28 Mart 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

28 Mart 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İkcî 15 inci Harp tarihimizde husust bir kıymeti olan bu muharebe hakkında askeri muharririmizin tetkikleri İkinci İnönü zaferi - nin on beşinci yıldö - nümünü yaşıyoruz. Bu itibarla — İstiklâl harbi tarihimizde hususi bir kıymeti haiz olan bu muharebenin kısa bir tetkikini yapmağı fay- dalı buluyoruz. Ancak Çikânci İnönü), (bi - B zinci İnönü) nün ma- badi demek olduğu ci- hetle bu tetkike ora - 'dan başlamak daha doğru olacaktır. Milli İnkılâbımızın temelini — yıkılmaktan kurtarmış olan bu mu harebeleri gözden ge - çirmek; bize milli mü- cadele günlerinin he - yecanını hatırlatma - ı bakımından olduğu kadar bugünkü inkılâ- bımizi kuranların — ne büyük mahrumiyetler, hiyanetler arasında ne muazzam bir eser ya ratmış olduklarını göz- mak bakımından da faydasız — değildi Başka milletler; neticeleri kendileri için hi te göğüs kabartıcı olmıyan ve yahut sa - dece ismen iştirak ettikleri muharebelerin İnönü zaferinin yıldönümü İkinci İnönü muharebesindeki vaziyeti gösterir harlla lerimizin önünde bir defa daha canlandır- ise büyük harpten galip çıkmış olan dev - letlerin ve bilhassa İngilizlerin para, silâh Ve malzeme — depolarına — dayanıyorlardı. BON PÖOÖSTA İrak Hükümeti Lâtin Harflerini Mi Kabul Ediyor? Bağdat (Hususi) — Irak hükü - meti yeni bir talim ve tedris siste- mi kurmak için Mısırlı mütehassıs- lar getirtmiye karar vermiştir. Bun- lar yeni bir mektep programı hazır- hyacaklar ve bilhassa muallim mek- tebinin ıslahı için tetkikat yapacak- lardır. İrak hükümetinin de lâtin harflerini kabul etmesi için burada |kuvvetli bir cereyan vardır. Fazıl Ahmet Pariste Üçüncü Konferansını Verdi Paris 27 (A.A.) — Anadolu ajan- sının özel aytarından: Üniversite rektörü Charlety, sor- bonda ikinci konferansı ile Kema - lizmi anlatan Fazıl Ahmet şerefine bir öğle ziyafeti vermiştir. Charlety, ziyafette büyük bir |Türk dostu olduğunu gösteren sa - İmimi bir nutuk irat etti. Fazıl Ahmet bugün uluslar arası yüksek etütler mektebinde üçüncü konferansını vermiş ve çok alkış - lanmıştır. kollar — (Bilecik - Karaköy « Karaağaç) » şimal - cenup - hattına vardılar. En ce - nuptan ilerliyen kol diğerlerine nisbetle da- ha serbest olarak ilerlemişti. çünkü karşı - İsında, mukavemet gösterecek bir kuvvet bulmadı. Ancak 9 ikinci kânun 921 akşa - mıdir ki - Ankaradan trenle İnönüne sev. İşli DEREĞEE aBi üklinrabenü banlerken |A e ;&L“_*d'xm zim taraftaki manzara bu idi. Yunanlılar | K 05 . Sarlarında karşıladı. Ortadan ve şimalden ilerliyen düşman kolları (İncirli) ve (Nazifpaşa) da (143) ve (126) ncı alaylarımızın mukavemetlerine maruz kal- Sayfa 7 Dünyanın en büyük gemisi denize nasıl indirildi ? “Kraliçe Mari ,, her seferinde 20 ton et, 20 ton bahk, 70,000 yumurta, 4,000 piliç, 30 ton patates, 10,000 Hbre şeker, 4,000 libre çay ve kahve sarfedecek Ü Kraliçe Mari'nin denize indirilmeden birkaç gün evvelki resmi Dünyartın en büyük gemlei — «Kınliçe |kadan sokuldu. Bir aralık, vinçler durdu- Mariv nin 24 martta denize indirildiğini | ruldu, tiz bür düdük sesi, yeni bir kuman- yazmıştık. Aşağıda okuyacağınız Londra |da ile tekrar emir verdi ve bu sefer, gemi| mektubu size bunun tafsilâtını verecektir: | etrafına köpükler saçarak yarısına kadar Londra 24 mart — Mavi kordelâyı ka- | nehrin sularına gömüldü. Karada pek yük-| zanmak için sarfedilen — mesai sona erdi. sek olan o koca gövde suyun içinde ufal- Ciyde tezgühlarında inşa edilen «Kraliçe| dı. Maris kırk beş dakika sonra ilk selerini| — Kraliçe Mari, romorkörlerin yardımile yapacak, ve on beş millik bir mesafe katet- nehri indi, ve Greencekye gitti, orada 24 tikten sonra Greenocka varacak. saat kaldıktan sonra, Southamptona ha -| İngiliz deniz tezgâhlarının en güzel e -|reket ederek, mayısta Amerikaya yapa « cağı ilk seferine hazırlanacaktır. Kraliçe Mari tarihin en emaiyetli ge| misi sayılmaktadır. Geminin bütün tahli-| hepsi su) serini, seyretmek için İngilterenin muhtelif yerlerinden bir buçuk milyon insan gelmiş- ti. Bunlar arasında en heyecanlıları, gemi- yıldönümleri vesilesile bile yurddaşları milliyet heyecanını tabrike çalışırlarken bi- zim hakiki zaferlerimizi unutup tarihin yap- rakları arasına gömmemiz doğru olmasa gerektir. 921 senesi başlarken Çorkes Etem mî"i*dılıı Du gdeğlami vani (d aei üü KA LN "l'““îkü“"“::.h:kî' hareketini geciktirmek ve ordumuza vakit unan kuvvetlerimizln tazyik Ve tatıbı e e darmaktan ibaretti; binaenaleyh bu zerine Yunanlılara kaçıp onlarla birleş -| *7ARC İ eişti. Yunanlılar.” Çerkes Eisesin kuvves PYazileyi Wadam sonm, ünün düşmün kırve lerile beraber kendi taraflarına geçmesin .ı'-*'-'l karşısında geriye çekildiler. Garp cephesi kumandanlığı (kumandan miralay den ve kuvvetlerimizin Etemi takibe me- ü Bi k İsrnet Bey - şimdiki Başvekilimiz Cene- mur edilmelerinden dolayı “'hı""“d"r.] ioönü -) he b in İsönü hâsıl olan boşluktan istifade emeline düş- n " N tüler ve bu fırsatı kaçırmak istemediler. 6 mevzilerine çekilmeleri emrini verdi. Bun- ikinci kânun 921 günü cenupta, Uşak mın- |lar (Söğüt) üzerinden, mevzün şimal kıe- takasında, bulunan kuvvetlerile Afyon ü - |Mına çekildiler ve 9 ikinci kânun 921 ak - zerine; Bursa civarındaki yedinci Ve onun- | teamI Gündüz Bey mıntakasına vardılar. çu fırkalarile de Eskişehir üzecine hare -| — Garp kete geçtiler. (Yunanlıların Bursa ve civa: | rinin çoğunu, Yunan taarruzundan önce is yında dört fırkaları vardı. Banlsrın ikisi ol- |YAn etmiş olan, Çerkes Etem Üzerine sev- dukları yerlerde kaldılar. Harekete geçen | Fetmiş bulunuyordu. ... Birinci İnönü muharebesi cereyan etti- #i sırada Anadolumuzda daha iki cephe mevcuttu: | — Şarkta Ermenilere karşı (Şark cep- hesi). 2 — Cenupta Fransızlara karşı (cenup cephesi). Şu hale nazaran Türk istiklâl ordusu bü- tün kuvvetlerini garp cephetinde Yunan- hılara karşı toplıyabilecek vaziyette de - i#ildi. Diğer cephelerde de düşmanlarım Hurdurmak; hattâ o cepheleri fi'len arta - dan kaldirabilmek için oralarda taarruz- Tara bile geçmek mecburiyetinde idi. Bundan başka o zamanki İstanbul hükü- metinin ve sarayın; din propagandasına, para kuvvetine ve cehaletine dayanarak Anadolunun şurasında, burasında çıkart- tığı isyanlara karşı da elde ayrıca kuvvet- ler tutmak İâzımdı. Halbuki büyük harpten sonra hemen bü- tün ordu terhis edilmiş ve bu terhis edilen ordunun topları, tüfekleri; memleketimizi Mütareke esnasında yer yer işgal eylemit bulunan İngiliz, Fransız. İtalyan kuvvetle - rinin muhafazası altındaki, depolara kapa- tılmıştı. Milli mücadeleyi idare için elde hazır para yoktu; varidat membaları kısır ve dat- dı. Yurdda fabrika denecek tek bir baca tütmüyordu. Bu sebepten milli mücadeleyi başarmak azmile toplanılmış olan askerin ne sırtında elbise, ne ayağında pabuç var- dı. Kit'alarımızın elindeki silâhlar da kar- ma karışık mödellerdendi. Bu sebepten bu silâhlara ayrı ayrı cins ve neviden cepha- ne tedariki pek büyük bir dert teşkil edi - yordu. Piyade kıt'alarımızın ne düşman e- teşine karşı korunmak üzere tahkimat ya- pacak portatif kazma ve kürekleri, ne cep- hanelerini koyacak kütüklükleri, na sün « Bülerini asacak palasta kayışları, hattâ ne de tüfeklerini omuzlarına asacak askı ka - yışları vardı. Süvarilerimizde bugünkü ma- Nnası ve şeklile ne eğer takımı, hattâ ne da Mızrak veya kılıç mevecuttu. Topçu bun - lara kıyas edilebilir.. Diğer fenni ve yar - dimci — sifatlar ise mevcut bile — değil... Sırunda kaputu, altına serecek beyliği. Üs- tüne örtecek battaniyesi olan nefer; elbise Ye techizatı tamam zabit kendini dünyanın €n bahtiyarı sayabilirdi. Yurdlarını, milli Hamuslarını korumak için ölüme atılmış 0- lan bu insanların bir tek hazineleri vardı: L dardı.) ta). iki fırkanin insan mevcudü (20,000) ka-| — (61 inci fırka ile VI inci fırkanın büyük kısmı). Bu kuvvetler asi Etem - çetelerini Bu sırada bizim Eakişehir mıntakasında | tepelemişler ve (Gediz) & doğru takibe dört piyade alayımız mevcuttu. (İkinci a- | koyulmuşlardı. İşte bu srada haber alınan lay Geyvede, yüz kırk üçüncü alay, İncir-| Yunan taarruzu Üüzerine garp cephasi ku- lide, yüz yirmi alıncı alay Nazifpaşada; | mandanlığı 11 inci fırkanın büyük kısmı « otuz ikinci alay Bilecik şimalinde ihtiyat- | da Kütahyadan trenle İnönü mevzilerine naklettirdi. İşte bu suretle, Söğüt üzerin - Diğer kuvvetler asi Etemin takibine | den çekilen (24) üncü fırka kuvvetleri İnö- memur edilmiş ve onun peşinde bulunu -İnü mevzilerinin şimal kısmını; 9 kânunu- yorlatdı. Bu dört piyade alayı ile betaber | sani akşamı yetişen (V1) inci fırka kuvvet- garp cephesinde alakonulmuş olan iki sü- | leri de bu mevzlin cenup kumıunı işgal ve vari bölüğü de düşmanla temasta bulun- | müdafanya memur edildiler. Bu sırada 4 mak üzere ileriye sürülmüşlerdi. — (Birisi 'üncü fırkanın büyük ksamı da Ankaradan Yenişehre, diğeri İnegöle). trenle nakledilerek yetişti. Bu kuvvetler de Düşmanın taarruzlarını İnönü şimal ve |mevzün orta kısmını işgal ve müdafaa et cenubuna doğru uzanan müdafaaya mü -|mek vazifesini aldılar. Bait arazide kargılamak tasavvur olunuyör- | — Bu suretle Türk ordusu üç fırkalık bir du. Tutulacak mevzlün şimal cenahı Sa -|kuvvetle İnönü mıntakasında müdafaan ter- karya nehrine doğtu; cenup — cenahi da | Hbatı almış olacaktı. çai dağlara doğru uzanıyordu. Bu mev- (Not: | — Müdafas mevrileri ya hare: zün Nisbeten zayıf kısmi merkezde idi. — (Ç , kalinde bulunan kit'alar tarafından iş- Yunanlıların ileri hareketleri şu suretle | gal veya evvelden işgal ve ihzar olunurlar. cereyan ve inkişaf etti: İkinci nevi mevzilere (hazırlanınış mevzi) A) İki koldan ve şimalden — ilerliyen | ismi verilir. İnönü mevzileri evvelden ta- (10) uncu fırka: Sol kolile (İzik) ce -| sarlanmış iseler de bu mevzileri işgal ve mü- nubunda (Pamucak) derbendi üzerine yü-| dafan edecek olan kuvvetler muharebe sa- rtüyordu. Maksat: Mevcut geçitleri gimale bahının arifesinde ve hemen de gece ka * hı;) mk-. Ş ai tanlığında — yetişabildiklerinden — mevzlin $ ifarka, sağ kolile (Yenişebir - | , ıdafaaya hazırlanması için kâli derecede Bilecik) üzerladen Küplü — istikametinde | saman bulamamışlardır. Hatık (24) Üncü ilerliyordu. Maksat; Türk ordusunan #i -| hrka, işkal ve müdafaa edeceği mevzilere mal cenahına ve, mümkünse, yanına taar: düşmüandan evvel yetişememiştir. Bu iti « dt aapİz s barla «Türk ordusu müdafanamı hazırlan. €) Cenuptan ilerliyen (7) nci fırka: mış bir mevzide yapmıştır denilemez. Sol (şimal) kolile (İnegöl şimalinde Me - cidiye". Nazifpaşa - Karaköy) üzerinden Bozöyük istikametinde. D) Ayni firkanın sağ (cenup) — kolu ruz etmek. 9 ikinci kânun 921 akşamı bütün bu 2 — Türk fırkalarının mevcutları düş- man fırkalarının mevcutlarından en az üç mitli daha noksandı. Birinci İnönü muha « (İnegöl - Mezit - Erikli) üzerinden (Ka -| tebesinin Türk ordusu tarafından kazanıl « valca) istikametinde ilerliyordu. Makaaı; | Datının yüksek kiymeti, bu iki esax göz Türk müdafaa mevzilarine cepheden tâaar- önünde tutulmak şartile ölçülmalidir. ) Celâl Di Mabadi vanın — nin İnşasında emekleri sebkat eden ame -| siye sandalları motörlüdür. ve içinde kaka da işliyecek kabiliyettedir. lelerdi. Hava güzel ve ılıktı. Ağzına kadar dolu olan küçük v—-î lar tezgâhın önünde bir yukarı, bir aşağı ma vardır. dolaşarak bu deniz devini seyretmiye do - yamıyan halkı gezdiriyorlardı. romorkör, büyük gemiyi çekiyorlardı, her , |taraftan mendiller sallanıyor, yüz binlerce ' Şu gibi istediği her zaman raydo işaretleri| insanın, yürekten gelen sevinçli bağrışma- | verir. ları gökleri dolduruyordu. Yd_ı-g Gemide her gün bir gazete intişar eder.| körün, dumanları birbirine karıştı. Nehre Ceminin matbaası her gün 12,000 y Hstesi basacaktır. inen gemiyi bir duman tabakası örttü. Kaptan köptüsünde yaşlı süvari Edgar Britten ayakta etrafına kumandalar veri « yordu. Yanında İngilizlerin meşhur kap -« tanlarından Kameron ve Mutch vardı. Müteaddit tayyareler halkın ve geminin üzerinden geçerek bu merasime iştirak e- diyorlardı. Halk İskoçya şarkıları söylüyor, ve on- ların milli çalgıları olan Kornemuse çalı -« yordu. Bir tarafta birisi, yüksek bir yere çıkmış, «Kraliçe Mari» için yazdığı bir şüri halka bağıra bağıra okuyor, diğer taraftan bir papaz, vapurun ömrü akibeti, uğurlu olmasına dua ediyordu. Eski ve müte - |kait bahriyeliler, hep bir tarafa toplan - mışlar, eski günlerini hatırlatan gemici şar- kılarını söylüyorlardı. gını kendi kamarasından söndürmek im- Derken düdükler çalındı. Kızaklar gıcır- | Lünımı haizdir. İstediği zaman damağa başladı. Cecedenberi bekliyen balk | ( ptuğu yeri, ateşi söndüren gaza garke- arasında bir alkış fırtınası koptu. Sabahın | der. İsterse ateşi su ile söndürür. ilk aydınlıklarında tezgâhin sağında ve s0-|haştan başa ateşe karşı gelecek vasıtalarla lunda iki büyük ateş yakılmıştı. Yedi tane | » ücehhezdir. Gemide her #mf yolcuları için üç sine| Bir yangın çıktığı zaman kaptan bu yan-| yangının| Gemi her tarafa vadyo ile bağlı Kraliçe Mari her selerinde yirmi — ton €v, 70,000 yumurta, yirmi ton balık, üç ton tereyağı, otuz ton patates, 2000 librel peynir, 4000 piliç, 4000 galon süt, 4000| libre sebze, 400 fibre çay ve kahve, 10.000| Hibre şeker sarfedecektir. Gemide 210,000 havlu, 92,000 peçerea| 12,000 garson elbisesi, 30,000 — çarşal, 21.000 masa örtüsü vardır. Gemide 800 tayfa temizlik ile meşgull olacak, 100 ahçı çalışacak, 14 kasap be lanacak, bir sürü ahçı çırağı hizmet ede - cektir. Gemide her sefer 750,000 bira gişesi| 21,000 viski gizesi, 285,000 maden suy1 Bişesi, 11,600 likör şişesi, 2000 konyal gişesi, 20,000 şampanya şişesi sarfedile - Kraliçe Mari nehrin akıntılı sularına ar- İceği tahmin olunuyor, ve hayretle: — Ay bu, gene mi burada?. dedi. — Kim bu?. — 644 senelik bir mahküm, — «4dw senelik mi?. — Evet, baktı. Sonra alaycı bir tavırla : sediyorlar ). Bu kadar küstahça konuşan bir mah- küm görmemiştim. — Sorun canım bana, size daha iyi- vini anlatayım. — İster misiniz?. dedim. — Neden istemiyeyim, Eserini gös - termiyen hangi müellif vardır?. KA Merakla baktım:! Kayıtsız, o da bana — Ne o dedi. Size bendan mi bah- Hayretim gittikçe artıyordu. Mü « Hayatta Gördüklerimiz Mahkeme koridorlarında Jandarma ile adliyenin iç merdive - ninden çıkıyordu. Mübaşir onu görün- sene katillikten. — Bu kadar çok ne çaldınız?. Dudak büktü: — Çok değil canım, 023» bırsızlık.. O kadar. — Niçin adam öldürdünüz?. Büu 'defa isyankâr: — Milletin kasasını soyan, elindek kadını verir mi yahu?. dedi. Sonra biraz daha mağrur ilâve etti: —- Ben erkeğim, elimden kadın al dırmam. — Demek şimdi «44n sene yatacak smnız).. Sâf bir çocukla eğlenir gibi gülerek — Halâ benim için bir fikir edineme diniz. galiba, dedi ve yürüdü. Muazzez FAİK p z aA C d

Bu sayıdan diğer sayfalar: