KU —— —— -— z aa S a ee F Z li GRER Ü .ÜK zti d İ —a İKi Ü TP y a a SLA T4 geç ee Y Ha YAK MA K — — eşamez eT | | : & Bayfa TC Nisan 10 | n ; l Hâdiseler Karşısında ı ŞE A | Spor ve sabah Ü <n A e ileni - İ ? D e . A " eş çocuklu kadın dılenıyordu.l * Sîn dâî;ykînusm kı a f etı Ak d : k f t | Polis gördü. öesret diketğeğde gÖS St ll Hai ademi mukafalını : — Dileniyoı;uılızd eet z kudretin var! : B & N Kadımın ne söylediğini bilmiyorum. Fa-| — » Hüğtetnü Yekdemi tt D k d y kat tahmin ediyorum. Belki inkâr etti;| gn Si a E nüüsiyii, î;ahşmy, eile avVIıs azandı  belki de inkâr bile edemedi. Sadece: gidersem onlara kim bakar? ğ İ — Birak beni, dedi, kocam yoz. Beş| * “ikocan yok mu? Holivudun en iyi erkek san'atkârı Spencer Tracy, iyi — l çocuğum var.. onlar ekmek isterler. — Yok! : A MA idi D DArl ; k ş [ — eli bask ni eai yoraaai DE | Hain A Gtzie d ği ETN par çük yıldızı Deanna Durbin, en yeni ve en | lencilik yasak, yürü benimle. dilencilik edeni mahküm ettiryiordu. genç yıldızı ise Fay Bainterdir İ Beş çocuk anası polisle birlikte yürü-| Hâkimin vicdanı vardı. Vicdan beş ço- | dü, Soluk rengi bir kat daha solmuştu.(cuk anasını mahküm edemezdi. Hâkim j Çelimsiz vücudü korkudan titriyordu. Fa- | kararını verdi: t kat korkusu ne polistendi, ne mahkeme-| — Beraet ettin! l dendi, ne de hapisten; o beş çocuğunun| Beş çocuk anası mahkemeden çıkar- V o,gün aç kalmalarından korkuyordu. ken; memnundu. Beş çocuğunun ekmek- (l Beş çocuk anası karakola girdi. Sorgu | lerini tdarik edebilmek için kendisine ce- % : sual uzadı. Kâğıdlar yazıldı. Saatler geç- | miyet büyük bir mükâfat vermişti: Dile- h 'l ğ *i. Gene bir polis onu sokak sokak dolaş- | nebilecekti. '! | tırdı. Hâkimin karşısına çıkardı: İsmet Hulüsi BU p; " ı D D | Bunları bi'iyor mu İdiniz ? | İaamamı Havalar ısu_ıdıkça —k[ı;lchağsa sabBeıP- )İ — Londraya gideceğine Nevyorka| Bahriye neferlerinin içkisile oo aa Taa S aa Dek hoşu, bij giden gBMİ maşgul olan adam nuza gidecektir. Yürürken terletmez, hi İ A T a KA hareketlerinizin serbestliğine engel ol- d4İKE PY | ğir maz. Külfetli değildir. Size süslenmiş- bi H £ siniz hissini vermez, Buna — mukabil Aİİİ şıklığına diyecek yok. z Bi Başka bir iyiliği de genç gibi yaşlıya İ da uymasıdır. Bluz etekle kısd görüne- ıî [ı cekleünden endjşe ederxıier bluzu ka - Holi a d parlale MüÇiR NKit Dedina Dürtin | N (6 reli kumaş yerine eteğin kumaşından ğ ç a) yahud rengi ona en yakın bir kumaş - «Academy of Cinema x< Binema A-|1937 senesinde kazanmış olduğu mü « VÜİ tan yaparlar. O zaman bütün robdah kademisi» nin san'atkârlara, yıldızlara, | kâfattan maada geçen — sene İtalyaldâ £ 1 l bir farkı kalmaz. Boyu' kısa değil bilâ- Sahne vazılarına mükâfat olarak dağıt- | Venedikte toplanmış olan beynelmilel nf p kis uzun gösterir. Bilhassa plilerinin Tğ1 küçük altın heykelciklere — Holi - | sinema sergisinde Volpi kupasını eld İ İ 4 |buna büyük bir yardımı olur. vudda «Oskar» adı, verilmektedir. — | etmeğe muvaffak olmuştu. İ Öreya e İ Bunlara Oskar adını takan güzel si-| Güzel Bette Davis pek yakında ya * B ! İngiltereye müteveccihen hateket eden Ö .. ııı nem4 yılı Claudette Colbert'tir. kaşıklı san'atkâr Errol Fiynn Te birlii af J bu Çin yelkenlist yanlışlıkla 19 Temmuz rgu ple Academy of Cinema'nın 1938 senesi | te «Balo gecesi» adımnda büyük bir film — li 4847 de Nevyorka vardı. Ve bu hâdiseden v için hazırladığı mükâfat listesi ilân e - | çevirecektir. Halen iki büyük filmi ile — et Aİİİ — — Bİ wene sonra da gene 19 Temmuzda A - dilmistir. Mükâfat kazanan filmler ve | mal eylemek üzeredir. üD lee a ö ee e a e merikalı tayyareci eski püskü bır tayyare He yanlışlıkla İrlândaya indi. “Kralın eli sıracaya şifadır ! ,, 16 .ncı asırda Fransada sıraca - ç v ya tutulan — bir — / kimse bu hastalı - iğın şifasını Kralın kendisine el sür - mesinden bulur - , du. Bu yüzden her | gene birkaç — defa kiliselerde kralın kiliseye geleceği, has- lalara el süreceği ilân edilirdi ve bin - lerce hasta da toplanır, krali beklerlerdi Kral geldiği zaman ise her hastaya iki Bantim kadar para da verirdi. İngiliz amirallerinden Vernun, İngiliz bahriyesinde neferlere dağıtılan içkinin miktarının dörtte birinin su olması esa- sını kuran denizcidir, ç * Dünyanın en süratli tayyeresi 21 yolcusu ile birlikte Azore yolile Atlas Okyanusunu aşan bu 37 tonluk muazzam Amerikan hava ejderi saat - te 110 dan 160 mile kaddr bir süratle uçarak Sutompton'da denize dnmiştir. Tayyarede 40 yatak vardır. Kanadla- rında da her iki buçuk satıtte bir nöbet değiştiren 10 tayfa barındırmaktadır. Okuyucularıma Cevablarım Bay <A. C.» ye: * — Umumun teyzesi olduğunuza gö- Te yaşınızın ilerlemiş olduğu anlaşılı- r, diyorsunuz. Teşekkür ederim, pek tufkârsınız. Fakat Hakkımda tevec- cüh ibzal etmeden önce evli olabilece- Bimi de düşünmeniz lâzımdı, bir me- sele hakkında tam malümata malik ol- Mmadan yürütülecek muhakeme daima yanlış netice verir. * Birecikte Bay «M. C.» ye: Bu sütunda gördüğünüz «muhabere> #izi alâkadar etmiyen bir meseleye mütealliktı. Teklifinize cevab gelme- miştir, * T Konyada Bayan <Işık» a: İki arkadaşla tanıştınız, bir tanesini sevmiye başladınız. Fakat bir başka memlekete tayin edilip gitti, ikincisi harekete geçmişti, ailesini- ailenizle tanıştırmıştı, bu sayede sinizle de ko- nuşmaya muvaffak olmuştu, baktınız ki, onun hakkında edinmiş olduğunuz ilk intıba yanlıştır. Birinciyi unutarak ikinciyi sevmeye başladınız. O da sizi ailenizden istedi. Şimdi müşkül vazi- yetteyim, diyorsunuz. # Müsaade ediniz söyliyeyim: Müşkü- lât bu vaziyetin neresindedir, göremi- yorum. 20 inci asır kızı her şeyden ön- ce pratik olmalı, Atiyi görmesini bil- meli, yani her gönül işinde bir evlen- me hedefini gütmelidir, birinci erkek size kendisini belki sevdırmişti, fakat evlenmekten bahsetmiyordu. elbette ona sırt dönetektiniz, evlenmeyi tek- Hf eden ikinciye bakacaktınız. Siz de bunu yapmışsınız, doğru yolda yürü- müşsünüz. Devam ediniz. vir Bayan «Ümid» e: — Evinizin önünden geçen bir gence gözünüz takıldı, hergün gölgesini bek- lemeye başladınız. İçinizde ona karşı derin bir aşk var. Bundan — onun hiç haberi yok. Fakat biliyor müusu- nuz, bu variyette sizi film yıldızlarını seven çocuklara benzetiyorum. — Hoş, yaşınız da onlarınkinden pek uzak de- ğil ya... Fakat acele etmeyiniz, o güzel sima- nın, mevzun yürüyüşün, dalgın nazar- larm altında hangi hislerin saklı ol- duklarını da bilmek lâzım. Belki içi dışına uygundur, o zaman hislerinize serbest cereyan verebilirsiniz, belki de aksi çıkar, 6 zaman kendi kendinize gülersiniz. Herhalde tanışmak için gö- ze batacak bir tesebbüs te yapmayınız. TEYZE Model yün bukleren — yapılmıştır. Fakat siz ihtiyacınıza — göre düz veya fantezi bir yünden, tpek bukletten, hat- tâ keten iplikten yapabilirsiniz. Yeri- ne göre hepsi de işe yarar. Bu türlü jilelerin en büyük iyiliği modalarının geçmemesi ve kolsuz ol - dukları için mevsimlik tayyörlerle man toların altına uymalatıdır. Cebler, yarma olacaktır. Gördüğü - nüz üç köşeler kapaklarıdır. Maamafih bu şekilde kapaksız ceb örüp üstünden dikmek de mümkündür. Düğmeleri kendi ipinden — örülürse —matto ve tayyörün düğmelerine ay- san'atkârlar sırasile şunlardır: | — En iyi san'atkâr katlın: Bette Davis. Bu san'atkârın mükâfatı kazan- masına saik olan film — «Jezebel» dir. Bette Davis ikinci defa olarak, 1937 se- nesinde dahi bir mükâfat kazanmıştı. 2 — En iyi erkek san'atkâr: Spencer Tracy. 3 — En iyi senaryocu: Georges Ber- nard Shaw. Senarişt en son çevirmiş olduğu «Pygmalion» filmi yüzünden bu mükâfatı almıştır. 4 — Henüz yıldızlık mertebesine e - Tişmemiş olan kadın san'atkâr: Fay Ba- inter. J (Jezebel filmindeki ikinci derecedeki rolü için) 5 — Henüz sinema! san'atkârlık sı - fatını kazanmamış olan aktör: Walter Breman, (Kentucky filmindeki rolü dolayısile) 6 — Senenin en iyi filmi: «You can't it Wit you» Frank Capra'nın şaheseri telâkki e - dilmekteğir. 7 — Senenin en parlak küçük samn - atkârları: Deanna Durbin ve Mickey Rooney, 8 — Fevkalâde seriden büyük mü - kâfat alan san'atkâr: Walt Disney. («Pamuk Prenses ve Yedi cüceler» fil- minden dolayı.) * En iyi kadım sân'atkâr — mükâfatını kazanmış olan Bette Davis adeta mü- kırı düşmiyeceği için— daha iyi olur. kâfat kolleksiyonu yapıyor denilebilir. - ü Biri Paul Muni ile birlikte çevirmi$ olduğu «Juarez>, diğeri George Breni ile birlikte çevirmiş olduğu «Âğır za * fer» filmidir. L Bundan sonraki aylar için beş senar- voya angaje edilmiştir. Bu filmlerin i# — simleri şunlardır: | «İhtiyar kız» — Partonerleri: Geor * ge Brent ile Myriam Hopkins'tir. k «Şövalye ile karısır — Partoneri: Errol Fiynn'dir. «Siz ne kadar güzel siniz!», Ayna, Güzel Menfis. j Leni Riefensthal Avrupaya dönüyor ! Alman sinemacılığının en mümtaz si * ması olan Leni Riefensthal Holivuddan — ayrılmak üzeredir. Los Angeles Almafi konsolosluğu tarafından — verilmiş olafi — mükellef bir çay ziyafetinde demiştir kit — — «1936 olimpiyad oyunlarını kazan «i mış olan Amerika; bu oyunlar hakkın * — da vücude getirmiş olduğum — müuazzafi — filmi göremiyecektir. Çünkü bugün A * — merikan sinema sanayiinin başında bu * — lumanlar Almanyanın şimdiki idaresint tuhalif zümrelere — mensupdurlar. İ spora müteallik olan ve her yerde em * salsiz rağbet gören bu filmi Amerikalı < lardan esirgemek bilmem doğru mudur? Ben san'atkârım, siyasi işlere karışmanıı — fakat kararı hiç de doğru bulmadım.» —— Bu film Amerikan — gazetecilerine ve€ — sinema münekkidlerine hususi seanslar- da gösterilmiş ve fevkalâde takdirler ww — yandırmıştır. * â K | Bacaksızın maskaralıkları: “Ağaçtan sukut |