19 Ağustos 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10

19 Ağustos 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

D LOiD NASIL YAŞIYOR Ni ” EEE TAN Beyaz Perdenin Kahramanı Mükellef Bir Kâşanede Prens Gibi Ömür Sürmektedir He a seyirle sıldamaktadır, Eve doğru ilerledikçe, çalılar arasından keklik sürüleri fırlar, Harold'un misafirlerinden esir- gediği yegâne spor da bunların avlanmasıdır. Her nedense se- vimli artist kuş ve balık avma son derece muarızdır. Bunu çok boş bir spor telâkki etmektedi Harry'nin büyük köpeklere çok derin bir merakı vardır. Bunların ayrı ayrı evleri, geze- cek yerleri vardır. N Eve girmeden evvel etrafı çiçeklerle süslü birkaç tenis kortu göze çarpmaktadır. Te - nis kortlarmın etrafına çok ra- hat şezlonklar konmuştur. Bu- rada Harry'nin küçük oğlunu ders yaparken görüyoruz. Ev daha yukarda taras şek- linde inşa edilmiştir. Methalin- de sizi iki kırmızı papağan kar- şılar. İçeri girince insanı adeta ferah bir nefes alır, Her şey o kadar yerliyerinde, aydınlık o kadar boldur. Hele kütüphane. nin son derece ince bir zevkin yarattığı bir sükün ve istirahat köşesidir. Bütün odalardan dünyanın her tarafından getirilmiş lâle - lerle, çiçeklerle süslenmiş bah- çeyi görmek kabildir. Zeytin | ağaçlarına karşı artistin husu- si bir merakı vardır. Bunlardan | bütün arazi dahilinde birçokla- rına tesadüf olunuyor. Harold Lloyd'un kabul salo- nu son derece hoştur. Bir köşe- de orktan tutun da bütün eşya renk ve ton itibarile biribirine o kadar uygundur ki insan bir. denbire şaşırır, Muhakkak ki ar- tistin bu evi bu şekilde döşiye bilmek için çok ince bir zevk sahibi olması lâzımdır. Fransız tarzında döşenmiş küçük musiki odasının son de- | rece tahaf bir hususiyeti var- dır, Los Angelos'u, Beverly ka- sabasından ayırarak bel ye hududu işte tam bu musiki oda- sının ortasmdan geçmekte ve bir eyalette yasak olan bir ha- | reketi; odadaki halmın üstün - den öbür tarafa atlamakla ka- Runi şekilde diğer eyalette işle- mek kabil olur. ARE EİEEYERANTAYE EN Deniz yolları IŞLETMESİI Acenteleri; Karaköy Köprübaşı Tel. 42362 -- Sirkeci Mühürdar- pay 1ad6 Han. Tel, 22740 gay EEE İ tarihten evvel fasulyenin değeri üze- larında Kıy Türk ofis o İsken şubesi, | ürünlerimizin Mısır'daki durumunu | gösteren bir rapor hazırlanmıştı.Ra- porun mühim kısımlarını aşağıya alı- yoruz: Salep: “Misr'a sahlep yalnız Türkiye ve | Suriye'den gelmektedir. Evvelce ol dukça ehemmiyetli bir miktara baliğ olan Mesir sahlep istihlâki son se- erde bu madde yerine kola ve mü- masili kimyevi meddelerin kullanıl - ması yüzünden azalmıştır. Bu husus Mısır istatistiklerile de sabittir. Fihakika 1933 senesinde 4.053 ki- loya baliğ olan Mısır'ın sahlep itha lâtı, 1934 senesinde yalnız 2.319 ki. Joya düşmüştür. Bu ithi kiye 1933 senesinde temin ettiğ cak 553 kiloluk ihracat yapmıştır. Gümrük resmi 100 kiledâ parça ha- linde gelenlerden 4 Musr lirası ve toz balinde gelenlerden de 6 Mısır Hirasedır . Fiyatlar toptan olarak parça halin. de gelenlerin okkası 20 * 30 Masır kuruşu ve toz halindekilerin de 40 - 50 kuruştur. İthalitm yüzde doksa. nın parça balinde gelenler teşkil et- mektedir. 144 kilosunu Mahlep Mısır'a en fazla mahlep ihracatı ya pan memleket Türkiye'dir. Mısır'ın umum yıllık ithalâtını teşkil eden 80- 100 bin kilo mahlebin Türkiye 1933 senesinde 40 bin ve 1934 senesinde de 80 bin kilosunu temin etmiştir. Mesır'ın mahlep ithalâ senesinde fazlalaşmış olmasına başlı ca sebep buradan transit olarak S: dan'a büyük miktarda ihracat yapıl- lerimiz Mısır piyasasını ir rağbet görmekte olduğundan ihraca- trmizın daha fazla arttırılması kabil. dü den seneye fazlalaşmakta ve memle- kete de mahlep yalnız Mısır'dan *ran- sit olarak gitmektedir. Gümrük resmi 100 kiloda bir Me ır lirasıdır. Fiyatlar okka başa 10- li Mis kuruşudur. Transit fiyatla Trise okka başma 8 - 9 kuruş aratın. dadır. Bamya : Misir'da kuru bamya İthali LEMİ EĞMYA İshalin bir kanunla yasak edilmiştir. Barbunya fasulyası: Misrr, bu ürünün kolaylıkla ve bol miktarda yetiştirilmesine muvaffak muştur. Bundan dolayı 1931 yılında ui maddenin gümrük resmi 14 Mr $ır lirasma (çıkarılmıştır. Halbuki bu rinden ancak yüzde 8 gümrük resmi Ürünlerimiz Mısır Piyasa metleniyor! huttan ithalât yapılmamaktadır. Ss kü ince nohuttan Mısır'da külli! ve ucuz leblebi yapılır.” Trabzon fındıkları Trabzon —Yeni fındif ürünü törenle Tarı vapuruna yükle tilmiştir. Havalar güneşli gittiği den ürün iyi kurutulmaktadır. On gündenberi fındık fabrikai#” mda büyük bir çalışma vadır. Fi rikalar dış piyasalara gidecek iç 9 dıkları hazırlamaktadır. Bu yıl yabanc o memleketli Trabzon iskelesinden dört bug” milyon lira değerinde 150 bin ç5 val fındık gönderileceği tahmin © dilmektedir. Borsada, kabuklu #8 dık 23, iç fındık 46 kuruştan 88 görmektedir. halde 1934 senesinde Ar- | mam amma BORSA 17 Ağustos CUMARTESİ sa en aminin nin Hakim mz PARALAR Al Sata a Sterlin Da 123, 20 Fransız frangı 166.— Liret 194 20 Belçika frangı 20 Drahmi 20 İsviçre #r. Florin 20 Çek Kron Avusturya gilin ark Zioti Pengo 20 Ley 20 Leva 29 Dinar Yen İsveç Küron Alim M. diye Banknot ÇEKLER Kapat 1208” 624 0,7946 vanil #2: 24190 63,38.38 YATIŞ 191648 5.149 19710 8: z Paris üzerine İngiliz lirası Dolar Liret Belça İsveç frangı L Florin Çekonlayak karonu Pezeta Mark Zeti Pengo Ley Dinar Yen İş veç kurons - £ Iskenderiye yolu £ İZMİR vapuru 20 Ağustos SALI İZ günü saat 11 de İSKENDERİYE" alınırdı. Bu yüzdendir ki, evvelce ük mikyasta yapılan fasulye ithalâ- tı şimdi çok azalmıştır. Kabartma ük arazisi içinde yaptı- ğı evinde oturan beyaz perde-| nin en şöhretli komiği, ve bel- kide artistlerin en zengini Harry Lloyd'i ziyaret, tıpkı In- giltere kâşanelerini gezmeğe benzer, Evvelâ b filmlerin ilk Yüksek duvarlarla çevrili 30 | uzun süzer ve küçük, şirin ku- | ran tecrübeleriri yapar yı lâbesinin içindeki yavaş yavaş çalan radyosunu susturarak $a- atine bakar ve nihayet sizi mü- tereddidane kabul eder. Bahçede ilk göze çarpan şey; son derece itina ile sulanan, kırpılan yemyeşil golf dır, Golf şampiyonlarına nâz: “KIRMIZI VE SIYAH STENDHAL ye baktığı belli idi. Fakat söylediği- hi savgamağa (müdafaaya) hazır bir adam olduğu da görülüyordu. Mademoiselle de La Mole babası- na, Julien'e verdirdiği nişan için alay ederek — Doğrusu şöyle serbest bir adam değil ama akılsız hiç değil, Karde sim, kendisine nişan verdirmenizi on #ekiz ay söyledi, hemdeobir La Möle!, — Öyle ama Jullen'in kendine mahsus düşünüşleri, sözleri var; bahsettiğiniz La Mole'da ise hiç böy- le bir şey görmedik. Duc de Retr'in geldiği haber ve- rildi. Mathilde içinde, karşı konmaz bir esneme ihtiyacı duydu; babasının o yıllardır değişmiyen yaldırları, yıl İsrdır değişmiyen çehreleri ile ruhu- nâ kasvet veriyordu, Paris'te geçi receği hayatın ne kadar skıntılı ol. cağını bilirdi. Ama Hyâres'de iken de Pa; izlemişti. “Daha da on dokuz yaşımdayım! diyordu: bütün © Sirmalı budalalar, bu yaşın babtiyarlık çağı olduğunu | söyler., Kendisi Provence'ta gezer. ken almıp salonun konsolu üzerine yığılmış sekiz on cild yeni şiir kitap- İarına bakıyordu. Mathlide, M. de Croisenais'dan, M. de Caylus, M. de Luz ve bütün dostlarından dah akıllr olmak gibi hir bahtsızlığa u ramıştı, Onların güzel Provence se- ması, giir, güney illeri, V, 8. V. 8 rine neler söyliyeceklerini, bü: beylik sözlerin ne olduğunu ezbere bilirdi. En köklü bir içsıkıntısı, bundan da fenası, o ruhun hayatta bir zevk tatmaktan umudu kalmadığını ren © gayet güzel gözler ilişti, O, Julien, tamamile gibi değildi; onun hiç değilse böyle bir meziyeti vardı. Mademoiselle de La Mole, asilza- deler sınıfı “kadınlarının kullandığı, ağızdan birdenbire çıkıp, kesilen, hiç te kadınlık ruhu göstermiyen o sertçe sesle: — Monsieur Sorel, dedi, bu ak- şam ME. de Retz'in balosuna geliyor musunuz? — Mademdiselle, ben duc cenap- n o ıd... bu çayır emsaline az tesa- düf edilecek kadar muntazam- dır. Soldaki gölde küçük bir sandal ve gölün üstünde yüzen beyaz lotüsler gözünüzü okşar, Daha ilerde ve gölün üst başın: da 20 metreden düşen bir şelâ- lenin şarıltısı o kulaklarınıza ahenkli bir musiki nağmesi ye ka (4849) 6247 Dr. Hafız Cemal | Dahiliye mütehassısı Pazardan başka günlerde saat (2,30 dan 6 ya) kadar İstanbu! Divanyolu No. 118, Muayenehane ve ev telefonu” 22398. Yazlık telefonu Kandilli Leblebi ; Mısır hükümetinin 1930 senesinde leblebi ve mümasili #ohut vesalreye ait gümrük resminin ton başına 14 Mısır lirasına çıkarması üzerine leb- iebi ithalâiti azalmış ve son senelerde 4 - 5 bin kiloya düşmüştür. Bu yüzden de memleketimizden ya- pılmakta olan İeblebi ihracatı çok azalmıştır. Bugün Mısır'a leblebi yal- nız Suriye ve Türkiye'den gelmekte. dir. Bunlar da tuzlu, yatım tuzlu ve tuzsuz olmak üzere üç kaliteye tefrik edilmekte ve piyasalarda bu suretle satılmaktadır. En fazla ihracat Iları kalın nohutt. pen Suri olup, ince no “., 5 190 Şirketlahyriye Tramvay Bomonti - Nektar Terkos Ral ie Reji Aslan Çimento Merker Bankası Osmanlı Bankası Telefon. İttihat Değirmencilik T.A.Ş. Şark değirmenleri Şark Merkez Eczanesi İSTIKRAZLAR s0 28050 zin 0 X7 si ” | TESS STA PIOLIŞSIMMUDUZLISA Türk Borcu 1 K u ur ine nail olma- duc unyanmı na tanitmak ş (Sanki bu irli taşra edu.) — Kardeşime sizi de götürmesini söylemiş; gelseydiniz bana Villegui- | er'deki köşkü de anlatırdınız; bu ba- har oraya gitmemiz söyleniyor. Bif- mem, oturulabilir bir ev mi, civarı da denildiği kadar güzel mi? Methe- dilen ne yerler var ki hiç de güzl değildir Julien cevap.wermiyordu. Mathil emreder gibi bir tavurla; — Kardeşimle baloya geliniz, de- di. Julien saygı ile selimladı. “Demek ki ben bir baloda bile, aile efradından her birine hesap vermeğe borçluyum. Bana, işlerine bakayım diye para ve- riyorlar yar” Undan şu da geçti: “Hem bâkelem ök hanıma söyliyeceğim babası - , kardeşinin, annesinin tasa na uygun gelecek mi? Burası tam bir de rebeyi sarayı! İnsan burada hem tam bir sıfır olacak, hem de kimsenin şi- kâyetine mahal bırakmıyacak. Mademoiselle de La Mole'u anne- si, dostlarından birkâç bayana tak- dim için yanma çağırmıştı; Jullen o- nun yürümesine bakarak: “Bu uzun kız da ne zıddıma gidiyor! dedi. Mo- dayı da Hrata vardırır, elbisesi omuz larından düşecek... Yola çıkmadan ön cekinden daha sararmış. Şaçlar © ka- e z delikanlısının ağzını | Ölkeli olduğu için ak- | | dar sarı ki âdeta rengi kalmamış! | Sanki şeffaflaşmış!.. Selam verişinde, bakışında bu ne azamet! Sanırsın ki bir kraliçe!” Mademoiselle de La Mole, salon- dan çıkmak Üzere olan kardeşini ça- gırmıştı. Comte Norbet Julien'e doğru gel di — Azizim Şorel, dedi, bu gece M, de Retz'in balosuna gideceğiz, sizi ide nerede bulayım? M. de a muhakkak götürme- mi söyledi, Julien. yerlere kadar eğilip selâm- uyarak âtfu kime borçlu oldu- , dedi. Norbet'in söylerken nazikçe, hattâ ilgili için hiç bir sebep bulamayınca Julien İ öfkesini kendi kendinden çıkarmak İ istedi. N. iltifatı sözlerine verdiği cevabı bayağıca buldu. İ Akşam baloya vardığı zaman, Retz konağının ihtişamı gözünü aldı. pıdan girilince insanın ilk önüne gelen bahçe, parlak içermizr keten bezinden bir çadırla örtülmüştü: bu çok zarif birşey olmuştu. Bu çadırın altı, çiçek açmış zakkum ve portakal ağaçları ile bir orman haline getirilmişti. Sak Bizim taşra uşağı bütün bu hali pek fevkalâde buldu. Böyle bir ihti- şamı hayaline bile sığdıramazdı; bir ân içinde bütün sinirliliği, öfkesi kay boldu, kendini heyecanlı hülyalara bıraktı, Baloya gelirken arabada Nor bert pek bahtiyar gözüküyor, Jullen ise her şeyi kara görüyordu; bahçeye r girmez roller değişti Norbert, bütün bu ihtişam biraz ikmal edilmiş birkaç Fottavı görüyor ve ancak onlara ilgi gösteri- yordu. Herşeye ne kadar P3TA gitmiş bileceğini besaplıyor ve masra- ne kadar blüylik olduğunu anladık ça, Juliem'in de pek iyi serdiği gibi, âdeta kazıyor hayrandı, heyecandan utanır gi- i. Dansedilen salonlardan birisine vardığı zaman işte böyle bir hali var- dı. İkinci salonun kapısında herkes biribirini itiyordu; o kadar kalakalık vardı ki Tu türlü yol bulup ge- çemedi. Bu ikinci salon. Girnata'nm Elhamra sarayını taklid ederek süsler geleni yapryor. Bu “contredanse” ta yalnız kaldığı zamanlar bak ne şirin gülüyor. Vallahi emsalsiz bir gülüm. ile kanuşanın hoşuna gitmekt”” kuyor, > Çok iyi söyledin. İşte hoş? mek sanatini bilmek buna &”. Julien, herkesi tesbir eden, dını görmeğe çalışıyorsa d8 idi kendinden uzun yedi sekiğ lunduğu için bir türlü gör“ Bıyıklı delikanlı: of — Onun bü pek asilce du'Vf hayli işvekârlık var, dedi. z Arkadaşı: ll — Hele, dedi, içini belli eğ mılırken birden bire o iri Müt, ni indirivermesi yok mu? İ“ tim ustalık. Bir üçüncüsü: — Bakın, dedi, güzel onun yanında bayağr bir yor. Gel — Onun bu çekingen. eli Zat tan hali ile ne demek irteÜi dak miyor musunuz? Kar “Siz bana lâyık bir erkek Gigi ben size ne iltifatlar et” mek İstiyor di Ik delikarilr: — O yüce Mathilde'€ ek kek lâyik olabilir? GÜZE ge VE beti hoş, fidan boylu, P İ lıklar göstermiş, yaşı öl gi Fo xn o # seme. sları iyice örtülmüş olduğundan bu ağaçlar yerden çıkar gibi görülüyordu. Arabaların geçtiği yola kum dökülmüştü, Mademciselle de La Mole ne ka- dâr beğenildiğinin kendi de farkında ama bundan duyduğu zevki belli et- i mek istemiyor. Sanırsın ki kendisi hamış bir Kral... içi 9 Rusya İmperatorunii! pin) düğün münasebetile ii ii S>3»>» 2534585 SEFA SELİSSFAS

Bu sayıdan diğer sayfalar: