24 Şubat 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

24 Şubat 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“Son Posta,, nın İri ikâyesi — Anne, bak orada güzel r; onunla uynıyayım mu? Genç kadın, oğlunu #tarafa baktı. Plâja konulmuş gö'gei erden birinin âltinda güzel vücudlü bir #kek oturmuştu, Yanı başında kıvır ki ir bir kiz çocuğu vardı. Erkek bir bebek Wir sarı etesini okuyordu çocuğu Ise 'yers İde çakılar: karıştı Genç kadın *— Peki, dedi, git oyr ü üzer k Nihad küm > ziplas sya Koştu. Evvelâ uzak durdu Bak» Eyüveş yavaş vürüdü. Küçük &izn yanı Büsında yeve, kumların üzerine olurdu. Birbirleri! k çabuk dost « iRtdi 2 sonra yürüdüler. Nkad Eyenl arkadaşım sinih yanına gelir ç kadın bu kıyır kivi gı öpin, sevdi. Dönme zimanı gelm birlerinin ellerini sıktılar. Erkek, genç in hürmetle selâmladı. Genç kâd'a, İörkeğin selâmına başını eğerek mukabele | etti, Nihad, yolda giderken annesine anlat» sâri saçlı İki çocuk bir- © —Arne o bebek var ya, onun adı Gü- . annesi yokmuş. cennete gitmiş i benim babamın olduğu Y va» idaki babasi imiş. Anne, Gülây iyi bebek değil mi? Ben hep onunla oynıya- olmaz mı? Ertesi gün gene plâja gitmişlerdi. Gü-|* pla babası daha evvel gelmiş soyun- #muşlerdi. Gülây, Nihadı görür görmez inçle ona doğru köştu, Babası kızının undan ayrıldığını görünce başını çe- #wirdi, bükti. Nihadla annesini gö Ses iladı. İki çocuk o gün gene hep bera- ir oynadılar. akşam olmuştu. Her ikisi de ayrılmak istemiyorlardı. Erkek kızı. pi, kadın oğlunu bir türlü ele geçiremi- #yorlardı. Kadın ve erkek bir an birbir- Metinin yüzlerine baktılar. Erkek kendi- tanıttı: — Sacid! Kadın da tamttı — Melâhat! — Çocükları birbirinden ayırmak güç — Çok iyi anlaştılar. Halbuki benim- İki yaramazdır. Başkâ çocuklarla hiç z, bu sefer nasıls ge — Ne güzel oynuyorla; mm; demiye kıyar belâ çocukları kandırabildiler *lar ayrılırlarken birbirlerinin elie- ipi sıktılar İbi yaptılar © Gülay, batırdı i rın gene gel! N'had da bağırdı: — Geleceğim: Gülay! Ertesi gün, tekrar plâjdâ dı. Erkek ve kadın birbirlerile konu-i Çocuklar kumları enne ile baba da çocukları 7 g © “Son Posta, nın edebi romanı: 73 © — İstersen sana da öf gidince oraya yeni bir moda gö- türmüş olursun. — Fena olmaz har hi oyunlarda tele hora teperek eğleniriz. | n güldü bül 'geliçlerinin bir hölka ö- ip Lâz' havalarını çalıp oynamalarını | işünmek bile tuhaf! | — Bu, » banzurü di fa bazı mel ünlarını $ ve bunlar kadar - âcaib bir) ın; ben birkaç de- llerinde Karadeniz vrettim, pek hoşuma git- iç yadırgamadım n bize . öyle İse ya gelip öğrenirsin İ İ — 'Tabii Rdi bana Hem mü ivük sevinçle. ; aade edin gideyim; r Genç Kızın Romanı | SON POSTA ER Çeviren: İsmet Hulüsi «—AÂnne bak, orada güzel bir bebek yuvarlanırlarken 'Sacid, Melâhate evvelâ yuradan buradan; sonra ölen karısından İ bahsetti. Kızı o zaman dâha bir yaşında İmiş, ons üç sene hem analık, hem baba» lık etmiş. Melâhat te kendi hayatından bir kısmını anlatmıştı, O da kocasını, çor cuğu iki yaşında iken kaybetmişti, O da Nihadin hem ennesi, hem de babası idi. Dülma çoduğunu düşünüyor, daima «© nunla meşgul oluyordu. Ay geçmişti. Güneş artık kumları es- kisi gibi ısıtmıyordu. Kalabalık plâj ten- laşmıştı. Civar Küşklerde oturanlar, rer birer şehre iniyorlardı. Bu arada Gülaylar da, Nihadlar da şehre inmiş- , Gülüâylar Maçkada, Nihadlar da Ci- apartımanlarına yerleşmiş» ler hangirdeki lerdi. Hemen iki üç günde bir, ya baba kızis nı alıp Nihadlara, yahud da anne oğlunu alıp Gül gidiyorlardı. İki - çocuk hir odada oynarlarken Sacidle, Melâhat birli » arasında günden güne artan bir yakınlık vardı. Birbirlerile çok samimi olmuşlardı ve birbirlerini . birkaç görmezlerse üzülüyorlardı. Fakat çocuk» şişti, Nedense artık plâjdaki ka- dar birbirlerini aramıyorlardı. Oynarlar- ken çok kere kavga ediyorlar, oNihaö, Gü Bir akşamdı. lâhatlere gelmişti gün 1 dövüyordü. cid Gülâyı almış; Me Çocuklar her zaman oyun oynadıkları odada idiler. Melâhat lv, Sacid de salonda oturuyorlardı. Bir aralık Sacid, sevgile Melâhatin yü baktı, Elini uzettı, onun elini tuttu: — Melâhnt benimle evlenir misin? Dedi. Melâhat; başını önüne eğdi, hes yecan idi. Çocukların olduğu odadan ültü geliyordu. Melâhat o tarafa koştu. Kapı a larını çekerk Muazzez Tahsin Berkand da gazete osuyan Selmaya seslend Kızım, yanıma gel; seninle biraz ik istiyorum. Genç &iz ga rduz i katlarken için İ- çin gülü — Malam gene sevsili yeğ bahset htiyacinı duyuyor gali Fak ivar kadının yanına yakla: ğı V onun, hiçbir başlangıca lü zum görmeden, sadece: Bana Muzaflerden ve meçhul söv- gilinlen ba medin,.. demesi Selma- yı birdenbi aşirttı erden mi? vel kızım; ayakta durma; şu kü emleyi al da bana yakın otur... - bürle aç gün sonra senden ây- i sündükes bu kumral ba- mlar halam yoluma ba-işın ü e göğsüme basmak, bu i- vor pek saçları F dlarimla taramak iş» İ yorum. © gece, yemekten — Halacığım.. bir tanecik sevgili ha- hanı, sedir östündi me çekilip benim hve ve sizsrosın: içiikten sonra her! Üzülme yavrum; iki ay sonra gene İkşam yaptığı gibi uyuklıvadak yerde, , buluşacağız ve bu defa uzun zaman bir- ie oturuyorlardı. Erkekle, genç | var, onunla oynıyayım. yu? Melâhaet oğlümün söylediklerine kulak verdi: -— Gülây, diyordu, seni seviyorum, se ninle oynamak istiyorum ama; ben se- nirle oynarken babanla, annem beraber kalıyorlar. İşte bunu istemediğim için seni dövüyorum.. biz artık iyi geçinemi- yoruz diye seni bize, beni size getirme- ın seni dövüyorum., anladın m1? * Sacid, bir gün sonra; Melâhatten şü mektubu aldı: «Sizinle evlenmeyi çok isterdim. Fa- kat dün akşam size söz verdikten sonra bunun imkönsiz olduğunu anladım. Ço- cuğunuzun ve çocuğumun mes'ud olma ları her şeyden elzemdir. Bir daha gö- rüşmiyelim. Hürmetler... YARINKİ NÜSHAMIZDA! Doktoru beklerken.. Çeviren: Faik Bercmen ME SEE, Gönen tütüncülerinin endişeleri Gönen (Hususi) — Bu yıha tütünleri he- nüz satılmamıştır. Her yıl bu zamanlarda sona ermekte olan tütün satışlarının bu yıl daba henüz başlamamış olması tütüncüleri İmütaessir etaniş, bir toplantı yapılırık va- şayet alâkadarlara bildirilmiştir. keser. birimizden ayrılmıyadağız. — Belki sen artık benimle kalırsın? — O da olabilir... Şimdi bu sözleri bırakalım da sen bana Muzafferden an- lat! — Mektublarımda sana bütün tafsi- lâtı yazmıştım; başka söyliyecek bir şe- yim yok kis — Ona cevab verdin mi? — İstanbuldan birdenbire ayrıldığım için vakit bujamadığımdan buradan ya- zacağıma söz verdim. — Yazdın mı? — Hayır;'bir türlü karar veremiyo- rum hela... Vereceğim cevabın onu çok üzmesinden korkuyorum. — Onu seviyor musün kızım? — Ona acıyorum. onun mes'ud ok masını istiyorum. — Peki, Muzafterle mes'ud olacak mısın? evlenirsen sen — Bunu düşünmedin mi hiç? — Bilmiyorum hala; çok karışık şey- ler. bunlar. içinden bir tü çıkamı- yorum Sabiha hanım doğruld şru İki eli arasına baktı — Acımak sevmek değildir Selma; bütün ömrünü beraber geçireceğin a- damı sevmen lâzım, — Bu kadar zaman beraber olmakla ona alıştım... Belki sonradaü-onu seve yeğenini, gözlerine pa Borsanınnakli etrafındaki hazırlıklar tamamlanıyor . Geçenlerde Ankarâya giden Kambiyo Bor- sası Koriseri İhsan Rıfat Istanbula dönmüş- tür, Ankaradaki görüşmeler üzerine borta- wn gelecek ayın yirmisinde, hükümet mer- kezine taşınmış bulunması “tekarrür etmiş- tir, Borsa, şimdilik, wemurin kooperatifinin karşı köşesinde, Sümerbank servislerinden bazılarının bulunduğu binaya yerleşetektir. Borsa için, Bankalar caddesinde, Ziraat ve Osmanlı Bankalarının ara yerindeki arsa tahsis edilmiştir. Buraya, 300.000 lira sarfi- le, müstakil bir bina yapılacaktır. Ankaraya gitmek istemiyen borsa ajanla- nndan bazıları, muamelelerini şimdiden tas- fyeye başlamışlardır. Bakkallar verasiyeden şikâyet ediyorlar Bakkallar Cemiydti heyeti umumiyo- ü, Müs&irateılar Cemiyeti heyeti vu» u Halkevinde toplanımış- Dün Bakkallar Cemiyeti heyeti umumiye tap- lantısında dört yüzden fazla esnaf bulunmuş, idare beyeti, bu taplantı şeretihe, heyeti u- mumiyeye bir de çay ziyafeti vermiştir. Kongrede bakkalların derdleri ve muhte- lif meseleler üzerinde hasbihallerde ve te- mennilerde bulunulmuştur. Bakkr) esnafının derdlerinden en mühimmi veresiye meselesidir. Veresiye işi üzerinde; İ- dare heyeti mütekebil sened usulü ve diğer bazı formüller teklif etmiş veresiye yüzünden mutazatrır olacak esnafın hang! kanallar ve »e gekilde müracaniler yapabilecekleri ve cemiyetin kendilerine ne şekilde yardımda bulunacağı kendilerine Bildirilmiştir. Esnaf, zabıtai belediye talimatnamesinin bakkal esnafını alâkadar eden hükümlerine, talimatnamenin Şehir Meclisinde kabul ve neşrini müteakib esmiyet tarafından âzays ayrı ayrı bildirilmesini; cemiyet Azasının şehrin muhtelif mıntakslarına yayılmış bu- Junmaları itibarile cemiyetle lâyıkı vechile wmasta bulunamadıklarından her mıntaka- da birer mümessil bulundurularak siki bağ- hlığın temin! yolunda çalışılmasını da $6- menni #tmişlerdir. İdare heyetinin temenniler hususunda ted- kikler yapıp tatbiki tinkâni olanlarının sür'- aile yapılması: mümkün olmuyanların da gelecek yıl heyeti umumiye ietimanda heyeti umumiyeye arzına karar verilmiş, Loplanlı sona ermiştir Ticaret odası meclisi dün toplandı Istanbul Ticaret ve Sanayi Odas Meclisi dün »irinei reis vekili Ahmed Karanın riya- setinde toplanmıştır. Evvelâ Odanın varidat nim penil ili RL e Rİ GRE ETER Baş, uş, nez 8, yrij, rumauzmı v4 umud ağrılarınızı uerhal İcakında günde üç kaşa alınabilir. rim; Muzaffer çok dürüst çocuk. beni de çok seviyor. ” — Ya, öteki? Hiç beklemediği bir dakikada halâsı- wn sorduğu bu sual, düz yolda yürür- ken bir ayağı birdenbire bir hendeğe batmış gibi, Selmaya müvazenesini köybettirdi. Yüzü kıpkırmızı oldu, ba şını önüne eğdi. — Öteki mi? — Sara imzasız mektublar yazan ve her gün kütübhaneye gelen beyden bahsediyorum yavrum. Onu seviyor musun? — Bilmiyorum hala, Bu titrek çocuk sesi Sabiha hanımın kalbini sızlatmıştı. — O kimdir Selma? — Oru da bilmiyorum, — Kim olduğunu bilmediğin bir ada- mı nasıl sevdin iki gözüm? — Onun hâlleri, sesi ve sözleri ho- şuma gitmişti; sonradan onun güzel yazılarile bana aşkını söyliyen adam ok duğunu söyleyince isyan ettim, onun al- çak ve iki yüzlü olduğunu düşünerek ondan uzaklaşmak istedim. Sonra? — Onu evli bir adam.. yanındaki ka- dını onun karısı zannediyordum. Şimdi o kadın ortadan kayboldu. — Sevdiğin adamın hayatını tedkik etmek, şundan bundan sorup öğrenmek aklına gelmedi mi kızım? fazlasının yüzde onunun memurlara IkrAniZ ye olsrak miemurin sandığına devrede hökkindaki sandık talimatnamesi nin kaldırılması tekliti müzakere Netlende bu mndeenin kaldırılmasına ek* riyetle karar verilmiştir, ni Bundan sonra, Odalar kanununun dördü cü maridedi hükmünce, cemiyetlerine ŞABİ maktan imliha eden 23 marangozun beşer ie ra para cezasile cezalandırılmaları dü tasli edilmiş ve toplantıya, on beş gün sonra seyi şamba çünü yeniden toplanılmak üzere hayet verilmiştir. İstanbul Borsası kapanıŞ fiatları 23-2-1938 ÇEKLER Açılış Kapanış 50, 60, 0, o o,at5 ga 15.135 — 16,198 4,6920 4 86,.460 gö,T4ö0 342.5 İSTİKRAZLAR Kapazt v5 v ım Aşti vi vi Türk borcu I peşin » İ vade ». U vade — Kaç defa bünu düşündüm. Fakat korkuyorum hala... Onun evli bark çolük çocuk sahibi bir adam ol İ haber alarak bütün ümidlerimin bos” çıkrasından korkuyorum; » O zamsP ondan nefret edeceğim ve bu benim çin çok acı bir sukutu hayal olacak” İnsanın beğendiği ve hayalinde selttiği birisinin dünyanın en alçak, vicdansız ve çapkın erkeği olduğunu h* ber alması ne feci bir şey olur; değil bala? İşte ben bundan korktuğum için © bun bir esrar perdesi altında kalmasi” nı tercih ediyordum, Fakat artık vasi yetin buna tahammülü kalmadı, bula gidince bunu anlamağa ğın. . — Hakkın var kızım. İstersen Sade din böye de yazalım, bunu tahkik © sin. Selma birdenbire yerinden sıçradı — Aman halacığım, sakm bu hususi ve şahsi işe Sadeddin beyi karıştırın” Ben nasıl ola çaresini bulacağı” Hakkında tahkikat yaptığımı w lursa benim için ne düşünür? N — Pei kızım, telâş etme; nasıl ister” sen öyle olsun; fakat sen bu karışık ii Ziyette kald'kca sinirlenir, harpalan” sin diye korkuyorum. Ortada YE Muzaffe: meselesi var, onu da bö mek zamanı geldi sanırım — Arkası ver T SM

Bu sayıdan diğer sayfalar: