9 Ağustos 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ğ'__v_"#,_ dğlarü h 5”. 5 İ 4a AY N ö TT —e | ' 0 ' GE n Ş G v OŞ Arabistandaki Giz * İtalyan konsolshanesi tercü- Yazan : manı bu İngiliz — casusundan o kadar müteneffir o kadar soğuk — bahsediyor ve — onun hudut harıcına atılmasına o kadar “memnun görünüyordu ki burada İngiliz - İtalyan rekabetinin göz önünde — canlanmaması mümkün “olamazdı. Fakat hikâyenin asıl garip tarafı buradan itibaren başlar. Çünkü Ingiliz erkânıharp bin- başısı Mister Conson Londradaki entellijens servisin emrile (Şeyh hacı Mehmet) sıfatile Yemene geldiği — vakıt, İngiliz hesabına değil, fakat ayni zamanda İtalyanlar hesabına da çalışmaya memur edilmiş bulu- nuyordu. Yemenin bir tarafı - Aden tarafları - İngilizleri ne kadar alâkadar ediyorsa, öte tarafı - Asir, Seyyit İdris mımntakası - da o nisbette İtalyanları alâkadar ediyordu. Yemendeki Osmanlı valisi bu diyarda ecnebi propaganda ve gizli teşkilâtına nefes aldırmadığı için müteaddit ( Şeyh Hacı Meh- met )lerin biperva cevelânlarına bu toprak müsait görünmiyordu. Binaenaleyh tevhidi mesai ge- rekti. Şark işleri, bilhassa Arabistan meselelerile ciddi surette iştigal edenler, bu işlerin içyüzün gör- miye, Öğrenmiye çalışanlar bu tarzda ( tevhidi mesai ) lere ras- gelirler. Ancak, şunu da söyliye- lim ki, bu tevhidi mesailer mu- vakkattir. Mademki Şeyh Hacı Mehmet aynizamanda İtalyanların da adamı idi, o balde İtalyan konsolosha- nesi baş terclmanı neden Hudey- deden koşup gelerek bu casusun aleyhinde bulunmuştu? - diyebilir- Biniz. İzah edelim: Şeyh Hacı Mehmedin hakikt hüviyeti meydana çıkınca İtalyan- lar onun bir an evvel hudut harici edilmesinden —memnun olacak- lardı. Çünkü ancak bu sayede bu casusun İtalyanlar hesabına ne işler gördüğü gizli kalacak, o, sadece bir İngiliz casussu zanne- dilecek ve böylece — İtalyanlar bu işte temize çıkacaklardı. Fakat şeyh Hacı Mehmedin San'ada - görülecek bazı işleri kalmış... Hiç olmazsa birkaç gün daha orada kalsa bu İşlerini de ne güzel ikmal edebilirdi. Bu aralık, senelerdenberi San'eda yerleşmiş olan bir İtal- yan bakkal — sinyor valiye geliyor: — Efendim, diyor, işittim ki Yemenlilerin çok — sevdiği ve hürmet ettiği Şeyh Hacı Mehme- di her ne sebebe mebni ise bu- radan — çıkarıyormışsınız. Benin bu hususta birşey — söylemeğe hakkım yok. Fakat zatiâlilerine ne kadar merbut olduğumu bil- mez değilsiniz, sirf bu hisle, şehirde halkın bu haberden ve karardan çok müteessir olduğunu görerek size yalvarmağa geldim, vakıa benim gibi bir hiristiyanın, bir müslüman şeyhi için şefaat dilemesi garip görünürse de, sırf arzettiğim veçhile size karşı olan Yemende yalnız | Kaberuti | Zx NY Zeme di B «i ğ" 0 ğ l $ g hi #T MK EE L Bi l e ea AA AD Son Posta İTELARAN TiLI n n ea Lj v hürmet ve muhabbetim sevkile yalvarıyorum; Şeyh Hacı Mehmet hazretlerine hiç olmazsa bir hafta daha mühlet veriniz de, bu müd- dette o kendi kendine buradan gidiyormuş gibi hareket etsin, halk da size nâhak yere glicen- mesin. Vali bu hayırhah bakkala nezaketle kapıyı gösterdi. Ve o günden itibaren Sinyor Kaberuti'de mimlendi. Bazan bu Mister ve Sinyorların nasıl gafil avlandıkları işte bu h kâyeden pek güzel anlaşılıyor. Fakat bu (bazen)ler okadar nadirdir ki. Filhakika bu — mimlenişten sonra gözden kaçırılmıyan bu Sinyorun harekâtı, onun da ne mal olduğunu pek güzel meydana çıkarmıştı. Şeyh Hacı Mehmet çadırı, takım taklavatile Yemenden bir İngiliz. gemisine atılarak uzak- laştırıldı. Ondan sonra da bu mübarek şeyhin (!) Yemende kırdığı ce- vizler birer birer meydana çıktı : Osmanlı Meclisi Meb'usanı Ayasofyadaki soöon defa yanan Adliye sarayında toplanmıştı. Bu binanın içinda —meb'us ismi altında yaşayanlar arasında | Yemen Meb'usu Ahmet | bir de Kibsi vardı. Kibsi — babasile - ve - birçok Yemenlilerle beraber 321 sene- sine kadar ömrünün birhayli zamanını Rados adasında geçir- mişti. Ancak 321 de İmam Yah- yanın Osmanlı İmparatorluğuna isyanımı müteakıp (İmamı biz yola getiririz, bizi Yemene* gön- derin ) demeleri üzerine Sultan Hamit bunları Yemene İiade etmişti. Seyyit Ahmet Kibsi Radostan gi- derken Mısırda kalmıştı. O Arap- lık sevdasından, Arap ittihadı emel- lerinden dem vurür duruüurdu. O sırada Kahirede (Banko di Roma) kasalarını Ceziretülarap fedailerine henüz, daha yeni açımıştı. Kibst de bu kapıya dadandı ve burada kapı yoldaşları arasında Yevmi, siyasi, Havadis va Halk gazetesi | YUNANİSTAN Beki Zabtiye, Çatalçeşme sokağı, 25 İSTANBUL Gazetemizde — çıkan — yazı ve resimlerin bütün hakları mahfuz ve gözetemize aittir. ABONE FiATLARI HİSİDİ Sene| Ay | Ay | Ay Kr. h. K'ı n | edilmiştir. TÜRKİYE 1400 | 7501 400 | 150 2340 (1220| 710 | 270 2700 (1400 | 800 1300 Abone bedeli peşindir. Adres değiştirmek 25 kurüştur. Gelen evrak geri verilmez. ilânlardan mes'uliyet alınmaz. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pul ilâvesi lâzımdır. : 741 İstanbul ) ECNEBİ f Posta kulusu: Telgraf :Sonposta Telafon :20203 . DÜ ee D e £. a d âzıİ li Kuvvetlerin üz 9.8.934 birçok () kıymetli dostlar peyda etti. Bilhassa, senelerle Mısırda aley- himizdeki teşkilâtın en fa'al uzuv- larından biri kalmış olan Kahire İtalyan konsoloshanesi baş tercü- manı Mehmet Ali Ulvi B. ile ahbap oldu. ( Arkası var ) aa lela bt lelar b ka l kekaletakekekeke e L L ELLLILI BUNEURUUURUUMUKANRRERN Dünya İktisat Haberleri Cenubi Afrikada ITürk Tipi Tütün Yetiştiriliyor Cenubi Afrikada 1933 - 19347 senesi tütün ekli- Senda __T'îrk mi hakkında res- tipi tütün | mi tahminler neş- rolunmuştur. Bu tahminlere göre Kap'ın bu seneki tütün rekoltesi 5.855.025 kilosu — Virjinya ve 79.275 kilosu Türk tipi olmak Üzere cem'an 5.934.300 kilodur, Bu miktara yerliler — tarafından ekilen tütün dahil değildir. Böyle olmakla beraber istihsalât tahmin doğru çıkarsa geçen sene mev- sime kıyasla yüzde 39 fazladır. Bu tezayütte Türk tipi tütüne verilen ehemmiyet büyük rol oynamıştır. Haber — verildiğine göre Türk tipi tütün ekimi bu sene geçen yıla kıyasen yüzde kırk daha çoktur. * Romanya hayvanat ihracatçı- ları * tarafından Romanyanın g yapılan istatistik- lere göre temmuz- dan temmuza hesap edilmek üzere Romanyanın hububat ve zahire ihracatı hakkında bir ista- tistik neşredilmiştir. Bu istatistikte takas esası ile yapılan 1933 - 1934 mevsimi hu- bubat ve zahire ihracatı kıymeti 842.615.000 İley (on buçuk mil- yon Türk İlrası) olarak - tesbit Bu —büyük meşhur Alman kimya tröstü- İ. G. Farben hesabına yapılan ihracat dahil değildir. Bu şirkete gönde- rilen külliyetli miktardaki zahire ve hububat iharacatçılar birliği- nin kontrolu haricinde olduğun- dan hesaba katılamamıştır. * Sofyadan bildiriliyor: Son günlerde Bulgaristandan takas işleri Bulgaristan ;lmıı ihracatına Tn Türme aşlanmış ve ilk T elma vagonu Al- - edioyr manya'ya — sevk- , olunmuştur. Bulgaristan elma yetiştirmiye ve ihraç etmiye büyük bir ehem- miyet veriyor. Hemen yeni yeni elma ağaçlarının dikil- diği haber verilmektedir. Böylelikle 1930 — senesinde 45 | ' bin ve 1933 genesinde de 40 bin yeni elma ağacı diklmiştir. Bu suretle ihracata tahsis olunabile- cek elma miktarı gittikçe artabi- lecektir. Nitekim 1930 senesinde yalnız 142 bin kilogram olan bu ihracat 1933 senesinde üç misline çıkarak 370 bin kilogramı bulmuştur. Bulgaristanda elma yetiştirme- ye ayrılan mıntakalar Kızanlık Provadia ve havalisidir. Yeni ek- len elma cinsleri arasında bil- hassa Kanada cinsi ekseriyeti teşkil ediyor. rakama | hergün | ——— 'a DENİZ Dünkü Kısmın Hülâsası Şevkiye, annesini kaybettiğinden beri teyzesinin evinde oturmaktadır. Latife — Hamım, oğlunun genç teyze zadesile fazla meşgul oldu- gunu hissediyor, dedikoduların önü- nü almak için, bu alâkayı bir evlendirme ile neticelendirmek isti- yor. — EBat ise buna taraftar değildir: — Bu meselede çok tecrübesizim. Bu yaz tatilinde plâjlarda biraz kadın tanıyayım.. Orada kimseyi sevemezsem, — Şevkiyeyi tercih ederim, diyor. Şimdi, büyük adada tanıdığı genç kızı çok şahane bulmaktadır. Şev« kiye ile aralarında mukayese bile yapamıyor. Hemen evlenmek lâzım gelse, muhakkak ki, — Şevkiyeden Bir hafta geçmişti Esat tatill- nin üçüncü haftasını da Adada geçiriyordu. Ve Adadan ayrılma- dan genç kıziın desti izdivacına talip olmak istiyordu. Na Bir gece trasada —mehtapta oturuyorlardı. Ve Hanımefendi de orada idi kızı gibi valide hanım da bu terbiyeli çocuktan hazet- mişe benziyordu. Ve kızını iste- yecek olursa vermiyeceğe pek de benzemiyordu. İşte o gece genç kız: — Ne olur Esat Bey dedi. Yarın Yalovaya bir tenezzüh vapuru varmış Âdaya uğruyor annemle ben gideceğiz amma yalnızız siz de gelirmisiniz. Esat kularına inanmıyordu. Bu fevkalâde güzel genç kızı demek bütün günü kendisile beraber geçirmek istiyordu hal... — Minnettarınızım hanımefendi dedi. Yarın benim hayatımın en mes'ut günlerinden biri olacaktır. * Vapur Ada iskelesinden ha- reket etmişti. Şimdi sahillerden uzaklarda ilerliyordu. Hamımefendi ehbaplarına tesadüf ederek sa- londa kalmışlardı. Ve iki genç gövertede oturmuşlardı. Esat bü- tün cesaretini toplamıştı ve genç kıza kalbini açmıştı ve desti izdivacına talip olduğunu ona söylemişti. Buna güzel kız en tatlı tebessümle şu cevabı ver- mişti: — Esat Bey sizin iyi ve na- muslu bir çocuk olduğunuzu ilk nazarda anlamıştım. Yoksa kal- bim hiçbir zaman bu kadar yan- lış bir intihap yapamazdı. Eminim annem de teklifinizden —memnun olacaktır. Çünkü her zaman se- nanızda bulunuyor... Bu ne büyük ve ne apansız gelen bir saadetti... * Fakat ne olmuştu. Saadetten tebessüm etmekte olan Esadın çokevvel bu genç kızı tercih edecek HİKÂYE Bu Sütanda EBergün Nakleden: Hatice Hatip TUTMASI birdenbire yüzü ciddi bir m#/ almıştı, genç kız: — Ne oluyorsunuz. Diye sordu. — Deniz başımı döndürdü Genç kız denize baktı. — Hangi deniz dedi.. Adl Esat Bey deniz süt liman. — Hafifçe sallanıyor da Ve yine tebessüm ederek ! nuşmakta devam etti. Fakat bu | nesi idi.. Gökte bulutlar pe olmuştu. Ve dalgalar büyüm idi. Genç kız mütemadiyen anlatıyordu. Ve za Esadın yüzüne artık müteb mütek bir surattı ve birden genç a yerinden fırladı. Göpeşteye şeyler denilemezdi ©o Ve tu. denize uzatarak, midesinin muhtev dalgalara terketti. Arkadan ses duyuyordu: — Hah hah yüz doğru hah hah.. * Avdetinde genç kız kend—l# bârit bir çehre ile karşıladı, yanına gelir gelmez: Ben ann müsaade ediniz. başına salona arasında orada Tenezzüh — vapuru Yalov, geldiği zaman onları bulami kendine görünmeden çıkmışlar! Avdette de yanlarında yolda sadüf ettikleri bir gurup ge kadınla genç erkek vardı. An ertesi gün öğle yemeğinde or gördü. Garsona terfbih etmiş k masalarını ayırmışlardı. Kendisine bârit bir selâm ver? ler.Mamafih yemekten sonra ot lin yazı odasında mektup yaz genç kıza Esat yaklaştı ve izd teklifini bile kabul edecek kad kendine yakınlık gösteren ! genç kızın ahvalindeki bu tebe' dülün manasını & — Aramızda bir izdivaç ! dedi, Allah göstermesin azizi! Sizin gibi bir genç kız refakat de iken köpeşteden denize gasy edecek kadar kendisini compor? bilmeyen bir insalf edebilirim.. ! yaptığınız şey maniere'sizliktir bizim mondeumuzda bu şeye © etmesini nasıl — izdivaç saade edilemez.. Genç adam önüne bak yazı odasından çıktı. Bu Esad hayatta ilk ve son macerası ordu:; * Bir buçuk senedenberi Şevki ile evlidirler. i buç aylık bir de oğulları var. E dünyanın en mes'ut kocasıdır * hayattaki saadetine sebe o deniz tutmasını takdis etmektedi da r. gidecela Diye yanından kalktı. Ve ki beraber değillermiş gibi t itti. Başı e alan zavallı Es esasen deniz tutmasından ©Ö herg — b Zafiyeti umumiye, iştihasızlık ve kuvvetsizlik halâtında büyük faide ve tesiri görülen: FOSFATLI SARK MALT HULÂSASI kullanınız.. Her eczanede satılır. Herkese Elverişli Bir Fır Moda Ağabey sokağı 23 No. lı üç katlı kâgir yedi oda, iki B* bir mutbah, bit küçük sandık odası ile küçük bir bahçe elektrik 1 su tesisatmı havi bir hane 5000 lira fiatla nısfı peşin ve diğer nıs? beş senede ödenmek üzere satılıktır. Def'aten vereceklere y ld' | iskonto yapılır. Şeraiti öğrenmek ve evi görmek istiyenler z K. 10. Şube müdürüne müracaatları. (ö2|

Bu sayıdan diğer sayfalar: