HALKIN GÖZÜ, HALKIN KULAĞI HALKIN 'DİLİ Yazı işleri telefonu: İstanbul « 20203 — CUMARTESİ — ——— Milyonlar Değerindeki Ta- rihi Eşyalar Ortada Yok! Maarif Vekâleti Emir Verdî; Tahkikat Yapıldı, Fakat Netice: Cok —mevsuk olarak haber al- dığımıza — göre, Maarif Vekâleti son — günlerde pek- mühim ve hakikaten esra- rengiz bir mese- lenin tahkikine girişmiştir. Bir- kaç gün evvel “.Son Posta ,, da çıkan küçük bir haber — üzerine girişilen bu yeni tahkikat, Bulga- ristana — satılan eski tarihi vesi- kalar meselesini andıran ayrı ve yepyeni bir saf- hadır. Bu hâdi- se, para ve kiy- met noktasından da yüz binlerce liralık- bir me- seledir. Şüphesiz hatır- liyacaksınız. Ge- çenlerde “ Son Posta ,, da şöyle bir haber vardı: Konyada meşhur Türk âlimi Sadreddini * Konevi kütüphanesinde tarihi bir hırka ile çok kıymetli bir seccade bulunuyordu. Bu hırka Sadreddini Konevinin üveybabası olan ma- ruf Arap filozofu —Muhiddini Arabiye ait olduğu için kıymeti çok büyüktür. Bir J;hd;fmamiz Büyük BirKahramanlık Gösterdi Bu mühim meseleyi tahkik eden müzeler müdürü Aziz Bey İşte bu hırka ile seccade bun- da bir müddet evvel Konyadan İstanbuldaki eski İslâm ve Türk eserleri müzesine — gönderilmiş, fakat aradan —seneler geçtiği halde buraya gelmemiştir. Maddi kıymeti itibarile milyonlar değe- rinde olan bu tarihi eserler ne- rede kalmış, kimin veya kimlerin Me_çhul ! eline geçmiş, bugün nerede veya Diyarbekir Civarında Tek Başına Bir Haydut Çetesini Tenkil Etti Mardin, 23 ( Hususi ) — Bir jandarma neferimiz — Diyarbekir ile Mardin arasında çok şayanı dikkat bir fedakârlık ve kahra- manlık nümunesi göstermiştir. Bir haydut çetesini tek başına tepe- liyen bu jandarmamızın kahra- manlığını aynen — bildiriyorum: Sabık Vartu kaymakamı şehri- mizden fandarma neferi Düzceli Mehmet oğlu Ahmet Efendinin- muhafazası altında Diyarbekir İhtisas Mahkemesine sevkedili- yordu. İkisi de bir otomobile binmişlerdi. Fakat Diyarbekire üç saat mesafede otomobilin önüne bir haydut çetesi çıkmış, derhal yaylım ateşe başlamışlardır. Haydutların kurşunu şoför Mus- tafa Efendiyi öldürmüş, şoför Mmuaini de ağır surette yaralan- mıştır. Bu sırada hiç soğuk kan- hlığını — kaybetmiyen — jandarma Ahmet Efendi, hemen yere at- lamış ve pusu kurarak haydut- lara —ateş etmiye — başlamıştır. Jandarmamız haydutlardan iki- sini o0 anda öldürmüş, diğerle- rinin de peşine düşmüş ve diğer haydutlar Ahmet Efendinin bu cesareti karşısında firardan baş- ka çare bulamamışlar, kaçmış- lardır. Jandarma Ahmet Efendi tekrar otomobilin başına gelmiş ve otomobili kendisi '“idare et- mek suretile mevkuf kaymakamı Diyarbekire götürmiye muvaffak olmuştur. Firari şerirler takip edilmektedir. — Cemal p Kara Ali Başpehlivan Dünkü alaturka güreş mü- sabakaları çok heyecanlı oldu ve meşhur pehlivanımız Kara  — yine başpehlivanlıği ka- zandı. Lütfen spor sayfamızı açınız. kimlerdedir? Bu haberimiz, başta “ Tan , gazetesi olduğu halde birçok ÂAlman — gazete- leri — tarafından da iktibas edi- lerek — üzerinde ehemmiyetle du- rulmuştur. Âyni zamanda — Maa- rif Vekâleti de bizim bu ihbarı- mızla çok yakin- dan alâkadar ol- muş ve Müzeler İdaresine bir tel- graf göndererek: “ Son Postada çıkan bu haber etrafında — der- hal tahikat yapıl- masını,, talep et miştir. Vekâletin bu emri üzerine Müzeler Müdü- rü Aziz B.hemen tahkikat yapmıya — başlamıştır. Fakat henüz bir netice elde edil- miş değildir. ve tahkikat devam etmektedir. Aziz B. iki gün evvel Müzeler Başkâtibi Kemal Beyi Süleymaniyedeki eski Türk ve İslâm Eserleri Müzesine gönder- miş, bütün fihristler ve kolleksiyon” lar tetkik edilmiş, fakat milyonlar değerindeki bu tarihi yadigârla- rın Müzeye teslim — edilmediği anlaşılmıştır. Diğer taraftan bizim ( Devamı 1İl inci sayada) ( Bugünün Meselelerinden Halk Dilindeki Kelimeleri Esas Tutmak Lâzımdır Türkçe Ölâra!( Konulmuş Istılahlar Aynen İpka Edilmelidir Darülfünun Edebiyat Fakültesi Profesörlerinden Ralil Nimetullah Bey ötedenberi « Dil meselesi » hakkında mühtelif tetkik ve mMmüşahede yazıları yazmaktadır. Dil Kurultayı münasebetile kendisine müracaat ederek fikirlerini aldık. Bu sütunlarda yazıyoruz. * Halil Nimetullah Bey bize şu mütaleaları söyledi: — “Dil Kurultayının toplanması benim için bir mefküre idi. Dili- | mizin öz varlığını edinmesini çok evveldenberi düşünmiye başlamış, bu düşündüklerimi daima yazmış- tım. Bundan beş altı sene evvel Maarif Vekâleti tarafından bir “Dil Heyeti,, nin teşkil edilece- ğini gazetelerde gördüğüm vakit, yazdığım “ müşahedeye doğru , makalem ile ondan sonra yazdı- ğım dilimizin muhtelif mevzula- rına ait makalelerim — dilimizin “Osmanlı lisani,, olmayıp “Türk dili,, olduğunu ve osmanlılıktan kurtulup kendi öz varlığını edin- mek suretile istiklâlini elde ede- bileceğini meydana koymıya uğ- raşmiş ve bu uğurda çalışmanın ancak bir heyet tarafından yapı- labileceğini de yazmıştım. İşte şimdi mefküremin şeni- leşmesine doğru olan bu yüce hareketi görmek benim için bir bahtlılıktı.. Makalelerimde de söylediğim gibi, dilimizin öz varlığını edine- bilmesi için yapılacak ilk iş: Ev- velâ dilin içine girmiş ve halk tarafından hiç kullanılmıyarak yalnız bizim eski “Lisanı Osmani,, nin yazı İisanında varlıklarını muhafaza etmekte bulunmuş olan yabancı kelimeleri atmak ve onların yerine halk dilinde söy- A$ 4 N U c Ve ee İ ç, «i l ğ b ie # ,” Dü y . İ y a Profesör Halil Nimetullah Bey lenmekte olan kelimeleri hem söyleme dilinin, hem de yazı dili- nin malzemesi olarak almaktır. Dilin bütün unsurlarını bir taraf- tan memleketimizin her tarafında ve Türk muhitinde yapılacak “müşahedeler,, le, diğer taraftan eski kitapları, eski —metinleri gözden geçirmek — suretile elde edebiliriz. İkinci olarak: Dilimizin yaşa- makta olan bütün unsurlarını elde ettikten — sonra, bu hâdiseleri idare eden kaideleri yine dilimi- zin kendi varlığından çıkararak gramerini — yapmaktır. Böylece dilimizin bütün kelimelerini top- lamış olan lügat kitabını, ve © (Devamı 11 inel ııyfıdı_) Aramızdan ebediyen ayrılarak bizi öksüz bırakan en ezki gazeteci Ahmet Rasimin cenazesi dün Heybeliadada merasimle kaldırıldı, göz yaşları arasında Ada kabristanına defnedildi. Cenaze merasiminde Reisicümhur Hz. namı- na Umumi Kâtip Hikmet, Vali Mnhiddin Beyle, Şükrü Nailf Paşa, meb'uslardan Ruşen Eşref, İbrahim Alâeddin, Ziya Beylerle muharrir İsmail Müştak, Ahmet Refik, Hüseyin Rahmi, Ahmet İhsan, Halil Nihat, Celâl Sahir Beyler Darüşşafaka Müdürü ve talebesi ve sair birçok güzide zevat hazır bulunmuştur.