16 Ağustos 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

16 Ağustos 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

GAS A LA 5. Hür aa İMlebilekat Monsarası Umurbeyde Son Posta Lüpseki (Hususi) — Umur Bey mevkil coğrafisi itibarile çok şirin bir nahiye merkezidir. Şathı ba- hirden tahminen yüz elli metre yüksekliğinde bulunan ve dört yüz baneden ibaret olan bu nabiyenin havaşı, suyu, manzarası fevkal- âdedir. Vaktile yerli ahaliye iltihak eden Plevne, Şumnu. Razgat mu- hacirlerinden mürekkep olan na- hiye halkı meyanında Dedeağaç ve Ferecik muhaciri de vardır. Bağcılık ve bahçecilikle iştigal ederler. Sebze bahçelerinden ç- kan mahsulü Çanakkaleye sevk- | etmektedirler. Nahiyenin Amasya, Karasakız, | Dikenli üzümleri meşhurdur. Bun- lar sofra üzümüdür. Başkaca şıra- hk ve şaraplık üzümleri vardır. Bazıları fazla üzümlerinden şarap yapmakta ve harice tedir. Üzümler kemale geldiği wakit buranın zevkine doyum ol- maz. Üzüm mevsimi aylarca de- vam eder ve halkın başlıca tenez- züh yeri bağlarıdır. Nahiyenin - güzel bir çarşısı vardır. Ön Üçü bakkal ve mani- faturacı, altısı kahvehane, üçü fırın, ikisi perukâr, ikisi papuççu, biri kunduracı ve biri de tenekeci olmak Üzere yirmi sekiz esmafı mevcuttur. Büyücek bir şarap imalâthanesi ile bir de kolonyacı vardır. Na- hiye ahalisi maarife dahi çok meraklıdır. Yayrusunu mektebe göndermeyen aile yoktur. Mektep binası eskiden bir medrese imiş. Asri bir tadilât yapılarak tedri- sata elverişli güzel bir hale ifrağ edilmiştir. Beş dershaneli olan bu mek- tebe devam eden talebenin adedi 197 dir. Nahiyenin mer'ası da güzeldir. | Sahildeki çayırlarında otlar tuz- luca - olduğundan manda hayvanatının semizlenme- sine yardım etmektedir. Bir sene mukaddem teşekkül eden Gençler Birliği, bir bina temin eylemiştir. Birliğin mev- du 38 kişidir. Fa'al -| a SEELA A Ba nnt | laycı oğlu Kadir Efendiler idare Timlerdir. — Reisleri — başmuâllim İsmail Beydir. Birlik binasında halka ziraat ve bağcılık hakkında muallimler tarafından münavebe ile konferanslar verilmekte, yeni ölçüler hakkında nahiye ahalisi tenvir edilmektedir. Ahalinin — Ziraat Bankasına borçları yoktur. Mali vaziyetleri çok iyidir, Kendi idarelerini temin edecek kadar ziraat dahi yap- maktadırlar. Nahiyenin köyden köye ve Çanakkaleye olan yolları da ol dukça iyidir. Kış ve yaz, Çanak- kale ile alâkaları * kesilmez. Her gün gelip giden bulunur. Nahiye gerçi Lüpsekiye bağ- hdır. Lâkin halkın muamelesi hep Çanakkale iledir. vilâyet merkezine — dört saatte yarılmaktadır. — H. Ş. Adapazarında Sergi Adapazar, ( Hususi ) — Hab- | kevi salonlarında İstiklâl Biçki ve | Dikiş Yurdu tarafından bir sergi açılmır. Sergi oldukça zengin ve takdire değer bir haldedir. Yur- dun 15 talebesi vardır. Bu sene yedi hanım kız mezun olmaktadır. Yurda tekrar talebe kayıt ve kabul olunacaktır. Kalabalık bir halk kütlesi geceyarısına kadar sergiyi gezmekte ve Yurdun açmış olduğu hususi deftere takdirkâr cümleler yazmaktadırlar. sevketmek- | karasığır — ve | Yayan olarak | Kalkan Nahiyesi imar Edi- liyor Ve Ağaçlandırılıyor Kaş (Husu- si) — Kalkan nahiyesi 17 köy- den ibarettir. Bu nahiyenin arazisi — dağlık, taşlık, fakat bir- çok yerleri mün- bit ve mahsul- dardır. Geniş sahası- nın bir ucu E- malı, diğer ucu Fethiyeye kadar uzanır. Güzel ve lâtif manzaraları vardır. Toprak- ları eski zaman- ların kıymetli eserleri ile doludur. İhracatını kereste, kömür, pa- Tamut, pekmez, Üzüm teşkil eder. Şimdilik az miktarda pirinç ihra- | catı da yapılmaktadır. Nahiye Ilıgara, diğer ismi Kalamakidir. Umumuna Kalkan nahiyesi denir. Sahil boyu 50 - 60 metre yük- seklikte olup bu yüksekliklerde evler vardır. Bir tehlikenin önüne geçilebilmek için kasabanın deniz kenarları tamamen surlarla çev- relenmiştir. | milletlerin merkezinin bir İsmi | Kalkan ve Kaş gençleri bir arada Kalkanın içtimai hayatı çok iyidir. Halk biribirini çok se- verler. Kalkan, eski devirlerde büyük payıtahtı — olmuştur. Kalamakinin düşman tarafından muhasarası sırasında bir kruvazör tarafından top ateşi yapılmış, siperlerde yatan Mehmetçiklerden haberi olmıyan düşman neferleri karaya ayak — basmışlarsa da üzerlerine ateş edilerek defedil- mişlerdir. Ayni zamanda yüksek bir tepe Üzerine çıkıp etrafı tarassat etmekte iken kruvazörün amnirali bir Türk kurşunu ile yuvar- lanmıştır. Kalamaki şim- diye kadar viran kalmıştır. Maa- mafih memleket bu sıralarda İmar edilmektedir. Fakat mamur bir belde olduğu günlere daha çok , zaman vardır. Burada ağaç yok gibidir. Ka- saba dahilinde ancak 10 ağaç bulunabilir. Fakat halk bu ihti- yacı hissetmiş ve senelerce evvel bu ihtiyacı işe atılarak memle- kette bir park yapılmış ve ağaç- ların çoğaltılmasına başlanmıştır. Nahiye merkezinde 50 ye ya- kın cadde mevcuttur. Bunların 12 sİ uzun ve muntazam bir haldedir. Birkaç sene evvel lâğvedilen belediye bir rıhtım inşasına mu- vaffak olmuştur. Maamafih köy heyeti şimdi bir belediye kadar faaliyet gösteriyor. « Akhisarda Tütüncüleri Korumak İçin Faydalı Bir Teşekkül Vücuda Getirildi Akhisar, (Hususi) — Tütüncü- | ler bankasının himayesinde bir * tütün alım satım kooperatifi ,, teşekkül etmiştir. Bu teşekkülün idare ve mürakabe heyeti intihabi yapılmış ve eksperler seçilmiştir. İntihabat neticesinde: Banka müdürü Halil Hilmi, Şâtır zade Azmi, Selim zade Selman, Behçet zade Mehmet, Ali Refik Beylerle Murat ve ka- heyeti azalığına ve Belediye Reisi Nüzhet, Musa zade Riza Beyler mürakabe heyeti azalığına, mâruf tütüncülerimizden Manisalı Rama- zan, Mes'ut, Şehirli zade Ali Kemal Beyler de eksperliğe seçil- mişlerdir. İntihap akibinde heyet tarafından büyüklere tazim tel- grafları çekilmiştir. Kooperatifin şimdilik seksen küsur ortağı mevcuttur. Sermayesi teşkil ve tezyit için takip edilek presip; tütün satımlarında ortak- lardan tütünün Beher kilosunda bir kuruş alınmasından ibaret ola- cak, bu da kooperâtifin gayelerini istihsale kâfi gelecektir. Kooperatifin en büyük faali- yeti tütün satımı zamanında baş- | göstereceğinden şimdiden lüzumlu tedbirler alınmakta ve zürraı ko- ruma hususuna fazla ehemmiyet verilmektedir. ğ Kızılcahamam Kaymakamlığı Kızılcahamam (Hususi) — Kay- | makam Neş'et Bey terfian İzmir Vilâyeti idare heyeti azalığına tayin edilmiştir.. Mumaileyh yeni vazifesine başlamak Üzere kaza- mızdan ayrılmıştır. Yeni kayma- kamımız sabık Ankara Polis Müdürü Dilâver Bey de gelmiş, vazifesine başlamıştır. Uzunköprüde Büyük Bir Sünnet Düğünü Yapıldı Uzunköprüde sünnat ettirilen çocuklar ve düğüm sahasından küçlük bir köşe Uzunköprü, (Hususi) — Daha geçen şubat ayında kurulan Halk- evi köycülü şubesi takdire değer bir faaliyet göstermektedir. Her hafta da köyler dolaşılarak köy- lünün fikri inkişafına hizmet edil- mekte, Sıhhi öğütler, muayeneler ve tedaviler yapılmaktadır. En son olarak ta blüyük bir sünnet düğününde pehlivan gü- reşleri, at koşusu da yapılmıştır. Düğün meydanı olan spor sahası köylülerle dolmuş, senelerdenberi böyle büyük bir düğün görmemiş olan bütün köylüler düğüne gel- mişlerdi. Halkevi tarafından giy- dirilen 199 fakir çocuk 3 çadırda 3 çadırda, 3 sünnetçi tarafından bir buçuk saatte sünnet edilerek yataklarına yarılmışlardır, 200 ra- kami doldurmak İçin Halkevi reisi Ali Beyin beş yaşındaki oğlu da sünnet ettirilmiş ve diğer arkadaş- larının karyolasında bir yere yer- leştirilivermiştir. Fakir köylü ço- cukları Halkevi reisinin çocuğu- nun da kendi aralarında ve kendi saflarında olmasından çok müte- hassis olmuşlardır. Sınıf farkının kaldırılmış olduğunun en güzel bir nümünesi olan bu hâdise köylü- leri de sevindirmiştir. Çocuklara çorba, pilâv, zerde ve börek verilmiş, ana ve baba- ları da iki gün beslenmiştir. Edir- ne Halkevi tarafından da çocuk- lara badem ezmesi ikram edildi. Kızılcahamamda Bir - Kız Kaçırma Vak'ası Kızılcahamam (Hususi) — Sa- lın köyünde Hüseyin kızı Kâmile Eldelik civarında tarlada ot biç- mekte iken köylerinden Ahmet oğlu Hasan ile arkadaşı Hüseyin oğlu İsmail cebren alarak Çer- keşin armut köyüne götürmüşler. Kız bu gençlerle — mücadelede muvaffak —olmuş, fakat onlar kızı yine bırakmamışlardır. Ak- ortalık karardıktan sonra rı:tıknr beraberlerine alarak yine civardaki — Çerkeşe bağlı Yonca köyüne — gelmişler — ve kızı Mehmet — oğlu Haver is- inde — birisine teslim ederek alinde halasının evine iade et- mekten başka çare bulamamışlar- dır. Vaki olan şikâyet üzerine jandarma — mütecasirleri yakala- mıştır. Tarihi Fıkra (Mikroğrafi - Megaloğrafi ! Mikroğrafi, bir san'at olmaktan ziyade bir cinnettir. Asırlardan beri şarklı, garplı birçok adam- lar pirinç üzerine, buğday üzerine, yaprak — üzerine yazı yazmaya özenirler. Bir nohut üzerine bir şehrin haritasını çizmiş olmak iddiasında bulunanlar bile görü- müştür. Umumi harpten ve hele umumi buhrandan beri bu sivri akıllıların — gazetelerde — isimleri görülmüyordu. Son günlerde M. Sufr adlı bir Romanyalının eski ananeyi ihyaya çalıştığını işittim. Bu zat tek bir buğday tenesi Üzerine — Peygamber — Davudun mezamirinden bir sureyi sıkıştır- miş ve bü süre (391) harften mürekkep bulunuyormuş!. Harunürreşidin bir çuvaldız deliğinden — yüz iğne — geçiren san'atkâra ilkin yüz sopa attır- dığı ve sonra yüz altın verdiği meşhurdur. Ona, hem mükâfat, hem mücazat yapmasındaki sebebi soranlar şu cevabı almışlardı: — Zekâsını faydasız bir işe sarfettiği —için herifi dövdüm, gösterdiği hüner için de para verdim! Fakat ben mösyö Sufr'un buğday tanesine 391 harf sığdır- dığını — işitince yalnız bu fıkrayı hatırlamadım, bizim diyarımızda pek revaçlı bir sa'nat haline gelen megaloğrafiyi -düşündüm. Malüm olduğu üzere mikroğrafi usulile — yazılan — şeyler -bütün iddialara rağmen- okunamaz. Bir prinç Üzerine sığdırılan bin keli- melin makaleyi okuyacak göz kimde bulunur ki?.. Lâkin mega- loğrafi, yani en büyük harflerle yazı yazmak usulüne uygun olan bizdeki kitap neşriyatı da netice itibarile mikroğrafiyi andırıyor. O buğdaylar, — prinçler, — nobutlar üstündeki mini mini yazılar nasıl okunmuyor sa bizim sekiz, on, on iki ve on altı punto İle yazılı şirlerimiz, ilmi müsahabelerimiz, tarihi tahlillerimiz, edebi makale- lerimiz de öylece okunamıyor. Bunda belki fikrin, hissin mev- zuun yavanlığı da — müessirdir. Bununla beraber netice birdir, Mikroğrafi ve megaloğrafi aynl seviyededir. Yirminci asrın gözü, boş kelimeden ziyade hoş gıdaya meclüp, San'atkârların eserlerini kâğıt helvası veya ekmek Üzerine yazmaları daha faydalı olur!.. M. T Dörtyolda Bu Sene Portakal Mahsulü Geçen Senelerden Daha İyi Dörtyol, (Hususi) — Bu sene portakal mahsulü geçen seneye nisbetle çok iyidir. Kasaba hari- cinde birçok mahallerde yeniden portakal bahçeleri — yapılmakta ve bu suüretle şehir büyümektedir. Belediye Dörtyolun imarı hu- susunda ciddi mesal sarfetmekte- dir. Park, havuz, gazino, otel, asri mezbaha, hal gibi birçok faydalı şeyler yapılmıştır. Standard kumpanyası da is- tasyonda bir benzin deposu tesisi için belediyeye müracaat etmiştir. Eğer buna müsaade edilirse bu- rası bir kat daha ehemmiyet kespedecek ve şark için benzin ithal merkezi burası olacaktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: