13 Eylül 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

13 Eylül 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Siyaset Alemi Paris - Roma Müzakereleri Ve Macaristan Bir müddetten beri — İtalya” ile İtanan arasında cereyan eden umumi Böildeki anlaşma müzakereleri henüz Âi bir safhaya girmedi. Bu müza: trelerden ezaslı müsbet netlcâ bek- Mmok'te şimdilik mümkün sayılamaz. Akat şimdiye kadar harici siyasetini İerlinle Roma arasında muvazenetli W7 surötte yürüten Macaristan için * müzakereler tehlikeli U sebepledir ki eski Macar Başvekili Betlen bazı mühim kayıtlar ileri Yürüyor. Avusturya hâdiseleri karşı- Suda şimdiye kadar ihtiyatlı bir lisan ullanan Macar matbuatının ve devlet #mlarının — böyle birdenbire açık #nuşmaya — başlamaları, duydukları *üdişenin büyüklüğünü gösterir. Bötlenin — mütalen göre Âvusturyamın Almanya — tarafından Ühakı Almanyaya öyle bir kuvvet İemin edecektir ki Küçük İtilâf bun- San mütccssir olarak — behemehal Sağılacak ve Macaristan bu - süretle | ll'ılün emellerine nail - olabilecektir. 'Alyanın Parisle anlaşmak — teşebbü- bu noktadan Macarle- ıdır. Küçük İtilâf mem- *ketlerinde mühim bir Macar ekal- Yeti vardır. Bunlar, oralarda, taham- Mül edilmez tazyik görmektedirler. k Eğer Roma ve Paris bu memle- ötlerde Macar ekalliyeti lehine bir *Hebbüste bulumur da bunların vazi- Yetlerini bir parça rahatlaştırırsa ne l**-_ Kendilerinden beklenen bu hare- *ti yapmazlarsa Macar Milleti İtal- Pya ebediyen küsecek ve Macar- Kalyan - dostluğu iyi Aini alacaktır. M. Betlen bu mütalaadan sonra neticeye varıyor: , Macaristan için Berlinle bozuşmak ;’::::n değildir, icabında Berlinle daki yan arasını bulacak — çareleri V araştirmak tezifemiz olmalıdır. Sarda a Kargaşalık Sarbrük, 12 (A. A.) — Böşl Al- (An cephesine mensup Maden — sen- H d azasından bulunan ameleler Mak üzere 30 kadar gaha dün Sar .l"ııılyın amele sendikası bürolarını defa işgal etmişlerdir. Polls, büroları işgal edenleri da- olmaz bir yara di görünüyor. | Italya e Fransa Anlaşıyor Roma, 12 (AA.) — Birkaç gün- denberi İtalyan matbuatı, Fransız« İtalyan mukarenetine uzun sütunlar tahsis etmektedir. Gazeteler, böylü bir tarmı hallin dünya sülbunun — kuvvetlenmektaeki menfaatlerini kaydeden socnâbl ve bilhassa Fransız, İngiliz ve Alman matbuatının geniş hülâsalarını ver- mektedir. Lavoro Faşlata gazetesinin muhabiri yazıyor : Parla “Fransız gazetelerini ve burada geniş bir surette istinsah edilen Çe- koslovak ve Romanya gazetelerini ekurken, Roma siyasetinin küçük itilâfa ve Frünsaya muhalif telâkki edilmesi zihniyetinin terkedilmekte olduğu intibar hasıl oluyor.,, Hindistanda 'Yine Gandi Bombay, 12 ( A. A.) — Kongre | âzasından birlal Gandi İle görüştükten sonra Mahatmanın kongre reisi vazi- fesini muhafazaya karar verdiğini bildirmiştir. Mahatma, — vazifesine, kongrenin hiç olmazsa Teşrinlevvel sonunda — toplanacak olan celsesine kadar devam edecektir. Şark Misakı Almanyanın Son Notasile Müzakere Kapısı Kapandı Mı? Paris, 12 ( A. A. ) — Almanyanın şark misakına girmiyeceği hakkındakl Alman notasının, Sövyet — Rusyanın Milletler Cemiyetine girmesi meselesi- min netlcelenmek — Üzere - olduğu bir sırada verilmesi şayamı dikkat görü- lüyor. Londra, 12 (A. A.) — Almanyanın | şark misakına girmiyeceği hakkındaki notasına rağmen bu hususta müzakere kapısının kapamıp kapanmamış oldu- gunun takdir edilmemesinin Fransaya ait olduğu söylenmektedir. Bu kapı kapanmamış ise İngiltere, bu sahada Fransız - teşebbüslerine — müzaharet edecekti Aş Gençlerindir Burhan Cahit No. 15 13 . 9.- 9384 Hanımın - gözleri ü Rtıide alacağı kızın babasının Ni duyunca adeta koltukları a Armıştı : — Evet, evet, dedi, neresi? h_Şüför önünde durduğu apar- anın kapısını gösterdi : 'ası.. Ben onların şofö- N tüyüm. : x ıny N içeri, Asansöre atla, ' numara.. Hasibe Hanım telâşla —üç Termer basamağı çıktı. Büyük Smir camlı kapı aralıktı, | Kendini yine mermer geniş 'T antrede bulunca şaşırdı. Bereket versin yerde uzanan dlin yol keçesi ona bir istikamet eriyordu. Şaşkın şaşkın Üdü, ’i.Önüne iki ayak merdiven ve e büyük bir camlı kapı geldi. Ttik Şaşırmıştı. Yak pının anahtar deliği falan tu. Hatta tutulacak bir tarafı Yoktu. Kendi kendine söylendi: N_—: Allah, Allah.. Bu da ne kapı. Frenk icadı mıdır nedir? Elile yavaş yavaş, korka korka kapıyı yokladı. Birdenbire yüzü güldü. — Dedim ya, gâvur iİcadı. Kendi kendine açılıyor. Çarpma camekân kapısını bi- raz daha itince kendi kendine açıldı. Hasibe Hanımın şişman vücudü atalığından geçince kapı tekrar, fakat bu sefer gürültü ile kapandı. Şimdi ikinci bir mermer sahanlıkta kalmıştı. Karşısında demir parmaklıklı bir camlı dolap görünüyordu. Ha- sibe H. şaşkınlıkla sağına soluna bakarken — kapının gürültüsünü işitip odasından çıkan kapıcı ile karşı karşıya geldi. Kapıcı apartımanın yabancısı bir kadının şaşkın şaşkın baktığını görünce sokuldu. Yukarıdan aşağı süzdü. Sonra kaba bir ermeni şivesile: — Kime bakdın! Dedi, Hasibe Hanım çöl ortasında kendi cinsinden birini bulmuş gibi sevindi ; — Amanevlâdım, dedi... Paşa- Morokastl Vapuru Denizde Hâlâ Yanıyor Nevyork Plâjı Hüâlü yanmakta olan va- z purun telsizle alınan rermi Nevyork, 12 (A. A.) — Morokastl vapuru hâlâ yanıyor. İtfaiye vapuru terketmiştir. Vapurdak! yağ depola- mının patlaması ve bu yüzden Növ- york plâjında yıkananlara zarar gel- mesi ihtimalile plâj tahliye edilmiştir. Adli ve idari cephelerden iki tahki- kat yapılmaktadır. Dinlenenlerin he- men hepsi, tahliye sandallarına yol- culardan ziyade tayfaların bindiklerini söylemişlerdir. Kurtulan yolcu, Gtev Harbi Amele Reisi Harbin Devam . Ettiğini Bildirdi Vaşington, 12 (A.A.) — Monsucat senayil grevi işçi İideri M. Gorman hakeme müracast teklifinin dün ssat 18 e kadar kabul edilmemesi Üzerine teklifin —geri alındığım —görlemle < ve demiştir ki: “ — Harp devam ediyor .. Grev olan yerlerde çarpışmalar sıklaşmıştır. Ezcümle Saylesvil'de dün silâh teati edilmiş ve bugün de ayni | ' hâdise tekerrür etmiştir. ' Hindistanda Üç İdam Darjeling, 12 ( A. A.) — Bengale | walisi M. Anderson'u katle teşebbüs- ten suçlu üç Bengalli idama mahküm | edilmişlerdir. lar burada oturmazlar mı. Bilmem şoför öyle söyledi. Hem onların şoförü imiş. Kapıcı onu bir daha süzdü. kılığına kıyafetine bakıp onu hiz- metçilerin akrabasından biridir diye servis merdivenlerinden çıkar- mayı düşündü. İhtiyatlı hareket ederek bir daha sordu: — Kimi göreceksin! — Hanımefendiyi... hanımı! Kapıcı asansöre doğru yürüdü, demir çekme kapıyı açtı: — Gir bakalım! Hasibe Hanım — mezbahaya sürüklenen bir koyun gibi Ürkek ürkek içeri girdi. — Kendin çıkabilir misin? Küçük Hasibe Hanım artık kızmaya | başlamıştı: — Aman evlâdım. Ben böyle şeylere alışkın değilim. Sen mer- diven varsa beni oradan çıkar, geçtim.. Kapıcı gülüyordu: — Korkma, korkma, - dedi. Zaten ben de dört numaraya çıkacağım. Mektupları var. Ve odasına girip bir tomar mektup aldıktan sonra geldi. Demir kapıyı tekrar çekti. Bir düğmeye bastı. Asansör hafif bir uğultu ile birden yükseldi. Hasibe Hanım İçinden dualar Tahliye Edildi yapur yanarken İntizamdan hiç eser bulunmadığını, yolcuların - tamamen ihmal edildiğini, tahlisiye simitlerinin dağıtılmadığını anlatmıştır. Antonyo fsminde bir yağcı, bilâ- hare kurtarmak ürere denize birçok kadın attığını, sonra beş numaralı tahlisiye sandalına bindiğini söylemiş- tir. Bu sandalda yalaız gemil tayfası vardı ve biçbir yolcu yoktu. Silâh Satışı İngiltere Sefiri Amerikayı Protesto Etti Londra, 12( A. A. ) — İngiltere- günü müracaat ederek, sijâh nin Vaşington sefiri “Pazartösi hükümete satışı tahkikat komisyonunda ezcümle yapılan kargı protesto mlao veullere heyecatlı — iddi etmiştir. Ayni şekilde bir müracaat, Lond- rada, bir İngiliz - hariciye memuru tarafından, Amerikanın Londra sefa- retine de yapılmıştır. Kolera Değlilmiş Bükreş, 12 (AA) Manalya sakeri kampında kolera mikrobu bu- lunduğunun teeyyüt etmediği resmen bildirilmiştir. kulla- | Tanışma Fırsatları Kaçırılmamalı ! Hilâliahmer balosundan üç beş gün evvel bir aile dostum bu müsamereye davet edilmiş. Bana kızını götürmesinin münasip olup olmıyacağını soruyordu. Hiç tered- düt etmeden müsbet cevap ver- dim. Bu sabah aldığım mektup- lardan birinde de dostumunkine benzer'bir sualle karşılaşınca mes- elenin birçok kız annelerini işgal edebileceğini düşündüm. Bir kız evlenmeden evvel hu- 'susi ve yüksek sınıfa mahsus ol mak şartile umumi müsamerelere gitmeli midir, gitmemeli mi ? Bu, herşeyden evvel kızın yaşına ve tahsilinin bitip bitmediğine Bakar. Umumi kaide bir genç kızın 17 yaşım ve İise tah- silini bitirmeden evvel hususi ve umumi — müsamerelere — git- memesini emreder. O zamana ! kadar aile toplantılarında bulu- nabilir. Fakat bu toplantının çer- çevesi genişleyince, orada yeri bulunmaz. Fakat yaş 17 yi bu- lanca alle reisleri için kızlarını temiz müsamerelere götürmek, orada çok sıkı bir göz altında bulundurmak şartile, bir vazife halini alır. Çünkü genç kız ekse- riyetle bu gibi yerlere görünecek, tanmacak, müstakbel zevcini de ağlebihtimal bu tanışmalar neti- cesinde bulacaktır. Görücü — zamanında değiliz, kapımızı çalıp kızımızı görmek istiyen bir hanım gelmesini bek- liyemeyiz. Satılık malımızı gös- termek mecburiyetindeyiz. Fakat bütün bunları söylerken kızın icap eden terbiyeyi daha evvel emmelen almış olması icap edeceğini ilâveye bilmem lüzum var mıdır? x* * Mersinde M. M. Ali Beye: Sizden yaşlı olanların ne tarı- da hareket ettiklerine bakınız. Mümkünse bir müddet birlikte dolaşınız. — Bahsettiğiniz. derdin şifasını bulmuş olursunuz. HANIMTEYZE ——— ——— okuyor, tövbeler ediyoı. Salâtü | selâm çekiyordu. Başı dönmeye başlamıştı ki asansör küçük bir sarsıntı ile durdu. Kapıcı evvelâ camlı kapıyı, sonra demir parmaklığı açtı. — İşte, dedi. Üç numara.. Çal kapıyı. Hasibe Hanım mermer sahan- hıkta yalnız kalınca ferahlandı. Mendilini çıkardı rahat rahat ku- rulandı. Sonra kapıcının göster- diği düğmeye bastı. Derinden uğuldıyan zili onu çok bekletmedi. Büyük ceviz kapının bir ka- nadı yavaşça açıldı. On yedi, on sekiz yaşlarında şık, sarışın bir kızın başı göründü. Genç kız gelen misafiri süzer- ken Hasibe Hanım da müstakbel gelini olduğu muhakkak bu sarı gül koncasını tam alıcı gözile tetkik ediyordu. Genç kız sordu: — Kimi istiyorsunuz efendim. Hasibe Hanım gülümsedi : — Hanımefendiyi, sizi küçük- hanım, Sonra münasebetsizlik ettiğini farkedip : — Valdenizle görüşmek isti- yorum Küçükhanım dedi. Genç kız bir şey anlamamış gibi onun — yüzüne bakıyordu. Nihayet sordu: elektrik — Anlıyamadım efendim. Ha- mnımefendiyi mi görmek İstiyorsu- nuz. Hasibe Hanım kısa kesmeyi faydalı buldu: — Evet, evet kızım. Büyük hanımı görmek istiyorum. Genç kız kapıyı açtı: — Buyurun efendim. Ve önüne düşüp onu büyük, loş bir salona aldı. Sonra önüne durup sordu: —NAasıl haber verelim efendim. Hasibe hamım sıkıldı. Zaten salonun süsü, —şatafatı zihnini allak bullak etmişti. Düşündü, taşındı: — Kadıköyünden bir hanım, hayırlı bir iş için gelmiş, dersin kızım. Ve hoş bir cinas yaptığına inanarak gülümsedi. Bu lâkırdı ile genç kıza kendisi için gelmek istediğini de anlatmış oluyordu. Kız dudaklarını büktü. Sonra misafirin söylediklerini unutma- mak için kendi kendine tekrar ederek salondan çıktı. Genç kıza alıcı gözile bakan Hasibe Hanım o çıkarken bacaklarına, endamına, biçimine bakıyordu. — Bir içim su, dedi. Söyle- dikleri kadar varmış, Reşitçiğime lâyık doğrusu. Gül gibi taze, o sıska Leylâ çatlasın patlasın. Sol trafı z mra etrafına gö: F vij

Bu sayıdan diğer sayfalar: