10 Mayıs 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

10 Mayıs 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Pazar tatiline en kapalı /|-dükkânda sakal traşı eden bir berber Bir polisin cürümü meşhudu ile başlıyan hâdisenin seyri mahkemede aydınlandı ve berber mahküm oldu Kumkapıda berber Zıyanın, pazar tatili münasebetile kapalı dükkânının #rka tarafındaki kapıdan müşteri alıp tıraş ettiğini haber alan polis memuru Derviş, dün, gizlice gidip içeri girmiş. Yervant — ismiğnde — birinin tıraşı tamamlanmamış bir halde, önün - de — havluyla tıraş sandal - yesinde oturduğunu gürmüştür. Bu sı- Tada da, Zıya, elektriğ! söndürmüştür. Elektrik tekrar yakıldığı vakit de, Yer- vant, sanda'yeden kalkıp saçlarını ta- ramıya başlamıştır. Dükkânda, Onnikten başka, Cevat, Mehmet, Onnik ve Sötiri adında: dört kişi daha bulunmaktadır. Bunlardan Sotiri ve Onnik, henüz tıraş olmamış- söze başladı.. Birhayli küfür ettikten sonra şakağıma yumrukla vurdu. Da- vacıyım. Maznun Niyazi de, Musfafanin evin- de beraber Takı içtiklerini, bir aralık kavgaya tutuştuklarını, Mustafanın şi- şeyle kafasına vurarak yardığını, sar- h!:ş olduğu için ondan sonra ne yap- tığını bilmediğini söylemiştir. Ayşe, Eda, Servet, Naciye ve diğer şahitler dinlendikten sonrs, Müddei -| umumİi maznunun cezalandırılmasın: istemiş, mahkeme de suçu sabit gör « düğünden Niyaziyi mahküm etmiştir, Aç karnına iki bardak şarap neler yapar ? —BON Fostari — Hâdiseler Karşısında Tenekeden diş Tanıdığım bir diş doktoru matbaaya gelmişti. Şuradan, buradan onlattı. Söz, tenekeden diş yapanlara intikal etmişti.. Diş doktoru birdenbire alevlendi: — Rezalet, dedi, bunu yapan adamları cezalandırmalı, Cezalandırmalı kelimesini hafif bul » muş olacak ki birdenbire yerinden fırla- yup bağırdı: — Ben olsam idam ederim. Bu şiddete karşı bir an sustum. Önun sükünet bulmasını bekledim. Sükünet bulunca sordum: — Bakkaldan aldığın yağın halis yağ aolduğundan emin misin? — Hayır, içinde yabancı maddeler var. — Sığır suçuğu niyetine aldığın suçuk. — Eşek etinden yapılırış alması ihti « mali çok. . Zeytin yağının zeytinden çıkmış ol- duğunu mu zannedersin? ağlar karıştırılat, — Tahan helvasına şeker yerine pate- ka koyduklarını duymadın mı? KA V D i — Duydum. Dün Sultanahmet İkinci Sulh Ceza| Dün akşam, sarhoş olarak Sirkeci Ş E Mahkemesinde mu gGivarında rezalet çıkaran ve bir kah -| — Yoğurd isi vardır. Ama; kolay- keme edilen Zıya bu beş kişinin arkadaşları olduğunu kendisinin dükkânda yatıp” kalktığını âğ ye gitmek üzere ar- ânda toplandıklarını söylemişlerdir. Şahit olarak dinlenen beş arkadaş da ayni şeyleri söylemişlerdir. Cürmümeşhudu yapan polis Dervi: venin camını kıran Yervant isminde | Ja tutturulm biri dün Sultanahmet ikinci sulh ceza hkemesine, verilmiştir, aç karnına iki bardak şa - Camın bedeli olan on beş miş bulunan Yervant, sarhoşluktan da2 lira para cezasıma mahküm edilmişti yoğurdun da her tarafta satıldığı vaki midir? — Vakidir. — Pandispanya gibi şevlere yumurta yerine türlü türlü madleler konulduğu | da? — O da muhakkak! — Peki dostum şimdi sor: bir sual. &- ğızdaki dişler yiyeceği çiğnemek için de- Fedakâr ve fakir bir genç. kızın acıklı macerası — Aşkı için bütün mahrumiyetlere katlanan genç B | £ | kız sevgilisini yeni nişanlısile kol kola görünce dayanamadı, tabancasını çekerek ateş etti Betti Nevyork - Nisan - Buradaki gazeteler çok acıklı bir aşk macerasının uzun tafsilâtını vermekle meşguldürler, Hâdise şöyle olmuştur: Şimal vilâyetlerinden Nevyork iktı - sat fakültesinde tahsilini yapmıya ge- len Betti, fakir fakat çok güzel bir kız lhilirler ve muvaffakiyete erişebi'r elt — için, ber mü: Robertson 3 | yenebilirlerdi. | İkinci b Şi şIaı:ında Betti, Rubcı;î | son'la bütün cesaret ve ciddiyetini t N layarak sordu: — Azizim dedi. Ben havai olmalif — hâdiseyi, gi lde anlatmıştır. Sil midir? şununla bununla flört etmek istemi * i Hd e Bil midir? Misafirlerden üçünün tıraş olmuş, — &.. — yorum. Eğer maksadın ciddi ise evlejit ikisinin de sakallı bulunması, Zıyanın Muallimler yardım teşkilâtı ÜE Memlekette lise tahsi yapıp dalmek imkânını buluncıya kadar, birbit — hafta tatili kanununa aykırı olarak ti-| —Ölen memür ve Muallünlere yardım| — *iYecek maddelerinden bazılarını|diplomasını eve götürdüğü zaman ba-İrimize karşı beslediğimiz sevgiye da * — raş etliği kanaatini tevlit ettiğinden, Zı ya, beş lira para cezasına mahküm edil Mmiştir. Polise hakaret suçu Ortaköyde polis Mahmuda vazife ha- linde hakaret eden ve yüzüne yum - rukla vuran Niyazi, dün, nöbetçi cür- mümeşhut mahkemesi olan asliye birin ci ceza mahkemesinde iki ay bir gün hapse ve 35 lira para cezasına mah - küm edilmiştir. Davacı polis Mahmut hâdişeyi şöyle anlatmıştır: — Bu Niyazinin ağabeyisi Recebi ta- nırım. Dün gece karakola gelip karde- şini Mustafa isminde biriyle kavga et- tiğini söyledi ve hâdiseye müdahale et- memi rica etti. Ben gittiğim vakit, Müustafa kaçmıştı. Niyazinin başından kan akıyordu. Boyuna küfür ediyor - du, Beni görünce: «Polisler.. neredesi- niz?, Biz size aylık veriyoruzl. diye teşkilâtı çalışma proğramını genişletmeğe karar vermiştir. Her ölen memur ve mü- allimin allesine yardım olmak üzere bir sefere mahsus olmak üzere teşkilâta gir- miş olanlardan 25 şer kuruş alınmaktadır, Bu para ihtiyaca kâfi gelmemektedir. Teşkilât varidat menbalarını çoğaltmağa çalışmaktadır. Bu arada önümüzdeki aylar içinde bazı tenezzühler ve toplantılar yapılarak para toplanacak ve Yardım daha geniş surette tutulacaktır. İlkmektepler müfredat programında tadilât İlk mekteplerde tatil eritlen müfredat proğramı tecrübe mahiyetindedir. Her se ne görülen eksikler tamamlanmakta ve program üzerinde tadilât yapılmaktadır. Bu senede temmuz ayı içinde Ankarada bir komisyon toplanarak bu hususta gö- rüşecek ve yapılacak tadilâtı tesbit ede- cektir. TÖNÜL İŞLERİ' “Cahil kadın mı, Münevver kadınmı?,, Bu evin beyaz keten örtülü, her va- kit çiçeklerle süslü yemek masasına, derli toplu salonuna, temiz giyinmiş saydım. Saymadıklarım da var ama on- ların da çoğu hileli, Sığır eti niyetine, eşek etini, yağ yeri- ne margarini, şeker yerine patekayı, velhasıl şunun yerine — bunu çiğneyen dişler, altın olacağına teneke olmuş ne çıkar. Mademki çiğnediği madde hilelidir varsın o da hileli olsun! bası: — Şimdiye kadar söylememiştim. Fa kat artık mademki diplomanı aldın. beni dinle, demiş ve kızı bulunduk - ları kasabanın ilkmektebindeki mu - allimin istediğini söylemiş. Betti bir aralık düşünmüş, — Baba, demiş. Senelerdenberi ha- yati zorluklar içinde, parasız pulsuz kıvranıp duruyorsunuz. Fedakârlık - larla beni okuüttunuz, tek kızınızım, er- kek kardeşim yok ki sizi bu bulundu- ğunuz mevkiden çıkarıp kurtarabilsin, Müuallimle evlenirsem ne olacak? Onun kazancı size medar olacak vaziyette de- geçiyor. Son sene zarfında Robertso yanarak sabrederim. Fakat sen gönlüt J nü eğlendirmek istiyorsan bana a€lım — Ve bu maceradan çok ilerlemeden vâ2f geçelim. n Roberison bu ciddi ve samimi söz * —— lere ciddi ve samimi bir cevap veriyatil —| — Betti diyor, biz ölünciye kadar bet — raber yaşıyacağız. Aradan bir müddet geçtikten sonrü her ikisi de fakir bütçelerini birleştii — | miye karar veriyorlar ve bir pansiyolik — tutarak beraber oturuyorlar, , send Aradan bir sene, iki sene, üç 7 ğildir. Hem size faydalı olmak, hem de|nun babası öldüğü için parasız kalıyoff iyi bir istikbal temin edebilmek için|lar. Bunun üzerine Betti fedakâr sevi ben Nevyorka gideyim. Bir taraftan tahsilimi yükseltir bir taraftan da ça- lışırım. Eğer evlenirsem, yüksek tah- sil muhitinden istikbali parlak bir gençle hayatımı teşrik derim. Bu su - retle siz de yahat edersiniz, ben de ev- lenemezsem de gene sizi ve kendimi müreffeh geçindirecek bir meslek sa- hibi olurum. Bu mantık tabif çok doğru görülü - yor, Baba ve ana memnun oluyorlar. Biy gün, baba, kızını ufak bir valizile Nevyorka müteveccihen trene bindirir — Nevyork kalabalık ve korkunç bir ©O sene mezün oluyor ve derhal bir racat şirketinin muhasebecil rak çalışmıya başlıyor. Artık evlene * ceklerdir. Betti'nin hayalleri gözüni ç önünde canlanıyor, ve hesapların içine gömülen Robert * giliden beklenecek hareketi yapıyor. — Senin tahsil etmen ikimizin menfaatinedir diyor. Kendi sabahl da bir gazete !darehanesinde bir-İş | luyor. Tahsilini son sınıfta bırakıyoli l ve Robertsonu okutmak için iki mislk — çalışıyor. v Robertson zeki, cevval bir çocuktul'u ini ala © Bir sene daha geçiyor, rakamlafıllk — K iyermiş diyor, kızım senden eminim|son müşfik Bettisini unutuyor, ve Mi « Beş arkadaş arasında münakaşa gece yarısından sonraya kadar sürdü. Teyzeciğim. Nihayet sana sormaya karar verdik: Bir erkeği cahil bir kadın mı daha mes'ut eder, yoksa münevver bir ka- dın mı? Ne dersin?» * Yukarıya koyduğum gatırları beş imzalı bir mektuptan çıkardım. Bu gençlere nasıl cevap vereyim, müte- reddidim. Cahil ve münevver kelime- lerini okuduğum dakikada gözlerimin önüne iki levha geldi, ikisinde de ya- kından tanıdığım birer aile var. Bu iki tablonun birincisinde kadın yıllarca evvel ancak ilk tahsilini yap- mMış, öğrendiğini de sonraları yarı ya- rıya unutmuştur. Bazan memleketin iylce yüksek tabakasında çalışan, mü- nasebetleri olan kocasile birlikte bir salona gitmek mecburiyetinde kalır. Muhavere esnasında bilgisizliğini gös- termemek için hiç ağzını açmıyarak duruşuna acırım, bu muddet zarfında kocasının halini ise hiç sormayınız, zavallıcık karısı bir pol kıracak kör- kusile titrer durur. Fakat bir defa bu salondan çıkıp da evlerine döndükleri zaman dünyanın en mes'ut erkeği o - dur, çocuklarına, ben bile gıpta (le baka - Tım. Bilirim ki bu evde geçimsizlik, dedi- kodu, anlaşamamazlık yoktur, hayatı karşılıklı bir itimat il2 zevk edinerek yaşarlar. Bu, tabloların birincisidir. İkinci tabloda da birincisindekinin tamamen aksine bir kadın vardır: Yüksek tahsil görmüştür. İngilizçeden başka Fransızca da bilir. Hattâ biraz Almancası da mevcuttur. Karı koca «İş» ve «Fikir» hayatı yaşarlar. Bu toplantı sizin, ötekisi benim, bu gece konseri siz vereceksiniz, yarın nutku ben söyliyeceğim, evde sofra nadir kü- rulur, Salon toz içindedir. Tek çocuk- ları ise hep hizmetçi elinde. Tablonun ana hatları bundan ibaret olsa gene iyi. Fakat maalesef işin bir de dedikodu safhası vat: Kadin ve er- kek kendi âlemlerindedir, yekdiğerine karşılıklı bir serbesti bahşetmiş ola - Tak.. * ?hu kadın mı? Münevver kadın mı? Ne biri, ne de ötekisi, aziz çocukla- rım, münakaşanıza şöyle bir son ver- seniz olmaz mı? — İkisi ortası.. TEYZE Hmireik ) üstüne pembe Robertson'u evveldenberi beğeniyor, Sağı Galldinüiz g_ düz gri fanile- sevgisini kalbinde eziyor, mukavemet den yapılmıştır. Yaka eteğin kumaşından, | “dyordu. kıravat pembedir, Yeleğin arkası da düz| O gün hayatında ilk dfa zaaf Böster- Bgridir. Solda — Sade bir takım. Sarı renkte |fena bir genç değildi. O da fakirdi. Fa- yünlü kumaşa garnitür olarak kahve ren İkat zeki, çalışkan ve cevvaldi, hayat « Bi kumaş konulmuştur. Kıravatın üstün- |larını teşrik ettikleri takdirde birbirle- deki markalar sarı deridendir. amma, ne olur ne olmaz gözünü aç ve bize bir gün, keşki muallimle evlensey di, dedirtme diyor. İhtiyar adam kızını öpüyor. Ve tren hareket ediyor. Beti Nevyorkta bir ti- carethaneye giriyor, fakir - talebelere koruma cemiyeti ona bir iş temin edi- yor, Diğer taraftan da iktısat fakülte- sine devam ediyor. Çalışkan talebelerin hayatı taham - mülsüz güçlüklerde geçer. Betti de bü- tün gayretine rağmmen fevkalâde yo - Tulüyor. Mahrumiyet, — mesai, ders, ltüleri arasında buna- essesenin direktörünün zengin kı tutuluyor. dığı için bu münasebeti hoş görüyoü — Bir gün ansızın beraberce Aksayı Şaf' — ka seyahate çıkıyorlar. Bütün bu mür; —— ceranın sonunda Bettinin elinde | mektup kalıyor. «Beni affet fedakâr —— hklarını ödeyecek mevkie geliyorum Kusuruma bakma.» tekrar Amerikaya avdet etmesini bt liyor. Ve üç ay soyra delikanlı k da yeni nişanlısı ile vapur köpruğü”; den aşağı inerken onu vurup öldürü Direktör de kendisine bir damat afâ' — d i Betti, Robertson'un yeni sevgilisi ile hyor. Ve günün birinde sınıf arkadaş-|yor. larından Robertson'un ısrarlarına da-| Hâdise henüz mahkeme safhasınt yanamıyor. Akşam beraberce yemek yemeği kabul ediyor. Betti genç ve güzel kızdır. Her genç ve güzel kız gibi onun da kalbi vardır. mişti. Bununla beraber Robertson da girmemiştir. Herkes genç kıza acımak? ta ve beract etmesini can ve göni temenni etmektedir, ; Sekiz klüp maçları Dün Şeref sahasında Milli Küme b#? ricinde kalan sekiz klüp turnuv: devam edilmiştir. Alınan neticeler lardır: Beykoz i - Anadolu 0. Vefa | - Hilâl 4. ğ 'Topkapı 2 - Süleymaniye 2. Maçlar oldukça zevkli ve b!)'“'n!?, ha rine istinat ederek kuvyetli bir çift ola- |olmuştur. kolunt — | SESE

Bu sayıdan diğer sayfalar: