13 Eylül 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

13 Eylül 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Nişanlım beni, zenginim diye aldatlı. Zengin olmadığını öğrenince ben onu aldatmıya | bâşlad | *“| insanla |Vecizelorl Tramıvay bir nakil vamıtasıdır, fakat bazı za- manlarda — nakil vasıtası — olmak- tan çıkar: Üzeri- ne «dolmuştur» levhası asılınca.. * Ayna — icat edilmeseydi — ne eyi olacaktı. Her çirkin — kendini güzel — tasşavvur edebilirdi. » Yüzü —asık karşı | karşıya oturmak, Zannetmem Mehmet Beyin uşağını görüp sordum: — Mehmet Bey neredeler? — Montekarloya gittiler efen- dim... —Her halde eğlenmek içindir. — Zannetmem efendim, ha- nimefendi yanlarında gittiler.. Güç İki hırsız, güçlükle bir evin kapısını kırıyorlardı, kan ter için- de kalmışlardı, biri ötekine döndü! — Gördün ya, dedi, dünyada hayatını kazanmak kadar güç şey | lerdi, kadın odayı karma karışık - | — Beni sinema artistlerinden birine benzediğim - için seviyor- | muş.. — Desene çabuk bıkıverecek, sinema arlistlerinin modası çabuk geçer de... Hırsız Korkusu — Karım hırsız. korkusundan bir gürültü duydu mu muhakkak beni uyandırır. — Hırsızların gürültü etmiye- | ceklerini karına söylemedin mi? — Söyledim, bunu söyledik- ten sonra hiçbir. gürültü işitme- diği zaman da; acaba hırsız mı geldi de onun için gürültü yok | diye uyandırmaya başladı. Kızınca Havva, Âdeme kızmıştu — Ben gidiyorum! Dedi;. Ailsin <rotdir — Nereye? — Nereye — olacak, annemin vanınal! >$ tavanı basık ©- dada yalnız kab maktan daha sıkıcıdır. * Radyodan şikâyet edenlerin kimler olduğunu öğrendim; — rad- yosu olmıyanlar. Kedi yetişeme- diği ciğere pis dermiş. Aşk ta bir bilmeceyinliş; Ben pek bilmem efendim.. Şuymuş, buymuş bem neymlş; Yezıp, slilmem efendim.. Mantık Karı koca sinemaya gidecek- biraktı: — Odayı toplamıyacak mısın? — Hayır eğer hırsız. gelirse kendinden evvel başka hırsız gel- di zannedip geri dönsün! Teessür Sayfiyedekiler konuşuyorlardı: — Şehre döndüğümüz zaman o hayata nasıl katlanabileceğiz.. — Evcet bilhassa mayo yerine, üzün — ropları, mantoları — nasıl giyeceğiz! — Güneşin gurubunu seyret- miye gidiyorum. — Güneşin gurubunu seyret- miye —gideceğine ayoaya bak, kendininkini görürsün ! Halimiz gülünç güzel, Ayrılmak ne güç güzel; AÂşık sevenla adı, Karık kolu kanadış Nerede bunun tadı, Bana ne hem efendim. EFEND Mahçup erkek — Hangisini seçmeli, Pek hoştur bu üç güzel! Kıymetli mela gibi Sa armış bir ağ gibi, Bağhyormuş bağ gibi, Yanl bir gem efendim. Yağmur yağıyor değil mi sevgilim ? Mahçup kadın — gilim yağmur yağıyor . Yine yağmur başladı Evet sev- KTT YAĞMURDA bak ok gezinme yollar islak; Şıpır şıpır, şıpir şipir.. ipir tipir, tipir tipir.. Sığın biraz şemsiyeme, Utanırım olmaz deme! Islanırsan benim neme; Çipir. çipir, çıpır çıpır.. Islanmışsın bile bile, Sucuğa dönmüşsün bile Zıplasan da hep nafile Zapır zapir, zipir zapir.. Artık uzun etme çapkın, Şemsiyeme sokul yakın, Kıpırdanma fazla sakın Kıpır kıpır, kıpir. kıpıir.. İMSET ı Vecizeler | | Lâfla peynir gemisi yürümez- miş. Siz peynir gemisini — bulun, bakın ben nasıl | lâfla — yürütece- gim.. * Her — şeyin, akıllısını da ap- talını da bulmak kabildir. Âşıkın müstesna: onun yalnız aptalı bu- kunur.” N Transatlan - tiklerin — kabar- malarına şaşıyo- rüm, — hatlerine düşmüşse karaya çıkıp bir çekçok arabasile yarışa kalksınlar. * Eskiden iğreti ata binen — tez inermiş, — şimdi taksi — otomobi- line binen daha tez iniyor. Güç bir iştir yapamam, Sevdim diye tapamam; Birdenbire kapamam, Ben kıldan nem efendim.. IMSET Düşündü Anne, küçük oğluna söyledi: — Yedi yaşındakiler — saat yedide yatarlar. Sekiz yaşındaki- ler saat sekizde.. Çocuk düşündü: — Siz büyükler, hiç yatmıyor- sunuz öyle mi anne? Kapılar Vuruluyor Kadın uyandı, kocasını uyan- dırdı : — Kapılar vuruluyor, hırsız gelmiş olacak? — Ne diye beni uyandırdın, kapı vuruyor, diye gidip hırsıza kapı açacak değilim ya! dedi, — Bazı ressamlar bezin Üze- rine resim yaparlar, bezin kıy- meti artar, bazıları da yine bezin Üzerine resim yaparlar, bezin Iııyııt_liıl—ıl — Topa çarpmasını bilmet* sİniz amma, göze çarpmasını iyi bilirsiniz değil mi? Hoş Sözler | Vereyim : a İki yaşlı kadin kapıyı çaldıları bir erkek kapıyı açtı: — Bir rlcaya geldik efendir* — Buyurun sizi dinliyorum.. — Yaşlı kadınları himaye c# miyeti için birşey verir misiniz? — Hay hay kaynanamı v reyim! Yavaş Garajın önünde bir ilân yardı «Yavaş giriniz» Bunun otomobillere ait oldu” . ğunu anlamıyan bir yabancı ıJâf' okuyunca ayaklarından ayak Tarını çıkardı, parmaklarının v irdi. — On sene evvelki genç K lar size nisbetle çok ciddi idilt” — Bir bunakla evlenmek h tiyorsan - içlerinden bir nll"J al, el'an bekâr olanları vu*;'_'/ Mahkemede — Komşuna birkaç tokat '* duğun azmış gibi; yerden bif .ıı:':...... .:!:ı.. başını yırn'"d | — Evet hakim Efendi, "d benim çabuk hiddetlenmek 'l"”" vardır. Bütün insanların da Wil’ ufak tefek kusurları bulunab' öyle değil mi efendim? Biletsizler Gi Yeni işe başlıyan tren I,'“' döktörü, lokomotife gitti. Maki” ile ocakçıya sordu: — Biletleriniz nerede? — Bizim biletimiz yoktü"" — Sizi çapkınlar sizİ: biletsiz. bindiniz hal Ber gösteririm. git

Bu sayıdan diğer sayfalar: