13 Mart 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

13 Mart 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hergün EMRİVAKİ denilen Meşhur diplomat bu Sefer de muzaffer oldu Yazan: Muhittin Birgen kıt'alardan da- ha çabuk yürüdü. Bu satırları yazdığım sırada Bay Hitler Viyanaya yüz elli kilametre mesafedeki Linz şeh- rine gelmiş, kendisini mescrretle karşilıs yan halkın coşkun tezahürleri arasma kas rışmış bulunuyordu. Hiç şübhe yok, bu, iki millet arasında candan bir kucaklaş- madır. İş olup bitmiştir. Şimdi bütün mesele, olup biten şeyleri hukuk ve diplomasi çerçevelerine uydurmaya, herkesi mem- nun edecek kelimeleri ve şekilleri bulma- ya kalıyor, Bay Hitler bunları da hazır- — - lamış görünüyor. Alman hariciye nazırı- nın Londradan dönüşünü — geciktiriyor; Alman müfrezeleri Brenner hududunda İtalyan hudud kumandanına Alman or- dusunun dostluk selâmlarını tebliğ icin soluk soluğa İtalyan hududuna koşuyor. lar, Praha'da Alman sefiri, Almanyanın | Çekoslovakyaya karşı gayri dostane hiç | bir hareket emeli beslemediği hakkında | teminat veriyor. Ayni zamanda, Berlinde Fransızlarla | İngilizler tarafından - bermütad! - yapı- Jan protesto teşebbüslerine karşı da, yan- hş haber almış oldukları, Almanyanın A- vusturyaya ültimatom filân gibi şeyler göndermeyip sadece Avusturya hüküme- tinin ricası üzerine asker sevkettiği ceva- bı veriliyor. Bu cevab da İngiliz başve- kilini tatmin etmiş olacak ki hafta tati- Nni bozmaya lüzum görmemiştir! * Hülâsa, dün gece geç vakte kadar ıJın.ıl e radyo haberlerini topladıktan sonra 'ı'l * diğım ihntıba şudur ki Emri Vaki' denilen | meşhur diplomat bu defa da muzatfer olmuştur. | Bu diplomatın bu defa da muzaifer ol- | Mması için müstakil Avusturyanın son baş- vekili, elinden gelen her yapmış bu- lunuyor. | Filhakika, 24 saat içinde sür'atle cere- | “yan eden vak'alardan anlıyoruz ki plebi. .Bit manevrası, Avrupayı karıştırmak is | tiyen meçhul elin teşviki ile yapılmış bir| gey değil, bu oyun sahasında Hitlere kar- şı kuvvelini tecrübe etmek istemiş olan talihsiz ve talihsiz olduğu kadar da he- sabsız bir devlet adamının münferid bir| teşebbüsü idi. İş böyle olunca netice se- Mmettir. Eğer bu işde bir teşvik olsaydı, © zaman 1914 ün Prinzip vak'ası karşısın- da bulunduğumuza hükmedebilirdik. Müteveffa Avusturyanın son başvekili, hiçbir akılh adamın irtikâb edemiyeceği bir hata yaptı. Eğer, Berchlesgaden ka- rarlarını tevekkülle ve dürüstçe takib etmiş olsaydı bir zaman İçin olsun Avuse turya bayrağının Viyâna müzesine ko- mulması hâdisesini görmezdi. Fakat, Va« tan Cebhesi dediği çürük ve temelsiz te. şekkülün kuvvetine lüzumundan ' fazla inanmış olan bu ambale devlet adamı, yumruklarını sıkıp Hitlere hücum etmek Istedi, hücuma vakit bulamadan yuvar- landı. Geçen şeylerin kısa hülâsası bun- * dan Sbarettir. * Avrupa bu defa da harb tehlikesini at. latmış sayılır. Fakat, Avrupanım sakin görünmesine rağmen, ortada tamamen yıkılmış bir şey vardır: Cihan harbinin sulh muahedeleri, Şimdiye kadar Alman- ya bu sulh muahedelerinin yalnız kendi haklarma ve ikendi memleketine dair ©- lan ahkâmını ortadan kaldırıyordu. Bu defa, Bay Hitler, sulh — muahedelerinin | ÇİZ hududları değiştirdi, bir devleti | ortadan yok etti ve bilhassa, bunu Mil- letler Cemiyetinin vesayet ve himayesi altında bulunan bir memlekete karşı yap- tı. Bundan böyle meşhur sülh muahede- leri yoktur; sade sulh muahedeleri değil, hattâ Milletler Cemiyeti de yıkılmıştır. | Fakat, bu cemiyeti kuranların başları o kadar galle içinde ki, Leman gölünü kenarındaki muhteşem bina bütün heye- tile yakılıp gittiği şu dakikada «acaba ne oluyor?» diye başlarını © tarafa çevirme-' ge bile vakit bulamıyorlar! BAD " SON POSTA Resimli Makale: Her insanın hayatında bir veya birkaç dır, mes'ud olup olmaması bu noktalara yar edeceği hareketin doğru olup olmadığmıma bakar, bir uçu- rumun kenarından kıvrılarak zirveye çıkan bir otamobilci gibidir, direksiyonun bir tarafa fazla dönmesi kendisini uçu- Tuma yuvarlar, yahud da doğru yolda devam ettirerek ye çıkarır. Hayatınızın dönüm noktalarından birine geldiğiniz zaman SOZ. Paris hayvanat Bahçesine akın Eden halk Yaz geliyor, havalar yavaş yavaş dü- zelmeğe ve kapalı yerlerde mahpus kalan | halk da açık yerlere akın etmeğe başladı. Yukarıdaki resimde geçen pazar günü Paris hayvanat bahçesini dolduran halkın file şeker vermekle eğlenmesini görü » yorsunuz. İğneye iplik geçiren zeki bir maymun Londra hayvanat bahçesinde mevcud maymunlardan biri iğneye iplik geçir - meyi öğrenmiştir. Bahçe müstahdemle- rinden birisi maymuna bu marifeti tam ikı senede öğretmiştir. Önce iğneyi nasıl tutacağını günlerce talim ettirmiş sonra iğnenin deliğini göstermiş ve nihayet de- liğe nasıl iplik geçirileceğini belletmiştir. Bu zeki maymunun hocası şimdi de di- kiş talimleri yapmağa başlamıştır. May- munun büyük bir maharetle iğneye iplik Heçirip mağrurane bir tavır ile dönüp se- yircilere bakmasına herkes gülmekten katılmaktadır. İngiliz kadınlarında şarap içmek modası İngiliz kadınlarında şarap içmek me- rakı başgöstermiştir. Artık o meşhur vis- kilere, brandilere dudak büken şık ba- yanlar, toplantılarda şarap kullanmıya başlamışlardır. Barlarda da şarap iç - mektedirler, Bu yüzden son günlerde Londrada bir sürü şarap dükkânı açılmış- tır. W Hayat dönüm nokftası vare geldiği zaman ihti. zirve. likelidir. ARA RERGÜN BİR. FIKRA | “ Evet efendimiz! ,, Abdülhamid bir gün Vamberi Beyle konuşuyormuş. Lâf arasında: — Benim maiyetimdekiler kep bi- yer eşektir, Demiş, Vamberi Bey: — Nanl olur? Deyince Abdülhamid: — Kendileri de bunu tasdik eder- * yini düymayıcak kadar ne seslenmiş: değil mi paşa? inmeden cevab ver- uzakta oturan b — Dediğim Öteki hiç di miş: — Evet efendimiz, hakkı âliniz var. ——— — & Domates Çekirdeğinden yağ Çıkarılıyor... San seneler içinde Avrupa ve Ameri- kada dnmates pek bilyük bır rağbet ka- zanmaktadır. Domates konserveleri çok sürüm temin ey!emektedir. 1934 sene- sinde Fransada domates konserve fabri- kaları 87,000 ton Gotames işlemişlerdir. Halbuki 1930-32 senesinde işlenen mikâa 32,000 tondu... Damateslerden arta kalan çekirdek ve posalar âlimlerin nazarı dikkatini - celb- eyiemiştir. İlk evvel teşebbüsata girişen İtalyan âlimleri olmaşlardır. Çekirdek- leri ayırdıktan sonra bunları kurutmuş- lar ve bua:ardan bir nevi yağ çıkarmış- lardır. Bu yağ sabunhanelerde kullanıl- maktadır. Keten yağına katılarak boya- larda dahi kullanılmaktadır. Harbi umu- miden evvel boyalarda hep ketenyağı kullanılırdı. Şimdi tercihan üzüm çekir. deği veya domates çekirdeği yağı — isti. Teal edilmektedir. b Dünyanın en büyük sikkesi satışa çıkarıldı Dünyanın en büyük gümüş sikkesi çin- dedir. Ve son günlerde İngilterede müza- yedeye çıkarılmıştır. 1875 senesinde pi- yasaya çıkarılan bu sikkenin büyük bir #atla satılacağı tahmin olunmaktadır. yollarında tereddüd.. 34& Sözün Kısası Telgrafla İlânı aşk E. Talu ürk mizah tarihinde, üstadıl Ahmed Rasimin kadirşini sayesinde haklh bir yer tutan meşhlif «Muhsin» merhumun tatlı tatlı anlattığ hikâyelerden biri de şu idi: Köylü Mehmed, İstanbulda çalışan Oğ luna bir çift yeni çarık gönderip gönlü almak ister. Babalık bu! Evlâdının oradl böyle bir armağana muhtaç olmıyacağı" mı ceşid çeşid kunduralar bulabileceği düşünür de hesaba katar mı ya? Çarıkları omuzuna vurduğu gibi doğ” ruca kasabanın yolunu tütar. Mehimmt hiç telgraf teli, direği görmemiş imiş. ŞO” Jseye çıkınca gözüne bunlar ilişir.. Hay * karar vermekte istical etmeyiniz, İlk vazifeniz etrafı dinle- mek, dostlarınızla birlikte düşmanlarınızın da ne düşündük- Jerini anlamaya çalışmaktır, fakat iki tarafı tarttıktan ve bilhassa, düşmanlarınızın ne düşündüklerini anladıktan son- ra karar vermek hakkı yalnız kendinize alddir ve bu karar bir defa verildikten sonra gecikilmeksizin tatbik edilmeli. dir, bir kararın çabuk verilmesi kadar geç verilmesi de teh- SINDA 23 senedenberi Kalbinde bir kurşun Taşıyan adam Yukarıda resmini gördüğünüz adam, umumi harbde kalbine bir kurşun yemiş olduğu halde ölmemiştir. Ve şimdi ara- dan 23 sene geçmiş bulunmaktadır, Son zamanlarda doktorlar bir ameliyatla bu kurşunu almayı teklif etmişlerse de a- dam bu teklifi reddetmiştir. Sekiz kişinin yediği kadar yemek yiyen kadın Praglı bir adam, karısının pek fazla iştihalı olmasının mali vaziyetini ber - bad ettiğinden bahisle boşanma tale - binde bulunmuştur. Bu dev gibi ka - dın her oturuşunda sekiz adamın yiye- i yemekte imiş. Mahkeme boşanma talebini reddet. üştir. Bunun sebebi bu kadar iştihalı bir kadın için tayin edilecek nafaka - nın çok yüksek olacağı Cihetle kocanın gene ayni mali vaziyetten kurtulamı- yacağıdır. Kadın mahkeme huzurunda — neler yemekte olduğunu şöyle anlatmıştır: Sahah kahvaltım için 4 yumurta, ne tereyağı sürülmüş yedi küçük ekmek, üç büyük fincan sütlü kahve alırım. Bir müddet sonra beş ekmekle tereyağı ve soğuk et yerim. Öğle ye - meklerim üç tabak çorba, bir buçuk kilo et.. Muhtelif sebzeler ve bir bu - çuk francala vesairedir. — Akşamları derken... Artık hâkimlerde dinlemeğe tâkat kalmamış, kadının sözü kesilmiş- Hr. ce İSTER İNAN, Dün şehirde şöylü bir şayia çıkmıştır: — Kızıltoprak ikinci orta okulda talebe jimnastik dersi ya- İSTER İ NANMA! tır. Fakat ne aşlı vardır, ne de astarı. Böyle vak'a da olma- mış, başka şekilde de olsa mekteb talebesinden bir kız has« parlarken yüzünde möske olan bir adam sokak tarafından | taneye yatırılmamışlır, işin acalb tarafı şurasıdır: bahçe duvarma tırmanmış, elinde bir tabanca varmış, taban- iş ve 14 yaşında bir kızcağızı yaralayıp kaçmış. cayı atı Maskeli adamı bulmak ta mümkün olam tına alınmış. Şayia bittabi duyanlar tarafından heyecanla karşılanmış- amış. Kız tedavi al- Mekteb talebeleri bahçede aynarlarken mektebin bahçe- sinde bir tabanca kurşunu bulmuşlar, bunu götürüp mekteb idaresine teslim etmişlerdir. Bu tabanca kurşunun bu şekil- de bulunuşu da döne dolaşa yukarıdaki anlattığımız gekle girmiş ve şehirde şayı olmuştur, | İSTER İNAN, İSTER İNANMA! tetle baka baka giderken, hemşerisi A | çavuşa rastlar. İki köylü ayaküstü ko * nuşmağa başlarlar. n — Ülen Memet! Nire gidiyon beyle? — Gasabanın o yana varacağum. Bi * yol bizim uşağa bir şey iletoceğim. — Güle güle var! — Di bah, çavuş! Sen esker ocağındi | çoh şey gördün.. bilüsün. Şu gazuhlüf ınan, demür urganlar ne ki? — Ahan bunlar mu? Telguraf, — O da ne? -- Bah, Memet, Ne gadana ırah — oldif ere nektüp İleteceğin de, ttf ulaşmasını istiyon mu, postanedeki mur onu o demir urganlara bigez wf rur, sen daha gasabadan çıkana — gadüli nektüp sahabısına varur. — İş, anaam! Dime! Doğru mu diyoü? — Yalan mu diyeceğin? Bizüm yüğ başı tâ Ustanbuldan Divrikteki bubasıtf bunu unan nektüp iletir, avşama cevâf olur udu. Hadi, Memet, yolun açığ 0f sun. Ben gidiyom gayri. Köye erken VE* rTup, davarı dama gapâtacağım. — Uğetlar össun, çavuş! ! Hemşerisi ayrılınca, Mehmedi bir dü * şüncedir alır: Çarıklar bir an evvel o0ğ * lunun eline gitse de, çocuk sevinse w temiz temiz giyso!, Kasabaya daha dünff yya kadar yol var. Hem, kim bilir şimdi bu fakir adamdan, bunları - göndermek için ne kadar para alacaklar? Halbuki Şif teller, çavuşun dediğine bakılırsa, çabu * €ak her şeyi ye ulaştırırmış. Şeytanıti tsine akıl, sır erer mi? Dünyada neler ©* | ,luyor! Hazır, çarıkların bulunduğu çıkir nir. üzerinde oğlanın adresi de var. HO * cafendi sevabına yazıvermiş. Onları h€| men şuracıkta tellerin üzerine asıversö akşama çocuk alır. Mehmed kararını verir. Direğin bir # nesine, yallah diye tırmanır, çarıkları #* sar. Sonra da inip, gerisin geriye köyü” ne döner. Biraz sonra, oralardan geçen bir ç0 * an, telin üzerinde asılı bir çıkın görüt” ce merak eder. Çıkıp alır, bakar ki çift yepyeni çarık. Sevinçle bunları k d! ayaklarına geçirir, yerine eskilerini b rakır, gider. Ertesi gün Mehmed dayı merak edfi | Erkenden kalkar, o yere gelir. Ne göf” sün? Bir gün evvel bıraktığı çarıkla! yerinde bir çift eskileri duruyor. hâyretten Bir karış açık olduğu halöf kendi kendine söylenir: — Hey doğuzun icâdu! Şu işe bah, Bf le! Bizüm uşah yini çaruhlaru almış eskilerini bilem göndürmüş!. İstanbul gazetelerinin mahkeme ht * berleri arasında sevdiği kadımma, du)f' larını bildirmek için onları, evinin kaf * gsındaki telgraf direğinin üzerine yazr ve bundan dolayı mâhküm edilen bi âşığın macerasını okuyunca bu fıkl'lfr hatırladım. - Zavallı âşık! O da, aşkını bir an ı>.“'ı duyurmak için, bizim köylü Mehmed Ö? yı gibi emaderen» bir vatıtaya müıif*’ı etmek istemiş! Topra;c_ Bayramı , Ankara 12 (Hususi) — Her yıl_*:, duğu gibi önümüzdeki martın 2! * toprak bayramı yapılacaktır. Bayi ilef civar köylerden gelecek olan kîî)'lı dt iştirak edecek, şereflerine Halkevin” ) Ziraat Enstitüsünde ziyafetler verile gektir, Aişelanir üdüry a ğ

Bu sayıdan diğer sayfalar: