Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Siyaset Âlemi İspanyolla_r Fransayı İtham Ediyorlar İspanyanın — Cümhuriyet her nedense Fransaya pek isınamı- yor, maamafih “her nedense, tabiri pek yerinde olmasa gerektir. Çünkü İspanyol Cümhuriyet idaresinin Fran- sadan fazla memnun olmamak için birçok sebepleri vardır. Bu sebepler eski kıraliyet idaresi zamanından başlar. O vakit, İspanyada Cümhuri- yet idaresi lehinde propaganda ve tahrikât yapmak istiyen kıral düş- manları, Fransız - İspanyol hududu civarında oturuyor ve dabil ile mu- haberelerini oradan idare ediyorlar- dı. Kıral idaresinin şikâyeti üzerine bu mültecilerden bir kısmı tevkif, bir kısmı da huduttan uzaklaştırıldı. Aradan zaman geçlti. İspanyada kı- rallık idaresi devrildi, yerine cüm- huriyet rejimi geldi, Birçok kıraliyet- çiler, Fransa - İspanyol hududu üze- rinde toplandılar. Bu defa şikâyet etmek sırası İspanya cümhurjyet hü- kümetine gelmişti. Fakat Fransaya sözünü dinletemedi. Fransa hükümeti, bu adamların tahrikât yapmadıklarını beyan ederek haklarında zecri bir karar almıya lüzum olmadığını söy- ledi. Bu hâdiseler İspanyol cümhu- riyetçilerini hergün bir parça daha kızdırıyordu. Nihayet bu memnuni- yetsizlik, İspanyol radikal fırkası azasından GÜÖrteğa Y Gasse İisanile İspanyoel Meb'usan Meclisinde şiddetli bir surette tezahür etti. Dünya par- lâmentolarından hiçbirinde görülme- miş acı ve açık bir lisan ile bu İs- panyol cümhuriyetçisi, Paris Polis Müdürü M. “Chiappe, 1 ve dolayısile Fransız hükümetini, Kuraliyetçi İs- panyollara sahte pasaportlar vererek rejimi memleket — dahiline salıvermekle itham —etti.. Hükümet, bu — şid- detli sözleri tadil edecek şekilde tavzihatta bulundu. Fakat olan olmuş- tu. Şimdi Fransanın başında bulunan Heryo hükümeti geçmiş hataları ta- mir etmek için İspayol Cümhur Re- isine Lijiyon donnör nişanının en yüksek rütbesini verdi. Ayrıca M. Heriyo da Madriti ziyaret etmiye karar verdi. Bu hâdiseler, iki komşu Cümhuriyetleri — barıştırmıya matuf olarak atılmış, muslihane aacımlar- dır. Fakat müstakbel münasebat ne şekil alırsa alsın, hiçbir hâdise, Or- teğa Y Gasse'nin acı sözlerini ve açık itbamlarını silemiyecektir. Silreyya Fransada Askeri Manevralar Paris, 23 — Şampanya mınta- kasında yapılan askeri talimlerin ilk safhasının son günü hava iş- leri nazırı M. Penlöve hazır ol- duğu halde geçmiştir. M.Penlüve manevra sahası Üzerinde yapılan hareketlerin devamı müddetince tayyare ile dolaşmıştır. Bu hare- ketler motörlü cüz'ütamların te- fevvuk ve rüçhanını göstermiştir. Bu hareketlerin ikinci safhası pazartesi günli başlıyacaktır. —— - vermiştir. KA A a Bombalar Ve Ağır Toplar Silâhlar Konferansında Ölüm Makine- leri İçin Hararetli Bir Müza Cenevre, 23 — Tahdidi Tes- lihat konferansında Reis M. Henderson, M. Madariaga'nın tek- lifi üzerine hava bombardımanları meselesinin tetkiki hususunu pa- zartesi gününe tehir etmiştir. M. Madariaga, bu mese- lenin Almanya hariç olduğu hal- de müzakeresinin mevsimsiz ol- duğu mütaleasında bulunmuştur. Büro, ağır topçu kuvvetleri, kimyevi ve mikrop harpleri hak- kında hususi raporlar yapılmasını istemiştir. — Mevcut askeri — kuvvetler meselesini bizzat büro tetkik edecektir. ; Cenevre, 22 — Tahdidi tesli- hat konferansı Bürosu aktedile- cek tahdidi teslihat mukavelesi- nin murakabesi meselesini tetki- ka başlamıştır. M. Benes koönferansın ilerde teşkil edilecek mürakabe komis- yonunun salâbhiyetlerinin günün birinde tevsii imkân ve ihtimal- lerini tetkike Büroyu memur etmiş — olduğunu hatırlatmıştır. Birçok murahhaslar bu mesele- nin arzettiği müşkülâtı ehemmi- yetle kaydetmişlerdir. M. Bonkur Fransanın daha 1927 senesinde bir mürakabe komisyonu teşkili teklifnde bulunduğunu hatırlat- mıştır. Fransız Nazırlar Meclisinde Paris. 23 — Reisicümhur M. Löbrön, cumartesi günü saat 10 da Rambuyyede toplanan na- zırlar meclisine riyaset edecektir. M.Heriotnun Cenevrede Fran- sız murahhas heyeti tarafından ittihaz edilen hareket tarzı hak- kında izahat vermesi muhtemel- dir. Beynelmilel Petrol Konferansı - Paris, 23 — Beynelmilel pet- rol konferansı mesaisine nihayet Matbuata verilen bir tebliğde temmuz itilâflarını esas itibarile tasdik etmekle beraber bazı izahat ve -tadilât talebinde bulunan Romen murahhas heye- tinin 20 eylülde yeniden reis olan M. Ösiceann'a ve beynelmi- lel grup mümessillerine mülâki olduğu bildirilmektedir. TEFRIKAN UMARASI:77 ÇOCUKLUĞUM Meşhur Rus Edibi Maksim Görkitle hayal ramanı (| Türkçeye Çeviren: Muvaffak Ninemin yağmurlu gecelerde büyük babam evden gittikten Sonra mutfakta bir çay toplantısı yapmak âdeti idi. Bu toplantıya bütün kiracıları davet ederdi. Arabacılar, Tatar Valej ve ekse- riya şişman Petrovna ve hatta evin ön kısmında oturan hneş'eli hanım da bulunurdu. (Pekâlâ) ise her defasında hiç kıpırdanmadan | Büküt ederek sobanın yanındaki İkköıesindı otururdu. - Biz ga - Fit Dilsiz Stepa Tatarla iskambil oynardı. Tatar kâğıdın tersile dilsizin geniş burnu Üüstüne vu- rarak şaklatır ve derdi ki: — Şeytan herif al işte |. Peter amca büyük bir dilim beyaz ekmekle bir büyük kava- noz frengüzümü marmelâdı getirir, bunüu bolca ekmeğe sürer, bu iştah aver dilimi avucu üstünde göstererek derin bir reverans yapar ve nazikâne derdi ki; Almanlar toslihat hakkındaki veden fiile geçerek evvelâ 10 bin tonluk « C» ismindeki kruvazörü inşaya başlıyacaklarını söylediler. Sonra da spor teşkilâtı namı altında bütün gençli- ği inzibat altına almak için lâzımgelen tortibatı aldılar. kere Başladı müsavat taleplerinden sonra derhal kuv- Gerçi yöeni inşa edilecek kruvazör Brüning kabinesi zamanında kararlaşmıştı amma Almanla- rın bu teşebbüsü bir tehdit mahiyetinde görülmektödir. Almanyanın muhtelif spor teşekküllerini « Wehsport » namı altında birleştirilmesi doğrudan doğ- ruya Versay ahitnamesine külliyen muhalif görülmektedir. Resmimiz bu iki kararı veren milli Müdafaa Nazırı Jeneral Fon Şlay- her'i ve « Wehrsport » göstermektedir. Gandi ölüyor teşkilâtinin başına getirilen Jeneral Ştülpnageli Gönül İşleri Hint Lideri Açlık Grevinden Bir Türlü Vazgeçmek İstemiyor Puna,23 — Mecusilerin lider- leri, muhtelif cemaatlerin mümes- silleri ve “dokunulamazlar,, mu- rahhasları arasında bugün yapı- lan müzakereden sonra müşterek bir heyet Gandiyi mevkuf bulun- duğu hapishanede ziyaret etmiş- tir. Bu müzakerelerden maksat, Gandinin açlık grevine nihayet vermesini mümkün kılacak bir tesviye sureti esası bulmaktan ibarettir. Gandiyi murahhas ziyaret eden bu heyetinin azası, iki saatlik bir —mülâkattan — sonra Gandinin nezdinden — ayrıldık- ları vakit, şu beyanatta bulun- muşlardır : “ Gandi ile uzun, samimi ve — Lütuf ve inayet edip şu dilimden bir - tadıveriniz ! Şayet dilimi elinden alırlarsa siyah ellerine dikkatle bakar ve eğer, üstünde bir damlacık mar- melât keşfedecek olursa yalardı. Petrovna bir şişe kiraz şurubu /— hediye eder ve zabitin neş'eli karısı da ceviz ve bisküvi geti- rirdi ve sonra büyük annemin pek hoşlandığı bir yemek faslı başlardı. (Pekâlâ )nın beni odasından uzaklaştırmak - için yaptığı tecrü- beden biraz sonra ninem yine böyle bir eğlenti akşamı tertip etmişti. Dişarda inatçı bir sonbahar yağmuru durmadan yağıyordu. Ruzgâr uluyor, ağaçlar - hışırdı- yorlar ve dalları ile binaların memnuniyeti mucip bir mülâkatta bulunduk. Yarın sabah kat'i ve nihat bir itilâf aktederek döne- — ceğimizi Ümit ediyoruz. “ Bu itilâfin tamamlanmasına ait müzakerelere yarın da devam olunacaktır. Gandi ile bir anlaşma elde edilebildiği takdirde M. Mak Do- | nald keyfiyetten derhal haberdar edilecektir. M. Heryoyu Ziyaretler Paris, 23 — M. Heryo bu- gün Başvekâlet dairesinde M. Bonneyi, Cemiyeti Akvamın Man- çuri tahkikat komisyonu azasın- dan Jeneral Klodeli, Maliye En- cümeni Reisi M. Malviyi kabul etmiştir. duvarlarına çarpıyorlardı. Mut- fak sıcacıktı. Herkes dizdize ya- kın oturuyorlar ve uslu uslu sa- kin duruyorlardı. Ninem biribi- rinden güzel hikâyeler anlatıyor- du. Ocağın kenarında oturmuş ve ocağın çıkıntısına ayaklarını dayıyarak — yalnız — bir lâmba ile aydınlanmış olan ma- sadaki misafirlere doğru iğili- yordu, Ninem, keyfi pek yerinde olduğu zaman hikâyenin en tatlı yerinde ocağın üstüne tırmanır: “Böyle tepeden aşağıya ko- nuşmalıyım, — Löyle daha iyi gider! , derdi. Ben — ninemin ayakları dibinde, ocağın geniş çıkıntısında hemen ( Pekâalâ ) nın başı ucunda oturuyordum, Ninem L e —< — teneke | Kocam Bana Nisbetle Çok Gençti “Şimdi 52 yaşındayım. Artlık aşk ve sevda bizden uzak. Bu yaştan sonra erkekler insana alâ- ka veya hayran nazarlarla bak- mıyorlar. Artık hayatta vazifesini bitirmiş bir kadınım. “ Sevilmedim mi ? Çok sevil- dim. Fakat büyük bir hata işle- dim. Benden on yaş küçük bir | gznaçle evlendim. Evlendiğimiz xa- man ben 32, o 22 yaşında id.. Onu çok — seviyordum. Onu okuttum. Yetiştirdim. Diye- bilirim ki bugünkü vaziyetini ona ben temin ettim. “İlk evlilik senelerimizde aşa- ği yukarı fakirdik. İstanbulun kuytu bir köşesinde, küçük bir evde yaşıyorduk. Fakat acınacak bir halde değildik. Çünkü biribi- rimizi seviyorduk. “Nihayet günü geldi. Ko- cam muvaffak oldu. Kazancı arttı. Âz çok tanınan bir sima oldu. O vakit benim için hayat cehennem olmıya başladı. Çünkü sokakta beni her gören “filân beyin karısı bu mu? Allah koru- sun..., diyor ve ellerini ağızlarına götürüyorlardı. O vakit kocama | karşı olan vaziyetimin nezaketini anladım. “— Beni bırakmıyacaksın de- ğil mi, diyordum. — İmkânı mı var, iki gözüm? diye beni teselli ediyordu. Nihayet mukadder olan oldu. Bir kıza rastgeldi. Kadın onu derin bir aşkla sevdi. Kadın o kadar güzeldi ki, erkek olsaydım ben de onu sevebilirdim. Kocam bir müddet bu aşkla mücadele etti. Benimle kalmak istiyordu. Fakat mukavemet edemedi. Ay- rılmak lâzım geliyordu. O vakit genç kıza gittim. Vaziyeti anlat- tım. Kocamı kendisine vermiye razı olduğumu söyledim. Yalnız ona hıyanet etmemesini ric aettim. “Biz ayrıldık. Onlar evlendiler, Şimdi mes'utturlar. Fakat ben, ben çok bedbahtım. Bütün gü- nahım sevmemek değil, kocam- dan yaşlı olmaktı. Erkek olsa idim, karım benden on yaş küçük olsaydı, böyle bir felâket muta- savver değildi. Çünkü —erkek hâkimdi ve kadımı istediği gibi ihmal edebilirdi. İşte o vakit cemiyetin kanunlarına isyan et- tim. Aramızdaki müsavatsızlığa kızdım. Fakat ne yapabilirdim? Ne yapabilirim.,, Raziye Yapacak bir şey yok. Madem- ki kaderin size tayin ettiği felâ- | keti kendi arzunuzla kabul et- mişsiniz, boyun iğmekten başka ne yapabilirsiniz? — Fakat siz genç karilerim, bun- dan ibret alınız ve kendinizden küçük erkekleri sevmeyiniz. HANIMTEYZE Cengâver İvan ile muhacir (Mi- pon ) un acıklı hikâyesini anlatı- yordu. — Ağzından kelimeler su gibi akıp gidiyordu: İvan kılıcını kınından - sıyir- dı. Ceketinin ucile demirini sil- di, parlattı ve dedi ki: — Hadi son defa — olmak üzere Allaha, benim, senin ve bütün insanlar için dua et. Miron'un oturduğu yerde bir genç kayın ağacı vardı. İhtiyar, hemen — bu ağacın altında diz çöktü. Ağacın uçları dindar ihtiyara doğru eğiliyordu. İhtiyar sükünetle güldü ve cengâvere döndür. ( Arkası var )