10 Temmuz 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3

10 Temmuz 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Başvekilin İki Mühim Cümlesi Başvekil oİsmet Paşa yeçen Perşembe günü Millet Meclisinde büyük nutkunu söylerken harici siyasetimize de ehemmiyetle temas etti. Komşu devletlerle ve diğer hükümetlerle yaptığımız dostluk muahedeleri hakkında izahat ver- di, en sonunda da dedi ki: “ — Güçlükle söz veriyoruz, fakat söz verirken kendimizi çok kuvvetli bağlamış bulunuyoruz.,, ., Söz vermek bir hesap ve bir itimat meselesidir. Bilhassa bey- nelmilel siyasetle alâkası olan işlerde söz vermek, imza koymak en ince bir hesap meselesidir. Fakat en mühim mesele, verilen bu sözü hem yapmak ve hem de yaptırmak suretile siyasi fazileti tesis ve temin etmektir. Çünkü tarih, verilen, fakat tutulmayan sözlerin kararttığı sayfalarla do- ludur. Halbuki asri Türkiyenin siyasi terbiyesi, tarihi kepaze eden bu densizliklere kendisini kaptir- maktan çok uzaktır. Bu tarih, Cümhuriyet türkiyesini yasi fazilet,,i bir diplomasi kaidesi ve bir politika zabıtası yapmak mu- vaffakıyetini gösterdiği için tebcil edecektir. Bu itibar iledir ki Başvekil İsmet Paşanın yukarki cümlesini, beynelmilel diplom. ilminde, o Türk o diplomatlığının doğru gören, doğru düşünen ka- fasile tedvin edilmiş bir kaide olarak kabul etmek isteriz. Başvekil paşanın şu cümlesi- ni de ehemmiyetle tekrar etmek lüzumunu duyuyoruz; — Aldığımız sözün sağlam- lığı için mütemadi dikkat içinde- İZ Bu söz hakikatin teşahhus et- miş bir ifadesidir. Çünkü, bü eksilmiyen ve hergün biraz daha artan dikkat sayesinde harici si- yaselimiz biç. aksamamş ve hep. kuvvetlenmiştir. Verdiğimiz sözü yapmak suretile siyasi | fazileti tedvin etmiş olduğumuz gibi, baş- kalarının bize verdikleri sözü yaptırmak için harcadığımız dik- kat sayesinde de bizimle müns- sebette bulunanlara bu fazileti takdir ettirmiş oluyoruz. Beynelmilel siyasette bundan daha güzel bir hizmet tasavvur etmek mümkün müdür? Şükrü Kaya Bey .Trakya Şehirlerinde Tah- kiklerine Devam Ediyor Kırklareli — Dahiliye Vekili y refakatindeki zevat ile bir- likte Keşana, oradan da Gelibo- laya gitmişlerdir. Kırklareli hâdisesi 3-4 tem- muz gecesi olmuş Yuhudi ev- lerinin bulunduğu sokağa dolan baz: kimseler celeyin Yahudi evlerinin o ka ğe kırmak istemişlerdir. Hâdise haber alınır alınmaz derhal zabıta kuvvetleri yetişerek keki dağıtmış- lardır.Bu arada bir jandarma onba- şısı muhtelif bıçak darbeleri ile yaralanmış, Memleket hastanesine vakledilmiş ve orada şehit olmuştur. Katilin bir Çingene ( oldu- ğu anlaşılmış ve o derdestine tevesail edilmiştir. Hâdise etra- ında yapılan tahkikat o netice- sinde bazı kimseler tevkif edil miştir. Bu mevkuflar 30 kişi adar vardır. Tahkikata devam edilmektedir. Bir Mecmua Hakkında Takibat Yapılıyor Çıkardığı Milli inkılâp mec müasındaki © neşriyatı ketteki © anasır arasında ni fak teyit (eden mahiyette görülen Cevat Rifat Beyin hak: kında takibat icrası için Vilâyet makamı tarafından Müddeiumumi- liğe müracaat edilmiştir, gama vardır: ri “EEE hiç işlerinde israfa kadar varan bir keşmekeş hüküm sürer. Bunlar bol paralarla, yüksek sermayelerle giriştikleri işlerde, bazan işlerinin iyi yürümelerine rağmen, neticede Resimli Makale SON POSTA bilmezler. Bütün intizamlı olunuz. iflâsa mahküm olurlar, Hesapsızlık insanı iflâsa, iflân sefalete ve türlü fena akibetlers götürür. Onun için her işinizde hesaplı ve SON TELGRAF HABERLERİ Şehinşah Hz. nin İhtisasları Alâ Hazret Memleketimizden Ayrılırken Gazi Hz. ne Tel- grafla Tahassüslerini Bildirdiler Ve Beyanatta Bulundular Ankara 9 (A.A.) — İran Şe- | silinmez surette menkuş İ hinşahı âlâ hazreti bumayun Riza | caktır.Milletlerimizin biribirine karşi Pehlevi hazretlerinin toprakları- terkederken Hazretlerine gönderdikleri | tel yazısı tercümesi bervechi aiidir: İ Bayazit 6-7-934- Yalovada munz- zam Türkiye Cümburiyeti Reisi Muhteremi o Azameti. o Mustafa memle- | Kemal Hazretlerine Bu mevkide Türkiyeye veda ediyorum, fırsatı ganimet bildim. O büyük biraderimis: muhabbet ve samimi ihsasatı benim kal bimde unutulmıyacak (Labıralar icat edecektir. Bir defa teşek- kürlerimi arz ile nihsyetsiz hürmetlerimi takdim ediyorum. Orada misaferetim esnasında Iran ve Türkiye milletlerinin kalp ve ruh birliğini gözümle gördüm. Zaman, bu rabıtaların mes'ut ne- ticesini gösterecektir. Büyük kar- deşime selâmet, uzun ömürler ve Türk ae saadetler dilerim. Rıza Şah Pehlevi Reisicüümhur Hz. müşarünileyh Hz. ine şu cevabi tel yazısını göndermişlerdir: Büyük İran devletinin muhte- rem ve büyük ge lâ Hazreti humayun Rıza Şah Peh- levi Hazretleri. Tahran Türkiyeden kardeş memleket toprağına avdet ederken gönder- mek lütfunda bulunduhunuz yü- rekten gelme yüksek hislerle do- lu telgrafnamei o hümayunlarını sevinçle aldım. Zatı Şehinşahilerile (birlikte eçirdiğim günler ve kudret ve Faziletinize bir kerre daba şahit imi al — azeri bakireler. e e ei a Tıp Fakültesindeki ecnebi profesörlörden M. hastanın eiğerinde geçenlerde hususi bir hastanede bir cerrahi bir operasyon yaptı. Bu harel aörlerin hariçte iş yapamıyacakları hakkındaki Saideye, ada bazı neşriyat yapıldı. muhalif görüldü ve bu Bu neşriyat arasında bilhassa denildi ki: “ — DEK her zaman yapılabilen pek basit bir ciğer ameliyatı için (500) ira gibi yüksek bir | i | ket, cenebi profe- kala- pek tabii olan kuvvetli rabıtaları etmiş ve kökleşmiştir. Bu kardeşlik hissiyatını Türk milleti namına ve kendi namıma arzederken kardeş milletin büyük hükümdarı dostum ve kardeşime selâmetler, uzun ve mesut ömür- ler ve İran milletine temadil re- detler dilerim. fah ve saade emil Kill Türkiye retsicümhuru 0500104011010 EA A a AN 50 Bin Muhacir Kolaylıkla İskânları İçin Tedbir Alındı Şehrimizde bulunan nüfuş ve iskân umum müdürü Ali Galip Beyin verdiği malümata nazaran geçen sene zarfında şehrimize 20 ir gelmiştir. e de 50 bin mühacir gelecektir. Gelecek -mühacirlere teshilât gösterilmesi için Galata ve Sirkecide birer komiserlik Lir. iy ey iskân dilecek, kendilerine arazi verilecek ve ev yapmaları içi evlet ormanların iarından kat'iyat yaptırılacaktır. Neş'et Ömer Bey İstifa Mı Ediyor ? Ankara, 10 (Hususi) — Üni- versite Rektörü Neş'et Ömer Beyin istifa edeceği, yerine An- kara Hukuk fakültesi hukuku- düvel müderrisi Cemil B. in tayin edileceği söylenmektedir. Mamafih bu şeyin teyit göllmeiştir. Makü, 9 (A. A.) — Şehinşah hazretleri memleketimizi ziyaretle- rine ait tahassüslerini şu cümlelerle iade, etmişlerdir: — İstanbuldan buraya yo- lace ferah ferah geldik. Biz bugüne kadar bu geçtiğimiz yo- lun bu kadar kısa olduğunu bik miyorduk. Bu, bizim için yeni bir keşif oldu. Türkiyeye beşuş ola- rak gittim, beşuş olarak geldim. Bundan çok mesrurum, Tür 'ürkiye- de gördüğüm ve işittiğim her şey beni memnun etmiştir. Siz Türk- ler, çok bahtiyarsınız. Zira, başta büyük omünciniz Gazi olduğu halde İsmet ve Fevzi Paşalarla Tevfik Rüştü Bey ve diğer rical ve (o kumandanlara (maliksiniz. Bütün dünya irtibat ve muva- salalarla O münasebatı © siyasiye, iktisadiye ve içtimaiyelerile tanışır. Biz iki millet şimdiye kadar biri- birimizi tanımamıştık. Bundan sonra temas ve müna- sebetlerimizi o dereceye getirme- liyiz ki, her hususta biribirimizi tamamlıyalım. Sizleri Tebrize ka- dar da götürmek ve hiç olmazsa İranın bir kısmını göstermek is- terdim. Bu suretle yolu uzatmak isteyişim ( sizlerden hiç ayrılmak istemeyişimdendir. Yarın yolculu- ğumuz olmasaydı sababa kadar sizleri bırakmıyacaktım. Türkiye- de gezişim esnasında beni, Gazi ile yanyana gören kadın erkek birçek insanların heyecanlarından göz yaşları döktüklerini gördüm. Bana karşı olan muhabbete delâ- let eden bu tezahürden bilhassa memnunum .,, Nissen | ücret almıştır. Profesör İSTER İNAN ISTER İNANMA Buna karşılık M. Nissen diyor ki: * — İşaret etmek iyetindeyim ki k derin ve ince bir ihtisasa taallâk eliyat idi.,, Profesörün bu sözleri, alâkadar resmi makamlar tarafından da tasvip vaktila yapılan heşri mevzuubahs ameliyat, ciğer rşılandığına göre, bu sahada doğruluğuna, artik; Şimdi De Sıra Asistanlara Gelmiş.. *”” — | Hakları da varyal, Doçentler, ken- di istedikleri gibi, ayda iki yüz lira muvaffak olurlarsa asistanlar alnız yirmi beş lira maaşa » Döğentler -bir gazetenin yazdığı gibi - Avrupada tahsilde dir- sek çürütmüşlerse, asistanlar da ya yine Avrupada, ya İstanbulda dirsek gürüttüler. Doçentlere çok çok kitap İ > mecmua parası İâzımsa, asistanlar iraz daha ç ve daha okumuıya eldir” için: Önlere dek la döçentlerin istedikleri ayda nın verileceği haberi daha gelmedi smma, belki bugünler de ge- Üyerir. Onun için asistanlarda hazir- lıklı bulunmak istemişler. Dileklerini, yani ayda yirmi beş lira yerine otuz | beş lira istediklerini şim bildi- | riyorlar. Asistan o Beylerden birinin bir gazeteye söylediği söz pek hoşuma i gitti: i — Biz, demiş, doçentler gibi iste- diğimir verilmezse - istifa edecek değiliz. Yalnız Üniversite asistan- lığından ortamektep hocalığına geç- mek isteyeceğiz. İnsaflı bir söz olmak itibarile, bu cihetten hiçbir diyecek yok. Aylığı artırmıyorlar diye darılıp büsbütün gitmek elbette doğru harekât olamaz. Fakat Üniversitenin me iş göre- ceğini anlamak cihetinden haylles düşündürecek bir söz. Vaktile bize öğrettiklerine göre Üniversite ortamektep arasındaki fark yalnız derece farkı, yahut oralarda tahsil eden gençler arasındaki yaş farkından ibaret değildir. Üniversite gençlere ders vermekle beraber, bir taraftan da yeniden ilim yaratmakla mükelleftir. Asistanlar da Üniversite © hocalarının o bilhassa bu İlim yaratma Oo vazifelerinde kıymeti o muavinleridir. £ Üniver- site Ohocaları Otedrin o mazifelerini - eski Darülfünunda olduğu gibi- yalnız başlarına, belki bir iki bade- menin yardımile, görebilirler. Yeni Üniversitemizde bir çok doçentlik ve asistanlık omevkilerinin bazırlanma- sı da elbette bu yeni Üniversiteden yeniden ilim yaratmak işi beklenil- indir. Öyle olmasa; Üni- mere verilmezdi. mak işide, ilmi öğret- mek işinden çok daha yüksek ve çok daha lezzetlidir. Biraz daha ziyade para hatırı için o yüksek ve İezzetli işi birakmak değil, bırakmayı düşün- mek bile. İşitenleri haylice düşün- | dürecek bir sözdür. Vakıa doçentler istedikleri veril- mezse büsbütün çekilip gidecekle- rini, başka yerlerde odaha ziyade mralı İş Birli söylüyorlar. Fakat bu, ere söz ki işitenlerde düşünmiye bile hal acne Bizim Üniversitemiz daha pek genç olduğu için İlim işi ile paranın büsbütün ayrı ayrı şeyler olduklarını, aralarında münasöbet bulunmadığını henüz hissedememiş gibi görünüyor. Parası bizimkinden pek çok ziyade olan garp memleketlerinde ilim adam» larının, İlim müesseselerinin ne kadar züğürtlük içinde çalıştıkları bilinse. Fakat bunu bilmemek, öğrenmemek daha iyi ” En hocalarının, larının İstes onu vermek- tir. Çünkü böyle istifa edeceğiz, ortamektep hocası (olacağız, — gibi sözler işitildikçe herkes de Üniversiteyi alnız para kazandırmıya yarayacak ir müessese sanacak. Şimdilik on- ların istediklerini vermeli ki, Üniver- site çalışsın, belki çalıştıkça ilimden zevk alırda ilim ile paranın ayrı ayrı şeyler olduğunu kendiliğinden öğrenir. Eski Yazı İle Müra- caatlar Yapılmamalı Ankara, 9 (A. A.) — Başve- kâletten tebliğ olunmuştur : Bazı kimselerin resmi makam- lara ve zevata eski harflerle yazılı müracaatlerde bulundukları görülmektedir. Mezkür harflerle gerek Büşve- kâlet makamına ve gerek zata gönderilecek yazıların okunmadan yırtılıp atılacağı herkesçe bilin pe ek beyan gi AFYONKARAHİSAR MADENSUYU En uhhi sofra suyudur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: