac'ta saat (5)e kadar (40([)). saat (8)e ve ve SON POSTA | İmgiltere Hükümati tarafındat Gazi! | Hz. ne hodiye edilex eserin torcümesi. Yazan : Ceneral — Oglande -- kadar 8000 ve akşama doğru da (15000) asker çıkardı. Bunlara karşı da sabah 9,30 a kadar Türkler ancak (500) nefer | koyabildiler ve mütemadiyen art- tırddar. Fakat hiçbir zaman beş bin neferden fazla koyamadılar. | Fakat denizden vaki olan istilâ- lara karşı kara müdafaası o ka- dar kuvvetlidir ki bu —küçük müfrezeler ettiler. 25 nisan akşamı bütün perdesi İngiliz plânı bütün açıklığile mey- dana çıkmıştı. Türk kumandanlığı da artık her tehdit edilen noktaya icap eden ihtiyatları artık esrar rahat rahat sevketmek kudretine | malik olmuştu. Janeral Jan Hamiltonun Bolayır Civarında karayae çıkılmasına itiraz edişi mahzı nimet olmuş, çünkü üçünün müdafaa tertibatı olmıyan beş sahili kullanarak karaya çı- kan topu topu iki taburun mü- dafaası karşısında bocalıyan, 29 uocu fırka şayet tek bir sahili olan ve her an hücuma muntazır iki fırka ile tahkim edilmiş olan şimaldeki bu mevkie çıkarılmış | bir hezimete | olsa idi, —müthiş uğrıyacağı muhakkaktı. ( Arkası var ) EARME L S LN A SARAULA KA S EEE TT TORTAMET N 'En Sıhhi Ve En Rahat Binalara Doğru Amerıkan Mımarları, Şimdi, Camdan Ev Ve Binalar Yapmıya Başladılar Bugünün bi- nalarında en çok ehemmiyet veri- i len şey, ziya ve havanın bol bir surette — 'İçeriye dahil — olmasını temin etmektir. Onun içindir ki, bugün — gördü- gümüz kübik mi- mari — meydana gelmiştir. Maa- mafih bu şekil binaların — bile, |£ matlup nıllceyl gören mimarlar, ötedenberi tasav- vur. edilegeldiği Üzere cam bina- lar yapmak me- rak ve meyline düşmüşlerdir. İlk cam bina, el- yevm Amerikanın Men eyaletinde yapılmaktadır. Bu binayı ya- pan mimarın mü- — Pencel talcasına göre, her türlü ihtimal | bilâfına olarak çım binalara ne | fazla sıcak, ne fazla soğuk nüfuz edebilecektir. rültü meselesi de yeni ile halledilmiş — bulunmaktadır. Hariçle her türlü irtibatı kesmek arzu edildiği takdirde kinanın muhtelif — noktalarına — konacak Ayrıca toz ve gü- mimarl ve camı pek çok olan yeni bir ev olan elektrik düğmelerine basmak kâfi gelecektir. Bu takdirde, binanın etrafına sureti mahsusada - yerleştirilmiş olan kepenkler inecek ve bina tamemen tecrit edilmiş buluna- caktır. Yeni mimarinin - bütün dünyada büyük bir cereyana yol açması beklenmektedir. mevzilerini muhafaza | yırtılmış, | | di mezarda İKÂYE Bu Sütunda Hergün Naci Sadullah Yazan: Bir Aşkr_Mektubu “Sergilisini teshir etmek istiyon “ber üşığa elzem bir aülmune. Hanımefendi; Bana bütün tanıyanlar diye hitap ederler. Bizde tabir vardır. Bir defa “hastasın!,, denilse olurmuş. Kırk defada hasta olursa kırk milyon defa söylense mutlaka ölür, Telkinin ruhlar Üzerindeki büyük tesirine misal- ler göstermiye lüzum yok; bilir- siniz. “Zarifl zarifi,, denile bende öyle bir kanaat uyandı ki hakikaten zarif bir mahlükum. Boyum bir metre yetmiş beş santim, — sıkletim de mütenasip. Adanadaki meraklılar bir de erkek vücudü güzelliği müsaba- kası yapsalar kalırdın. O kadar da müte endama malikimdir. Yüzüm; şim- kemikleri çürümüş “ Rodolf Valantino ,, nun “zarif,, bir olan | bık demiş te burnundan düşmüş | kadar müşabihtir. Hallerime 'ge- lince, onların herbirini büyük bir müşkilpesentlikle büyük bir itina ile sinema aktörlerinden topladım. Topladım diyorum. “Kul ku- sursuz olmaz,, derler, Ben tam on senedir mütemadiyen sinemaları, bir aktör kaçırmamasıya takip ederdıııı. Dikkat ederdim. Nice gö- nüllerde fırtınalar koparmış olan o yıldızların hepsinin hakikaten ufak tefek kusurları mutlaka var- dı. Meselâ “ Adolf Menju ,, tatlı gülüyordu amma biçimsiz ağlıyor- du. Meselâ alalım “ Villi Friç,, i: | Oturuşu güzel, fakat kalkışı bi- çimsiz. Alalım “ Hanri Gara ,, yı, bakışları çok güzel ve manidar olan bu aktörün gülmesi cana yakın değil, Bu itibarla düşün- düm, taşındım, birinden emsalsiz tebesslimünü, öbüründen kahka- hasını, diğerinden yürümesini, bir başkasından bakmasını — aldım, benimsedim ve nihayet kendime malettim. Eksiksiz bir adamda ufacık bir eksiklik olur da “ o- kadarcık kusur kadı kızında da bulunur,, derler ya. Benim halle- rimde kadı kızındaki kadar da aksaklık kalmadı. O cihetten de * komple ,, yim. Aklıma gelince: Akıl müte- hasısı Mazhar Osman — Bey: * Tababeti Ruhiye ,, — isimli kitabında ruhi, dimagi, asabi, nevi nevi, türlü türlü gayritabil- likler tarif ve kaydetmiş. Lüzu- mundan fazla gülenler “gülme- man,,, az gülenler “ abusöman,, dişlerini fazla karıştıranlar “kür- dıanınL Falan (illıı Almanyanın İktısadi Programı Berlin 4 — Başvekil Fon Pa- iktısadi programı Reisi- tasdik - edil- salı — günü pen'in cümhur tarafından mıştir. - Kararname neşredilmiştir. İngilterede Bir Set Yıkıldı Londra, 4 — büyük bir fırtıma hüküm sürmüş ve kuvvetli bir met dalgası Vin- şelsa sedini yıkmıştır. Alçak topraklar üÜstünde bulunan bir- çok kimseler su altında kalmış- lardır. insana kırk | hasta | DA denile | aştırdım, boyumla | edecek. mutlaka Trakipsiz | | bir dakika aşmazsınız. &T in Dün burada | Ben de onlardan hiçbirisi yok. Zekâm hakkında fazla bir şey söylemiyeceğim: Şu kadar ki birtakım — bilinmez gazetelerin son sayfalarında ilânlar vardır: “P. P. T. C.,, müdiriyetin- den... C. C, C. C. dairesinden... (A. B. C.) lisesinden... Ben ba- kar bakmaz bu bilmecelerden makamı maksudu derhal istidlâl edebiliyorum. Sonra bir papağanım var. ezberlettim. Benim bulunmadığım zamanlarda bana vekâleten size daima “çok gü- zelsin, seni seviyorum. ,, ilâh... cümleciklerini durmadan tekrar Düşündüm, ilerde sıkıntı çek- miyesiniz diye aklıma bir çare de geldi:. Şimdiden siz daha yaşınızı saklamaktan korkmaya- | cak bir çağda iken yaşınızı kü- çültürüz. Öyle yapariz ki siz alt- mışınıza gelmeden otuz beşinizi Sizi hiç- bir şekilde gücendirmemek için | seksen beygirlik bir makine kuv- vetile çalışırım. Olmadı darıldı- nız. farzedelim. Mevsimine göre her seferinde ya bir kostümlük “Krep — Keriman,, ına yar hut ta — bir “ lütr , — man- tosuna — barışırız. Buna da söz. Daha sonra hanımefendi -, bakınız nekadar âtiyi düşünen bir erke- gim — anlayın - yaşayacağız — ve ben dededen kalma ninemden yalvaracağım, o namaz sonlarında elinde doksan dokuzluk tesbihi ile sizin ömrünüze dualar edecok. Edecek amma “Hamidiye,, dir diye yutturulan mikrop dolu ter- kos sularına insan midesi neka- dar zaman tahammül eder. Bir gün hastalanacak ve Allah gecin- den versin amma, nihayet emri- hak vaki olacak, öleceksiniz. O zaman, yemin ederim size, ölüme acımanın bu buhranlı devrinde tam otuz. gün — yasinizi tuta- cağım. — Ve — nihayet — itiraf edeyim ki hanımefendi sizi in- sanların parayı sevdikleri kadar seviyorum. Mehtaplardan, tulülardan bah- setmektense vukuu melhuz akı- betleri böyle şimdiden hesap ederek her hususta anlaşınayı muvafık buldum. Kendimi met- hetmesini sevmediğim halde size yabancı kalmıyayım diye istemiye istemiye — Acizane — meziyetlerimi anlattım. Şimdi, — gelin sizinle, herkesin — “ cehennem ,, telâkki ettikleri ııdıvzç hayatına birlikte aıılıhm r_vle Yını Nurlya! Tıp Fakültesi ip inci yılının 5 dilmiştir. Fakülte çok kiymetli yazıları vardır. Azerbaycan YVurt Bilglel — umarası nöeşredilmiştir. İlmi ve ha etli makaleler vardır. Kooperatlit — Ayda bir dola neş lanan «Kooperatif mecmuasının Eylül ayına mahsus (4) ünefi nüshası da çıktı. Kıiymetli vo zengin münderica tına rağmen fiatl (10) kuruş olan bu iktisadt — halk mocmuasında - birçok değerli makaleler vardır. Koopoerati? möemuasında, düuyaya ve memleketi- mize alt en mühlm hâdiseler, çok müfit şekilde hulAsa edilmiş ve bua- yarın başlıdaları tahlil olunmuştur. Mecmuası — Gdnci sayı müderris!

Bu sayıdan diğer sayfalar: