16 Mart 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

16 Mart 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

unun mese lesi: Şehrin, çöp yüzünden, tekra sinek istilâsına uğra- maması için tedbir alınıyo İstasyonlar Mecidiyeden ehrin sulanması için kullanılan yangın arazöz- kaldırılacak lerden, bir hâdise vukuunda istifade edilememesi karşısında, yeni arazöz lâzım Belediye temizlik idaresi, Me- | cidiyeköy ve Kâğithane sırtlarına | dökülen şehir çöpleri için ve - | niden bazı tedbirler almıştır. Bun- | ların arasında bilhassa Mecidiye - | köyünün tam arkasına tesadüf e- den çöp istasyonlarının kaldırı! - Tmadir birinci safta gelmektedir. Bugün Kâğıthane sırtlarına dö- küldüğü söylenen çöpler, Mecidi - Yeköyünün dönemecine ve aşağı yukarı bir kilometre — mesafesine Gökülmüş bulunmaktadır. Bu, şüm- diden kara sineklerin teşekkülü - ne sebep oluyor. Çöp dökülecek I yerlerin tav in temizlik idare- Adalarla Anadolu sahili vapurlarla bağlanıyor yeni bir eğlence programı! U yıl Adaları güzelleştirme cemiyeli taralından, Adalara rağbet te- mini maksadile yeni bir çalışma programı hazırlanmış ve ayrıca Akay idaresile müzakercler yapılarak Adalar tarilesinde yapılması zaruri görü- | len tadilât esasları tesbit olunmuştur. Bilhassa Büyükadada yapılacak eğlenceler için ayrıca vapur tahsisi te- emmül olunduğu gibi iskele ile Yörükali plâji arasında hususi ve küçük va- sıtalar kullanılması da mukarrer bulunmaktadır. Üç yıldanberi tetkik olu- nan bu nokta da hemen hemen hallolunmuş tepe sahillerine bağlayabilmektir. Eskidenberi günde ancak İki vapur seferi | ile bağlanan bu iki iskele arasında muntazaman bir kaç sefer ihdas oluna- caktır, Bu seferlerden birinin geceye tahsis olunması mukarrerdir, Bu yıl Ada plâjında da islahat ve tadilât yapılmaktadır. Gazino ikmal tur. Fiatlarda bir tenzilâl yapılması mukarrerdir. Ayrıca Maden tarafındaki deniz banyoları da bu yılı Mmütcakıp ıslah olunacaktır. Çünkü bu hamamın müsteciri üç sene müddetle kiracı bulunmaktadır. Ancak bu yıl, hamamlar için mevzu talimatnamenin bütün icapları tatbik ettirilecektir. Güzelleştirme cemiyeti bu yıl deniz eğlenceleri terlip edecek ve Ada « spor klübünü himaye ederek deniz sporları, yarışlar hazırlıyacaklır. HN ANAKANENNDar aa ai mameedünieim enanindamafnınmnd aa dAmnm A nn drerNa aBa | kanı Ömer Celâl Sarçın hukuka de- kan olması için konuşmalar yapıl - | Mmış ise de yeni kurulan bir fakül- Dekanlığı Kimse kabul Etmiyor mu? Hukuk Fakültesi için yapılan görüşmeler Bir hafta kadar vel Hukuk Fa - kültesi dekan ve idare hukuku or- profesörü Sıddık Sami is- tifa etmişti. Rektörlük ve Vekület | bir haftadanberi yeni hir dekan ta - | Yini için çalışmaktadır. Bütün Hu- | kük Fakültesi profesörlerine de - kanlık vazifesini kabul etmeleri için teklifler yapılmış fakat hiç birisi bu Vazileyi kabul etmiyeceklerini bil- lir, İktısat Fakültesi de - | Edebi roman: 13 Sen de seveceksin! — Yazık be kız sana!.. Dedi, kaı—lı'nğğlam.a_ ağlama. Dur ba- ! Diye odanın içinde dolaşma- Ba başladı. Yüzbaşının evi Gece - ilerlemişti. — Komiser daldığı düşüncelerden — ayrıldı. Sert bir sesle sordu: — Kız bütün bu anlattıklarm doğru mu?, he GEnç kadın sözüne bütün var- “Binı, benliğini katarak: DGdLGeğiin aşlı, kız babası komiser de buna inandı. — Sana öyle ise bir kolaylık.. Diye söze başladı: | kültesi olması ihlimali kalmamış - si tetkiklere, başlâmıştir. “Alınan | yeni çöp kamyonları, bütün şehrin | çöplerini tömamen nakle kâfi gel- | mediği için üstü açık alelâde kam- yonlar da alınmışlır. Bu yıl çöp teşkilâtının daha esaslı ve sistemli bir halde yapılması mukarrerdir. Malüm olduğu üzere İstanbul şehrinin temizlik idaresi, teşkilât noktasından çok zengindir. Fakal gerek sistem altında tevzin olun « maâası ve gerekse her alışanın y etiri mesi matlup olan 1! olmamakltadır. ne yeniden bir acemi kadrodan Bir de yazın şehrin sulanması noktası vardır. Bunun için de ara- / | idir. Bu cihet adaları Mal- te için bunun mahzurlu olacağı do- layısile Ömer Celâlin de Hukuk Fa- tar, Fakülte içinde dekanlığı hiç bir | lığın geçen yılı Üniversiteden ayrı- | Tan Etem — Menemen'in — dekanlığa getirilmesi için teşebbüsalla — bulu- nulacağımı meselesini orlaya çıkar- mıştır. TEŞEKKÜR İnlişarımızı kutlulayan — Anadolu reliklerinize ayrı ayrı teşekkür eder, kazsılık olarak — muvaffakiyetlerini dileriz. Etem İzzet Benice cuk senin olmayacak, Onu «Da- rülâcezee ye göndereceğim. Seni de iyi bir yere veıecı_ğım_ izini kaybedeceğim. Bu yönden bir araştırma olursa onu karşıla - mak da bana düşer. Nasıl iyi mi?,, Genç kadın, şaşkın, anlamamış, söyleneni kavramamış sordu: / —Ben kurtuluy! — Kurtuluyarsı — Ya muhtar y tırsa?.. — Hangi muhtar?.. — Piripaşa muhtarı. Şevket... — Ne diye yakalatsı iser bir daha sordu: — Onun senden bir zoru mü var, ne diye seni kovalasın.. n..ı.hdın muhtarın; zözleri kullanmak doğru görülme- mektedir. Her hangi bir yangın hödisesinde derhal bulun k va- ziyetinde olan arazözlerin temiz - lik işine tahsis olunması caiz de - Bildir. Bu itibarla şehrin sulanma- B1 iÇİN ayısca arazöz tedariki mu- vafık görülmektedir., Şehrin sabaha yakın temizlen - mesi ve öğlede sulanması ve icap ettiği ve yani sıcakların dereceşi- ne göre lüzürn görüldüğü takdirde akşamları da bir defa olmak Üzere günde iki defa sulanması yeni ça - hşma esatları €ümlesinden bulun- Mmaktar Hayvan Gıdalarının . Fenni Adalara rağbetitemin etmek için LADAĞT Öğretilecek Birçok Vilâyetlerde merkezler açıldı Hayvani gıdalardan, fenni şekil. de neler yapılması mümkün oldu - ğunu köylüye tanıtmak ve kendile. rini de famamen fenni İstihsalâta a: hıştırmak üzere muhtelif vilâyetlerin merkezi köylerinde asri inekhaneler açılması kararlaşlırılmıştır. Bunun için evvelâ İstanbul, İz - | mir, Bursa, Trobzon, Kars gibi vi- u!'uırhlııılııvıyıköykddc bu işe en müsail sahalar aranarak Ktimlâk edilecek ve iİnşaata başla- pacaktır, Yağ, peynir, yoğurt, kaymak gibi kıymetli ve sıhhi gıdaların daha fen- | ni şekilde yapılması köylüye öğre- nilecektir. Lise talebeleri Bir tayyare | Alacaklar | profesörün kabul etmemesi dekan - | Nişanlaşı kız orta mektebi inlebe- leri, aralarında para — topliyarak, Türk Hava Kurumuna bir tayyare bediye etmeğe karar vermişlerdir. Alınacak bu tayyareye diğer mek- tepler (alebeleri de iştirak edecek - lerdir. Mekteplerde, bunun yardım için komisyonları — teşekkül — veyardım toplamağa başlanmıştır. — Ne yapsan elimden kurtula - mıyacaksın... Dediğini kulağında tazeledi. Ür- perdi. Komiser bir daha sorunca, Lüttiye muhtarın hikâyesini de u- Zun uzün anlattı. Komiser buna da sevindi. — Aferin sana kız, Gözüme Bgir- din. Sen alnından öpülecek şeysin.. Dedi, ilöve etti: — Korkma. Tırnağına bile dn - kunamaz. Ben onu çağırır, kuteğı- na üflerim. Ve.. bir daha anlattı: — Seni iyi bir yere yerleştire . ceğim. Orada böyle namusunl n ça- fışacaksın, kurtulacaksın. Bu su - çunu saklıyacağım, Benim vicda - rur, tün suçluları adliyeye gönderdim, bir suç üzerinde de hüküm ver - mek benim vicdanımdaki mrhke- menin salâhiyeti içinde olsun, Ve âve etti: Seni, şimdi kendim götürece. ğim... — Nereye?.. — Yüzbaşının evine. Haydi kalk! ) | Portakallar Susuz Portakalların çürümesine niçin sebebiyet veriliyor? 1 e çN | (Küçükesnaf ta portakallarakarşı ; S yA b | rağbetsizlikten zarara giriyor | S ON hafta zarfında piyasaya fazla mikdarda suyu çekilmiş portakal sevkolunduğu görülmektedir. Buna rağmen fiallarda fazlalık muha- L faza edilmektedir. Keyfiyetin en mühim taralı, portakal tacirlerinin ihracat ihtimaline karşı gelen mahsulü stok bir halde bulundurulması ve piyasaya | sevketmemesidir. Bu yüzden portakallar kıymetini kaybetmektedir. Şimdiye kadar mühim mikdarda portakal ihraç olunmuş, Fakat mev - simin geçmesi münasebetile ihracat durmuştur... Piyasada şayi olan bir ha- bere nazaran civar memleketlerden mühim mikdarda porlakal İstenecek- | tür, Halbuki ticaret işlerile uğraşan resmi mahalili bu şaylayı tekzip etmek- l ım, seni kurtardı. Kırk yıldır bü- | | Yeni bir hayatın eşiğinde | | tedirler. Tacirler bu yüzden mallarm kalitesini bozmaktadırlar, Dün gene piya- stok bir halde kalıp çürümeğe yüz tutmuş bir kaç bin sandık portakal Kiğ | sürülmüştür. Portakallar ince kâğıtla le çürükleri kapatılmaktadır. Perakendeci esnaf içinde bu hâdi ladır. tüne kalmıştır. Tenmektedir. Göçmenler | Verilen eşyayı Satamıyacak Satın alanlar da ceza görecek Göçmenlerin müslahsil bir vazi- | yete getirilmesi için yapılan yardım- | lar meyanında kendilerine mecca - nen verilen araba, sapan, pulluk gibi zirai âletlerle, çift hayvamı ve tobumluk buğdayların bazı yerlerde elden ele satıldığı görülmüştür. | Asıl gayeyi haleldar eden bu halin önüne geçilmesi için Sıhhat ve İçti. mai Muavenect Vekâlelinden Vilü- | yete bir tamim gönderilmiştir. Ta- mimde, hükümetçe göçmenlere ve- rilen bütün — maddelerin kat'iyyen satılmaması ve satın alınmaması, bu- na teşebbüs edenler görülürse şid. detle mani olunması bildirilmiştir. Ticaret Odası | Umumi kâtibi — Ankaraya gidiyor | İstanbul Ticaret Odası Umumi Kâübi Cevat Nizami Oda bütçesi hakında Vekâlete izahat vermek ü- | zere bir kaç gün sonra Ankaraya gidecektir. Umumi Kâtip, Ankarada kaldığı | müddet zarfında odanın diğer bazı i- | dare işleri ile meşgul olacak bu a1 da yeni ticaret odaları teşkilâlı ü - zerinde hazırlanan — proje hakkında sorulacak bazı noktalara cevap ve- recektir. Artıracaklar Arazi tahrir komisyonlarının ça - Tışmaları hakında Maliye Vekâle - tinden bir tamim gönderilmiştir: Bunda, kış dolayısile faaliyetle - riDİ tahdit etmiş olan yerlerdeki a- Tazi tahrir komisyonlarının, yeni « den teşkili için Vekâletten yeni e - mir beklenmemesi ve bu işlere se « çilecek kimselerin istenilen vasıfla- vi haiz olmasına dikkat edilmesi bil- dirilmiştir. — Çocuk?, — Onu da gelince darülacezeye.. — Siz dönünceye kadar o ağlık - tan ölmez mi?.. Bu sorgüda kalbi sökülüp alı- nan bit annenin bütün *yarası, bü- tün sızısı vardı. Komiser: — Birşey olmaz, Ben onu geldi- ğindenberi emzirttim. Deyince bunda da anne, an - neliğinin bütün sevincini buldu | ve — Gidelim.., Diye yerinden kalktı. Bu kalkış da yine anda; onun sönük, durgun, ölü gözlerinde yeni bir ışığın pa - yıltısını tutuşturdu! n Pencere — Süt anne... — Evet yavrum.. — Şu ev kimin evi?, — Ali paşanın evi.. — Kim bu Ali paşa?.. — Bâruthane nazırı imiş... —Yaoev.. Bu vaziyet karşısında halkın rağbeti de düşmüş ve portakallar yüzlis- Halbuki keyfiyet, müstahsilleri zarara sevketmektedir. Mahallinde mü- him mikdarda portakal mevcut olduğu, fakat bu vaziyet karşısında alıcı eller kalmadığı ve yani rağbet bulunmadığı — için sevkedemedikleri de söy- FM AM KĞN | Hâkimliğinden: | davasından dolayı 'Tahrir komisyonları, |Faaliyetlerini r içinde çıkarılmaktadır ve bu suret- iseden zarar görmüşlerin mikdarı faz- aa resmmn e beminenin | Bütün köylerde Bayram | Yapılıyor Köy Kanununun yıldö- nümü perşembe günü Köy kanununun tatbik mevkiine konulduğunun yıl dönümü 18 Mart Perşembe gününe tesadül etmek - tedir. Köylerimizin kalkınması yo « lunda mühim bir âmil olan ve köylü- ye medeni hayat ve yaşayışın icap « Tarını temin eden bu kanunun meri- yele girdiği ülk gün münasebetile bütün köylerde tören yapılması ka- rarlaşlırılmıştır. Bu cümleden ola - rak şehrimiz köylerinde de merasim yapılacak ve bugün lâyık olduğu e- bemiyetle karşılanacaktır, Danslı çaylar ve talebeler Son zamanlarda — buzı talebeler, danslı çaylara dadanmışlar, bunların derslere karşı olan bağlılıklarında bir gevşeklik görülmüştür. Mektep idareleri bu gibi talebeler hakkında bazı tedbir kararları almıştır. ——— Beyoğlu Üçüncü Sulh Hukuk Mahkemenin 936/1469 - sayı- lt dosyasile İstanbul Maliye Mu- hakemat müdiriyeti tarafından Beyoğlunda Ayaspaşada Nihat Bey apartımanında Üsküdarlı Mehmet aleyhine açılan alacak | Mehmede gönderilen davetiyede mahalli mezkürdan çıktığı ve halen ika- metgâhi meçhul bulunduğu an- Taşılmış olmakla davacı hazine vekilinin isteğile ilânen tebligat icrasına karar verilmiş ve mu - hakemesi 3/4/937 saat 9 buçu- Ba talik edilmiş olduğundan iş- bu gün mahkemeye gelmediği takdirde gıyabında muhakeme- sine bakılacağı davetiye tebliğ makamına kaim olmak üzere ilân olunur. 936/1469 — Ragıp paşanın.. — Ragıp paşa kim?.. — Bahrtiye şürası reisi... — HBummm... — Bu karşıdaki?.. — Süleyman paşarın... — O kim?.. — © da bahriyı — Onun altirdaki?. — Kanun babanın!., — O da babriyenin babası... — Benim bahamın dabası mı?. Genç kadın güldü. Bön bön, yal- niz sorduğunun karşılığını an!, madan di | rüne geçen çocuğun avuçlarının içine aldı: — Oh.. canmım, yavrum... Diye sıktı, sıktı; —O senin babanın babası değil. Bahriye zabiti. Bahriyeliler ona sevgilerinden ve işlerinden ötürü kanun babası diyorlar, Dedi, çocuğu öptü. — Bu ev kimin?.. — Doktor Aziz beyin!. Çocuk yine sormalarını sürdü - rüyordu: yanaklarını (Devamı ver) | yen ve birinden öhü- Halk filozofu diyor ki : Ha şunu Bileydin! Bütün dünya bilir ki harip, silâhsör, sövalye bir milletir. İyi harbederiz. Bu böyleyken, mer- biz mW « hametli bir milletiz de. Garplilerden büyük farkımız da budur, vakıs, şövalyelerin nesilleridi kat biz hâlâ şövalyeyiz!. Nitekim, şu Habeşistan meselesi | olduğu zaman elimizde olmadan Ha- beş milletine, Habeş İmparatoruna en çok biz acımışızdır. Gel gelelim kazın - kara kaz da ol- sa - ayağı öyle olmadığı anlaşılıyor! Bizim o acıdığımız Habeş İmpara- toru Necaşiye bakın ki tutmuş, derte li başında sanki dert yokmuş gibi Suriye milletine hir mektup yazmış. Öğüt veriyor!. Neler buyuruyor bakınız: — Habeşistan faclası, diyor, baş- kalarına iyi bir ders teşkil etmelidir, Korkuyorum ki İskenderun Tacia- sı (!) da bir mütemmim ders teş - kil etmesin! Milletler Cemiyeti u - tanmadan zavallı İskenderunda da 'Türklerin haklarını tanımıştır!. Mil. letler Cemiyeti kuvvetliyi ve zalimi tultar, zayıf ve mazlümu tutmaz!,, Herif bu menval üzerine bir hayli acaip ukalâlıklardan sonra, Suriye ulusuna (müttehit olmayı ve hazır. lanmayı) tavsiye ediyor!. Filhakika — Habeş İmparatorunun bu mektubunu alan Fahri - el - ba- rudi cevabında bu öğütleri pek be- kenip ve: — Sizl temin ederim ki eğer Türk- ler, diyor, anlaşmaz siyasetinde 1s - rar ederlerse biz onlarla dövüşür, ya hudutlarımızı himaye eder veya- hut ta mahvoluruz'. Habeşistanı meğer nasıl bir kafa idare ediyormuş, anlaşıldı mı?, Şim- di Habeşistan — tevekkeli mah » volmamış, demez misin?, Bu nasihatlere göre hareket ede- cek olanların da elbette mahvola - caklarını evvelden bilmiş olmaları- na kim hayret eder?. Halk filozofu Buğdayı koruma vergisi Buğdayı koruma vergisi, geçen 936 senesindenberi umumi muva - zeneye ulınmıştı. Maliye Vekiâleti, alâkadarlara, bu münasebetle bir tamim göndermiştir. Bu tamimdo, bu verginin umumİ muvazeneye alınmasile mahiyetinde ve cibayet geklinde bir değişiklik olmadığı ve tahsilin üç parçalı bir makbuzla yapılacağı bilâirilmiştir. Birimizin derdi Hepimizin derdi Şehirde nakil va- sıtaları azdır Okuyucularımızdan biri - bize bir mektup göndermiş, diyor ki: “Hava bayramından biz mah- rum kaldık, Paramız da vardı, bilet de alabilmiştik. Trenler dolu İmiş bize nec?. Kalabalık lmiş ve fazla adam alamazmış bize ne? Biz, hava bayramımız- daa mahrum kalmamak isleyen halkız. Fakat sonuna kadar - bekledi- gimiz halde ve elimizde bileti. miz bulunmasına rağmen Ye- şilköye gidemedik ve mahrum kaldık. Bunun mes'uliyeti kime Bittir?,, Bu okuyucumuz, belki yüzbin insanın derdini ifade ediyor. Filhakika hava bayramında bir yüz bin insan daha bulunabilirdi ve bu miktardan her halde ek- sik olmamak üzere kesil bir kalabalık vasıtasızlıktan gideme- miş bulunuyor. Bunun sebebi çok mühimdir. Bir ihtiyatsızlık ve bir hesapsız- hk işidir. Bu, daima böyle ok muş ve daima şikâyet zemini teşkil etmiştir. Evvelden bir hesap yaparak böyle günlerde nakil vasıtaları. ni çogultmak mümkün iken bu- nun yapılmaması ancak bir ihti- yatsızlık olarak muhakeme edi- kel Birimizin derdi bepimizin der. di derdidir demekte ne ka. dar haklıyız. - Görülüşor ki bu okuyucunun derdi yalnız bir adamın ve hattâ bin adamın ve haltâ yüz bin adamın derdi değil, ayni zamanda şehrin bir derdidir. İ el

Bu sayıdan diğer sayfalar: