April 10, 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

April 10, 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

> İngiliz gem'cileri yalnız, huylarını pek © güzel bildikleri dalgalarla mücadele €- © siyasetinde küçük ve büvük bir « posunu sıkıştırmış, sevmed © ma mukabil, * rma koşmak ii © yeyi, yakınlaşan badirede, kendi yanma Hergün Bugünkü idnga Karşısında Türkiye Yazan: Muhittin Birgen 5 âkka ve adalete tapmak güzel üâhi bir duygudur; fakat, yalnız kuvvete secde eden bugünkü di yada kuvvetli olmaya çalışmak ta realist bir hayat anlayışıdır. Biz, milli ha mızı bu anlayış içinde mütalea etmeğe taraftarız. Bu tarzda bir mütalea, dün- yanın bugünkü şartları içinde, bizi şu azalsra sevkediyor: 1 — Türkiye hudüdlarından henüz çok uzakta bulunan siyasi fırtınanın unsur- ları tahlil edilirse gi ür ki Mihverle İngiltere arasında büyük bir mücadele cereyan ed yor, Antikomintern pakta ba- karak mücadeleyi komünizm ile nasyo- Japon fa- Ni miz zaman gi zain » cihan maçı, hattâ Mihverle İngiltere arasında değil, Almanya ile İngiltere arasında oynan, bir oyundur. Fransa, İngiterenin bir dafaa kuvveti, İtalya da Almanyanın bir taarruz a halindedirler, Dünya top- raklarının dörtte birinden fazlasım ken- di bağyağının hakimiyeti alında tutan İngiliz milleti, siyaset oyunundaki il kudreti sayesinde, kabına sığamadığı için aşmak mecburiyetini hisseden Alman milletinin gözlerini şarka çevirmeğe mu- vaffak oldu. Şark, Almanyanın, hayat sahası - Le- bensraum - narmnı verdiği bir saha ol. mak bakımından, türlü tüflü iklimerle dolu bir âlemdir. Bu memleket, şimdi ha- yatmı şarkta aramaya ve İngütereye kars| $ı denizlerde indiremedi! iğ darbeyi şarkta | wurmaya karar vermiş gi r. Faka © denizler boş ve İngiliz denizcilerinin ha- kimiyeti altında bulunmasına mukabil,| şark canlı milletlerle dolu bir âlemdir. 'derlerken Alman milleti, eşarka doğru» takım milletlerin kuvvetli mukavemet duvarla- rina çarpacaktır. Gemici; İngiltere, dişlerinin arasina pi- i askerliği Almanyaya bırakmış, uzaktan, gülerek, hem bu mücadeleyi seyred'yor, hem de fırnaklarını birbirine sürterek, şarktaki “mücadele kuvvetlerini kızıştırmaya oça- Mışıyor, Şu dakikadaki ni görünüşü burldan | Mbarettir., * 3) — Çok şükür, ra e kuvvetlerle| «dolu bir memleketti dar mükemmel mii akiçüme me $ “hib olmıyabiliriz. Fakat, Türkiyenin bü- muazzam kuvvetleri vardır: Türkiye, evvelâ Türktür. Cihan Harbi ve onun bir zamanlar çok tenkide uğramış “olan İttihad ve Terakki siyaseti esnasın- “da Türkiye, yalnız Türklerin vata © dövüşmektir. Yedi sene İövüşen Türk milleti âleme gösterdi ki “bir millet, hattâ silâhsız bile kendisini , müdafaaya kadirdir. Tarihteki binbir - salinden sonra herkes şu hakikati bir ke- “re daha öğrendi ki Türke dokunulamaz; “onun şaka kabul, etmiyen bir milli guru. “ruvardir. Türkiyenin bu manevi kuvvet. * erini herkes tanıdığı için, herkes, yalnız onlardan istifade etmeği düşünüyor. > “dakikada hiçbir kuvvetin, kendi. Tür. © kiyeyi düşman olarak almayn taraftar o- © Olacağını tasavvur etmek bence müşkül. dür. Bunun için, Tütkiyeyi herkes kendisi- ne dost ve yardımcı yapmaya çalışıyor ye çalışacaktır. Bu muksadin, hize parlak ideolojilerin yaldızlı kelimelerm; göste “renler, yahud, büyük fWfuhat ile genişi düdlardan bahsedenler, hürriyet bi kutsi mefhumlar arkasına narak bu sayede bizi kendi davala. iyenler, gösterir ki'Tür. iyeyi fethetmek için silâh yolundan meği düşünenler yoktur. Herkes. Türki maya çalışmak üzere çoktanberi müs3- aya tutuşmuş bulunuyor. Fakat, Türkiye abdal değildir. Türki “yenin tek bir ideolojisi vardır: Türk ol * Türk kalmak veancak Türk “için Yaşayıp Türk için ölmek. İster sağ. “dan, ister soldan, isterse şimalden veya .cemubdan gelsin, bunun haricinde her. “ İlışacağız. Resimli Makale: Tobiata dikkat ediniz, nebatata müteallik bütün bilgileri. nizi hatırlayınız: Ayni zamanda hem çiçek, hem de meyva biz tek ağaç Dasizenni, Tabiat lâtuflarından biri. Dünyanın en Asri seyyahı Bu zat dünyanın len büyük asri sey. yahlarından . biri. dir. * Londradan kalkarak, Boğazi. çina, oradan Çine, oradan da Avus İralyanın kara or- manlarına giden, yeryüzünde ger İmedik yer bırak- mıyan Mister Val- *İter Şo 60 senedenberidir İngilterenin en Eid tabilerinden birinin seyyar mü- ğini yapmaktadır. hangi bir ideolojiye karşı kulaklarımız tıkalıdır. Oşmanlı devrinde kâh sultan- ların keyfi, kâh yeniçeri yağmagerlerinin İ menfaatleri, kâh yabancı memleketlerin hilekâr menfaatleri uğurunda döktüğü müz Türk kanı kâfidir. Bundan böyle Türk kanı, ancak Türkün hayati menfa- atleri nam ve hesabına dökülebilir. Ci 3 — Dünyayı o tarzda ve Türkiyeyi de bu tarzda anladıktan sonra, Avrupadaki fırtınanın dalgaları yükseldiği şu sırada| şunları da unutmayalım: Evvelâ, Türk: milleti, yaklaşan badire- ye karşı, kendi varlığının kütlesini tam bir ittihad halinde tutmaya mecburdur. İ Her ne sebeble olursa olsun, bu ittihada “İ muhalif falso bir ses çıkaran herkes bu İ memleketin düşmanı telâkki edilmelidir. Her kendi kendisini seven Türk mutlaka, bütün öteki Türkleri de sevmeğe, onun canına, malına, haysiyet ve şerefine, şan- ki bunlar kendinin imiş gibi, hürmet et- meğe mecburdur. Birbirimizle fikir mü- nakaşası yapabiliriz, fakat, bu, ancak karşılıklı bir hürmet ve sevgi ruhu için- © İde olacaktır. Saniyen, Türkiyeyi askerlik bakımın. dan mütemadiyen kuvvetlendirmeğe ça- Bu kuvvetlendirme yolunda katlanmıyacağımız fedakârlik O yoktur. Kuvvetlenme hududu, memlektin “iktısa- di kuvvetlerine zarar vermiyecek dere- ceye kadar mütemadiyen genişliyebilir. Sal'son, memlekette içtima ve siyasi huzuru, harice karşı askeri midafaç va- ”İsıtalarınm artırılmasını temin için ikti. sadi hayatımızın mütemadiyen ıslahım temin edecek kesif bir faaliyetten başka bir şey düşünmiyeceğiz. İşte, içinde bulunduğumuz şartlar için. de zihnimizin dalma meşgul olması icab &den fikirler bunlardır, Muhittin Birgen İSTER yet sabırsızlandı: İSTER İNAN, Gazeteciler Perapalas otelinin hölünde pusu kurmuş, iki Hariciye Vekilinin saatlerdenberi uzayıp giden müzakereyi bitirerek salondan çıkmalarını bekliyorlardı, ne konuş! Yarını soracaklardı, Romanya Hâriciye Vekilin'n Berline da- vet edilmişken, oraya gitmesi beklenirken ansızın İstanbula geliverişinin sebebini anlamaya çalışacaklardı, tabit haki- İ katle alâkası şüpheli bir cevab alacaklardı. Şinidilik tahmin üzerine yürürmeye çalışıyorlurdı. Fakat içlerinden biri nıha- SON POSTA s Hem çiçekli, hem meyvalı ağaç va veren ağüca bel kıymeti yüksektir. aşama ener AM Hergün bir fıkra Okurken kulaklarını tıka ! Okumak bilmiyen adamın karısı başka bir şehirde idi. Mektuh gönde mişti. Adam mektubu evirdi, çevirdi. ? Tamdığı bir bakkala gitti: — Sen okumak yazmak bilirsin de. ğil mi? Dedi."Bakkal cevab verdi; — Bilirim! — Karnımdan mektub geldi, şunu bana oku, yalnız okurken kulaklarını tıka. mektubda benden başkalarının bilmemeleri lâzım gelen şeyler yaz- mış olması ihtimali vardır da... ; i : i i i i : i : i ; İ Bu nasıl gelin” Landrada yenı bir moda (türemiştir, Gelinler, bildiğimiz gibi düğünlerde du vak takmamağa, gelin tuvaleti giyme - meğe başlamışlardır. Damadları (taklid ederek ceket pantalonla kiliseye gitmek- tedirler, Resmimiz, düğün merasimi: sonra balayı seyahatine çıkan gösteriyor. Namuslu kamarot Empress of Britain transatlaniMiği kamarotlarından biri, ve Cafetoun'da Durban'da dolaşırken yerde bir onluk görmüş, eğilip almak 'yince gözü bir kovuğa ilişmiş. Bir de ne görsün türlü türlü kıymetli mücevherler... Sevi rek alm; r kuyumcuya götürmüş fiat biçtirmiş"tam 15 bin Jira değerin. de olduklarını anlamış. Namuslu ka - marot polise müracaat ederek, mücev- herlerin sahibini bulmalarını rica et- MİŞ... Mücevkerlerine Misin adam na - İSTER epiniz de y. uk- ceklerdir: İkimiz d İçtimaiyatcılar hem iyi düşünen, hem de düşüncesini faydalı şekilde tatbik eden adamı ayni günde çiçek ve may- nzetirler. Güç bulunur, fakat o nisbette 1939 yılının £n cazibeli kızı Artistlerden, hey- keltraşlardan, res- samlardan mürek- keb 35 kişilik bi r| jüri heyeti, geçen-| #oplanarak Ok saçlı sinema yıldı: n 1939 yılının en ca- zibeli kızı olar. seçmişlerdir. C yıldızın, Cin Har- ! lohun yerine geçe ceği muhakkak sa- yılmaktadır. Baltalar ve keserlerle adam öldüren kadınlar Caploun'da Verulanda açık hava mu- hakeme salonuna ifrağ edilen metruk İbir tenis sahasında, beş yük yerli ka - | dın, kendi kabile reislerile kavga eden İ Samanı İsmindeki hir adamı taşa tuta- rak sopalarlar, baltalar öldürmek suçile sorguya çekilmişler - dir. Bir kilometre uzunluğunda bir sira teşkil eden, ve her birisinin önünde bi- rer numara bulunan maznun kadınları İpapaslar muhafaza etmişlerdir. Mahkeme safhatından anlaşıldığına ıdınlar Samson'un kendi şefle- igöre k rini rmeğe ge canlanmuışlar ve Üzerine hücüm etmiş lerdir. Polis vak'a mahalline ye: tişmez, zav4llının cesedini bir $ ve ağırlığı varım (on tutan sopalar İtından ç:karmıştır. Sopalsrın kendilerine aid olduğu te- beyyün eden 12 kadına 6 şar ay, diğer- lerine de üçer ay hapis cezası verilmiş- tir. Çi vgenelerin kraliçesi Dünye Çingenelerinin kraliçesi ola- Ti duğu bir hastanede ölmüştür. Kraliçe, üç romanın kahramanı, bir çok şair ve ressamların da ilham perisi olmuştu. e ae m m a İrmuslu kamarota 2 bin lira bahşiş ver- İ miştir. INANMA! amılıyorsunuz dedi. Ben 'ki Hariçiye Ve- kilinde Ingiliz nazırlarınm Humur'u olup olmadığını bilmi- yorum, Fukat şayed varsa sualinize gülerek şu cevabi vee- ie tavla meraklırıyız. ve en ziyade karşı karşıya oynamaktan zevk alırız. Burada buluşuşumuzun ye- güne sebebi de bir parti çevirmekten ibarettir.» Dünyanın bu karışık vaziyetinde bu cevabın nölgazeteciyi, ne de okuyucuyu tatmin etmiyeceğini biliyoruz, yalnız en kestirme cevab olacağına inanıyoruz, fakat ey okuyucu sen: İNAN, İSTER INANMA! ve keserlerle| ak tavsif edilen 85 yaşlarında Emer | Alda Grum, Garb galinde yatmakta ol- sayısı lerde Hollywoodda' Ann Leridanı|” i sanarak heye-| lerine aylarca .İferki neşi | Sözün kısası Neşriyat kongresi Tera B u ayın içerisinde, Maarif Ve « . kâleti Ankarada bir neşriyat kongresi topluyor, Yazı, basın ve ya * yim işlerile ödetenberi (o esaslı surette alâkadar, salâhiyetli kimselerden te « şekkü! edecek olan bu kongreden, mem leketin kültürel durumu (şüphesiz ki | gok fa mi Tunmasını vimli Maarif Ve ge toplamakla, lüzumu gören se e miz böyle'bir kon - maarifciliğin mekteb İmayıp, yurdda bir n, yahud da reketine hız 'e ne derece» ni tekdir eder ol « ir nisbette art « yükselmiş, gazetenin medeni bir ihtiyac (o olduğu anlaşılntış. kit, sevgisi (o gönüllerde arimış, kitab telif ve tercümesi esaslı bir meslek haline gelmiştir, n buişler yalnız bazı cepheler- a stermekte, muharririn, şevk ve gayretini kir- İ maktadır. Bunlar kitMblarn (o maliyef la liktan başlıyarak, ya « m ma kadar varah bir derd ilsilesidir. Ve bu müselsel derdlerden muharrir de, nhşir de, beyi de, okuyucu da az çok farklarla zarar görmektedir. İşte, kongrenin çare arayacağı bun» Jardır, Ve o çareler bulunur ve tatbik edilirse. memleket irfanı da, o irfanm izmetkârları da son derece müstefid olacaktır. Tatbik edilirse diyorum. Bu ihtira kullar mazur o görülsün. Çünkü şımdiye kadar birkaç kongreye istirak elmiş bir adamım. Oralarda gör düm: Güzel konusanlar... makul, man « i ileri. «sürenler. »ler, münakaşalar..mü- te: kiben de birçok vadü vaidler olu - yor. Sonre, sonra hepsi unutuluyor. Ve kongreden, yadimör olarak bir biçim « siz rozetle, bir fki, damgalı kurşun ka- lemi, dosya kartonu gibi şeyler kalı - yor elimizde. Bu, verilen k&rarların nisyan ve ih- alirmüşterek gayyasını gömülmesi aşağı yukerı bütün dünya &ongreleri « nin nasibidir. Ben sade bizdekfleri kas- detmiyorum. Hattâ, dünyanm neresin- * gre top) mıştı. m de bir ke eğleniyor» filmi hatırlardadı: r, “değil mi? İşte benim demek İstediğim, bu se - vat kongresinin toplanmali itibarile, rnüzakoreler itibarile değil de #'macak kararların tatbiki itibarile bü- tün diğer kongrelerden farklı olması « ” nı dilediğimi ifadeden başka bir şey de- gildir. < Zira, nesriyat işlerimiz, bunu biz bi- Jiriz, cidden bir proğrama, bir nizam âltma abnmağa ve himaye « görmeğe muhtac bir vaziyettedir. Kongre hava- disi bütün kalem ve fikir (o erbabının yüzünü güldürdü, gönüllerimizi ümid- le doldürdu. Bu ümidlerin boşa gitmiyeceği hak- kındaki kanaatimizi o kuvvetlendiren, ona teşebbüs edenin Hasan ÂH Yücel gibi bilgili irfanlı ve başarıcı"bir şah « siyet oluşudur. E. Talu TAKVIM

Bu sayıdan diğer sayfalar: