24 Şubat 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14

24 Şubat 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e M Sayfa —— “ Son Posta'nın tarihi tefrikası: 31 SON POSTA Yazan: Ziya Şakir Hatay Bahadır korkunç bir sesle: “ Duyan, boz at! , diye bağırarak topuklarını şiddetle atın karnına bastı ve yıldırım gibi güzel prensesin ardına düştü. Bütün atlıları ok gibi geçli, prensesin ark — Geliyorlar, — Düşad ağa, yeni bir ata binmiş... -—- Fakat. ne, at... Hatay Bahadırın kalbi de garib bir heyecanla titremişti. Hak ettiği iki dinarı, kibarcasına iâ- de ektiği için, urtık Hatay Bahadırla iyi olan Kâşgârlı, şöylece izahat veriyordu | — İşte, bizim Dilşad ağamız... En yi- #it erkeklerden bile zerre kadar farkı yaktur. Şimdi, göreceksin.. şu gördüPün ikanlılar, unun arkasında dökülüp Kalscak, Belki de hiçbiri, onu tutmıya| Önüne in iki atlıya çarparak gala: | D Md€, rı » e yuvarladı. | muvaffak olamıyacak. Onu at ü; böy'e düz yerlerde değil.. çetin kaya'ar! arasında, ceylân avlarken at üzerinde görmeli... Altındaki at, kanadlı bir k gibi kayadan kayaya uçar. Görenler; Köyret (oOove korkudan, oldukları yörde donar... Bu, onun üçüncü yarı- **... Evvelce iki defa daha koştu. Gene! arkasında yüzlerce delikanlı var- Fahat hiçbiri onu tutamadı. atav Bahadır, artık din'emiyordu. sikarlılardan elli adım kadar iler'de, kendisini takib eden on atlı kızın önüm sordu, i Genç kız. dinc ve ince bacaklı bir a- iin üstünde, demir bir heykel gibi el dik duruyordu. Düz beyaz bir Çin ku- n elmas düğ , cazib bir inhina maşıniun mintan! parlıyor; olgun göğ ile kabarıyordu. Hatay Bahadır, kendi kendine şöyle düşünüyordu : — Biraz evvel, ihtiyarın, yağlandıra ballandıra senâ ettiği kadar güzel bir kız değil, Fakat, o kadar emsalsiz bir cazibesi var ki... Keskin ; keğin Ka'bir etecek kadar sehhar,| ve müessi Şu anda, kalbleri, kim bi-| lir ması! ümidlerle çarpan şu zavallı de- likanlılara hak vermemek mümkün de-| ğil... Davullar, şimdi daha kuvvetli çah-! yordu. Yarış memuru, bu gürültü ara-; sında, sesini duyurabilmek için gırtlar| ğını parçalarcasına bağırıyordu: | — Dikkat.. dikkat. yarış baş yor... İşte, sevgili bakanımız mendilini çıkar-| dı. Sallamıya hazırlanıyor... Delikan- hılar!, Atlılar!. Dikkat... İşte. mendil sallanıyor. iki | sibi fırladı. Binlerce halkın ağzından lırlıyan takdir feryadı, coşkun bir al- kış tufanma karışarak yeri göğü sars- tı... Bütün atlılar da boşanmışlardı. Hatay Buhadır, bir kahkaha attı, Ya-' nındak! Kâşgârlıya eğilerek; — Bahse girer misin?.. İ Diye bağırdı... Kâşgârlınmn gözleri parladı: | — Hay, hay. — Onu, kim tut — Hiç kimse tulamıy" — Hayır.. birisi tutacak. — Kim -—- Ben... Eğer tutamazsam, altımda- ki boz st senin i Kâşgârlı cevab vermiye vakit bula- madı... Hatay Bahadır, korkunç bir ses- le: — Dâyan, boz at... Diye bağırdı. Topuklarını şiddetle a- tan karnına bastı. Oradakileri hayretler içinde bırakan bir çalımla ortaya atıl- dı Herkes onu, atlıların peşine takılacik sandı, Fakat genç noyan, böyle yapma- dı Evvelâ, atını Kamer Hanın çadırına doğru sürerek hükümdarın önüne an adım kalasıya kadar yaklaştı. Bir elini yukarı kaldırarak Kamer Han'ı selâm: Tadı, Sonra, çevik bir manevra ile dö- nerek, cirid gibi ileri atıldı. Seyircilerin b ları, yerlerinde te- piniyorlar. yumruklarını salıyorlar; eç, kaldın. geç... — Ha, guyret... — Ba ne uçuş? — Yel misin, be mübarek?.. Az ka de durun Dilşad ağayı gözden geçiri- pacaktı. Fak — Dayan, boz at. dayan... Diye bağrışıyorlardı. : z Boz st; dayanıyordu. Ayakları, birer : almana? kızların atı da fena yay gibi mütemadiyen açılıp kapanı- deg... İ yoi.. hdeta karnı yere sürünüyordu. Öndeki atlılarda, döküntü başlamış- İt. Mütemadiyen kırbaç ve mahmuz yi- yen atlardan bazıları, can acısından yav ederek, binicilerini üzerlerinden fırlatıp avm: Hatay Buhadır, önünde, bir iki dizi den iboret kalan atlıların arasına sal- dur, iye, bağır- mivr başladı Mütemadiyen stlarını kırbaçlıyan kızlara yakla Kızlardan biri, şen bir kahkahaya benziyen bir çığlık kopardıktan sonra: — Sürün... Diye, urkadaşlarma ba sürlin.. sürün... , bütün Kızlar tarafından tek- , iki kızın atları arasına Kızın biri, kırb :n, Hatay Bahadırın yüzüne çar- boz at, bu iki kızın cev- ......... Resimli zabıta hikâyemizin hal şekli O akşam yağmurlu bir akşamdı. 2 ve 5 numaralı resimleri mukayese ederseniz, direksiyonun önündeki camı ellen âletin işlediğini görürsünüz. Halırlarsınız &i, Smuth kaldırımda yürümüştür. Binaena leyh ayakları islanmıştır. nında İse, çamur olmasın diye yere talaş tozu dökülmüştür. Dolayısile Sr wink ayaklarile buraya girince, ayakka- bılarına bu tozlardan tabiaile yapışmış- tır. İşte ayakkabılarını sümeği umulan, bıraz, böylece eve gelmiş, bu talaş bozu- nu erine taşımıştır. Odasında izleri yar- dır. Bunu gören müfettiş, Sniti'in ayak- kabılarını muayene etmiş ve daha hâli ıslak olduklarım, üstelik üzerlerinde ta- | laş kırıntıları bulunduğunu görmüş, ta- bancayı da bulunca hırsım tevkif elmiş- ti. Başka koldan yürüyen zabıta, kaybo- | lan otomobilde de Smith'in parmak iz- lerini tesbit etmişti. Zira Sınlih arabayı terkederken eldiven giymeği unutmuş- tu. Bu suretle kapıda parmak izleri kağ | mişte Nöbetci Eczaneler Bu gece nöbetci olan eczaneler şunlar- dır: İstanbul cihetindekiler: Aksarayda: (Şeref), Alemdarde: (Abâül- kadir). Beyazıdda! (Cemil?. Sumatyada: (Teofilos), Eminönünde: (Mehmed Kâ- zip, Eyübde: «Hikmeti. Fenerde: (Hü- sameddin) Şehremininde: (Hamdi). Şeh- zadabaşında; (Üniversite). Karagümrük- te; (Fuad). Küçükpazarda: (Hikmet Ce- mil. Bakırköyünde: (HUân. Beyoğlu cihetindekiler: İstikdi, eaddesinde; (Kanzuk). Galala- da (İsmeti, "Taksimde: (Nizameddin). Kurtuluşta: (Necdet). Yenişehirde: (Pa- runakyan) o Bostanbaşında: o (İttihad). Beşiktaşta: tAN Rıza), Boğusiçi, Kadıköy ve Adalardakiler: Üsküdarda: (İskelebaşı). Sarıyerde: (A- saf). Kadıköyünde: (Büyük - Üçler). Bü- yükadada; AŞinasi Rıza). Heybelide dinli HALE OPER 25 Şubut Cuma ak- şamı 21 de 26 Şubat Cumartesi güvdüz Şöhzudebüşi Turan Tiyatrosunda 23 Şu- bat Pazarlesi Be şiktaş Suat park 1 Mart San Pongaltı Kurtuuş Uyatro- sunda ENAYİL Büyük operet ETİ N ER Orkestra Bale lân gibi süzülen atları arasından, ok gi- bi an biri, hayretle bağırdı: Ne sürüş bu?.. Yelinden ba- İşm döndü İ Öteki kız atını kırbaçladı. Daha kuv- vesli bir sesle o da haykırdı: - Öne geçirmev'n, kızlar.. sürün... Dikkat et, D Bigüm!. Arkandan İbir atlı yaklastı. adır, bir kahkaha bastı. -- Hey, K balâmavın Boz alımın önüne geçe- ğmadı... cek nha anasından dı rindeki kırbaçları kaldırarak bütün kuvvet ve şiddetlerile atlarının karın- larında ve sağrlarında şakırdaltılar.' Burunlarından ateş fışkıran atlar, son kudretlerini sarfederek ileri atıldılar. Fakat, boz at ile arada açılan mesafeyi her hamlede, dilber n civa gibi kayan kır â akıyor iş“âr prensesi atına ya — Arkası ver — esesaaaaresaneeaaeeaassanaankseşekeeeeeeeeeeie Guğünkü grogram İSTANBUL 24 - Şubat - 1938 - Perşembe Öğle neşriyatı 1230: Piakla Türk meusikiai. telif pihk neşriyatı, 1250: Hava“ atrosu: Serçecik Umacının Mari tarafın 'kıları. 1930: Sp - 1955: Borsa İm mil ve arkadaşları ta- rafından Türk musikisi ve halk şarinları. 20. 30 :Mava raporu. 2033: Ömer Rıza tarafın-| abca söylev. 2045; Bimen Şen ve ar- "kadasları tarafından Türk musikisi ve halk sarkıları, (saat Ayarı), 21.15: Tahsin ve ar-| kadasları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, 21.50: Bedriye Türün, Şan: Orkes- ha refukatile. 22.20: Orkestra, 2245: Ajans haberleri. 29: Plâkla sololar, opera ve operet parçaları 2329 Son haberler ve ertesi gü-| nün programı, ANKARA 241 - Subat - 1938 - Perşembe Öğle neşriyatı: 1200: Muhtelif plâk neşriyatı, 12.50: Plâ Türk muikisi ve halk şarkıları, 1315: Dahi- ü ve harici haberler, Akşam neşriyatı: 1830. Karışık plâk neşriyatı. 19: Türk mu- İsikisi ve halk şarkıtarı (Mukbule Çakar ve arkadasları) 1920: Sant Ayarı ve arabca neş- riyut, 1945: Türk musikisi ve halk şarkıları (Nezihe ve arkadasları). 2015: Havacılık? / Hanım Ergökmen. 2030: Plâkla dans musiki” İsi, 21: Ajarik haberleri. 2115: Btüdyo sal orkestram. 2155: Yarınki programı ve İstik- lâl marşa, Şehir Tiyatrosu Dram kısmada: bu akşan Sat 21.30 da Dram 3 perde Komedi kısrında bü akşam sanal 20,30 da SÖZÜN KISASI Komedi 4 perde ERTUĞRUL SADİ TEK TYATRYJSU Pazartesi (Kadıköy - Süreyya) Salı : ( Bakırköy ) Çarşamba : (Üsküdar) sinemalarında : SEFİLLER Yazan : Vikter Hngo. MANEN)» di Üniibi RA, KEMAL ÜNVER Çenberl.taş Güzel apart, No 2 Telefon : 22416 sı SP OR Galatasaray Ankarada | ne neticeler alabilir? | İzmirde yaptığı iki maçıda kazanarak avdet asından koş in kızlar acı birer çığlık kopardılar Beşiktaş takımı hakkında İzmirliler ne düşünüyor” edel Beşiktaşa 3-0 yenilen İzmirin Alsancak takımı Birinci maçımı cumartesi günü Muhafiz- göcüe, ikinel maçını da Harbiye ile yapacak an Galatasaray takımı bugün Ankaraya hürukel edecektir. İstanbul takımlarının Ankaraya ilk seya- $ bu vesile İle Galatasaray takımı yap- mış üluyor. Beşiktaşa karşı ilk maçı oy, Galatasaray pek izlihsiz bir oyundan sonra mili kümenin ilk oyununda sahayı mağlüb terketti Mili küme takımları işinde hemen hemen en gene bir kadroya sahib olan Galatasaray bu mağlübiyetine rağmen ümid verici bir şe- kilde yazlığı oyundan sonra bu şimpiyona- da bütün nazarları Üzerine çeken bir oyun tarzına maliktir. Müde faa bhatlile, hücum hattı arasında u- fun zamandır husule gelen boşluğun bir ta- kım cezah oyuncularım yerlerini simaların. dan sonra tamamlle kapanmış olduğu pek 8- çık bir surette göze çarpmaktadır. Gulatasarayı giriştiği müsabakalarda zn- iere kvlayca ulaşlıracak olan hücum hattı- nın eldden kiymetli oyuncuları, soti günlerde fazla kombinezon yapmak gibi! le âdeti terkederlerse, bu takımın P en her fırsatta galib gelmesinde pek büyük bir rol oynamış olacaklardır, Avrupa takim- larında bile iç sıkan kisa pas ve kale içlerine kadar kombinezon ve gene pas şeklindeki Macer tarzı, bize seyriçin çok zevkli. oyuncu- larımız ein de o nisbeste uygun geliyorsa da, futbola neticenin esas olduğunu düşünecek olurstk işin pek hoşa gitmediğini derhal ka- bul etmemiz lâzımıdır. Galatasaray bu hastalıktan gördüğümüz gün onların çok tatlı futbol oy- ramıkta olduklarım daha büyük zevkle #8y- relmek mümkün olacaktır Ankara takımlarına gelince; pek alışık ol- dukları çimen sahada her balde bize çok daha gürel bir oyun göstermiş olacaklardır. Gerek Muhafızgücünün, gerekse Harbiyenin atlı oyunlarını Galatasarayla yapmış o- ncaklaına hiç şübhe yoktur. Ömer Besim Beşiktaşın İzmirde bıraktığı intiba İzmir, (Hasnsi muhabirimizdeni — İzmir tukutlarından altı puvan Kazanarak İstan-! bula dönen Beşiktaş takımı, gösterdiği oyun- la ne İzmirlileri, ne &e kendilerini tatmin et-| miş değillerdir. Yapılan her İki maç gayri sa'4 bir havada, top kontrolüne meydan yen şiddetli rüzgâr altında cereyan et- miştir. İlk maçta Beşiktaşla oynıyan Alsancak ta- kımı mükemmel bir oyun çıkarmasına, Be- şiktaş kalesini tehdid eimesline rağmen gol çıkararak bir kabiliyet gösterememiştir. Bu- nun pek tabi bir netlöeâi olarak da Beşik- taşlar Ikinci devrenin son dakikalarında Öç gol çıkarmışlardır. Beşiktaş - Üçok maçı her İki takım için de ayni şartlar âltında, fakat sevk vermeden devam etmiştir. Zaman saman güzel hücum- la: yapan iki takım misbi bir hâkimiyet bile tesis edemetlen, sistemden ve kuvvetten zi- yade rüzgâr esiri olarak sağdan sola koş- muzlar, çok çülışmışlardır. İK devrede Be- sirtaşın çıkardığı bir gele Üçok ikinci dev- rede mukabele etmiştir. Fakat bunun aka- ie Hakkı Beşiktaşın ikinel golünü, Oyür un Forkıncı dakikasında da üçüncü golü çi- kurmuştur. Beşiktaş - Üçok maçında müessi/ bir hâ- dise olmuştu. Oyunun İlk anlarında, Üçok takıramın kıymetli orta muavini Adil, kalesi ününd dolaşan topa kafayla çıktığı sirada Hüsnünün bir tekmesile gözlerinden ve yü- &“hden ağır surette yaralanmış ve oyun ha- riei kalmıştır. Bu Itibarla Üçok on kişi İle Be- yiktaş maçmı oynamıştır. Ekseriya Beşiktaş maçlarında yaralanan İzmir oyuncuları bu suretle daha bir yaralı vermiştir. Beşiktaş İzmirde sert iki oyun çıkarmış, bü. seri oyunlle seyirciler üzerinde müsbet bir kurtulmuş | tesir bırakmamıştır. Bu hafta İstanbula, Alsancak Ankaraya cektir. Şehir Tiyatrosunda: adam yaratmak (Baştarafı 6 ncı si şdeki gazete patronu bir çok yastigi sından alınmış bir Terddir. Onun ifi yalnız kendi kendisinin fen İ şümullü bir mânası yoktur. ağu Nesih Fazılın sözünün doğrul murım, fakat gunu da söylemek ta Necib Fazıl büyük bir dikkatsizlik “5 B'r piyeste bir meslek temsil , çıkarılan şabslar, eğer yalmıs “ bulunan kusurlara veya meziyeti” #ler muharrir bize bunu mümesy anlatmalıdır. Halbuki Necib Fazl mıştır. Buna dikkat etmeli ve ©$' çerken daha titiz davranmalıydı. # z * r. Eserin heyeti umumiyesi ak İsöylüyeti Kusurlu tarafları G9” gir raber çok güzel tarafları da buluöü, debi eser. fakat tiyatro eseri di ii # İfakat oynanmaz E?-r temsilde muvaffakiyet var nu Muhsin Ertuğrulun şahsına d Söz söyliyen © tek kişi Mahni n olsaydı, ademi muvaffakiyet sü İ Mühsinden gayri aktörlerin rollefi hemeu sahnede oturmak yahu S Bir Doktorun Günlük Pore Notlarından Ç 1 Kirpiklerin hasta” Ve dökülmesi ! Birçok okuyucularımızdan DS hakkında tafsilât talebini havi lar aldık, ve alıyoruz. Kirpikleri İİ mesi ve kirpiklerin dibleriDdf 4& rin bâsıl oluşu ve gözlerde nilen küşük çıbanın sek sık çık si birbirine merbut aynı" sidir; Yani kirpiklerin demektir. p Güz kenarların tezyin eden Er kaşlar!a beraber gözün Bil İİ arşı muhafazası için tabla k li yapılmıştır, ve eldden hürüm dir, ol Barı kan zâtiyetine müpteld "e | zayif nabif bünyeli R kirpiklerin hasta olduğu | sk ye ciktarın çıktığı müşahede tan A) geriya göz doktorları kan ve gözdeki arpacıklardan teşbis “pil halde gözlerinde ve ki rpikleri İİ de hastalık olan kimseler g7 lerini takviye etimek mecb ler, İyi yemeli, kuvvetii geğnliğ iyi ve muntazam söatlerde bassa uykusuz kalmamalı, manlı yerlerde bulu e) uzun santler elektrik ziyasi | tunmamalıdır. Eğer çalışmal ye | yeti varsa erken yatıp erken : sabahları erkenden çalışmAğı gsf Hâzundır. Bundan sonra meri ie lir. Meva tedavi için tabii Ty dır. Onn burada yazmak yes dir. Maamafih arzu e yene piklerin kuvvetlenmesi, pacıklardan halis olması etsinler, reçeteleri derhal l | ola ve

Bu sayıdan diğer sayfalar: