10 Mayıs 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ö w © Begendıgın VA erkek tipleri hangileridir” — 297 — Kazancıma kanaat edecek kadın Beğendiğim kadında sıhhat, söz ve söhbet olduğundan başka evinin işlerine de ait bilgisi ve çocuk sevgisi tam olarak bulunmalıdır. Dolgun beyaz vuecüdlü, süzgün bakışlı, orta boylu olmalıdır. Kazancıma kanaat etmeli, mühitine karşı hoş görünmelidir. Beyazıt Okcular başı numara G1 de Hilmi —. .d0ğ — Beğendiğim kadın: Güzel kadın - Beğendiğim kadın datma güzel kadin- dır. Boyu orta, vücudü balık etinde, elâ gözlü, ufak burunlu, ufak ağızlı ve kü- çük dişli, tabiati uysal, tahsili orta olma- lıdır. Balıkesir Bürhaniye Hükümet caddesi No. 11 de M. Ekrem — 4 FT Yüksek tahsil gören bir kadın evile meşgul olamaz | Beğendiğim kadın; tabit güzelliğini mu hafaza eden, makiyajsız bir çehreye sa- hip olan, erkeğini ve bulunduğu meclisi bulandırmıyacak derecede neş'eli olan kadındır, Hayatta karşılaşacağı müşkülleri erke- gile el ele vererek bertaraf etmeli, feda- kârlıktan çekinmemeli ve het müşküle karşı hazırlıklı bulunmalıdır. Bence yüksek tahsil görmüş bir kadın evile ve erkeğile fazla meşgul olamaz. ha yali arzulardan evvel hakikatı görüp an- İryan kadın beğendiğim kadındır. Kadıköy Osmanağa mahallesi bekçi sokak l1 numarada Nuri Kesem Kadın neş'eli olmalı! Bence ideal bir kadın 1,60 - 1,70 boyun- da, sarı dalgalı saçlı, yeşil veya mavi göz lü, ince belli, kilosile boyu arasında az bir fark olmalıdır. Tabii sıhhat başta gelir. Neşeli, olmalıdır. Çünkü kadın evde bir gül gibidir. Nasıl dalların ve yaprakla- rın altında derin bir zevk içinde dinlenit- gek, onun yanında da ayni zevki duyma- dıyız. Orta ile lise arasında bir tahsili ol- Mmalı. Yalnız bu tipte bir genç kızı Diyojen gibi elimizde fener arasak bulamayız. Hayali ile meşgul olmak bile bir teselli sayılır. Taksim Cumhuriyet caddesi Uğurlu apartıman Rıza Taycan - aa görünmelidir. Bilgisi olmalıdır ve bu bil- —malı ve erkeğine saygı göstermelidir. kadın ve — 101 — Yalnız yuvasına düşkün olmalıdır Beğendiğim kadın tipi şudur: Sarı saçlı, uzun boylu, ve benimle ay- nı yaşta olmalıdır. Fazla titizlik göster- 'memeli, yalnız yuvasmâ düşkün olma - lıdır. Aynı zamanda evin de daima şen gisini çocuklarına aşılamalıdır. Giyinmesi ne dikkat ve itina etmeli, müsrüf olma- Ankara: B. Kemal (Sarih adresinin neşrini istememiştir) — 102 — Erkek çapkın olmalı ! Çapkın erkekten hoşlanırım. Güzel ol- ması şart değildir. Uzun boy, geniş omuz, kuzgüni siyah hafif dalgalı, vaktinden ev vel şakaklarına kır düşmüş saçlar, koyu yeşil veya lâcivert göz, esmerce. Böyle bir erkeğin denizci olmasını çok Ankara: Aysel RADYO bugünkü Program İSTANBUL 10 - Mayıs - 937 - Pazartesi Öğle neşriyatı: 12.30: Plâkla Türk musikisi. 1250 Hava « dis, 13.05: Muhtelif plâk neşriyatı. Akşam mneşriyatı: — 17,00: İnkılâp dersleri üniversiteden nak- len. Mahmut Esat Bozkurt tarafından. 18.30: Plâkla dans musikisi. 19.25: Afrika âav hâtiraları. Salt Salâhattin Cihanoğlu tara- fından. 1950: Konferans: Spor fevaidi hak kında Bay Hulki.tarafından. 20.00: Rifat ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları. 20.30: Bay Ömer Rıza taras İfından arapça söylev. 20.45: Saflye ve ar - kadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları: Saat ayarı. 21.15: Şehir tiyatrosu dram kısmı (L A K M E), 22.15: Ajans ve borsa haberleri. 22.30: Plâkla sololar, Opera ve öperet parçaları. YARINKİ PROGRAM 11 Mayıs 937 : Salı İSTANBUL Öğle neşriyatı: 12.30: Plâkla Türk musikisi, 12.50 Hava - dis, 13: Beyoğlu Halkevi Gösterit kolu tara- fından bir temsll. Akşam neşriyatı: 17: İnkilâp dersleri: Üniversiteden nakleri Yusuf Kemal Tengirşenk tarafından, 18,30: Plâkla dans musikisi, 19,25: Konferans: E- minönü Halkevi neşriyat kolu namına Nus- ret Sefa, 19,50 Konferans: Spor fevaidi hak- kında Bay Sami Karayel tarafından, 20: Bel- ma ve arkadaşları tarafından Türk musi- kisi ve halk şarkıları, 20,30: Bay Ömer Riza tarafından arapça söylev, 20,45: Cemal Kâ- mil ve arkadaşları tarafından Türk musi- kisi ve halk şarkıları: Saat ayarı, 21,15: Orkestra, 22,15: Ajans ve borsa haberleri, (Sarih adresinin neşrini istememiştir) 22,30: Plâkla sololar, opera ve operet par- çaları. Adanada yakalanan firari katillerle görüşebildim (Baştarafı 7 inci sayfada) duğumuz seyyar hanenin defihacet kapı- | sında gizlice beklediğimi bıldirdim. O, bu davetime icabet edeceğini, bana bir baş eğişile adadı. Ben, kapısında, çift sıfır taşıyan höc - recikte önü, daha doğrusu onları çok beklemedim. Onlara: — Siz, dedim, hapisaneden nasil kaç- tınız? Tevfik ve Abdullah, hiç düsşünmeden cevab verdiler: — Kapıdan! — Ya, kesilen parmaklık? İkisi de gülüyorlar: — Kesilen parmaklığı biz de gazete - lerde okuduk! Eğer bu doğruysa, mah - pusları bir saysınlar. Çünkü bizden baş- ka eksikleri çıkacaktır! — Haydarpaşada, marşandiz vagon - larının altına girdiğiniz doğru mu? — ÖOnu da okuduk. O da yalan. Biz, Haydarpaşadan Pendiğe ksdar yayan yürüdük. Ve orada, marşandiz vagonla- rının gardöfren kulübelerinden birine girdik, — Sonra? — Eskişehirde indik. Eskişehirde, iki gece, orada tanıdığımız, ve ismini bile bilmediğimiz, kadına misefır olduk. Ve Eskişehirden, otomobille Akşehire git - Son Posta'nın Tefrikası: 29 IÇTT LENLİSo Fakat mademki ferah ferah ge - çinecek kadar üç beş kuruşumuz var; artık bizim için saadet; sevebileceğimiz, anlaşabileceğimiz, iyi yaradılışlı bir eş bulmaktadır. Bizi kırmasın, bizi aldat- masın; sevinçlerimize, zevklerimize, üzüntülerimize ortak olsun, elverir!.. Bizim elimizdekini, avucumuzdakin! “yeyip bitirmesin de, isterse onun on parası olmasın, biz kendisinden başka bir şey istemiyoruz. Ablam da, ben de, tâ çocükluğumuzdan beri böyle düşü - hürdük. Geçenlerde İzmirli bir adam onu istemişti. Biraz yaşlı imiş ama, zen- ginliğini de anlata anlata bitiremiyor- lardı. Ablam istemedi; öylece kaldı. Hani şu bir aralık nişanlanacağı Sadri yok mu, onu da hiç beğenmiyordu. Fa- kat babamla annemi lurmaktan çok korktu; babam neden ise büu işin üstü- ne pek düşüyordu. Annem öe bir gün ablama: «Yoksa başkasında mı gönlün var,» diye soracak oldu. İşte buna pek öfkelendi. O öfke ile de hepsine peki, dedi. —Benim aklıma bir şay geliyor: O- Yazan: Kemal Ragıp nu bir kere denesem?.. Ama, söz ara- mızda... Sakın siz kendisine bir şey aç- mayınız!... — Açmam ama nasıl deneyeceksiniz, ne yapacaksınız?,, Bunu merak ettim. Anlatsanıza... — Ya bir mektup yazsam, yahut gidip kendisine desem ki; ben sizin zannettiğiniz gibi bir adam değilim. Bir Alman fabrikası ile birlikte büyük bütün bunlar, hepsi birer masal!.. — Amma yaptınız ha!,, İnamlacak şey mi bu?.. — Neden inanılmasın?.. Asıl böylesi daha ziyade akla yakın değil mi?.. Şimdiki gençlere baksanıza, içlerinde eli ekmek tutan kaç kişi var?. Netekim benim pek yakından tanıdığım birisi var. Annesi, babası oldukça iyi okuttu- lar, yazdırdılar. Bir kaç dil biliyor. Öy- le iken bir türlü, belli başlı bir iş tutup ortaya çıkamadı. Şurada burada bir iki parça tercüme yapacak, bir iki çocuğa hususi ders verecek de, ölmeyecek ka- dar geçinecek!.. Diyelim ki işte bu adam —i —— — — —— L işler yapmak, binlerle lira kazanmak, |tik. Akşehirden de trenle Adanaya geç- tik. Tevfik, beyaz, temiz dişlerini gıcırda- tarak: — Seni severim ağabey.. diyor. Fakat şu Son Posta yok mu? Onun yüzünden enselendik biz,... Siz, bizi tanıyanlara yirmi beş papel vadetmişsiniz.. Onu oku- ,duktan sonra, elinde Son Fosta gördü - ğümüz adamlardan bucak bhucak kaçtık. Fakat . sonunda gene Son Postadan bul - duk!. Eğer Son Posta we'masaydı, Ada - nada bizi dünyada tanıyamazlardı! Muhatabımın, Son Posta hakkındaki bu sözlerini dinlediğim anda duyduğum iftihara biraz da azab, katılmadığını id- dia edersem yalan söylemiş olurum! Fakat biraz düşününce, bu manasız azabın, hissiyatıma lüzumundan çok faz- la kapılışımdan geldiğini anlamakta hiç gecikmedim, Abdullahın ısrarile «makalli mülâka - tımız» dan çıkmağa mechut kalan Teyv- fik, elimi sıkarken: — Fakat, dedi, ben, Tüirkiye Cumhu- riyeti hududları dahilinde, bır insan de- ğil, bir sinek bile öldürmecim! Bu iti - barla, benim bu memlekette katil sa - yılmam bir cinayettir!. duğu için yazmağa lüzüum gürdüm! Yok- sa, Aksarayda cinayet işliyen bir insanı, Söz bu ya? Sadece söylen'lmiş bulün- 24 nisan tarihli bılmecemızde kaza- nan talihli okuyucularımızı aşağıya yazıyoruz. İstanbulda bulunan okuyu- cularımızın pazartesi, perşembe öğler densonra hediyelerini bizzat idareha - semizden almaları lâzımdıı. Taşra o - kurlarımızın hediyeleri posta ile ad - reslerine gönderilir, “Büyük birer lâstik top 1 — İstanbul 48 inci ilk mektep 113 Se - dat Sezginer. z—şmıwmmemm Emel Uludağ. 3 — Kadıköy 61 inci mektep sınıf 2 den Sevim Yunus, & — İstanbul kız orta mektep 1/B den 115 Süheylâ. . ; * ALBÜM Küçük Ayasofya Demirraşit sokak No. 1lü Füruzan Marti, Sirkeci Karesi oöteli sahibi Şevket oğlu Doğan, 49 uncu mektep 166 Saa- det bilen, Sirkeci Balıkesir oteli sahibi oğlu Naci Ovacık, Ankara Poryacı mahallesi Ka- ramusalla meydanı 47 de Hatice Şencan, Ba- hkesir ilk mektep 4 den 48 Hüseyin Erbil, Bursa kız enstitüsü mektebi 1 den 58 Hik - met Ertürk, Çerkesköy ilk mektep 5 den 232 Nazmi Frak, DİŞ MACUNU İstanbul lisesi 1/E den 864 Nejat özdaı. Topkapı Terkos çeşmesi karşısı 57 de Selma, Vefa erkek lisesi 2/C den 278 M. -<tafa Ali Tezcan, Ankara Hamamönü Taceddin ca - mil İnan sokak 3 de Cahide, Ankara Yeni- hayat ilk mektep 3/B den 602 Ömer Uslu, İstanbul 15 inci mektep 5/A dan 160 Ner- min Turnaoğlu. . DİŞ FIRÇASI Vefa Kovacılar caddesi No. 96 da M. Ali, Adana çınkograf A. Rifat elile Sabahaddin Örgen, Uşak orta mektep 2/B den 134 Şemsi Ünlü, İstanbul Haseki kadınlar hastanesi ec- zacı Hayri kızı Enver, Çerkesköy köyü ilk mektep 5 den 2338 Kâzım, İstanbul ilk okul 1/A dan 43 Yaşar. BÜYÜK SULU BOYA İstanbul birinci mektep 1/B den 161 Mu- ammer Özeşn, Şehremini 31 inci mektep Şehap, İstanbul 49 uncu mektep 42 Muzaf - fer Sayman, Uşak orta mektep 2/A dan 87 Reyhan, Adana erkek lisesi 2/B den 233 Ah- met Karadal. KÜÇÜK SULU BOYA İstiklâl lisesi 284 Ercüment Celâl, Antal - ya hususi muhasebe masraf memuru Nev- zat oğlu Vedat, Tokat Bilgin Kemal ilk mek- İtebi 4 den 137 A. Ardanoç, İstanbul birinci mektep 3/A dan Salih Türkpençesi, İstan - bul birinci mektep 4/B den 416 Ali Mahir. DOLMA MÜREKKEPLİ KALEM İstanbulerkekllıedwmwmcri.îs- tanbul erkek lisesi 2/C den 1587 M. K. Tay- man, Kumkapı Mabeyinciçeşme yokuşunda 37 de Saadet, Mersin ithalât gümrüğü mu - hasebe birinci kâtibi Esat kızı Tuna, Kü - tahya lisesi 2/A dan 219 Fethiye Yürür. MUHTIRA DEFTERİ Fenerbahçe Hatboyu No. 9/6 da İclâl A - tınç, Ankara Cebeci İltekin ilk mektebi 82 Süheylâ Sarp, İnegöl Kasımefendi caddesi 161 Ahmet Lâçin, Ankara Gazi lisesi sınıf Şişlide masum saymağa imkân var mı? Pendikte, tren, sivil, resmi. birçok me- murlarla doldu... İçlerinden tanıdıklarıma sordum: — Sen ne arıyorsun buralarda? Verdikleri cevabları birer kirer yazı - yorum: — Şöyle biraz hava alayım dedim de... — Ben burada otururum zaten... benim!.. Lebibenin karşısına böylece çıkacak olsam ne yapar, ne der, bunu öğrenmesini pek isterdim!. — Beni dinler misiniz?.. Sakın ab - lama böyle şeyler söylemiye kalkma - yınız!.. — Neden?.. — Korkarım ki, o zaman bir daha yüzünüze bile bakmaz. — Demek ki?.. : — Hayır, bugün sizin paranızda, iş - lerinizde gözü olduğu için değil... Si- zin kim olduğunuzu bilmeden, daha ilk tanıştığınız gece, onun üzerinde çok iy: bir tesir bırakmışsınız. Bunu benim si- ze söylemem de belki doğru değil am- ma, haydi ağzımdan kaçırmış olayım. Fakat nede olsa... — Mademki öyledir; mademk: ilti - fatını benden esirgemiyor, diyorsunuz; neden şimdi benim zengin olmadığını anlayınca... Yani.... Kendisine böyle bir hikâye uyduracak olursak, o zaman neden birdenbire benden soğusun?.. — Onun yerinde kim olsa buna öf - kelenir. Aldanmak, aldatılmak, herkes gibi ona da, pek ağır gelir. Dediğiniz gibi öyle on parasız, işsiz güçsüz bir igenç olduğunuzu öğrenecek olursa, si- zin şimdiye kadar kendisine gösterdi - giniz bağlılığa elbet, inanma.z Onun pa rası için böyle göründüğünüzü, bu za- — olduğunuzu zanneder. Ben de olsam böyle düşünürüm. — Evet amma, onu ilk gördü - ğüm zaman, kim oldüğünu bilmiyor-| dum bile... Zengin mi, değil mi, hiç bı- rinden knberım yoktu. — Artık buna da inanmaz, bir kere kuşkulandıktan sonra... «Benim kiml olduğumu ister bilsin, ister bilmesin, kendisini neden bana zengin gibi gös- terdi?..» der. E Sanki eskidenberi, bizi uzaktan uza- Ba tanıyormuşsunuz da, o gece bir sı - Tasını getirmiş, ablamın yanına sokul- muşsunuz; zenginliğine tamah edıp ya- landan ona birdenbire bağlanıvermiş Bibi görünüyorsunuz, sanır. Dedim ya ben de olsam benim de aklıma ilk ön- ce bu, gelir. — Yazık!.. Ben de en ziyade bundan korkuyordum!.. — Neden canım?.. Madem ki bütün bunlar, onu denemek için uydurulmuş birer masal... Mademki siz öyle İşsiz güçsüz bir genç değilsiniz; bugünkü ha linize şükretsenize... Ablamı denemi - ye filân ne lüzum vat?., Ben işte onun size karşı beslediği duyguları az çok anlattım. Siz ona karşi pek bağlı görü- nüyorsunuz; o da sizden kaçmıyor. Hattâ uzaktan yakından tanıdığımız o kadar genç var; hiç birisine göster - mediği itimadı sizden esirgemiyor. Ar- mana kadar âdeta bir komedi oynamış tık daha ne istiyorsunuz?. Arkası var) M Geçen bilmecemizve kazananla, 3/B den 364 Süleyman Sevim, M iskân müdürü kızı Sevim Gündllî. w vutköy birinci cadde No. 9ü da Şakt, bul erkek lisesi 1/D dan 1337 İbrahim meci, Kumkapı orta mektep 589 M. & dar, istanbuıhznsesıımmguw’ tanbul kız lisesi 59 Bedia, İstanbul mektep 4/B den 433 Recai, Beyoğlu & ” mektep 39 Süheylâ İnal, Kadıköy w lu Alikalfa sokak No. 9 da Hayriye racı Seyit oğlu B. Ocak, Tekirdağ m"#; | Kemal mektebi 3/A dan 10 Mediha, w | sun Tecim okulu 3-den 48 Ahmet Göktaş, İstanbul 5 inci mektep 250 din Belkis, Yeşilköy Umran sokak 42 de * , nü; Özyalçın, İzmit orta mektep 268 % Erdi, Sivas lisesi 4/C den 469 A. kin, Yalvaç jandarma kumandanı sokak 6 da Zehra Dedeoğlu. Zeki Bakan, Ankara İltekin ilk oı:uhl -ü KALEMTRAŞ Kumkapı orta mektebi 204 Şevket KİTAP Konya Mecidiye hanı dibinde mıntü' İnegöl Hamidiye mahallesinde 161 oğlu VAl fi Yarçın, Ankara Attilâ caddesi Mm Geredeli, otelci Tevfik oğlu İsmail M y türk, Çorlu hükümet karşısı Halk nesi Ahmet kızı Nezahat, Ankara zirast & titüsü karşısında Bu süzgecinde Mazhâl' KART Karabük istasyonda — büfeci den 594 Hüseyin, Ankara Atıfbey mhı“' sinde 193 No. Süheylâ Tuna, Ankarâ ’, buni mahallesi Özengöz sokak No. 15 cide, Ankara Cebeci İltekin okulu 3/B No. 178 Türkhan Demirdeş, İstanbul 10 “' cu mektep 4/A dan 95 Cahit, Sama İ | uncu mektep 174 Aliye, Ankara M binbaşı Zeki oğlü Muammer Boıma.ı. K'r seri lisesi 1/C den 856 Müzeyyen, Mi İrfan okulu sınıf 5 den 306 Nezihe Sivas emniyet müdürlüğü polis ışyan d Kırıcı oğlu Yavuz, Kayseri lisesi 1/C 1142 Cabir Güner, Fatih Eskialipaşi e cim Asım sokak No. 13 Nuran K | Kars belediye başkâtibi kızı Mehlika GÜ / neri, Çankırı orta okul 3/A dan 131 Kayseri kor satın alma komisyonu M binbaşı Vasıf oğlu Halük, Emet Dere hallesinden Fevzi oğlu Mehmet Kayseri lisesi 1/0 de 1200 Hayati Eralp: kara Atatürk ilk okulunda 4/B del Muhsin, İstanbul 15 inci okul 5/A dan Nermin Turanoğlu, Bursa Şekerhoca bitişiğinde No. 16 da İhsan, Gaıatmrıi sesi idare memuru Nuri oğlu İhsan, ramiç Milli Zafer okulu 4 den No, 34 Alalay, İzmir Yıldırım Kemal ilk o 321 Nedret, Ankara Cebeci Kutlugün UÜnsal apar. No. 6 Feyyaz Yüce, Devlet Demiryolları kısım 132 şefl . kızı Sacide, Ankara Yenihayat ilk 2/B den 146 Osman, Afyon Jise orta 3/A dan 733 Necdet, Erzincan Fırat 8/2 den No. ö Sevim Yüksel, Kaş merki okul sınıf 5 den No. 9 Zeki “Selçuk, miralay mahallesi Karakapı caddesi NO- de Ahmet kızı Huriye, Bursa orta okul den No. 620 Cemil, Bartın ziraat kardeşi İhsan, İstanbul 56 ncı okul 415 Sabiha, Fatih 13 üncü okul 4/C den * Handan Girgin, Elâziz beşinci okul ""ğâı den 450 Taceddin Belkis, öînguıd;: okul 2/A dan No. 650 N. ez, Kocamustafapaşa cad. No. 143 de Tevfik *":' can At D şaâ“v M î_î %. Ç AM -) Ç Ğ İ S MA — — Ben mezunum... Geziyorum! | Bu cevablar karşısında anlış tek şey, kimden neyi sakladıkları İstanbula yaklaştıkça, genc kıtlud& bir faaliyettir belirdi: 1 Bilhassa Abdullah, önüne geçüil u na karşısında, siyah, hafif kıvırcık larına öyle sonsuz bir itina gbst 9“'” ki, kompartiman önünde taple — Zavallı...; Delirmiş... Gıyorlardı-." Fakat, Haydarpaşada trenden ininctı onun ve arkadaşının, hırpani kıM itina etmelerindeki yeri anlamakta B / cikmedim: Çünkü — istasyon, knd:ı:i topyekâün meftun edebilmiş bir T Holivud yıldızının istikbal edildiği gt lerde rasladığımızdan çok daha bol Nereleriydi? Genclikleri miydi? &*0 nayi firarda gösterdikleri harikulâd? meharetleri miydi? Aşağı'ık qı'illl'eddı ; miydi? Ne bileyim ben... Bildiğim Haydarpaşanın, ve daha #onra Wu nün görülmemiş kalabalığıydı. ç Eninde sonunda, Abdu'lah ve TU'; adaletin kızıl yakalı demir pençesine Onlar... Kendilerini, jaendarmanın * ' -. güsünü bile çiğniyerek seyred ; dar * dihamı içindelerken, Abdullah, janf” maya: — Ağabey... Beni çiğnetmee.. racaklar... Vuracaklar bizi! dıye rıyordu. Ve şu anda bilmem kaçuıcı taka çekilmekte olan katillerin t yB* neye sokuldukları zaman, softa cinâ seyircileri söyleniyorlardı: — Tilkinin dönüp dolaşıp gele“ğ'ö:; kürkçü dükkânıdır. Katilin de- ir dolaşıp düşeceği yer hapisanedir! %â î ç #“' ,.ı l _ı,' Naci -5“_'- »'ı

Bu sayıdan diğer sayfalar: