l Devlet İTdaresinde Merkeziget Bir müddetten beri İspınyı yine siyasi rahatsızlığa düştü. Madrit mer- kez hükümeti ile kısmi bir muhtari- yeti haiz bulunan ve merkezi Barselon olan Katalonya arasında anlaşama- mazlık var. Katalonyayı teşkil eden Belediyeler, mevcut mevzuat hilâfına ve kanuna mugayir bir surette — inti- habat yapıyorlar. Madrit hükümeti bu İntihabatı tantrmamakla beraber Bilbao :İhi ba_zı şehirlerdö intıhap edilen eyetleri ve Belediye reislerini tevkif ettirmektedir. Bu İihtilâfın — sebebi |ud_ur: İspanyol tÜmhuriyeti — teşekkül ettiği zaman, hükümdarlık aleyhinde çalışan cümhuriyetçi erkân, Katalon- yalıların müzaheretini kazanmak için Katalonyaya en geniş manada —muh- tariyet vermeyi vadetmişlerdi. Hüküm- dar devrilip te cümhuriyet kurulduktan sonra farzla düşünmeden yapılmış olan bu vandi yerine getirmekteki müşkül- ler kendini göstermiye başladı. Katalonya ile Madrit —arasında ihtilâf zuhürü ve bu ihtilâfların müzminleşmesi artık tabit bir şey oldu. Bu hal devlet idaresindeki sıkı Merkeziyetçiliğin faydalarını Madrit bükümetine —bir defa —daha gös- terip ispat —etti iso de İş İşten geçmiş bulundu. Bir ihtiyaç ifadesl olmadıkça — mintakavi — istiklâl — ve | Muhtariyetlerin ne derace zararlı olabileceğini gösterdi. Ben, İspanyanın İçine düştüğü bu anarşi hakkında ne zaman yeni bir şey Öğrensem, daima Şu vak'ayı hatirlarım : Fransız nöfie san'atler müsteşarlığı, vazifesile mütenasip nefis bir binada yerleşmiş bulunmaktadır. Fakat ne zaman bu bina temiz görünse camları rıın.t:i.;tlşlgıa" temizlense bina kir- Binanın t::ınîzl.i;:"b:ı:;î:: i bizzat müsteşarlık bütçesine, camların par- lâtılması da Maliye Nözar&tine ai Ayrı ayrı bütçe f’ı':ıllınımlı:hı:uwı: tâbi olan bu binada, umumi tğınizliğ—i üyni zamana Gtesadüf ettirmek, işte tuııdın dolayı, mümkün olmazmış. panyanın içine düştüğü anarşi İçin ne güzel bir misal değil mi? İ Süreyya Demokrasi Davası Londra, 18(A.A.) — Amerikanın tıki hariciye nazırı M Stimson bir Makalesinde demokrsinin ölmiyece- | İni, gahst İdarelerin yavaş yavaş Zeval bulacağını veya cebren ortadan kılkıcığıııı söylemektedir. Milli ve edebi tefrika 86 Mebrure Umumi afların türlü şekilleri | 'lllatılıyor. Ümitleri, sevinçleri Söndürmeye —uğraşan — haberler tıkıyor: “ Verilen ceza hükümle- rinin bilmem kaçta birini çekme- miş —olanları çıkarmazlarmış! ,, deniliyor. Sonra yine Elmas geliyor: — Çıkarmasalar bile, o vakit de cezalarının yarısından çoğunu affederlermiş... Allah yüreklerine ilham versin. Yüzümüzü güldür- sün... Kız Fatma, en baş duan artık bu olsun! Diyor. Etekleri düşük, terlikleri pat- lak 18 seneya mahküm olmuş bu kadına bakıyorum. — Hapishane meydancılığı artık onun mesleği, azanç yolu olmuş. Belki affı umum; İle cezası tükense bile, o yine bu duvarlardan, bu yerlerden ayrıl- Mıyacak! Amma böyle olduğu halde de, kurtulmak istiyor. Kendi dileği ile burada yine . kalacak amma, içinde, çıkabilmek, arlarda, — «ötelerde» yürüyüp dolaşabilmek İmkânının - o varlı- Yine Stratosfere Seyahat Ediyorlar Hur (Belçika), 18 — Profesör Pikar ile ilk defa olarak Stratosfere çıkan M. Makas Kozins yeni bir Stratosfer balonile havalanmıştır. Balon saniyede 40 kilometre süratle esen bir rüzgârın tesirile Bavyera istikametine git- mektedir. Hava müzaittir. M. Kozins havadaki elektrikli müvellidülhumu- zayı yani (ozon ) denilen maddeyi tetkik edecek 1e kosmik şualarını biribirinder ayırmıya çalışacaktır. Bu uçuşun dünya yükseklik rekorunu kırmak işile alâkası yoktur, yalnız fenni tetkikat içindir. Roma, 18 (A. A.) — Akademi azasından Jeneral Krokko bir maka- lesinde, tayyarelerin de Stratosfer tabakaları arasında uçmaları İmkânını izah etmiş, tayyareciliğin fenni, askeri ve ticari gayelerinin biribirinden ayrılması lâzimgeldiğini söylemiştir. Jeneral, Stratosfer tetkiklerinin askeri faydalar verebilmesi için bunun tay- yarelerle yapılmasını, çünkü yüksek İrtifaların harpte gözönünde tutulacak en ehemmiyetli bir mesele olduğunu anlatmıştır. İtalyan Manevraları Avusturya Başvekili De Hazır Bulunacak Roma, 18 ( A.A ) — Manevralarda bulunacak kıt'alar, bazı mıntakalarda toplanıyorlar. 1904 - 1908 — sınıflarının talim ve terbiyeleri bitirilmiştir. * Roma, 18 (ALÂA) -— Ylanevralar ssnasında İtalya ve Avusturya Başve- killerinin —mülâlk olacakları haber veriliyor. Görüşmenin yeri henüz belli değildir. Havas jansına göre bu mülâkat Floransa şehrinde yapıla- caktır. Avusturya lehinde derpiş edilecek tedbirlerin beynelmilel mahîyetl:'e ola- cağı. ın];aalmaktıdu'. ' Buna = geniş — diplomatik görüşmelere bir mukaddeme olacaktır. DŞ Romad, , 18 (A.A.) — Romadan ıhnîrıdl:r;::;ırı n(ınrıL, M. Musolini Habsborg hanedanının iadesi hakkın- daki her htürlü projeyi reddedecektir. Japonyada Zelzele Yer Müthiş Surette Sarsıldı Tokyo, 18 (A.A.) — Nagayo civa- rında müthiş bir zelzele olmuş, demir yolu faaliyetl kesilmiş, halk evlöârini terketmiştir. 19-8 -934 Sami ÇÖL GİBİ ğında kadri bilinmiyen şeyin - eş- siz hazını düyacak ya, ©o kadar- cığı bile Elmasa yetiyor: — İlâhi, Yarabbim, sen yü- zümüzü güldür.. Günleri bize boş yere saydırmış olma. Diyor, kili- di şorgurdatarak kapıdan çıkar- ke. de, için,için acısını sade hapis- te yatanların bileceği bir parmak hesabına dalıyor. * Ânnenin ömür kitabının son yapraklarına geldim Nesrin. İçim- de her cuma bir korku var. Sanki Necdet gelecek: | — Vereceğini ver abla, Nos- rinin herşyi senden (dinlemesi lâ- zim artık, diyecek korkusunun garip, sevince mi yoksa Ürküntü- ye mi benzediğini bile pek kes- tiremediğim ürpertisi var. Onun için ben bu |son yaprak- ları çabuk çevirmek, ondan sonra da ellerim iki yana düşük, man- galbaşında, neyi, hangi gün bek- liyeceğimi fazla tahlile yeltenme- den beklemek ıstiyorum. Almanyada Reyiâm M. Hitlerin Nutkile Hararetli Bir Surette Başlamış Hamburg, 18 (A, A.) — Başvekil M. Hitler Belediye #salonunda. bir nutuk — söyliyerek, Cümhur Reisinin ölümünden sonra bazı ecnebi unsur- ların Almanyanın karışacağını, hattâ kargaşalıkların şimdiden başgöster- diğini —ileri sürdüklerini, —halbuki bunların İsteklerinin olmadığını, Al- manyada Cümhur Reisliği ile Başve- killiğin birleştirilmesi suretile milletin arzusuna uygun bir iş yapıldığı, bu- nunla beraber bu milli isteği tebarüz ettirmek için umumi reye de müracaat olunduğunu anlatmış ve eski fırkalar za- manındaki Almanyadan da bahsederek demiştir ki: “—Yalnız küçük bir beynelmilel tahripkârlar zxümresi ( Komünistler olacak) bu zihniyetl alkışlıyor, ondan istifade ediyordu. Bu sebeple bu fırkacilığı imha etmek ve yerine hakiki millet camiasını ikame etmek lâzımdı. Nihayet — muvaffakıyetle neticelenen —mücadelemizilin — gayesi bu idi. Bu idare millete kuvvet vererek onu parlâmentonun fırkacılık pazarlığından kür- tardı. ,, * M. Hitlerin bu nutkile Almanya umumi rey vor- miye başlamış oldu. Bugün, Almanya bu vazifesini hara- ç retli bir — surette € ' ifa edecektir. Oldu M. Hitlerin mücadelecili- ğini gösterir bir resmi Bir Kısım Fraasız Ve İngi- lizlere Göre Uydurmaymış namıyorum. Bir kere daha bak- Hindenburgun Vasiyetnamesi Paris, 18 (A.ÂA.) — Eko dö Pari gazetesi, Hindenburgun neşredilen va- siyetnamesinin sahte olduğunu haber iyor ve bunu ispata şıyor. v"lî:ndn, IhB (A.I) _ıi Iğrımlı gaze- tösi, Hindenburgun vasiyetnamesi ve yeni reyiâmın kıymeti hakkında İn- giltere efkârı umumiyesine tercüman olarak diyor ki: “Bütün bu manevra, ÂAlmanya harl- cinde her hangi bir kimse üzerinde tesir yapamıyacak kadar beceriksizce bir iştir.,, , "G bebek,, bembeyaz ku- tusunda, o gecenin getirdiği çiçek- ölülerile beraber yatıyor. O ka- pağı ben artık açmıya bile daya- mak, görmek için çok yansam bile, sade kutuyu elime alıyorum. Üzerini sıvazlıyorum. Mukavvayı olqîı(yw kırmızi kaplı defterin tek tek kesik satıhlarına bugün- lerde çok bakıyorum. Amma Da- ru]eyt.mdıykilı yağmurlu gün- kalarından birinde «çok, çok fena- yım. Gitmeliyim buralardan» diyen satırlarından sonra uzun bir sus- kunluk, yıllarca süren bir suskun- luk geçmiş. O sayfadan sonra sade, beş sene sonraki birkaç oör: "h:'lşîâoylm- Ankaradan İstan- bula orum. Beş sene evvel ç,khğ::lggmlıketlme, onun yaşa- dığı yere dönüyorum. Şimdi on yağ:my eçti mi acaba ?..,, Bu kadar Nesrin. Bu “acaba, nın sonu, arkası yok. Düşünüyorum; Ben bu satır- lardan evvelki yıllara, “köşk,, is- tasyonunun amele evlerinden bozma hastanesine, yara sardığım, kan yıkadığım, çene bağladığım, ölü- me alıştırıldığım bir yere dönme- liyim yine, diyorum... 1920 hazl- ranının o ilk haftalarına... Amerikada Grevler - -825 Bin Kişi İşini Nevyork, 18 (A.A.) — ( 355 ) bin yün ve ipek amelesinin — mensup olduğu sendikalar, iplikçiler grövine iştirak etmiye karar vermiştir. (500) bin pamuk ameleside greve İştirak edeceği için grevcilerin yekünu (825) bini bulmuştur. Amerikada Yağmurlar Başladı Şikago, 18 (A.A.) — Şiddetli yağ- murlar cenubu garbi mıntakasında ku- raklığa nihayet vermiştir. Mahaulün kısmen kurtarılacaği ümit ediliyor. Ve dalıyorum Nesrin. Gözüm tahta masanın üzerine raptiyeler- le çivilediğim büyük bakkal kâ- gıdında, yine oralara gidiyorum. x Sana anlattığım gibi, o sıra- larda efelerin yaptığı baskınlarla oldukça ölü veren Yunanlıların küvvetlerini arttırdıkları haberi gelmeğe başlamıştı. şmanın taarruza kalkışaca- ği duyuluyordu, Bu haberler doğ- ru çıktı. Harp kızıştı. Yaralı Mehmetçiklerin — sayısı arttı. Bizim sıhhiye bölüğüne de yeni bir — vazife . Kör bir şimendifer — hattına — çekilmiş duran üç dört tane boş yük vagonunda, yaralı nakli için ha- yapıyorduk, O günlerde Denizli — hastanesinden — doktor Sâfi de gelmiş, cepheye yakın sargı yerlerinde vazife almıştı. Benim de — beraber eme belki başhekimi razı edecektim amma, “ Köşk ,, e sıhhiye nefer- lerinin erişip yetişemiyeceği kadar yaralı asker getirildi. Yanımda inleyenler, ölenler varken, , başka yere, sırf macera ve tehlike sevgisine benzer bir hisle git- meyi kendim de saçma buldum ve kaldım. Denizli hastanesinin aldatma oyunu İle kısacık bir ömüre bağ- ladığım mülâzım Selim'in gözle- rini burada kendi elimle kapadım. Düşman kurşunu, elde patla- yan yumurta bombasının göre- Karım Bana “ Hissen ,, İhanet Etti «Beş sene evvel seviştik, ev- lendik, T18ssız bir köyde mes'ut bir hayat yaşadık, bir de çocu- | ğümuz oldu. Fakat karım geçen sene — hastalanmıştı, — Istanbula gönderdim. —Avdetinde vapurda tanıştığı bir erkeğe yazıp gönder- mek istediği mektubu tuttum. Yalnız kendisine — söylemedim, içimde —sakladım. — Muhabereye devam etmesine imkân vermiİ- yorum, fakat kendisinden nefret etmeye başladım. Ne yapayım?» Erkek olsaydım, karımın va- purda, kimbilir belki de bir günlük bir seyahat esnasında ta- nıştığı bir erkeğe mektup yaza- cak derecede garip bir teşebbii- se giriştiğini görünce bir his de- lâletine düştüğüne hükmederdim ve Ona bir hasta muamelesi ya- pardım. Karı koca arasında çı- kan bazı hâdiseler vardır ki üze- rinde durulmadan geçilip gidilmesi İcap eder, fakat bazıları da var- dır ki söylenmeden içte saklan- ması hatalıdır, bir sivilceye ben- zer; derhal deşilmezse büyür, yara halini alır. Bu onlardandır. Çocuğunuz var, bu iki yaşında yavruyu anasız, babasız, iki ev arasında yurtsuz bırakmaniızı tav« siye etmem. Kendi kendinize kız- mamaya, asabiyete kapılmamaya sarsılmaz bir karar verdikten sonra zevcenizi karşınıza alınız, bulduğunuz mektubu gösteriniz, Afettiğinizi söyleyiniz tahakkuk etmemiş, fikir halinde kalmış bir ihanet karşındasınız, bu güç olmamak İlâzımdır. — Zevcenizin mütehassis olacağını has geçeceğini tahmin ediyorum. Tave siyelerimi yaptıktan sonra sualle- rinize cevap vereyim: Kanun ço- cuğu size vermez, ve hadisenin Af kanunu ile alâkası yoktur. HANIMTEYZE Almanyanın Protestosu Berlin, 18 (A. A.) — Alman bhükü- meti Sar hükümet — komisyonuna şifahi bir nota vererek, Sarda çıkan bazi gazeteler tarafından —Hinden« burg'un ölümü münasebetile Almanya ve Âlman bükümetleri ve hattâ mü- teveffa Reisicümhur ' hakkında ya- pılan tecavüzleri protesto etmiştir. mediği işi tamamlamış, deşilecek yeri iyi bulmuştu. Neferinin kuca- ğında gelen, yüzü yanık, burnu kopuk zavallı yarım insanın kanını teskereci askerler boş yere dur- durmaya çalışmışlardı. Yatağa — yatırdığımız — vakit, allah ona etinin acısımı bile pek duyurmadı, tathı bir baygınlığa soktu. Annesile, Ferihasını sayık- latarak, yanına onların geldiğini zannederek korkuaç yüzüne bu se- vincin değişikliğini yayarak ca- nını aldı, 3 “Yanıma gel...,, dediği insanın beyaz gömleğini, alnının Üstün- deıı;i kan renkli _h_ilâliui rdıo(îlil. o sa erini gördü!: Kolun- dan tâ:::»ı gyö;ızüno doğru çektiği bu kadının, hiç Ürkmeden, kork- madan yaklaşması ile galiba yü« zünü o bakılmaz halini bile unuttu. Dudakları kıpırdandı, birşey İstedi. Sıhhiye neferleri, suya, doktoru ömür uzatmıya savaşacak iğnelere — bakındı. — Yaralarının “Feriha,, sandığı insandan ne İstediğini sade o rengi yeşil göz- ler, anladı.. ve etraftakilerin arkası dönükken, kadın daha çok eğildi, usulca, burnu kop- muş, tek güzü sönmüş, yanık kıpkızıl yüzü, muhayyel bir kızın mevhum vefası ve sevgisi ile öptü. (Arkası var)