26 Şubat 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

26 Şubat 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

GON POS'I'A . .. . . . İR a| | Görülmemiş bir facia A 8 U D E B ı n A LE M ü D E L I (Baştarafı 1 inci sayfada) sen hayıflanma, biz seni ölünciye yadaf karısı Behice köyden Şivet oğlu Durmuş | besler, sana kocanı da aratmayız 'Yazan? ilc Adar köyünden Küp oğlu Durmuş ve | mişlerdir. Gükbekti'inli Kocababa oğlu Yunusu eve almış, rakı | - Behice de bu tehdidden ürkerek citâ * D, î:ıl.—ıası kurulmuş, içki ve eğlence âlemi | yeti saklamış ve soranlara: . | başlamıştır. — Kocam Zonguldağa gitti demeğ! Necmi, — sabahları B ;ü*sîicn ?*ı:';:“ ;:;':rî*:â'l'k"“"“ ka> | Vakit bir hayli geçmiş, kafalar tutul - | başlamıştır. ee ıı!ndeı adetâ kaçar- e eç b ııa;aîuıçhnnııîm : “““'mnm misa- | Müs artık eğlenti çığrından çıkmış, Be- | Aradan 15 gün geçmiş, köyde Nîw’ Casına çıkarak soka - 4 ; (l_k BU L Pa d'mede nlvnvm hlce Üç eğlence düşkününün orta yerin- | se bu kanlı gece macerasından bif ga adım attığı zaman $ kxd v ";“: î . kt:g“ îw e0t 1';_’_ de göbek atmaya başlamış, bu arada da | sezinmemiş, fakat yukarıda 9sö; geniş bir hürriyete B y '0 "L“ & *Y-:î? ıı"ııiv:.ın'ıı:&nüı- but. |it bir şeyden haberi olmiyan Behice - | miz gibi tesadüfün dere kenarına sevkeb kavuştuğunu hisse - Ü - â':jyu ;::ı:e(gî;% n:hımw'göm bu kadı |DiT kocası eve gelmiştir. tiği bir köylünün cesedi görüşü her $€ der ve akşamları ise hi BU ö e rtaöüe Bo yüğden gn Zekeriya eve geldiği zaman sokak ka «| meydana çıkarmıştır. her defasında adım - | a - aa ran DAĞi lz KN gA |pısının açık olduğunu görmüş, hatıma | — Katiller ve ahlâksızlığını, — kocasilif - ları geri geri, âdeta İ m'-x*;r ş:u "p: Ki ç_ı ;î d_—,".—rıuliı hiç bir fena ihtimal getirmiyen adamıca- | kurban gittiği cinayeti saklıyacak kudaf eürüklenerek evine a ı Münire hanım, babasıi Haydar Slenib | sez bunu bir unutkanlığa hamletmiş, bah- | ileri götürmüş olan bedbaht kadın YA? “Gönerdi. küçük kardeşi Feyzi, ortanca kardeşi «be| ., , girmiş, fakat evinden bir takım er - | kalanmış, hepsl adaletin huzuruna sev * a rahim, kız kardeşi Semahat, ablaşının | ; 4 a hatla ”| . $ &e: kte olduğu c işlerdi e Karısı Sabahat çocuğu Ulvi... Bunlar sadece evin esaslı | e gelmekte Bunu duyunca | kedilmişlerdir. Cinayet yalnız köydi c esaSli | Dirgenbire İri r. Yavaş yavaş pen- | gil, kasabada da derin bir tecssür atlo efradını teşkil ediyorlardı. Eski gomn- | L L A L y N bakınca üç | mıştır. açdamın rakı sofrası bâşına kuruldukla - “ |rını, karısının da yarı çıplak bir halde bu adamların karşısında göbek âtip oynadı- lnqîlzz buhramnın | — öylenişleri bir sevgi — fle başladı. Kapı k yu idiler. Sabaha! babası Haydar, — düşkün ve zavallı waziyette idi, bazı ak- — gamlar bir elinde ek- mek çıkını, diğerinde zerzevat demeti ol « şuları Hatice hanımla kızı Pakize de evin mutfak işlerine bakıyorlardı. Kendi |le beraber kadro on kişiyi buluyorzt Semahat hanımın ev hayatı çok r tazamdı: Sabahin on birine doğru u : " ü K tali 2 Sönddnr KARAŞGE, Kazyonulinda ahati D stamları deği kanamı | arkasındaki kadill — ğ & k:"k“'"' &|0 Bu vakit sizin benim evimde ne İşi- (Baş tarafı 1inci sayfada) * duğu halde ihliya, k AğS ır'ıı :" ;:ığ;ğ :'ğ îı.:elı;,hıir—ıırj:"::nz var, haydi, çıkın, gidin! demiştir. levhanın ı.—ıcı_ımpî;_].r. Bu p:rg::l M hohlıya evine gelire Sabahat şimdi lüks bir hanımefendidir, Neemi de sayılı eğil ğ Aile namusu gibi en mukaddes bir hak- redilen fotograf İtalyan başvekil öğle yemei d ; l di. Ondan sonradır pube müdürlerinden biri olmuştur. gru öğle yemeğini de karyolasında Yİ- | xa tecavüz etmiş olan üç ahlâksız bu tek- | Müsolini ile Layd Austen Chamberlt l — | | " | ğinı ;ı',vnmı:o sarsılmış, kısa ve seri hir dolayı kuştüyü yorganı- | ; 5 n ) e Fotograf “ki ancak gece yiyecekleri yemek hazır -| disinin geçimi, halü vakti onlara nisbet- FM zt lif karşısında boyunlarını önlerine eğip | Karsı karşıya güs: REyer ç, DU n yüzü yer yer lekelerile Bi e T İgünlerde R kaklarında - alımdi lanmağa başlanırdı. Bununla beraber bu | le daha çok yerinde idi. Bilmediği her- |evden çıkmaları icab ederken birdenbire | Bünlerde Koma soka, nda yemeğir, bazı akşamlar, biraz peynir ve hangi bir kızla evlenmektense, bu fakir bir yemek mıs:sl ö;tiısündıı:rlı k(a:k—-zdı' lar, b k ıztırabının xal- | Ye Lady Austen Chamberlainin uvu ve Necmi bey, her akşam alelekser yas- | hinde le geti i lup bir müddet evvel vefat eden A — yieebm ee el ,*’î.,“'ğğf,;';fn':"î,“unîîî_,î'":f’ gaa | Heta aet mevki eden köpeği veyahid biçere kucayat aa K TATAR ",, ile gimdiki İngiliz vaşeelli İN CAT SN Suzi Merdir aa ü Si ea nedal vnle t e aa Te ge İ v eee aa Ha dei G bi C melin a : i Vd bür ti K ? v? PST i evden kovuyorsun, sen burada lâf Na n e aN L D KT0 Z 'Zrî[ki’;nakvrıuwmhıı( hnşqu; çamıı_u-_dı- s.mhııle evlendi. * ienceresi ' geçirilmiş bir e tiks:;liıığ:;:î:;m: rc(;î:ııp Zekeriyanın üzerine ın(ı“ ÖL DA çat de:ı *Mî“:: *);;"-.'; ;;: ugı::?ıîi:;:x yuyor ve fakat tedrici bir alışkazı- Söylenildiğine göre tabancalarını a » batta Daily Express gazetesinin R" 'çıma;ır Düke tü ööğa Haai ydk #ünE lc'şhyc'nl(r Şivet oğlu Durmuş ile Küp Muhabirire — vermiş, o da ıııı“. linde evin işleri Sabahatin üstüne kai- ĞF M İxe.. göndermistiz. Muselini Feret ON yordu. Tahta silmek, çamaşır yıkamak, K aP S İDİRGS yııı—ılı. ?ıın GzmaRlir :d—“lıda ö eT ti — hattf mahallenin çeşmesinden eve su ta- tabanca kurşunları ile de iki yerinden ya- | Sinle görüşüyor. intb A Dü grma t |ralanmış ve olduğu yere yıkılmıştır, fa -| - Musolini, Leydi Austen Chımbvf'—"üv kat ölmemiştir. Herifler bu sefer de ya- | Suyet samimi dostudur. Resimde, gö ralı kocanın göğsüne oturarak artan ras gibi, sokakta giderken, Leydi Cait kılarını bu cinayet sedirinin üzerinde içe berlarni görmüş, ötomobilinden — in | mişler, bu süretle kurbanlarının tama -| Onunla samimi bir surette görüşmüştü” Bu hâdıse üstünden şimdi tam 14 sene iştiz. Bu 14 senede ne hayat deği-| hat hanım, her şeye tahammül e- şiktiği,.. Ne muhlt değişikl Sabahat, | der, fakat köpeği Roz ile kedileri Fifi ve | şimdi artık Aksarayın kenar mahâllesın- | Kikıye - Avrupai bir kı dın olduğu ve deki ayağı şıpıtık terlikli kız — değil, | vrupal bir kadın terbiyesi gördüğü ci- Beyoğlunda oldukça iyi ve süslü bir a-| hetle hayvanlarına hep böyle ecnebi | İşte onun Necmi ile karşılaşması, ak-| partımanda oturmakta olan bir hanimae- | isimler koymuştur - hiç söz söyletmezdi. gam saati şöyle olmuştu: Sabahat, elle- | fendidir. Necmi de sayılı bir şube mü-| Bu- ttibarla apartımanda Rozla Fifi ve rinde iki kova, ayaklarında şıpıdık ter- | dürlüğüne kadar yükselerek daha iyi| Kikin'n vaziyet, mevki ve hürriyetinin Hikler, tık hatveli ve telâşli adımlarla eve | bir vaziyete girmiştir. İdörtte birine Necmi bey malik değildi.| men ölmesin Tn Tei : Su taşıyordu. O dakikaya kjddr bu K:’m Birçok aileler görürüz ki zahiri hayate | Eğer Sabahat hanımın sofrasında yu:nk (ahiâksız kıı—î:ı:îî ş::îî:::;ı ıî:k:;nvı.ı D:?l]ıîî:îıî :İ;ĞĞT'İTS"MİZ& ( mvıîııdi_w;etin:’n farkında olmıyan ’Yx'e& ları göz kamaştıracak kadar cazib, par îehwn bazan ağzınıza kedi tüyü geldi- |gahnede ron nefesini verdikten sonra kae | sında teati edilen, ve bir çok suitefft mi, ik lâhzada bir an durakladı; fakat | aktır. ni görürseniz mütehayyir olmayınız. İtiller cesedi kaldırmışlar, köye yarım hümlere yol açan mektubların göndefi” Osonra bu genç kızın, yanlarındaki evin| — 1... Nocminin ve Sabahat hanımın za-| Çünkü Fıfi veya Kiki, çok temiz ve o mesafedeki bir yardan dereye at -| mesinde Leydi Chamberlain mühim kapısında durduğu zamandır ki — onün | piy; havatları da böyle göz alıcı ve cazibe | Hİsbelte intizamperver olan ve saat on ıol oynamıştır. Kendisi fikrini eetf mşulıınallayd:ır efendinin kızı oldu- Gi; takat hukıkıllr—,' bu bir ev değil, bü- bizdeki sabah kahvaltısile bir buçuktaki enilenler doğru ise bu adam- | zetecilere: - ğunu anladı. ' d ü aü ögğle yemeğini yatağında yiyen hanımı 7 Ha AR L Ş ı“Nu'mi. « Yükülesliri Gnaale'ari tün s:ı—ıle'ıuu;,ıu;;r—şmzr;î:;:ı" [a::?-l.: gü ntlm îa vde ğ;"l" ğyumak _Lg:;:.:Aı?ily:s:::aıî:vhmf Ide: y — EonMrsa.ı.mC'îı dığının sulha :: onlalı aşağı yukarı altı ay vardı. Birçok | d.. Apartımanın her tarafı pislik ve da- mutfaktaki tel dolabının gözünü intihab | ., Aazından bir şey kaçîînı: T:l de '::*:î:’:m 5 "r üdü. a:r orıl:ının l'ıu arkadaşları, tekrar dünya evine girmesi | gmıklık içinde idi. Necmi ne mülâhaza- | #derlerdi. Onus için yemakte rastlıyaca- / kocana kavuştururuz. Bu iş gizli katsın İRE LA D hususunda kendisini teşvik ediyorlardı. | Jarla Evlenmiş, fakat hakikatte ne bul- | Bitiz kedi tüyü, başka yerden değil, - Bd ei — İlk karısından geçimsizliği yüzünden | muüştu! bir vakitler, sefaletten kurtardı- PİN veya Kikinin sırtından veya kuyru- ayrılmıştı. İkinci karısı kötü yola sapa- | ğindan dolayı karısının kendisine müze- | Bündan vemeğin içine düşmüştür. Tak ne olduğu belirsiz bir delikanlının | şekkir olacağını mülâhaza eden ve bu| İik karısile geçimsizliği den ge- pesine takılarak üç senelik Yyuvasını | mülâhaza ile evlenen ve evlenmesinde | SiNemiyen, ikinci karısından ahlâksızlı- terketmişti. Necmi, bü iki acı tecrübe- | gaha fazla bu mülâhazanın tesirini bu- | €t dolayısile ayrılan Necmi, böyle dört “den sonra bu defa evlenmek hususunda İlan Necmi, şimdi maruz olduğu nayat| bESi Mümur, asüde, sakin ve rahat bir bira: dikkatli hareket etmek mecburi- | çartiarı karşısında bütün — tasavvurları- | 30t hayatına kavuşmuştu. “petini hissetmekte ve bundan dolayı ar-İnın feci ve tam bir iflâsını duyuyordu. / kadaşlarının kendisini evlenmeğe teşvik-|Kadın, sade pis değildi, üstelik sefih ve B dorinl biraz itidalle karşılamakta idi. — | müsrifti; yok tanimıyordu. Necminin kâ- Telefonun ker. meti Baş, iş, Nez 6, göip, Tumauzıla V3 DULLU ağrıa, Sobahat, gözü kaşı yerinde, levend zandığı para kendilerine pek müreffeh | y Si (österişli bir kızdı. Babasının fakrü hali |bir hayat temin edebilecek bir nisbette Xat DD keser. İcatında çünde üç kaşa alınabilir. le Necmiyi müteessir etmakte idi. Ken- o'duğu halde bu israf yüzünden semtte Rusçadan çeviren: H. Alaz “ Son rcslı,.nn edebi romanı: 75 yti iki elile tutarak durmuş, i O tekrar si gülürasüyordu. Bu tebessüm genç kıza,| — Bm.m ismimi öğrenmek mi isti- | dı: G K n Roman'—ı gü u'enberı başında bhazı rla"l ğ ve _' ? ix Pundsınız öyle mi? Bönl ka* |Bi : — aa ". enç ızı ei _]_ n ur g,bı _ulJu _(ukal bir gece CV'ıkH—NCİ:.]L onun yüzüne b:ııuı ve ken- î—îzıî.-ı-:“(;ğııu_'î”;'îxıhıtâugyıf:.uı;wî: ;':î z — yeminini ?::'ır.ıyırak derha! ona 'Gisini nn'ku ılc titreten bu Lulu'ıç duv © değjisiniz.. siz hergün buraya gelet Muazzez Tahsin Berkand ! — Affedersiniz b_ovoleııdi sizden bir| g h F gözlerile beni! kondiğe î'h“w v itablarla dönerken Fuadın| K ,Khııliı acaba? Ya evli bir _adsm.w(_,.:_. soracağım: Kütübhanemizin bi (kuwouvıc k(rgı. meydan ukuyan sert “î:"v.înkadfqmîmı' SA İN ,_;,::r— , iyük bir şefkatle gülümsiyerek ken-'sa! Y bana yaklaşması en bayağı his-| devamlı müşterilerinin isim ve adres-' bir sesle: ortaya Koymaktan- korkarak bar ek“ — disine bakması, bir saniye evvel verdiği lerin getirdiği bir yakınlıksa? Ya - |lerini kay lütfen siz de ismi-| —— Evet... dedi. yaşında bir mektebli gibi imzasız M — Kgararı gene sarsmıştı; halbuki Selma, nince sukutu hayale uğrarsam! |tublar gönderen adamsınız.. siz d“" |nizi söyler misiniz Bir saniye, iki düşman veyahud çok bu vesile ile ona ismini sormağı tasar- at ne ulursa olsun, artık bu mu-| Selma bu yersiz sualin onu biraz şa-| yâkın iki dost gibi birbirinin göz be- îıuı;ı“czr; Bıî:ğnîî;"um'l f I:nîıd'ş:gnüı lamıştı. arurcayı halletmek, bu karanlık vaziye- | şırtacı ü, fakat öonun ü-|beklerinin içine daldılar... İkisi de ne- b KR a G gz Müşteri giltikten sonra ,cesaretsizli-| ti aydınlatmak lâzımdır: Sokağın başın- İzorinde bu kadar büyük bir tesir yapa-İfes &lmıyor, yaşamıyor gibiydi. Bizi I”"' Çıkınız! - Bir daha yüzüt O ğina ve korkaklığına kızarak - akşama |da, hurçün onu bekliyen dilenciye sada-| cağını hiç tahmin etmemişti: Birdenbi-| -— Benim ismim Fünddır Selma... görmek istemiyorum artık... _bd:ış' kendi '»w.—ıdi üi |kasını verirken, ihtiyar kadının tâ için- ye perdeleri tutan eli yanlarına düşmüş| - Sövlerken büsbütün yaklaşmış, genç| — Selma! örür den ge'en bir teşekkürle: «Allah ne mu-ı.,e wııerl körkuya benziyen bir hisle |kız'n elini tutmak istemişti; fakat onun| — Gidiniz diyorum! Sizden iğfEli , b radın varsa versin kızım!» demesi Sel-i b şaşkın şaşkın etrafına bakarak: ğimi anlamıyor musunuz? İki 'nıl mayı Lufif hafif güldürdü, şığı altında Selma onun yüzünü — Fuad mı? Sizin isminiz Fuad mı-| Fomedyacı ve sahte adam... vı.f gek ne gülünç âk.n z — Şu karışık çıkmazdan kurtulmak- rardığın:, dudaklarının - titriyerek kı-| dır? d'ye sorması o kadar acıklı ve aynı| Selmanın sesindeki h'îk!"k'"u —— Buü heyecanla bütün gece uyumad:ı_n;îmı başka bir şey istemiyorum bugün.. ' pırdadığını gördü. Ancak bu, bir şim-|zamanda gülünç bir sahne idi ki, uza-|sılarak Fuad ona doğru bi Oşabahı buldu ve kütübhaneye gitmek Allah bu ihtiyarın duasını kabul etse sek kadar çabuk geçen bir an oldu...İnan eli birdenbire yanına düştü: atmak istedi, fakat onun y tten daha erken yola çık-|de içimdeki bu helecan durulsa artık... Meçhul mi Ti hemen kendini topla-| — Evet Selma... Neden bu kadar şaş-|nir buhranını görünce başını medden Divanyoluna doğ- ş T mış ve içeriye doğru bir adım atmıştı. |tın? i ve ağı inceli adımlarla rü iler!lerke adla: <"""h“'_“’ bugün tenha idi... Selma| İkisi karşı karşıya, göğgüze duruyor-| — Doğru söyleyiniz; siz kimsiniz? |rı; "n kasada oturamıyor, salon- | Jardı. Bana böyle eziyet etmekten niçin zevk| İçeride Selma, başmı masanın aüi an salona giderek| — Benim ismimi öğrenmek mi İsti-| duvuyorsunuz? Siz benim amcamın oğ-İna dayıyarak ağlıyordu. dJ' şıyordu. yorsunuz? lu Fuad değilsiniz değil mi? Niçin su- e onun kim olduğunu öğre- salardan birinin üstünde-| Kabil olsa Selma hemen oradan kaç- y nuz? Siz o değilsiniz değil mi? şıll# Sonra... a ülen gül yapraklarını|mak, bir daha onu görmemek istiyordu ! Selma birbirine Uuymıyan dü: c nin sonunu getiremiyor, he! ü plarken kalım ka- şi Sebebini anlamadığı bir korku| — Ben Fuadım Selma... ve ıztırabların Lunıkhn arası -ganiyc- başka bir düşünce ile sarsılıyor-|dife perde! ralıklandığını görerek kalbini sıktyor, büyük bir felâket kar-| Birdenbire, gözlerinin önünde bir| patanıyordu. dü. — — ... İbüğm kaldirdi- Gelen <o idi. Perdele-İşısında kalmış gibi t ue hiDOTdE : dir e ——— YARINKİ NÜSHAMIZDA:

Bu sayıdan diğer sayfalar: