9 Mayıs 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

9 Mayıs 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ŞAT KT SON POSTA Hergün Küçük ve sabit iratlıların Vergi yüklerini Hafifletmek bahsi —— Yazan: Muhittin Birgen u sütunlarda bundan evvel iki defa kendimce çok mühim- bir bahse dokundum: Mademki bütçemizde ini, -» ardır, mademki hayat bugün ev- velki — <ere nisbetle daha pahalanmış- tır, şu .- .e buhran ve müvazene vergi- leri gibi - gilerin, küçük ve orta ka- yançlar leh * biraz olsun tadil edilmesi çok muvafık olur, dedim. Anlaşılıyor ki, bir aralık hükümet ma- hafili de bu ciheti düşünmüş, fakat, Mi N Müdafaa ihtiyaçları ordumuz için yeni tahsisatlar verilmesini iktiza ettirince, bu fikir, şimdilik olsun, bir tarafa bırakıl- mış. Evvelâ, şunu söyliyeyim ki ben bu ver- gilerle alâkadar olanlardan değilim. Bu noktayı tasrih edince, umumi menfaat ba kırnından zihni işgal eder. mülâhazaları Gaha rahat söyliyebilirim. * Benim kanaatimce, küçük ve orta ka- zançlar lehinde yapılacak tadilât, bizim bütçemizin varidat yekünu üzerinde ya hiç tesir yapmaz, yahut ta ya müsbet ve ya menfi küçük bir tesır yapabilir. Çün- fedakârlık, her ay piyasa- ya yöniden bir mikdar para atmak demek tir ki bu atılan para bir elde durmıya- ir. Her devir et birşey altr, tak, elden ele estasında bu par: tüccar birşey kazanır, her kazançta dev- letin bir hissesi olduğuna göre, bu harc- Yet, döner dolaşır, gene devletin eline birşey bırakır. Bunun için, neticede dev- letin varidat yekünu değişmez, belki de fasılların varidat üzerinde bir fark olur. Bunun ehemmiveti yoktur. Denebilir ki, devletin almaktan vazge- çeceği vergi mikdarının dönüp dolaşı aynen gene devlet kasalarına döne neye istinaden iddia edebiliriz? İtiraf e- derim ki bu işin kat'i bir hesabını yap- maya elbet imkân yoktur. Fakat, bu de- mek değildir ki, Maliyenin bu ay tiba- yetinden vazgeçeceği şu veya bu mikdar verginin, bir müddet sonra ve başka bir şekilde gene oraya dönmesi mümkün 0- Jamaz. Hem mümkün olur, hem de ek- yekânu Resimli Makale: Bazı dostlarımız bir kaç gün üstüste tıraş olamadıkları zaman kendilerini mazur göstermek için: — Hiç vaktim yok, derler, yahut ta işi lâtifeye boğarak: — Parasızlık neticesi, derler. Bu dostlarımız kendi kendi- leri aleyhine fena bir propaganda yapmakta olduklarının farkında değildirler, bilir, çünkü manlarda da Tıraş olmak ta uykusundan kalkal Çünkü yapmıyan rak telâkki edilir. Yemek tabakları Bundan sonra Kâğıttan olacak Avrupada şi ( HEK GUN BİR FAKAA | Birakamam laycı doktorlardan biri- oldukça yaşlı Bir gün Y nin” müayenehanesine bir adam gitmişti. Doktor. yüşlı adamı müuayene etti: Evvelâ, dedi, alkolü ve cıgarayı rakmalısınız.. Bu ikisinden vazgeçti- ğiniz takdirde yetmiş yaşına kadar ya şayacağımıza senet veririm, Yaşlı adam güldü: — Lüzutm yok. Bırakamam. — Niye?. — Şimdi yetmiş bir yaşımdayım da e yumu- an — küğü « pılan bu ta. af yemek ne derece sıcak olsun caktan mMüteessir olmâamakla yan - | mak tehlikesini gös:crmemek'ed.rleı.ı Çok kolay yıkanmakta olan bu - ların bif hususiyeti de kirilmamaları- | dir. Fiatları ise diğer tabaklar ile nis- bet kabul edilmiyecek dereceda ucuz - | dur. bu sı « Fransanın geçirmedik Ölüm tehlikesi Bırakmıyan Başvekili siği ile geri dönmesi, hatıra gelebildiği ka dar, fazlasını getirmesini hesap etmek te kabildir. * İşin Maliye tarafı böyle görünürken ik- tısadi ve içtimal tarafı daha parlaktır. Küçük kazançlı insanların elinde durma- yıp piyasaya gelecek ve crada yeni hare- ketler yapacak olan pars, valnız onu bi- dayette alanın değil, her elinden geçirö- nin de yüzünü güldürecestir. Yüksek ka- zançlıların eline geçecek paraların bir ta rafta hapsedilmesi ihtimali vardır; fakat, küçük kazançlının eline geçip te derhal piyasada istihlâk eşyasına inkılâp ede- cek olan para, bir tarafta toplanıp hap- sedilinceye kadar kimbilir kaç elden ge- çer. Bütün bu &ller bu hareketlerden memnun olacak, istifade görecek ve se- vinecektir. Bu hareket esnasında belki belediyeler.de kazanacak ve bugün dev- let sermayesile işleyen fabrikaların da bu canlılıktan ve kazanç taksiminden is- tifade hisseleri olacak! Dahili piyasayı şenlendirmek, bugün- kü dünyada her devletçi ve otarşik mem Jeketin en çok ehemmiyet verdiği iktı- sadi bir politikadır; biz neden buna yar- dım etmiyelim? İşin içtimal tarafına gelince, bu tarafı da hakikaten mühimdir. Memleketin kü- Çük kazançlı insanları, son zamanlarda yükselen fiyatlardan dolayı çok darlık çekiyorlar. Bunlara genişlik vermek Cumhuriyetin şerefi değil midir? * İşte, bütün bu sebeplerden dolayı, hiç olmazsa bir sene için bu işi tecrübe et- mekte fayda olduğunu zannediyoruz ve istiyoruz ki Millet Meclisi bütce ile meş- Bul olduğu sırada bu iş, bir kere daha yakından tetkik etsin ve mescleye müs-| bet bir hal şekli bulsun. İş gannedildiği gil hamlede hatıra geldiği gibi, büt- çeden bir fedakârlık değildir. Buna emin olabiliriz. Bence biraz - fedakârlığı bile mucip olsa, bunun yekünu ne olabilir ki bu ise dokunmaktan korkmaya sebep ol- Siz olsanız böyle bir karar verir mi idiniz? Norveçte bir hâkim çocukluğunda kendisini, sokakta dilenirken alan ve leyli mekteplere girerek okumasına ge- bep olan bir adamı, karısına fena mu- amele ediyor diye 15 gün hapse mah - küm etmiştir. Adam yetiştirdiği gen - €in kendi aleyhine karar vermesini bir türlü hazmedememiş, ve mahkemeye müracaat ederek öonün uğrunda sarfet- tiği bütün paraları geri istemiştir. Halk mahkemenin bu bususta vereceği ka- Tarı beklemektedir. Mücrimlerin sesleri plâğa alınıyor Mücrimlerin tanınması için Nevyork zabıtasında fotoğraf ve parmak izin - den başka yeni bir usul daha tatbik edilmiye başlanmıştır. Bu usulde müc- | *damdan bahsetmiştik. rimlerin sesleri pl: alınıyormuş. Bu suretle zaptolunan sesler her müc - ıimirğ dağîasm:l; hıfzediliyor, ve müc- e rim bir başka suç işlediği zaman, ses| VT b mütehassısları plçâkîuk: bsı:s.erır ihti -| P'F'ml Alber Saronun başına neler zazlarile mücrimin sesinin ihtzazla - | #timiştir: a M rının, adedini sayarak onu taniyorlar- Saro şimdiye kadar üç ken_e düello mış. Ğ etmiş ve bir defasında Puglesi - Critj isminde birisi kendisini karnından ya. Bundan bir iki gün evvel üstüste kazaya uğrayan, bir bakıma göre ta lili ve bir bakıma göre de talisiz bir Bir setmektedir. Bu zat Fransanın - eski Başvekillerinde Bay Albert Sarraut - Trenlerde havuz Amerikada Nevyork ile San Fransis-|dan zor kuürtülmüuştu. ko arasında işleyen trenlerde havuzlu| — Hindi Çinide bulunduğu zaman ih « vagonlar kullanılmıya başlanmıştır.Bu| tilâlciler, bulunduğu yere iki kere vagonlardaki havuzların boyu 22 eni bomba koymuşlar ve Saro tesadüfen 3,5 ve derinliği iki metredir, Yolcular iki defasında da ölümden kurtulmuş - havuzların içinde hem seyaha: etmekte tur. İnfilâklar olmuş, etrafında bulunan hem de banyo yapmakta ve yüzmekte- |lardan 15 kişi ölmüş, 290 kişi yaralan- dirler. mıştır. a Bqndın'bnşkiı müşteriler vıgnvı:annı Düello neticesinde yaralanan kar - üzerindeki sun'i kumsallarda da güneş nına bir gün delinin biri tabanca şık banyosu yapıyorlarmış. bu adam artık İSTER İ mış, bütün doktorlar İSTER İNAN “Adana muhabirimiz anlattı: «Döşeme mahallesinde bakkallık eden — Süleyman içinde I binlerce işçi kız çalışan bir fabrikadan getirttiği bir mal sandığını açlığı zaman içinde şöyle bir mektup bulur: yum, bu fabrikada mek istiyorum.» #un? Muhittin Birgen İSTER V Fransız | mecmuası da böyle bir adamdan bah-| ralamış ve bir Peri Tonite ihi ın | W Medeni hayatın zaruretleri $8 İnsan yemek yemek, su içmek için her zarnan vakit bula- emek ve su tabil bir ihtiyaçtır. En sikışık za- i karşılanacaktır. medeni hayatın zaruretidir. Sabahleyin n adam ilk iş olarak bunu yapacaktır. ihmalci, tembel, hayatırldân bıkmış ola- Diş çektirirken Acı duymamanın Çaresi nedir? Pariste bir diş doktoru hastala - rına cesaret ver- mek için hakika- ten şimdiye ka - dar — görülmemiş bir usul bulmuş- tur. Doktoar bir ta - kım güzel kadın- lar toplamış ve buniarı hastaları- nın beklediği in- tizar — salonunda ',u(urmıyq memüur etmişlir. Müşteriler kendileri gibi hasta zan- nettikleri güzel kadınlara karşı mah - cup olmamak için sancılarını ve dok - torun kerpeteninden hissettikleri acıyı İizhar etmemiye başlamış!ardır. Bu üsülün tatbiki doktora çok kâr temin etmiş pek az zamanda müşteri- leri çok artmış fakat diğer meslekdaş- Jarı doktorun aleyhine kıyam ederek |diş doktorları nizamnamesine muhalif Çolarak gayrımeşru rekabet yaptığı id- Fatasında bulunmuşlar ve bu vusulü menettirmişlerdir. En iyi eser hangi yaşta verilir? İnsan ruhunun inkişafı hakkında tet- kikatta bulunan İngiliz doktoru For - adaki neticeye vardığımı yazdığı bir eserde bildirmektedir. Kâ- şifler ile şairler 45, tabiatçıalr 52, ta- rihçiler 57, kanun vazedenler 53, riya- ziyeciler 56, hukukçular 53, romancılar da 42 - 45 yaşlarında en iyi eserlerini verirlermiş, doktora göre bu yaşlar bun ların. . kafalarının en olgun zamanına | rastlıyormuş. Paris halkının unutkanlığı Paris halkının dalgınlığı hakkında fikir edinmek isterseniz belediyenin bulunmuş eşyalar bürosuna gidiniz. bir gün zarfında orada şu manzara üe kar- şılacaksınız: Günde binden fazla anahtar, 1800 şemsiye veya baston, 800 kumaş pa - geeti SS0 aa yi |kurtulmaz, demişler, fal leyh gene iyileşmiş. * Mmüşarüni - ğu sırada 30 met- ikten bir otomobille nehre düşmüş, fakat gene bir şey olmamıştı. Harbı umumide de iki kere yaralan- mıştır, Onun için Bay Saro ölüm tehlike - sinden korkmaz, kendisine tehlikeden bahsettikleri zaman omuz silker.» NANMA! «Talihsiz bir kızım, kimsesizim, orta mektep mezunu çalışıyorum ve iyi bir kimse ile evlen- Bu mektubun altında sarih bir de imza vardır. İNAN İSTER İNANMA! Mayıs 9 l Sözün Kısa -i Hazır cevaplık —— E. Talu M eşrep bu, ya? Hazır cevap 0187 lata Bayılırım. Bir tek'defa M lislerinde bulunup ta, böyle hazır ceviP” Jıklarına şahit olduğum kimselerle, zan devamlı dostluk tesis etmişimdir Zevkleri mahdut olan bir zamanda, #€ ki, hoş sohbet insanlarla ülfet edebil değme nimetlerden değildir. Şampaf gibi için için kaynayan, kabına sığamâ! ta arada sırada taşan bir zekâinın zaçası adama inşirah verir, neşe bah3f der. t Çok defa, ağdalı, ağır, güya ilmi, akif demik sohbetlerin uyuklatıcı, esnetici #” girlerine mukabil, sırağı gelmişken bi bire, şimşek gibl patlayıveren bir nükt 'ye baha biçilmez. Elverir ki bu. nezili V€ zarif olsun, , | Eslâf arasında bu'kabil nüktelerile İf tihar ederek, yadı hâlâ hâfızalarda - yö$# yan pek çok kimseler gelmiş, geçmişe” Bunlardan, meselâ Manas Efendiye İ yetiştim. Yeniköyde komşumuz, ve mi hum babamın da dostu idi. Küçücük | cudiyetimle, ben o adamın meclisine bil oldukça, lâkırdılarına doyamazdımı Her gün yeni bir nüktesi duyulur, © vimizde tekrar edilirdi. Hatırımda kalâf ları vaktile Son Postanın «Her gün bil fıkra> köşesini ben işgal ediyorken, birer birer nakletmiştim. | Ezcümle, vaktin Sadrâzamından me * muriyet talep eden Manas Efendinin, DÜ hu beş on günde bir hatırlatmağa gittlf çe, Sadrâzam dalma: — Aklımda.. Demesi üzerine: — Ben efendimizle lâdes tutuşmadırı Memuriyet istiyorum! Cevabını vermesi hâlâ, hatırladıkça bE ni tenşit eden bir menkıbedir. Bugün bu mevzuu intihap etmekliğilii dün, yanımda cereyan eden şu muhaveft” den ötürüdür. J Birisi Ada sakinlerinden olan iki üŞi konuşuyorlardı. Adada oturan: — Ben, bu yaz Suadiyeye taşınıyorul> diye söze başladı. Öteki sordu: — Neden? Adanın suyu mu çıktı? Adalı acı acı başını sallıyarak: — Hayır, birader.. dedi. Suyu çıksil ayrılır mıydım?. Bilâkis çıkmadı, çıkmi” yor, çıkamıyacak — ta, onun için bıralif Eidiyorum. O gün biraz üzüntülü idim. Hazır ©© vap adamın bu zarif nüktesi gönlümü! tekmil pasinı alıp götürdü. Biliyor musunuz ? Şemlape e dağalkiineala 1 — 3 üncü Napolyonun karısı İmpâ * ratoriçe Eugenie nerede doğmuş, kaç şında, nerede ölmüştür? ; 2 — Moğollar ilk dofa kaçıncı asirdi Avrupaya akır yapmış'ar, nereye kadik gelmişler, bu akınları hangi kumandan'” idaresile yapmışlardır? 3 — İtalya bugün kaç vilüyetten müt? şekkildir? (Ceoabları yarın) (Dünkü suallerin cevabinrı) â 1 — Yeniçeri teşkilâtı Osmanlı hU Cutları dahilinde 400 küsur yı! yaşı tır. 1826 da İkinci Mahmud tarat ortadan kaldırılmışlardır. 2 — Groenland adasının genişliği metre murabbaldır, d 3 — Goncurt edebiyat mükâfatı 1869 tesis edilmiştir. —0 e— — eee 2 __.___-/ Londraya seyyah akını Lodrada çıkan Evening Standart YY zıyor: 5 : el Zenginnin malı fakirım çenesini )İF' rar, derler, Amerikalılar da şklld" . giliz aristokrasisi ile meşgul nhl)":i. lar ve taç giyme merasimi Mk)_"u , bazı istatistikler yazıyorar. Bu '?y,, İtistiklere nazaran Londraya ik: l!“)lun, seyyah gelecekmiş, bunun 50 bini rikalı olacakmış. Seyyahlar Londrada ikamet leri müddet zarfında 20 milyon liz Nlrası para sarfedeceklermiş- seyyah Londrada takriben üç haft lacakmış.» o0000 ettik IııF v a kr_

Bu sayıdan diğer sayfalar: