10 Mayıs 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1 .____Eııayıs SON POSTA n İTTİHAT İttihat ve Terakkide on sene Id üncü kısım VE TERAKKİNİN Talât, Enver - ve Cemal nmasıl kaçtılar, nasıl öldüler ? Yazan: Eski Tanin Başmuharriri Muhittin Birgen —— Artık İstanbul hükümetinin hiçbir nüfuzu kalmamıştı. Bütün gözler ve kulaklar Ankaraya çevirilmişti No, 29 — SONU e!? Zaman, İn_g%.lızler karalarını verdi- ! Ankarayı İstanbula çekmek. rinDamat_ Ferit hükümeti istifa etti; ye- * Salih paşanın riyasetinde muütedil ğîr hükümet geldi ve intihaplar başla- Milli mücadetenin ilk siyasi zaferi mBuı milli mücadele tarihinin, düş - ..an_?aî'a karşı kazanmış olduğu ilk ve :Ğ“k siyasi muzafferiyeti idi. Bu sıra- n 9, âartık biz de rahat rahat meyda- 4 çıkmıştık. Hep meydanda idik. Her- Ces bir sahada, kendisine göre çalışı * âîîd“- Nadi, bir: zamandanberi kapal: ân «Yeni Günsü tekrar çıkarmaya €Şebbüs etti ve ben de oraya yazı yaz- MiyYa başladım. Ü âm «Yeni Günsü çıkarmaya başla- Simiz sırada idi. Dahiliye nazırı mı, î:ıksa sadrazam mı, Nadiyı nezdine da- tanbedeTEk Mustafa Kemai Paşanın İs- di Ula gelmesi için tavassutunu iste- tı îr' _bîadi gelip bana keyfîyf:ti anlat- tık âel'—il birlikte müzakere ettîk. O, ar- hi kur Şeyin olup bitmiş olduğu ve ye- üğ Tu]acak milli meclisle onun kurş- bigı Milli hükümetten sonta müsait yapmanın imkânı elde edilmiş fikrine mütemayildi. Ben ise, İdim tamamen aksi bir mütaleada Ankğ Hükümet, telgrafhaneye, Nadinin bi Ta ile istediği gibi muhabere ede- â i için talimat vermişti. O telgraf. bjrneyf gitmezden evvel daha etraflı Na d?;u“îhre_lerde bulunduk. Neticedğ, *ol alelâde tavassuttan ibaret bir fiıu_ioıv'narr_ıa.—'»ı ve kendisi namına, bu hd ıktemç- etmemesi esasını kararlaş- Ha Na_fğı gidip muhaberevi yaptı ve p t ettiği zaman, Mustafa Kemal zaten İstanbula gelmek tema- bulunmadığı haberini getirdi. rine Rauf Bey gelecekti. hun İhaber, benim için rahatlıktı. O - Stanbula gelmesi hilekâr bir düş- ine kurduğu tuzağa düşmesi demek e ktı. Onun bunu anlamaması kabil Bildi Gürültülü bir intihap mücadelesi ha0 Zamanki hükümet, kasten milli 3reketi boğmak ve Mustafa Kemal 2$9y1 tuzağa düşürmek fikrinde ol - n.l.lyabilirdi; o hükümetin adamlarına ğî’fe mesele basit idi: Bir hareket ya - Yetm;î' bundan bir derece muvaffaki- — fdsıl olmuş, milli bir varlık göste- “Miş olduğu için düşmanlarda Tür - iYe lehine bir temayül vücuda gelmiş talîllu’_lmasın_dan istifade edilerek <işi Eskilsğ' bfıg_]amak icap ederdi. Onlar, v abiâli |oportünizmi ile vaz'yet! Ş tarzda mütalea ediyoriar, artık her- ;Sl_n barışmasını istiyorlardı. Onların n'îü?rfCE. daha fazla gürültü ederek, kızdîlt taleplerde bulunarak İngilizleri öa Tmamak gayet akıllıca bir siya - olacaktı. «Anadolu ve Rumeli Mü- ; ;şflîîı Hukuk Cemiyeti» nin bütün lip atı VE reisi ile artık İstanbula ge- b ğ?adışahın yanıbaşında» normal n el" h_Uk_ümet yapması ve parlâmento hi irlikte memleketi idare elmesi Nasip olurdu. Mustafa Kemal Pa - şîmğ Işta_nbu!a gelmesini, daha ziya- l u fıkırlıîr ve bu maksatlarla isti- ardı. Türkiyeyi İstanbuldan ve m;;ğştı de padişahtan ibaret zannet - ni be'ıbaşhyan bu hatalı görüşün, ye- nahkaşl,amış .OJan_millî davaya bir fe - N b_ğaeâl)_flecegıni, O zamanki insan- ğ It turlıîı anlıyamıyorlardı. Esasen, hların gelişlerine göre anlamalrı da Barip olurdu. Istan_buıda hayli gürültülü bir inti- gâpxmı_'ı.cîde!esî oldu.Ben o sıralarda anlf- ;'*_nrurîvnl ittihatçıların parlâmen- icîhna Sirmelerine muhalif idim. Bunun ; o* O Sırada İstanbulda bulunan bazı *Orüm eşrafımın bana yaptıkları tekli- Dıaeağı Unun Yülünde jfe muvafakat etmediğim gibi benimle hemfikir olan Nadi de Muğlanin tekli- fine bu tarzda cevap verdi. «Yen: Gün» ü serbest bir «milliyetçi» gazete haline getirmek ve bütün kuvvetimiz- (le, demokratik, milli, müstakil bir Tür- kiye davasının müdafiliğini yapmak istiyorduk. Edepsiz itilâfçıya da, sek- ter ittihatçıya karşı da ayni suretle mü- cadeleye ahdetmiştik. Bütün gözler Ankarada Artık İstanbul hükümetinin hiç bir nüfuzu kalmamıştı; Hürriyet ve İtilâ - fın bütün kuvveti, bir kaç baş ile pek; mahdut bir aveneden ibaret idi. Bü - tün hükümet teşkilâtı, gözünü ve ku - lağını Ankaraya çevirmiş, her emri oradan bekler hale gelmişti. Hattâ, İs- tanbul hükümetinin, hiç olmazsa İs - tanbul civarında kendi kuvvetini tem- . sil edeceği için gayet büyük bir dik - katle kendi elinde tutmak istediği po- lis ve jandarma kuvveti de manen bize geçmişti. O kadar ki ben kolaylıkla her iki tarafa da sokulmuş, hattâ en mah-| rem haberleri bile alıyordum. Meselâ, bilâhare kendisi ile Kefken | adasında dostluk yaptığım İpsiz Re - ceb'i en evvel, jandarma ve polis dai - relerinde öğrendim. İpsiz, Karadenizin eski bir kurdu, bir tuz kaçakçıs:, küçük çapta bir nevi korsanı idi. O da şimdi;, kendi başına millici olmuştu. O sıralar- da henüz Ankara ile münasebetı olma- dığını, bilâhare arfladığım bu ihtiyar kaçakçı, İstanbul civarında - polisin, Trakyanın Karadeniz sahillerinde de jandarmanın başına belâ olmuştu. Bo- ğazın Karadeniz mıntakası onun elin- de idi. Orada yapılan intihabat Lâzla- rın hâkimiyeti altında idi. Itilâfçıların başlarını, gözlerini yarı - yorlar, ondan sonra takalara binip giş diyorlar, daha sonra tekrar geliyorlar- dı. Trakyanın Karadeniz sahillerine yakın olan taraflarında ise İpsiz arada bir bir mıntakayı basıyor, kendisine göre bir. siyaset içinde, millicilik veya ittihatçılık vukuatı yaparak, tekrar bir tarafa çekiliyordu. Eşkıyanın millileşmesi Bununla beraber, eşkiyanın ve ka - çakçının bu kadar millileşmesine mu- kabil, İstanbulda, hâlâ bir kısım mü - nevver, manda davası gütmekten hâli değildi. (Arkası var) YALNIZ BAKER Mağazaları Hali — hazırda PARDESÜ RAGLAN TRENÇKOT REVERSIİBLE'ln En müntehap çeşitl2rini Her yerden ucuz fiat ve müsait şartlarla TAKDIM EDEBİiLİR. Arada bir | polislere dayak atıyorlar, Hürriyet ve ; Savfha 9 Yazan: Mik. Zöşçenko basit bir vak'a ile meşgul ettiğim için af- fınızı çok rica ederim. Geçenlerde halk mahkemesinde çok hoş bir dava dinle - dim. Dinleyin, size de anlatayım. Bir kadının kocası işinin çokluğunu bahane ederek her akşam sokağa gider- miş. Hakikatte bu adamın geceleyin hiç bir işi yokmuş.. Tanıdığı Rostoflu bir ka- dınla buluşmak için karısına bu yalanı uydururmuş. : Bir zamanlar bu Rostoflu kadınla bu adam arasında, Rostof şehrinde kuvvetli || bir aşk macerası geçmiş. Moskovada tek- rar birbirini bulan bu çift yeniden eski aşk hayatını yaşamağa başlamışlar.. Adam geceleri sokağa çıkabilmek için daima karısına yalan söylemek mecburi- yetinde kalırmış. Karısına işe gidiyor - muş hissini vermek için beraberinde portföyünü de götürürmüş. Adam bir gün her vakitki gibi işinden eve gelmiş.. Akşam yemeğini yemiş. Ga- yet acele bir işi olduğundan bahsederek | | | | Çeşiller tükenmeden evvel istediğinizi intihab ediniz. hemen sokağa çıkacağını söylemiş. Karısı, tabii suratını asmış.. Bu bitmez tükenmez gece işlerinden illâllah dediği- ni söylemiş. Karı koca biraz münakaşa yapmışlar.. Adam portföyünü, paltosu - A A AW ĞÜL YRETTİN GN T lek YALE FN MA AAA me.xxw““î N'_X IC AA BİRE, >TODO AA e PORTFÖY Rusçadan çeviren: Alaz B . Benim sevgili okuyucularım; sizi böylejfnu, şapkasını almış kapıya doğru yollana mış. Tam dışarı çıkacağı sırada elektrili şirketinin tahsildarile burun buruna gele miş. Koca, o ay ne miktar elektrik sarfiyatı yaptıklarını anlamak için duralamış. He-« sapları tetkik ettikten sonra cebinden cüzdanını çıkararak parasını vermiş. Ve yeni bir aksilikle karşılaşmamak için he« men sokağa fırlamış. Fakat bu patırtı a- rasında farkma varmadan bir yanlışlık yapmış. Aceleden, kendi portföyü yerine elektrik tahsildarının portföyünü kol « tuklamış. Onun yerine de kendi portfö e yünü bırakmış. Elektrik tahsildarının portföyü yelken bezinden mamul kabaâ saba, kirli bir portföymüş.. İçinde şirkete ait bir sürü evrak varmış. Fakat bizim koca, zihnen çok meşgul olduğu için bu« nu farkedecek bir vaziyette değilmiş. Aksi gibi kocanın poriföyünde, sevgi « lisine hediye edilmek üzere bir kutu şe« ker, bir kadın eşarpı ve buna benzer di- Ber kadın eşyası varmış. Demek ki evde unutulan portföy bu İkadın eşyasını muhtevi olan portföymüş. Sevgiliye götürülen portföy de enti püf- ten kâğıtlarla dolu olan portföymüş. Koca randevusuna biraz geç kaldığı içinmi, bilmiyorum niçin, sevgilisi onu odasına kabul etmek istememiş. Kocayı merdiven başında karşılıvarak Rostoftan amcasının geldiğini söylemiş ve onunla tiyatroya gitmek için sözleştiklerini an « latmış. Bizim mühendis kocanın bu işe pek zi- yade canı sıkılmış.. Gecesinin zehir ol « duğundan bahsetmiş.. Neyse, sevgilisi ya« rin akşam için tekrar randevu verince biraz yüreği ferahlamış. Fakat ne de ol- sa, kaybolan bu — gecenin acısı içinde kalmış.. Canı sıkılmış ve zihnen meşgul bir halde sevgilisile vedalaşmağa başla « || maş... İşte ancak bu esnada, nasılsa, gö « züne elindeki yelken bezinden mamul, p's ve kendisine ait olmıyan portföy ilişe miş,. Bu kendisine ait olmıyan pis portföyü ancak şimdi, burada, eline aldığına kuvs vetle kani olduğu için bunu koridordaki masanın üzerine koymuş ve kendi port-s föyünü aramağa başlamış. Garip bir tesadüf neticesi olarak ko « ridordaki masanın altında bir başkasının portföyü duruyormuş.. Fakat bu portföy meşinden mamul olduğu için mühendi « sin portföyüne — benziyormuş. Mü « hendis koca, kendi portföyünün masa al- tında oluşundan biraz hayrete kapılmış.. Onu oraya ne zaman koyduğunu hatır « lamağa çalışarak koltuklamış. Tam bu sırada sevgilisi kulağına gayet hoş bir şey söylediği için b portföy işini düşünmekten vaz geçmiş.. Sevgilisine ge- tırdiği hediyeleri de' yarın akşam ver « meğe karar vermiş. İşin garibi mühen « dis masa altındaki çantayı ahp giderken, sevgilisi de - bunun amcaya ait olduğu- nu bilmemesinden ötürü olsa gerek - öna hiç bir şey dememiş.. Mühendis sokağa çıktıktan sonra port- föyünü sallıyarak evinin yolunu tutmuş.. İşte tam bu esnada İnühendisin evinde de kızılca bir kıyamet kopmuş* Elektrik parasını alıp makbuzları imzalayınca tah- sildar gitmeğe hazırlanmış,... Fakat ken- li portföyünün yerinde yeller estiğini gö- rünce feryadı basmış.. Evdeki cocuğun portföyü her hangi bit yere sakladığını sannettiği için evin altını üstüne getir- (Lütfen sayfayı çeviriniz)

Bu sayıdan diğer sayfalar: