28 Mart 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

28 Mart 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Resimli Hikâye: Kara Aliş ile Orhan balık avına git- hazırlanırlarken Aliş soruyordu 1 inci filân buldu mu Orhan?» ini çekerek cevap verdi. «Daha y bulamadık Alişo mek Orhan Kara Alişe «sen de arkamdan gel Yüze yüze kenara çıkalımı diye - tek yüzmeğe başladı. Hiç arkasına bak « madan ilerledi.. Korka korka taşı kaldırdı. Altından Kara Aliş çıkmasın mı?. Denizin altından içeri doğru bir dehliz var. Oradan içeri yüzüyordum» diyordu.. Ve orhanı kolundan tutarak içeri çek- ti «Gel bak. Burada neler var!.» dedi.. Bu Ha!lanın Bilmecesi : Burada Kaç Tane Müselles Var? |Üzülünce Resimde bir büyük müselles ve bu müsellesin içinde de daha bir takım müsellesler mevcuttur.Bunlardan baş- ka içiçe de bir takım müsellesler vardır. Bütün bu' müstllöslerin kaç tane'akdu- ğunu bize yazıp gönderin. Eğer doğru- larını bulursanız biz de size güzel güzel hediyeler yollayacağız.. — Fakat bu bilmece biraz zordur. Sayarken - belki gözleriniz kararır, yorulursunuz ve ad- Dik- resinizi yazmağı unutursunuz... CA Hem de eğer şöyle bir iki Kafta için - | de bir şey bulamazsak buradan büsbü - tün gideceğiz. «Bu söz Alişe fena halde | dokundür siz giderseniz ben arkadaş - diyordu. siz ne yapanın sonra? 'Tam sahile çıkınca etrafına bakındı Kara Alişi göremeyince «arkamdan xeli- yor zannettim. Ne oldu #caba. Zavallı çocuk boğulmasın?» dedi. Orhan da atladı. Bir sürü fıçılar, san - dıklar vardı. Fakat kapaklarını açınca bunların elmasla, altınla dalu olduğunu gördükler. Bunlardan taşıyabildikleri kadar ala- rak Orhanın babasına koştular. Kara A- #/NAAAA #/SAAAAA kat edin adresinizi unutmayın ki size hediyenizi yollayabilelim.. Geçenki Bilmecemizde Kazananlar / 19 Mart tarih- li bilmecemizde birinci ikramiye- miz bir mektep çantası- ni İstanbul — kız orta mektep B/ 2 den 353 Ya- şar kazanmıştır. 'Talihli okuyucu- muzla — İstanbul. 'da bulunan — di- ker kazmananla- hediyelerini pazartesi perşem olan mizde bir masa saati kazanan l1 inci be günleri öğlee — mektepten Celâl den sonra idarehanemizden almaları 1â- zımdır. Taşra okurlarımızın hediyeleri pos- rın ta ile gönderilir. OYUNCAK İstanbul 44 üncü mektep 62 Mihriban, Bursa Veli Şemseddin mahallesi 45 den Dr Halil kızı Ayten, İstanbul 49 uncu mek- tep 64 Adil, Güdül telgraf — müdürü kızı Neclâ, DOLMA KURŞUN KALEM Ortaköy gümrük muhafaza — memuru oğlu Kemal Özcan, İstanbul kız arta mek- tep (33 Fikret Arsu, Cumhuriyet — orta mektep 275 Hüsniye Güner, İstanbul er- kek lisesi 1228 Cevdet. MUHTIRA DEFTERİ İstanbul kız orta mektep 144 Nuriye Kansu, Samatya Marmara cad. — Sahayan nektebi 3 ten Marisa Nazlıyan, — İstanbul 44 üncü mektep 419 Semahat Ankara Ha- c Bayram camii arkası Uygur sokak 21 de Leman, Afyon lisesi 3 ten 356 Mehmet E- min, Konya 16 Mayıs mektebi 188 F, C. Kalkan, Zincirlikuyu 20 inci mektep 83 Kâmiran Özak, Ankara D. D. Y hasılât da- iresi yolcu kalemi memuru Sabri. MÜREKKEPLİ KALEM Beyoğlu 12 inci mektep — Şemseddin, Fatih Tütünler sokak 14 te Fatma, İstan- bul Gelenbtvi orta mektep 352 K. Turna, İstanbul 19 uncu mektep 140 Mehmet. LOSYON Paşabahçe ilk mektep 285 Orhan Ene, Cağaloğlu Yeni Nesil talebesinden — Salih Tezel, İstanbul 44 üncü mektep 367 Ner- min. (Arkası yarın) Orb Kara Ali ğine sahi den de a kadar üzülmüştü ki kayığı ne - Derken İkisi de reye götürdüğünü bilmiyordu.. bir kayaya çarpmasınlar mı? | birden denize döküldüler Gene etrafına bakarken ileride bü - yük bir taşın kımıldadığını gördü. «Bu taş ta niye kımıldıyor. Altında bir şey ol- malı» diyerek oraya doğru ilerledi liş boynuna bir sürü gerdanlık takmıştı. Orhanın babası bunları görünce «oh ar- tık zengin olduk korkma.. Bu her hal - de korsanlardan kalma bir define ola » cakı dedi. Faydalı bı'lgilerı: Boğazınız Neden Tıkanır ? Bir şeye çok üzüldüğünüz ve ya- Bir gün bir yolcunu: akşam olmuş. karanlık bazmış.. Et ryafa bakarak sığınacak bir yer ararken u- zakta ,bir ışik görür, elbet orada Şu ışığa doğrü gideyim, sirini bulur elerimi der.. İşiğa doğru gitmeğe başlar. Yaklaşınca kapının dibinde uzun beyaz sakallı bir adam görür. İhtiyar adam.. Le- gendeki çamaşırları çivitlemeğe uğraşıyor. du. — Yolcuyu görünce: «Selâkmünleyküm, geldine der.. Yolcu da aaleykümsea - » dedikten sonra geceyi orada geçirip iyeceğini sorar.. Uzun beyaz sa - adam başını kaldırır. «evin büyüğü değilim, kapıdan içeri gir.. Biraz yü - rüdükten sonra karşına, çok uzun beya sakallı bir adam çıkacak. O benim babam dır. Ona sorarsıne der. Yolcu kapıdan girer., Yürür, sahiden biraz sonra havuz başında oturmuş çok uzun beyaz sakallı bir adam görür. cSelâ- müaleyküme der, İbtiyar başını kaldırır «vealeykümselâmı — der.. —Yolcu wyolda geceledim, bu akşam Tanrı misafiri ola « Bilir miyime der. İhtiyar adam içerisini gös- «Oraya git.. Evin büyüğü ben deği- Orada pek çok uzun sakallı bir adam terir. Hirn. göreceksin.. O benim babamdır. Ona v0 - rarsın» der.. Yolcu ihtiyarın gösterdiği tarafa gider. Kapının eşiğinde, pek çok uzun sakallı bir adam görür. — «Selâmüaleyküm, bu gece size Tanm misafiri olabilir miyim» der.. İh- tiyar, yolcuya şöyle bir bakar. «Evin bü - yüğü ben değilim. Merdivenlerden üst ka- ta çık.. Orada kafesin içinde uzun, uzun. uzun, uzun sakallı bir adam göreceksin. O benim babamdır. Evimizin büyüğüdür, ona sors der. Yolcu merdivenlerden çıkar. Orada sa- hiden de kafesin içinde uzun, uzun, uzun, uzun beyaz sakallı bir adam görür. «Se - lâmüaleyküm, bu gece size Tanrı misa - firi olabilir miyim» der, İhtiyar kafesten lî;fesin İçîndeki Adam biri yaya gider -| aşı ızla beraber dört ihtiyarın arasında geçirir. Biraz da Gülelim Senin Gibi Olmak İstemem Bir gün Tavşanzade küçüklerle konu - şuyordu. «Büyüdüğünüz zaman benim gi- bi, kuvvetli, muvaffakiyetli olmak iste - mez misiniz?» diyordu. Küçüklerden biri atıldı: «Kuvvetli ve muvaffakiyetli olmağı is- terim amma., Senin gibi olmağı istemem» dedi. Grup Resmi Karakuru tatili geçirmek için İzmite git- mişti. Dönünce arkadaşı Karasarıya bir ve- zim gösterdi. «Nasıl beğendin mi?. İzmit- te bir grup.. Ben yaptım.v Karasarı cevap verdi: «Anladım.. Çün- kü İstanbulda gördüğüm — gruplardan hiç birine benzemiyor.» SAPAR A Bir gün resim muallimi çocuklara elinde geker küğıdı olan bir çocuk resmile yanın- da bir de köpek resmi yapmalarını söyledi. Çocukların hepsi işe giriştiler. Biraz sonra Topaç muallimin önüne gitti Bembeyaz bir kâğıt uzattı. Muallim kâüğıdı görünce kızdı: — Peki hani resim? diye sotdu. Topaç cevap verdi: — Efendim, köpek şekerleri yiyip kaç- miş, çocuk ta arkasından koşmuş, ben ki« min resmini çizeyim?.. Topacin bu cevabina bütün sınıf gül « Taeden katıldı. hut ta ağlamak isteyip te ağlayamadı-|asker.. Zabit ne emir verirse onlar da (doğru hareket eder ve yuttuklarımızi ğınız zamanda boğazınızda bir tuhaf- hk duyarsınız değil mi? Sanki bir aki- onu yaparlar. Halbuki, bir şeye fazla üzüldüğü- midemize indirir. Fakat beyin üzüntü ile ne yapacağını şaşırdığı vakit yan- de şekeri yutmuşsunuz gibi,, Halbuki|müz vakit, bu üzüntü beynimize de İ emirler vecir; Bu seler boğuzunız- bir şey yuttuğunuz falan yok.. Bu ne- den oluyor?.. Bizim bütün hareketlerimizi kafa- mız, beynimiz idare eder.. Beynimiz zabit bütün öteki uzuvlarımız, kolları- mız, bacaklarımız, midemiz, boğazımız Hep anneniz mi size hediye alacak. A- zıcık ta eiz annenize hediye verin.. Bakın buraya resmini koyduğumuz modeli tarif ettiğimiz gibi keser ve yaparsanız, anne- nize düğme, iplik filân gibi şeyleri koymak için gayet güzel bir şey yapmış olursunuz.. Fakat eğer anneniz beğenmezse kendi o- danıza asar, öteberi koyarsınız. Bakın nasıl yapacaksınız.. Resmi oldu- tesir eder., Düşman karşısında — şaşır- mış bir zabit gibi ne yapacağını şaşırır. O zaman tabif doğru dürüst emirler veremez. Yutkunduğumuz zaman boğazı- mızdan midemize giden boru aşağı ğu gibi ince bir mukavyanın üzerine zamk- ha yapıştırın. Kuruyunca iki parçanın da et- rafını dikkatli dikkatli keserek — çıkarın. Küçük parçanın iki kenarında noktalı çiz- gilerle ayrılmış iki parça var.. Gördünüz mü?.. Bu parçaları noktalı çizgilerden ar- kaya doğru katlayın. (Bakın ufak resimde nasıl katlanacağını da gösteriyorum). Son- ra bu katladığınız parçalara zamk sürün, Bü dan midemize giden etten boru aşaği hareket eder.. İşte o zaman boğazımı- za bir şey tıkılmış gibi oluruz.. Halbu- ki işin aslı borunun yanlış hareketidir. yük parçanın ortasında beyaz kalan yerlere yapıştırın... Kuruyunca isterseniz, — renkli kalemlerinizle bir de boyayın. Yukarıdakl beyaz yuvarlağın içini oyun. Oradan bir kordon geçirip annenize verin.. Ânneniz onu düşündüğünüzü görünce kim bilir ne kadar sevinecek. Onun içle rken hiç göstermeyin.. Birdenbire bit- mişini çıkarın..

Bu sayıdan diğer sayfalar: