9 Ağustos 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| Siyaset Alemi oe irişlününgiB l e Inerikadan (hopup Gelen Sert Bir Cevap 'le Bundan bir kaç gün evvel İngil- 'Hîîde “*milli deniz haftası,, kutlula- €n meşhur İngiliz Amiralı Beatti manalı bir nutuk söyledi. Amiral Satti, İngiltere İmperatorluğunuu ola geniş ve birbirinden çok uzak © sahillerini korumak için haylı uud“ğunu. halbuki bugün böyle bir onanmı kuvvetinden İngilterenin ahrum olduğunu söyledi. Miral son söz olarak şunu da ilâ- h?r &tmekten çekinmedi: “— Kuvvetli n _donanmaya sahip olmamız için n'_l silâhlarının tahdidi hakkındaki hî:""gton ve Londra müahedelâörini Malıyız, , *üzeB-u şiddetli sözler, bahri devletler en”"de yaman bir tesir icra etmek- Uzak kalamazdı ve nitekim kala- | Fadı. Bu cümleden olarak “ Niyork ş Srald tribün ,, gazetesi, İngiliz ami- :“ şŞu cevabı veriyor. DN Bu sözler, pek manidardır. Şayet 3 (Sözler, kuvvetli bir donanmaya | ü:P olmıya taraftar olan bir grupun Tn aleaları olmayıp İngiltere hüküme- iadn ta!iîp etmek İstediği siyasetin ş d“'l ise, herhangl bir muahedename $ eniz silâhlarının tahdidi ümitlerinö & etmek lâzım geliyor, demektir. l!rinin Sonu olur. “ğer Amiral Beattinin noktai naza- Ötıl'be çalacak olursa bu yüzden tiden hudutsuz bir silâhlanma yarışı Iyacak ve bu da cihan için bir et olacaktir.,, Amerikan gazetesinin gu tehditli Ukabelesi de amiralın sözleri gibi 3ylı şiddelti ve manalıdır. y udilerin Kavgası tzairde Yahudi Sarraflar- an Bir Kısımı Öldürüldü 'cepnri;_ 8 (ÂA. A.) — Dündenberi Zairde Kostantin şehri örfi idare :Lt"'dldır. Müslüman ve yahudiler tsında fevkalâde heyecan vardır. K irde intizamı kıtaat muhafaza ve İn etmektedir. Salâhiyettar men- #rdan — verilen haberlere — göre, :nlerin sayısı 27 dir. Bunlardan l bara ikraz eden yahudilerdir. Omanyada Buğday Fiatl g, Ükreş 8 (A.A.) — Hükümet, çift- Ya (© yardım için buğday fiatını dün- üy, YOsasına nazaran yüzde ( 25 ) — Üvetli bir donanmaya ihtiyacı bu- | da Vaşington ve Londra muahede- üslümanlar Ve Ya. Iilternin Müdafaası İçin Yeni Gayretler Londra, 8 (A.A.) — İmparatorluk müdafaa komitesi nezdindeki kabine mümessili Sir Moris Hankey- Avustu- ralyaya gitmek üzere cuma günü Lon- dradan hareket şdecektir. 1 Sir Hankey İmparatorluğu teşkil eden muhtelif hükümetlerin merkezine gidecek ve dominyonların mümeesil- leri ile İmparatorluğun müdafaasına müteallik mühim meseleleri müzakere decektir. . 4 eğ:bıh gazeteleri bu hâdiseye el- rarlı mahiyet vermektedirler. Avusturyada Mahkeme Bir Ölüm Kararı Daha Verdi Viyana, 8 (A. A.) — M. Dolfüsü öldür::lerin suç ortaklarından Ernat Fayke, idama mahküm olmuştur. Viyana, 8 (A. A.) — Fon Papenin Almanyanın Viyana elçiliğine tayinini Avusturya hükümeti kabul etmiştir. * Viyana, 8 (A. A.) — Madam Dol- füse tazminat verilecek, çocul_ılırımn istikballeri de temin edilecektir. * Viyana, 8 (A. A.) — Alman radyo istasyonlarının dün tekrar Avustuya aleyhinde faaliyete geçtikleri görül- müştür. Deniz Meanevrası M. Musolini İtalya Do- nanmasını Teftiş Etti Gaeta, ( İtalyada ) 8 — Başvekil M. Musolini İtalya donanmasının 40 gemiden mürekkep birinci ve ikinci filolarının manevralarında hazır bu- lunmuş, sonra filoları teftiş etmiştir. Hindistan Bile Hava Kuv- vetlerini Çoğaltıyor Simla, 8 (A. A.) — Hindistan hü- kümeti, Hint sivil hava filolarını art- tırmak için 675.000 İngiliz lirası tah- sis etmiye karar verdiği dün teşrli meclise bildirilmiştir. Hindistanda Bir Kargaşalık Kalküta, 8 (A. A.) — Bir bayrama iştirak eden müsellâh 150 müslüman bir polis karakoluna hücum etmiş, binayı — tahrip — ederek karakolda bulunan 8 polisi yaralamışlaraır. Mevsimsiz Bir Haber Londra, 8 (A. A.) — Almânya, Sövyet Rusya ve diğer bir çok deniz devletlerinin 1935 deniz konferansına iştirak edeceğine dair çıkan haberler |Alman ması Mümkün OlacakMı? . KA & Franbiz la- Berlin Gazeteleri Fransanın Hare- ketinden Çok Memnun Oldular Fon Rayşnav isminde bir Alman Jeneralinin bir Fransız gazeteşine ver- diği beyanatı okudunuz, Alman Har- biye Vazırı ve Başkumandanı Jeneral Fon Blomberg'in büro şefi ve sağ kolu olan Jeneral Rayşnav hülâsatan diyordu ki: “— Bir Fransız - Alman it- tifakı bütün dünyaya hükmedebilir.,, Bu sözler sadece, düne kadar biribirle- Finin gölgesine kurşun sıkan Alman- ya ve Fransayı değil, fakat bütün dünya — siyasetini —alâkadar ettiği için çok mühimdir. Diğer taraftan Alman gazeteleri de son güıılerdı Fransa lehinde okşayıcı yazılar yazı« yorlar. Bunlara bakarak bir Alman- Fransız dostluk anlaşmasına doğru gidildiğine hükmedebiliriz. Bilhassa şu son telgraf bizim bu hükmümüzü takviye etmektedir: Berlin, 8 (A. A.) — Bütün gaze- teler, Mareşal Hindenburg'un cenaze merasiminden bahsetmekte ve bir- çokları Fransız efkârı umumiyesinin gösterdiği alâkayı ve rösmt Fransız mümessillerinin merasime iştirakini kaydetmektedir. Fransa Harbiye Na- zırı Mareşal Petenin Pariste yapılan dini merasimde hazır bulunuşu, gayet Jeneral Fon Rayıııı; İyi bir tesir bırakmıştır. Almanyada Bir Haber Üzerine Birçok Kimseler Tevkif Edildi Berlin, 8 (A.A.) — Alman gençlik teşkilâtı reisi M. Fon Şirah hakkın- daki yeldn haberleri işaa ettikleri için birçok kimseler tevkif edilmiştir. Fon Şirah elân M. Hitlerin itimadını mu- hafaza etmektedir. N Berlin, 8 (A.A.) — Milli sosyalist eski muharipler cemiyeti, bütün aza- sını 19 ağustos reyi âmında M. Hitler de devlet reisi ve başvekil salâhiyet- lerini birleştiren kanunu tasvibe davet etmektedir. Alman Talebesi Bulgaristanda Berlin, 8 (A. A.) — Alman tale« be birliği bu ay içinde Bulgaristana bir talebe seyahati tertip etmiştir. Büyük Bir Yangın Singapur, 8 (A. A.) — Binlerce kişi, şehrin yerli mahallelerinden bi- rinde çıkan ve el'an devam eden bir bir yangın neticesinde yersiz ve yurt- suz kalmıştır. Gizli İ sler Amerikada Esrarengiz Bir Mesele Tahkik Ediliyor Los Anjeles, 8 (A.A.) — Eski bah- riye askerlerinden — Virjil isminde birisi. “Gümüş gömlekliler,, — isimli faşlst teşekkülünün hükümet âleyhin- | deki hareketleri hakkında ifade ver- miştir. Bu adam, hükümet depoların- dan çalınacak her silâh için kendisine para verileceği vadind& bulunduğunu söylemiştir. Çinde Komlnistlik Honkong 8 (A.A.) — Çin komü- nistlerinin Fuşov şehrine yaklaştıkları şaylası Üüzerine ecnebiler telâşa düş- müşler, fakat limandaki İnğgiliz tor- pitosu kumandanı bunların komünsti olmayıp dağınık yağmacılar olduğunu söylemiştir. Bununla beraber vaziyetin korkulu ve karanlık olduğunu ilâva etmiştlir, e —a — zt gararn aL t & Kİ a Okuyucularıma Cevaplarım Ankara'da Sami Beyet Sizin hatanız, tam yedi sene evvel — başlıyor. Eğer o zaman yalnış hareket edip te kızın ana- sını babasını gücendirmese idiniz, bugünkü — müşkülât — karşısında kalmazdınız. Mamafih, süküneti- nizi muhafaza (fediniz. Kız sizi sevip İstedikten sonra vaziyet içinden çıkılamıyacak derecede karışık — sayılmaz, — yapacağınız yegâne hareket, kızın valdesini ikna etmektir, eğer bunu yapa- mazsanız, başka çareyi o zaman "öşünürüz,. Ğ z ; Silivride Kenan Beyet Yirmi yaşında, oldukça yakı- şıklı bir gencsiniz. Zengin bir ailenin kızile tanıştınız ve seviş- tiniz.. Bu vaziyetten ailesi de memnun. Birçok — kızlardan da talipleriniz var. Bunların arasın- da muvazenenizi muhafaza ede- miyorsunuz. Talihin size mukad- der ettiği yüksek bir istikbal ümidini — ayaklarınızın — altında çiğniyorsunuz... değil mi? bunun mes'ulli doğrudan doğruya kendi- nizsiniz. Yaptığınız yanlış — hare- ket, bir alilenin bütün şeref va haysiyetini sarsabilir. Bunun için asilâne bir feragat göstererek bu işten çekilmeli, o muhiti terket- melisiniz. gösterdiğiniz Üç fikir- den en eslemi budur. 4 Kuş adasında Ayten Hanıma! Mukadderatınıza — razı olup Babretmekten başka çare yoktur. Zevcinize acıyınız. * Eskişehirde Mehmet Beya: Eski zamanlarda, görmeden, tanışmadan görücü vasıtasile ya- pıilan evlenmeler bazan saadet temin etmezdi, fakat yeni zaman- larda görüşülerek, tanışılarak ya- pilan izdivaçların mutlaka saadet getirdiği iddia edilebilir mi? Yapılacak şeyi yapmışsınız. Bunun haricinde ihtiyar edilecek bir yol yoktur. HANIMTEYZE mevsimsizdir. — — M. n ü ; illi Ve edebi tefrika 76 î GüıMüdlro Aziz, bakışımı gördü. erek yüzümü öptü, ben de ltl.ıı-b ş 5pm::hk koyun gözlerile onu Yüsünde Peygamber nuru gü- lümsiyen metin yürekli hılmıştı. Rıhtimda beni Sicl er de oldu Nesrin. T n 4 aa ahta bacak- h doktor baba, karısı İle küçük thanı yollamıştı. - Kenarda, uzak bir yerde de .'_"il elbiseli, asker bakışlı, asker :üzlu Binbaşı Memduh, sokulma- ân, konuşmadan üzerime diktigi f:z*erle beraber, gideceğim yer- . * aşkını, dövüşen yeğitlere se- ahi yollayordu. Ğ iİr gün uzak, yabancı bir L_P?a_ktan ben yine bir vapura tu—m'şüm- Yanımda kocam, ço- kadın ya- taş Varı , vatana dönmek sevinci Sedi | tiyj '.ta“b“İ minafelerini pembe tüm * Sardığı 1 Mayıs 1920 ak- ' Büverte — parmaklığından Mebrure Sami ı ÇÖL GİBİ “m, içimde de harbin yasına | A ge $ yaşlı gözlerle, etrafıma kimsesiz- liğime bakarken, elimde sıkı sıkı tuttuğum Müdire Azizin küçük zarfı, içinde de “Anan, çocuğun, herşeyin artık bu olacak! Sözü ile verdiği alnımın yazısı, beyaz üstüne işlenmiş, kan rengindeki Hilâl vardı, Nesrin. ş. Ömrümün bu ikinci ve bam- başka ötekine hiçbir benzerliği olmıyan yolculuğunu hep kama- ramda geçirdim. Güverteye çık- mak, başka bir vupuru hatırlata- cak şeyleri görmek istemiyordum. Radosa kadar da, oradaki aktar- madan sonra da ben hep sıcak, havasız, bunaltı verici küçük, bir- birinin eşi kamaralarımda otur- dum, Vapur AÂntalyanın açıklarında demirlemişti. Yanaşacak ne rıh- tım, ne iskele vardı. Güverteye çıkıp ilk defa, orada, etrafıma bakındım. Portakal bahçelerinin kokusu- nu, tâ denize kadar üfleyen yem- yeşil evleri set set, ilk bakışta kendini sevdiren bir yerdi burası. Etraftaki kayalıklardan köpüre köpüre, elmas pırıltılı çağlıyanlar taşıyordu. _ Sıcağı İstanbulun — yazından evvel gören bu memleketi, ben güneşli bir günde, kayalıklarından akan pıril piril suları, tepeler- deki çamları, çınarları, portakal, sebze bahçeleri ile, ta uzaktan kokusumu içime çekerek gördüm ve çıktığım gurbet yolunun bu ilk durak yerini daha güverteden sevdim, benimıedim-_ Biraz sonra, kucağımda bavu- lumla, bir sandala binmiş, tahta bir iskeleden, toprağına ayağımı | basıyordum. Antalyayı, dura kadar İtalyanlar işgal et- mişti. Yalnız netdense, Milli kuv- vetlere - engel olmamak, hattâ yardım eder gibi görünmek siya- setini tutmuşlardı. Daha iskeleye çikalr çlkml:'îi irkaç İtalyan zabi ::::: baîıı:u'b';r yere götürdüler, kâğıtlarıma ' baktılar, ımeîıpsziıi kendi Hükümetinizin sına teslim edeceğiz, dediler. o zamanlar, Bur- zabıta | bir adam kattılar. Ğ.nî:mnğî, yoldan, bir park kenarından geçtik, — büyük başlarını | ahşap bir binaya girdik. Umumi harp sonlarınin 57 inci fırkası, İzmire Yunan çizmesi ba- salı beri, milli kuvvetlerle birleş- miş, Antalyaya merkezini kur- muştu. Karargâh Nazillide, harp cephesi de Menderes cıvarında idi. Hilâliahmerin sıhht imdat he- yeti, Nazillide teşekkül — etmişti. Ben evvelâ Denizliye, sonra da Nezilliye gidecektim. Adını pek bilmediğim o bü- yük ahşap binanın ikinci katında bir odaya girdim. Pos bıyıklı or- ta yaşlı bir zabite gayemi anlat- tım, Binbaşı Memduhun mektup- larından birini verdim. Adamcağız yüzüme bakmıya sıkılarak, gözlerini kaçıra kaçıra, bazı şeyler sordu. Doğruca De- nizliye gitmemi kararlaştırdı. Yol hakkında tavsiyelerde bulundu, bir kâğıt da yazdı elime verdi: — Haydi bakalım, uğurlu ol- sun. Orada çok işe yararsınız, güle güle, dedi. Ne yapacağımı daha iyice an- lamamıştım bile. Geldiğim yerin de, gideceğim yerin de yabancısı idim. Galiba halime acımış olacak ki, ben kapıdan çıkarken, geri çağırdı: — Daha pek girgin değilsiniz hanım kızım, görüyorum, Onun için siz şimdi bir otele gidin, bir kaç saat dinlenin. Ben size ra- hatça bir yaylı buldururum. Hem öyle her arabacıya da güvenilmez. Yol uzun... Siz de ne ise, ben münasibine bakarım. Bir kaç saat sonra gelin, işiniz oldu demektir. Hilâliahmer hemşirelerine yardım etmek de askeri bir vazife sayılır. Haydi bakalım, dedi. Babacan, cana yakın bir adam- dı. Ne apületi, ne şeridi vardı. Ceketi ile sivil, pantolonu ile de askerdi. Güneşte yanmiş, yağız bir yüzü, gözlerine kadar düşen gür kaşları, cigara zifiri ile orta- ları sararmış pos bıyıkları vardı. Masanın üzerinde, geniş tepeli, kocaman, deri bir kalpak duru- yordu. Ben teşekkür edip çıkarken, aklına yine bir şey geldi: — Yanınızda tabit, silâhınız filân da yoktur değil mi? Size ne olur ne olmaz, bir de tabanca veririm ben... Kullanmasını bilir misiniz? Buralara kadar kalkıp geldiğinize göre, binbaşı beyin yazdıklarına da bakılırsa, her halde cesur bir kadın olsanız gerektir. Neden bilmem, utandım: ( Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: