Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
23 Eylül Son POSTA - WT . E ÜKCÜRCi z 3 İ güfmli, — a K t hei ÖLi B A TU y TİMURLENK Ka ”a Timur Mütemadiyen Tevekkülü Düşünüyordu Muharriri : 4f 2f “ Savaş günü o pehli- l içinde yürürken ve on Dbinlerce vanı gör. Neler, ne harikalar | adamı ardında sürükleyip on gösteriyor? En şöhretli kahra- | binlerce kişiyi de önünde yer- manlari bir hamlede yıkıyor, ki- | lere — kapandırırken — görecek lıçla başlarını kesiyor, hançerle | olan kızın fikrinde değişiklik göğüslerini yırtıyor, gözle kolla- | vukua geleceğine ihtimal veri- rını kırıyor, kementle “ellerini | yordu. bağlıyor! , (1 ) O zaman, oh ©o zaman, bu Timur, yine acı acı gölümsedi. Küre üzerinde hiçbir pehlivanın kendine karşı varlık gösteremi- yeceğine kanaati vardı. Bu kanaat kırk yıllık tecrübelerin mahsulü olup icabında yeni ve şerefli tecrübelerle de teyit olunabilirdi. Fakat bu kuüdretin kıiymeti yine sıfırdan ibaretti. Çünkü küreyi deviren kol, on beş yaşında bir kızı mağlüp edememişti. Koca Cihangir, beden kuvvetine lüzu- mundan çok fazla kıymet veren ve o kuvveti eserinde canlandıra- bilmek - için san'atkârlığın bütün inceliklerini kullanan Şahname sahibine hem kızıyor, hem acı- yordu. Bu kıt'ayı okuduktan sonra hiddeti rikkatine galebe etti, kıtabı fırlatıp attı: — Be herif, — diye bağırdı, kuvvet, ancak güzelliktedir. Üst tarafı masal! Artık okumayı — bırakmıştı, yanını yastıklara verip hulyalara dalmıştı. Genç bir adam gibi hep aşk düşünüyor ve düşünce- sinin mihverini Tevekkül teşkil ediyordu. Gerçi o, insafsız sev- gilisini birlikte götürmekle sev- davi bir emel takip etmiyordu. Maksadı istihfaf olunan kudreti- nin hakikatini toy kıza göster- mekten ibaretti. Lâkin, hicran ve husran çeken her âşık gibi, yine müphem ümitler beslemek- ten nefsini kurtaramıyordu. Sa- rayda ve haclegâhta beğenilmi- yen, reddolunan erkeğin harp meydanında, erlik sahasında tak- dir olunacağını umuyordu. O, arslanların ihtiyarlıkta da kadir 've kahir olduklarını düşüncesiz nikâhlısına ispat etmek azminde idi. Kendisini, elde kıliç, ateşler () Yine Acem edebiyatında eşi olmıyan edebi bedialardan olup Üs- matnlı şairlerini bile asırlarca imren- diren bu meoşhur kıt'anın aslı şudur : Beruzi neberd, an yeli ercümend Bişemişirü hançer, bigürzü kemend ; beridü deridü şikestü bibest Yelânra serü sinevü pavü desi. —— geei aei | “'SON POST | Yevmi, Siyasi, Havadis ve Halk z gazetesi » İstanbul; Eski Zaptiye ıdare’ Çatalçeşme sokağı 25-1 Telefon: İstanbul - 20203 Posta kutuğu: İstanbul - 741 'Telgrafı İstanbul SONPOSTA ABONE FİATİ TÜRKİYE ECNEBİ 1400 Kr. 1i Sene 2700Kr 750 , 6 ÂAy 1400 , 400 , 3 &4 800 ,, 150 , İ 4 300 , w Gelen evrak geri verlimez İlânlardan — mes'uliyet alınmaz cevap için moktuplara (6) kuruşluk | pul ilâvesi lâzımdır. | Adres değiştirilmesi (20) kuruştur. | Gazetemizde çıkan resim ve yazıların bütün hakları mahfur ve gazetemize aittir. ı —— /| lenen fidanların serpilip büyümesi ı acıklı hayat nasıl rengini değiş- tirecekti, şu yürek — üzüntüsü nasıl bitecekti ve şimdi kara kara bulutlarla kapalı duran “yarın,, ne parlak — güneşlere bürünecekti |.. Timur, — hususiyetinde görü- necek bu me'ut tahavvüllerin bütün işlerine, resmi meşgalele- rine, siyasi teşebbüslerine bile tesir edeceğine ve meselâ ülke- sinin genişliyeceğine, nüfuzunun derinleşeceğine zahip oluyordu. O, kötülük gibi iyiliğin de üs- tüste geleceğine inananlardandı. Çürümiye başlıyan ağacın nihayet yıkılması, bol ziya ve bol su ile bes- gibi kara talihlerin mütemadiyen acılık ve iyi talihlerin de müteva- liyen tatlılık getireceğine imanı vardı. Tevekkülün huşunetile yüz göstermiye başlamış olan tatsız- liığın Isfahan isyanile katmerlen- mesinden dolayı teşeüm etmesi de bu imanından ileri geliyordu, Fena hâdiselerin ve fena haber- lerin biribirini takip edebilmesin- den korkuyordu. Bununla beraber Tevekkülün munisleşmesinden ümidini kesmiyordu ve bu ümidin tehakkuku halinde yeni” sıkıntı- lardan da kurtulacağını sanıyordu. Çürümek üzere bulunan ağacın tımar edilip yıkılmaktan kurta- rılması gibi bir taliim de bazan fenalıktan iyiliğe yüz çevirebi- leceğini babul ediyordu. Şu kadar ki Tevekkül için beslediği ümitler pek zayıftı. Hatta buna ümit değil hayal de- nilebilirdi. Kızın inadını Isfahan isyanından daha kuvvetli bulu- yordu ve ©o inadı yenmek için icap eden kuvveti nefsinde gö- remiyordu. Yalnız onu inadından vazgeçmiş olarak tasavvur etmek- ten payansız bir zevk aldığı için tehayyülâtına germi verip duru- yordu. Hakikatin acılığını ancak hayal tadil eder. Timur da ken- di elemini kendi hulyalarile avu- tuyordu. Öğle yemeğine çağırıldığı va- kit işte bu hissi — vaziyette idi, Yene hulyalarile meşgul olabil- mek için sofrasına kimseyi kabul etmemişti, Tokmalarını ağır ağır alıyor. ve uzun uzün — çiğni- yordu, — mutattan çok fazla sofrada kalmıştı. Fakat elini yıkayıp iş odasına geçtikten sonra tahayyülâtı bı- raktı, vezirlerile görüştü, evrak ile meşgul oldu, yapılacak sefe- rin esaslarını, teferruatını tesbit ettirdi O meyanda melikelerin yol ihtiyaçlarını da gözden geçir- di, onların çadırlarını ve maiyet- lerinde bulunacak adamları seç- tirdi, hulâsa bir günde koca bir seferin bütün eksikliklerini görüp gösterdi, tamamlanmalarını temin etti. LArkası var ) Gorgulofun îd—;mı 4 - e : Sayfa 8 Meydana Bir Mesele Çıkardı En İyi İdam Şekli Kafa Yoksa Zehirlemek Mi? Sabık Fransız Cümhur Reisi Dumeri öldüren Beyaz Rus Gor- gulof nihayet Pariste idam edildi. Ajans telgraflarına atfen birkaç gün evvel tafsilâtile kaydettiği- miz bu hâdise, bugünkü idam usuülleri hakkında yine birtakım itirazların ileri sürülmesini intaç etti. Malüm olduğu üzere Fran- sada idam cezası, giyotin denilen iki ayaklı bir sehpa üzerinde infaz olunuyor. Bu sehpanın ayakları yivlidir. Ortasında, geniş | ağızlı, ağır demirden yapılmış bir bıçak vardır. Bu bıçağın iki ucu, sehpa ayaklarının yivleri içinde hareket eder, İdam mahkümu bu sehpanın altına getirilir, — başı, bıçağın aitına gelecek — surette ileri uzatılır, sonra bir düğmeye basılır. Ağır bir satırı andıran bıçak büyük şiddetle aşağıya düşer ve düşerken mahkümun başını uçurur. Reisicümhur katili Gargulof ta bu şekilde idam edildi. Fakat idam şekli, yukarda da kaydettiğimiz gibi, birçok itiraz- ları davet etti. Çünkü Fransa gibi medeniyet derecesi ilerlemiş bir memlekette bu idam şekli artık beğenilmez oldu. Çünkü: Bir defa giyotin makinesi tahtadandır. Her vakit kullanıl!- madığı için kurulması çok güç- tür. Sonra satırın işlemesi kolay değildir. Bazan düğmesine basil- dığı hâlde sehpa — ayaklarının yivleri içinde kolaylıkla hareket etmesi lâzımgelirken yolda bir Gorgulot çatlağa takılıp kalıyor. Nitekim Gorgulof idam edilirken de yine satır. bir çatlağa takılmış, bıça- ğgın yürütülmesi bir hayli müşkül olmuştur. Sonra eskidenberi usuldendir: Mahküm, iki atlı bir zraba ile hapishaneden idam meydanına naklolunur. Arabacının bir yanına cellât, öbür tarafına da muavini binerler. Hapishaneden — idam meydanına kadar olan mesafe bir hayli uzaktır. Araba eskidir, hayvanları lâgardir. Bir mahkü- mun cürmü nekadar ağır olursa olsun, şafak atarsen böyle da- - kikalarca süren bir seyahate çı- karılması ve bu seyahat müdde- tince her an siyaset meydanına Kesmek Mi, Hukukçular Arasında Şimdi Bu Mesele Münakaşa Ediliyor gelinmiş olduğunu düşündürerek | azaba sokulması muvafık görül- müyor. Gorgulofun idamından sonra ölüm cezaları hekkında muhtelif fikirler serdedenler meydana çık- mıştır. Bir kısmı, giyotin maki- nesinin ıslahını istiyor. Bu aletin meselâ alüminyom gibi hafif bir madenden yapılmasını, bıçağının hareket şeklinin ıslah olunma- sını istiyorlar. Tâ ki makine bir- kaç dakika içinde kurulsun ve hükmü idam derhal icra olunsun. Diğer bir kısım cezacılar, idam cezasının hapishane dahi- linde icrasına taraftardırlar. Bun- l ların fikrine göre bir mahkümun böyle tek ve tenha öldürülmesi, cürüm işliyecek insanlar üzerinde fazla tesir yapar. Ölüş şekilleri de gazetelerde mevzuu bahsolur. Bu suretle cemiyetin, içinden attığı kimselerin feci akıbetle- rindeki - hüzün daha iyi ifade Tedilmiş olur. Diğer bir kısım kimselere göre cezanın ibreti müessire ol- mak mahiyeti artık kalmamıştır. Ölüm —cezasına mahküm olan adam, — odasına — zehirli — gaz sıkılmak veya koluna — zehirli bir madde şırınga edilmek sure- tile izale edilmek lâzımdır. ZiraN en insani ölüm cezasının şekli ancak bundan ibarettir. Şu hal gösteriyor ki Gorgulofun idamı ölüm cezasının ıslahında mühim bir vesile teşkil edecektir. Otomobil Kazaları Dün- yada Bir Belâ Kesildiler Bazı Milletler Bu Faciaların Sebeplerini Tetkik Etmiye Başladılar — eee ee Âni bir su baskınına uğrıyan otomabiller Garp memleketleri, otomobil kazalarının hergün bir par daha Aartmasından son derece müştekidir. Bu halin âdeta içtimai bir belâ haline geldiği ve bir nüfus zayiatı meselesi ihdas et- tiği iddiasındadır. Onun içindir ki bunlardan bazıları, kazalarda müessir olan ruhi ve marazi ha- letleri tesbit ederek ona göre tedbir almıya karar vermişler ve bu hususta birtakım tetkik he- yetleri teşkil etmişlerdir. Şimdiye kadar alınan netice- lere göre yemek sonu otomo- bille yapılan gezintiler ve çakır keyifli bulunmak — bilhassa bu kazalara sebep olan amillerdir. Çünkü hazım halinde bulunan mide, şoförün dikkatini azalt- B DD maktadır. AÂyrıca uzun müddet otomobil idare etmek te şoförde kazaya karşı bir nevi lâkaydi doğurmaktadır. Maamafih tesbit edilen bu noktalar, henüz bir kısım kaza unsurlarından ibarettir. Romanya Vuliîhtı Kale, 23 — Londraya git- mekte olan Romanyâ Veliahtı Prens Mişel, Kale'den geçmiştir. Layipçig Fotağraf Sergisi Layipçig, 23 — Şimdiye kadar tertip edilen fotoğraf sergilerinin en büyüğü yarın açılacaktır. Bu sergiye, Avrupanın muh- telif memleketlerinden ve Cenubi Amerikadan gelmiş 2500 amatör fotoğrafçı iştirak edecektir. — —— RADYO — 24 Eylül Cumartesi İstanbul — ( 1200 metra ) 18 orkes- tra, 19,5 alaturka konser, 21 orkestra, 22 gramofon. Bükreş —( 894 metre ) 20 kuvartet, 20,45 Romanya musikisi. Belgrat — (429 metra) 20,30 gramo- fon, 20,40 Morano ismindeki opera. Roma —( 44i metre ) 21,25 Sumson operatı. Prağ — (488 metre) 21 Siraus kon- Beri, 22 neşe veren eserler* Viyana — (G17 metre) 20,35 Arien şarkıları, 21,03 son perde isminda bir komedi. Peşte — ( metra 550 ) 20,30 Macar milli şarkıları, 22 Budapeşte könseri, Varşova — (1411 metra) 20,35 muh- telif, 21 hafif eserler, 20,05 23,05 Şapen konseri, Berlin —(1635 metra) 20 yeni baş- lıyanlar için İngilizçe ders, 20,25 konferans, 21 Hamburg ile Bromen'- _dğı__naklen iki konser Yakalanan Kaçakçılar Viranşehir, (Hususi) — Vuku- bulan ihbar üzerine kazamız Jan- darma kumandanı ve Tütün inhi- könser, sar memuru mıntakamızla hudut bulunan Dirik kazasının Kerik ve Hirbiaraş köylerinde — yap- tıkları taharriyat neticesinde köy ahalisinden iki şahısta dokuz kilo tütün ve diğer iki şahista da 10,694 yarrak — kaçak sigar; kâğıdı ve ayrıca dört şahısta da üç dönüm tütün elde edilmişlir. Kaçakçiılar Adliyeye teslim edil- miştir. — ÖL