2 Temmuz 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

2 Temmuz 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA Ziraât İşleri Sinemadan Gelme Sakal İ Parklarımız Ve Hayvanat Bahçesi İzmîrin_ Floryası Çeşme Plajlarıdır Şehir parklarımız halkın ihti- yaçlarına kâfi değildir. Gerçi İstanbulun birçok mesire yerleri, kır eğlencelerine uygun gelen ormanlı, ağaçlıklı köyleri, su baş- ları gibicuma ve pazar günlerini hoşça geçirtecek yerleri yok de- gildir. Halk ailece bu gibi yer- lerde tatil günlerini pek neş'eli olarak geçiriyorlar. Devlet demir- yolları idaresinin Sapanca tenez- zühleri için gösterdiği kolaylık- jarda boşa giden ve makbule geçen işlerdendir. Fakat bunların hepsi de binnihaye masrafla neti- celenen şeylerdir ki her sınıf halk bu gibi tenezzühlerden, mesirelere gidip gelmekten istifade edemez- ler. Bir ailenin dört beş nüfusu lle böyle bir tenezzühe teşbbüs etmesi o ailenin geçim bütçesine oldukça ağır bir yekünla tazyik edeceği tabildir. Şehir dahilindeki nakliye vasıtaları pahalıdır. Bir Sarıyer gezintisi, bir Ada eğlen- cesi adam başına bir liradan aşağı değildir. — İstanbul semti halkı civar bahçelere, Beyoğlu halkı Mecidiye — köyüne, Üsküdarlılar Çamlıcaya yani gayet az para ile biraz gölgelenecek, biraz hava alacak muhitlere gitmeye mecbur kalıyorlar. Halbuki şehrin bu semtlerinde ve münasip yerlerinde omumt parklarımız bulusaydı fue- kara halk, bütçesi zaif aileler bu umumi bahçelerden isitfade eder- lerdi. Gerçi Gülhane parkı, Üs- küdarın Doğancılar parkı bu ihti- yaçlara cevap vermekte ise de yine kâfi değildir. Aksarayda, idirnekapıda, Süleymaniyede Cinci meydanında, Şişlide, Maçkada, Fe- riköyüade, Haseki tarlası civarın- da birer umumi park yapmak za- rureti aşikârdır. Bunlardan maada Taksim bahçesi halkım bu ihti- yacına tahsis edilmelidir. Dünya- nın hiçbir tarafında umumi park- lardan duhuliye alınmaz. Duhuliye yalmız nebatat ve hayvanat bah- çelerinden alınır. Yıldız bahçesi de mevki ve ağaçlarının cinsen zenginliği itibarile dünyanın en güzel bir nebatat ve hayvanat bahçesi olabilir. Burasının arazi vaziyeti böyle bir fennl müessese vücude getirilmesine fevkalâde müsaittir. Memleketimizin muhtelif iklimlerinde yaşamakta olan vahşi hayvanlarından başlıyarak yavaş yavaş her nevi hayvanın ve kuşların, nadir nebatların burada yetiştirilmesi ve bakılması kolay- dir. Fen âlemine büyük adımlarla yetişmeye çalışan yeni Türkiye için büyle ilmi bir gaye ile vücut bulacak — bir müesseseye çok büyük bir ihtiyaç vardır. İlimden nur almak için bu gibi vasıtaları benimsemek — lâzıumdır.. Umumi parkların idare masrafları duhu- liyeden — temin — edilmemelidir. Dünyanm her tarafında bu gibi yerlere halk serbestçe girer ve dolaşır, haya alır. Fakat oturmak ihtiyacını hissedince bu ihtiyacını medeni bir şekilde temin için bir sandalye ister. İşte o zaman parkm açılır kapanır. sandalyele- rini kira ile tutan kimseye cüz'i bir kira ( Pariste 20 santimdir ve meselâ kırk para ) vererek gi- dinceye kadar oturur, rahat eder. Bu sandalyeler 40 - 50 kuruşa | yaptırılabilir. Toptan icara verilir ve hasılatı idare — masraflarıa karşılık tatulur. Büfeler, tartılar, muhtelif eğlence makineleri ve İstanbula Nisbetle İzmir Çok Sıcaktır Plâjlar: Çeşme, ( Hususi ) — Perşembe günleri saat altıdan soura İzmir yolu Üzerinde büyük bir seyrüsefer faaliyeti göze çarpıyor. İrili, ufaklı otomobil ve otobüsler İzmirden, Urladadan ve Manisadan plâjlara adam taşıyor. saat yediden sonra faaliyet daha Çeşme plâjlarından iki manzara fazladır. Plâjların serin gecesile birlikte Çeşmede neşeli bir hayat başlı- yor. Sokaklar kalabalıktır. Plâj yolunu — dolduran — kahkabaları uzaklardan bile işitmek müm- tatmin edecek kadar zengindir. Bir genç kız İstanbulun Floryasile Çöşme plâjları arasında ufak bir mukayese yapacak kadar kendi- sini hassasiyete kaptırıyor: — Floryanın birçok güzellik- lerine rağmen, ben Çeşme plâj- larını Eloryaya tercih ediyorum... diyor. Bu fikre iştirak — edenlerin adedi sayılacak kadar az!.. İştirak etmeyenler coşkun — kahkahalar savuruyorlar ve konuşuyorlar: — Burası, Floryanın en sönük bir köşesi bile olamaz. — Floryanınm yanmda Çeşme, « Kayseride Halkevi Erciyeş Dağına Bir Seyahat Tertip Etti Kayseri 1 (ALA.) — Kayneri- de gençlik hareketleri günden- güne artınaktadır. “Erciyeş spor,, işmiyle bir spor kulübü daha te- şekkül etmiş ve nizamnamesini vilâyele vermiştir. Bununla iki spor kulübü vücuda gelmiş olu- yor. Halkevi Erciyeş dağına çıkıl- mak için bir seyahat tertip ect- mektedir. Bu seyahatte Erciyeşin tam zivresine kadar çıkılacaktır. Bir hafta kadar sürecek olan bu seyahata her yerden iştirak edil- mesi için propaganda ve neşriyat yapılacaktır. Bu işle — uğraşan komite faaliyetini günden ne arttırmaktadır. Erciyeş seyabhati- nin temmuz sonlarına doğru ya- pılması düşünülmekte İsede henfiz kat't bir karar verilmiş değildir. tarzları haslatı da ayni şekilde kullamlır. İşte Taksim bahçesi için yapılacak şey budur ve bunun için bı bahçenin duvar ve par« maklıklarını yıkmıya lizum yoktur. Umumi park ve bahçelerin her- hangi vüs'atta olursa olsun etrafı duvarlh parmaklıklarla çevrilmiştir. Kapıları geceleri kapatılır. Sabah erkenden — açılır. Dünyanın her yerinde bu böyledir. Lütfi Arif Ö Ziraat bususundaki müşküllerinizi sorunuz. Soc Postanın (Zlraat mü- tehastısı size cevap verecektlr. bir övey evlât gibi alâkasız kahyor. — Buranın tabii manzarası | kâfi değilmi? Çapkın bir erkek kahkahası buna cevap veriyor: — Ölü bir güzelliği neyleyim kızım... Filuryanın bir saniyelik canlı ve alâkah güzelliğine yüz çeşme plâjı feda olsun... * Tuhaf değil mi?... Bir. başka gurup teferruatta ayrılan, fakat esasta birleşen bir mevzuu, yani İzmir İstanbul rekabetini görüşü- orlar. Ben de katiyetle kaniim ki gı!nnbnl. bu mevzu sahasında İzmirle boy olçüşemez. İstanbulda hararet derecesi otuz. ikiyi, otur üçü bulduğu için Istanbullular şikâyet ediyor. Halbuki İzmirde hararet derecesi 32 olduğu zaman, halk adet memnun görünüyor. İzmirin bugünkü hararet de- recesi gölgede 38 di. Son on beş " ue ” 28 gün büyük — bir tura çıkan Muhafız Gücü bisikletçileri her uğradıkları yerde tezehüratla karşılanmakta- dır. Sporcular en son| Sürtten ayrılmış, Garzana ve Bitlise git- miş bulunmaktadırlar, Her yerde olduğu gibi Ga n ve Bitliste Ankara 1 (Hususi) — Mek- tum nüfusların tesçili hakkında hazırlanan kanun lâyihasına göre nüfus kaydı mecburi tutulmakta doğumların bir ay, ölülerin 10 gün icinde nüfus idarelerine bildiril- mesi lânm gelmektedir. Haber vermeyenler (5) liradan (25) liraya kadar para cezası vereceklerdir. ölgede 38 Hararet Derecesi Gö günde hararet derecesinin 38 den aşağıya düştüğü — görülmemekle beraber karka çıktığı da tesbit edildi. x Plâjlarda hayat, buraya din- lenmeğe gelenler için İyi geçiyor. saat yedile sekiz arasında herkes yataklardan kalkıyor. Deniz müp- telâları mayolarını — arkala- rına atarak — soluğu — de- nizde alıyorlar. — Asıl — de- niz zamanı saat onda başlıyor ve on ikiye kadar bilâ fasıla de- vam ediyor. Saat onla on iki arasında ge- çen müddetin büyük bir zevkı vardır. Kadınlı, erkekli ve ekse- riya çift olarak denize girenler bir &ile samimiyetile gülüp eğle- riyorlar. Böyle yerlerde bulu- nanlar arasında büyük bir sami- miyet anlaşılmadan kalplerde yer buluyor. Saat iki ile beş arasında ge- çen müddet, adeta müşterek bir parula- verilmiş gibi uykuda geçi- yor. Saat altıdan sonra herkes yollarda gezinmeye başlıyor. İşte Çeşme plâjlarının bir gün- Tük eğlence bilânçosu... A. Adnan Muhafız Gücü Bisikletçilerinin Seyahatleri D de şehir dışında atlılar tarafından karşılanmışlar, kasabaya getiril- mişler, izaz ve ikram olunmuşlar- dır. Resimlerimizden yukarıdaki bisikletçiler Moördinde iken alın- mış p halinde bir resimleridir. Alttakiler Diyarıbekire gelişi ve gidişi göstermektedirler. üfusun Tescili İçin — |Kayseride Mlamot Dişi Bulunsu Kayseri 1 (A.A.) — Pınarba- şı kazasının Hılevik) köyünde iki metre on santim uzunluğunda ve otuz santim kutrunda iki diş bu- hunmuş ve Kayseri müzesine ge- tirilmiştir. Bu dişlerin tarihten ev- vel yaşamış olan mamot denilen hayvanın dişleri olduğu mutahas- sıslar tarafından söylenmektedir. l Yüzün de zaman zaman deği- şen bir kıyafeti ve bu kıyafetin tarihi vardır! Meselâ biz eski Mısırhları, — İbranileri, — Asurcileri yüzlerinden tanırız. Yalnız tan- makla da kalmayır, * onlardaki yüz kıyafetinde zaman ile husule gelen değişiklikleri de pek iyi seçeriz. Bize bn bilgiyi veren yüz kıyafetinin başlıbaşına canlı bir şey oluşudur. Resmi ters yapı- mış bir Çinliyi teşhis etliren ne paltusudur, ne entarisidir, ancak saçıdır. Vaktile bizim yurdumuzda yüz kıyafeti adeta kanuna bağlı iİdi. Yeniçerilerin başlarını traş et- meleri, yalmız tepelerinde birer tutam saç bırakmaları mecburi idi. Bıyıklar da gelişigüzel bıra- kılmazdı, dudak üstüne gelen kısımlar makasla kırpılırdı. Sakal, büyüklük alemeti idi. Timar- ve ziamet sahipleri, eşraf, âyan ve eli öpülen herkes, mutlaka sakal bırakırdı. Fakat sakalların göbe- ğe kadar uzadılması çirkin gö- rünürdü. Sakallıların bu kıl kü- mesini hergün yıkayıp taramaları, öt ve amber ile buhurlamaları da adetti. Yirminci asır, bütün medeni dünyada yeni bir yüz kıyafeti kabul etti. Mikroba ve mikropla- rın seyyer kürsüleri olan tozlara karşı korunmak, temizliği daha kolay bir şekle sokmak fikrinden doğan ba kıyafet, sakalla biyik- tan sıyrılmak idi. Moda zevkini sıhht faydalar- dan üstün tutan, yahut yüzlerinde bir başkalık bulundurarak dikkat uyandırmak istiyen bir kısım sine- ma artistleri son yıllarda gölgemsi bir bıyık, cıbz zülüfleri andıran bir sakal ucu bırakmıya başladır lar. Ne sakal, nede bıyık tarihin- de örmekleri olmıyan bu yeni biçim kıllar gözümüze diken gibi görünüyor. Çünkü bıyıklar, kendi tarihlerinde görüldüğü Üzere ya terdir, ya kaşı andırır, ya kırpık veya gür olur. Palabıyıklarla yar taklılar onların birinci numarasını teşkil eder. Şimdiki gölgemsi bıyıkların ne tar.he münasebeti, ne de zevki var? Sakallar da öyle. Tahta sakal, uzun sakal, sünnetli sakal, çatal sakal, —top sakal birer şeydir. Fakat yanağın — yarısına kadar uzayan sakal ucu, nihayet bir siyah çizgidir, hiçbir şey ifade etmez. Lâkin sinemadan gelme sakal da bu kadar olur, değil mi?. M. T Aydında Belediyenin 934 Bütçesi Tasdik Edildi Aydın, 1((A.A.)—Belediyenin 93 bütçesi vilâyet makamının tasdikıs na iktıran etmiştir. Bütçe yekünü 150.500 liradır. Şehrin fenni bir surette elektrikle tenviri ve içme yedi kilometre mesafe- den demir borular içine alınmı suretile sıhhi bir şekle ifrağlr belediyenin bu sene yıpncnr mühim işler arasında her iki işim projeleri mucibince yapılması ya” kında münakasaya konulacaktırı Bitliste Dolu | Bitlis (Hususi) — Hava birdent bire bozmuş, saat 1,30 da fındık cesametinde — dolu y mıştır. Tahribat olup olmadıği tesbit edilmektedir. Ş

Bu sayıdan diğer sayfalar: