9 Ağustos 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

... ...- eei b l l di a eee eeei Su ve deniz hem temizlik, hem tpordur. Spor, sihhatin, sağlam: Vücutlü olmanın en emniyetli yardımcısıdır. Sinema yıldızları bütün bir kış mevsiminde çok Yorulurlar. Sinema stüdyoları kışın tehennem gibidir. Beyaz perdede güzelliklerine meftun olduğunuz yıldızlar stüdyolarda çok yorulur- | lar. Kazandıkları yüzbinlerce do- | lar burunlarından - fitil fitil gelir. | Fakat yaz mevsimi gelince _bütü_ıı yıldızlar, kadınlı ve.erkekli plâj- _ lara veya su şehirlerine dağılırlar. B Oralarda yalnız eğleneclerini dü- şünürler ve bütün yaz mevsimince kahkahalar arasında gamsız, ke- dersiz. günler geçirirler. Çünkü P önlerinde eziyetli geçecek, ııLı;)ıî:hı.ı'a ünler atac ara B ri):c l:;azıhevîimi vaî':h*r. Buradaki ğ — resimlere dikkatle bakınız heı zaman beyaz perdede ıeyrettlğınîz , ar, şimdi yaz mevsi- : :ızl;lı îıöııîîîtliğiîıden 3l'ml bol istifade ediyorlar. Size nasihatim olsun: Yazın sıcak ve ıli k günlerini daima deniz — * W”ç.—“." e ea A GA Sıhhat, Güzellik Bir Arada .w . İki G_encîn — v we we e v weW * e Yıldız Olmak istiyen — Macerası Sinema Yıldızlarının Tatil [ Günlerini Plâjlarda, Hatta Durgun Denizin İçinde Geçirmeleri Boş Değildir Yazın Sıcak Günlerini Deniz Kenarında Geçirmek, Sıhhat Ve Güzelliğin İcabıdır Sinema artisti olmak isteyen, kendisinde de bu kabiliyeti faz- lasile gören bir okuyucumuz bize gönderdiği bir mektupta, kendi- sine kolaylık gösterilmesinin müm- kün olup olmadığını soruyor. Bu okuyucumuz yalnız değildir, ya- nında bir de kız arkadaşı vardır. İki arkadaş istikballerini sinema yıldızı olarak temin etmek isti- yorlar. Bu istek sebepsiz değildir. Çünkü okuyucumuz çok genç iken müthiş bir maceranın kahra- manı olmuş, bunun tesirile de kendisinde — sinemaya — intisap etmek hevesi uyanmıştır. Kariimiz bu macerayı şöyle anlatıyor: “ — Harp içinde idi. Bulun- duğumuz kasaba harp cephesine çok yakındı ve biz bütün aile efradı cephede döğüşen asker- | lerimize candan yardımlar yapı- yor, onların yaralarını sarıyor, sularını temin ediyor ve hulâsa vatan için biz de onlar gibi dur- madan uğraşıyorduk. Günler geç- tikçe düşman bizim cepheyi sıkış- tırıyordu. Bir geldi ki kuv- vetlerimiz ikinci müdafaa hatla- rına çekildiler ve böylece düşman bize daha çok yakınlaşmış oldu. Kasaba boşalıyor, sivil halk daha gerilere gidiyordu. Biz birkaç aile ordumuza çok alıştığımız - için ordu ile beraber geri çekilmeye karar verdik ve askerlerimize yardımda devam ettik. Bir gün gizli yollardan cep- heye su ve sair şeyler götürü- yordum. Tam iki yamaç arasında ağaçlıklı bir yerden geçiyordum ki kulağıma acı bir genç kız sesi aksetti. Bir ağacı siper alarak sesin geldiği tarafa baktım. Man- zara müthişti. Üç düşman askeri bir genç kızı yarı çıplak bir va- ziyete getirmişler, çirkin hare- | kızdı. <—i — ketlerde bulunmak istiyorlardı. Kız ise ciddiyetle mukavemet ediyordu. Biraz dikkat edince genç kızı tamdım. Bizim komşu- muz olan ağır başlı temiz bir Bunu kurtarmak lâzımdı. O zaman tamam on beş yaşında idim. Yanımda bir tabancam var- dı. Tabancamı elime aldım. Ya- vaş yavaş, ağaçları siper alarak onların bulunduğu yere kadar geldim. Dikkat ettim. Askerlerin silâhları yoktu. Anlaşılan ileri siperlerden kaçmışlar, gizlice bu tarafa geçmişler ve bizim cephe- | ye öte beri götüren bu fedakâr kızı yakalamışlardı. Ben düşman | askerlerinden birine ansızın ateş ettim ve yere serdim. Bu ani vaziyet karşısında diğerleri şaşkı- na döndüler. Bu sefer silâhımı onlara da çevirdim. Fakat onlar derhal ellerini kaldırarak teslim oldular. Kızcağız kurtulmuştu Biraz sonra onlar önde genç kız ve ben arkada bizim kararg geldik ve esirlerimizi kumandana teslim ettik. İşte bu macera bizde o Za mandanberi artist olmak ve #i« nema yıldızı olarak şöhret kazan- mak hevesini uyandırdı. Bu heveş bugün ikimizde de en şiddı& raddesindedir. Bize bir yol göt- teriniz.,, Bu okuyucumuza şunları söy- liyeceğiz: İstanbulda İpek Filim stüdyosuna — ve Türk sineması sahibi halil Kâmil Beye tahriren müracaat etsinler. Şimdiki halde Türk artistler yalnız bu iki mü- essesede iş buluyorlar. Ümit ede- riz ki bu iki müessesedenbiri bu hevesli gençlere bir vazife vere- cektir. aa kenarlarında kahkahalar arasında geçirmeye çalışınız. a Yeni Filmler — — Alman Stüdyolarında Faaliyet Fazlalaştı Maruf rejisörlerden Gezafon Bolvari Almanyada Şopen isimli baştan başa güzel şarkılarla dolu bir filim çevirmiştir. Şimdi bu filmin Fransızca kopyesi hazır- lanmaktadır. Fransızcasında maruf erkek yıldızlardan Piyer Blanşar başlıca rolü temsil etmektedir. Yine bellibaşlı yıldızlardan Jan Serve, Lüsyen Lömarşan ve Janin Kriopen de mühim roller temsil etmektedirler, x Yine Alman stüdyolarında Lokvogel isimli filmin de Fransızca kopyesi hazırlanıyor. -Bu - filmin başlıca yıldızları Edvig Föyyer, Roje Kari, Hanri Bos ve Pier Labridir. * Alman stüdyolarında Fran- tızca ve Almanca olarak “ Uruç gecesi,, isimli yenl bir f'im çev- rilmekte olduğunu ha. — vermiş İdik. Yeni gelen haberlere göre bu filimde rol alan yıldızlar ara- tında şunlar da vardır: Dina KOBea. Jan dö Karol, Raul Marko, Piyer Piyerad ve Filip Rişar. « Güzel sesli Janet Makdo- hald önümüzdeki — mevsim içinde | şarkılı bir film çevirecektir. Karol Lombard'ın son resmi J Muharebe Sinema İle Tiyatro Çar- pışmıya Başladı Sesil filim iİcat edileli altı sene kadar oldu. Fakat o gün- * den bu güne kadar uzanıp gelen bir münakaşa vardır. Sinemanın günden güne ilerlemesi, şüphesiz ki tiyatroya çok ağır bir darbe indirdi. Bu yüzden birçok tiyatro- lar kapılarını kapadılar ve yahut sahnelerini beyaz perde ile örte- rek seyircilere sinema filimleri göstermiye başladılar. — Fakat iddia edildiğine göre tiyatro, çok yakın - bir istikbalde — sinemayı geçecek ve tiyatro 'seyircilerinin sayısı bugünkünden birkaç misli fazla olacak. Amerikan gazetelerinden bir kısmına jinanmak lâzım golirse, bilâkis sinemanın istikbali daha kuvvetlidir. Bu fikirde olanlar diyorlar ki: u.— Sesli sinema, tiyatro İhti- mühim bir ekseriyetle ı“ml a temin edebilir.,, Fakat zannımıza kalırsa- en doğru tahmin sinemanın ve tiyat- y birbirlerini mahvedemiye- : 'ekllndekl düşüncedir. Bu de olanlara göre sinema : ayrı aym birer ihti- ;:ç:î.atronu Zebıplı ikisinin de | yaşaması Vâzımdır. > dd AR aZ Filipinli iki genç sinema artisti: Bir kadın ve bir erkek artist beyaz perdenin objektifi darşısında

Bu sayıdan diğer sayfalar: