19 Ağustos 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

19 Ağustos 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İS v.s os - p 1 çi Jr Bir an göz göze geldiler. Sonra bi- görlrile yarimi gibi, Mekanik #ketlerie ahıra daldılar. Yı Hu bir ata kaşağı vüran bir .e- alar görünce saygılı bir tavır » Köroğlar Medin> di İste pe bir korkaklık, bir çekin valk, "e de mlihim bir işte rol ola- İF adam kurnazlığı sezilmiyor - Ayet tabii bir sesle cevap verdi: Ni Ben kimseye at vermedim ünlü alniz az evvel dışardaki hay - emişti, Çıktım, baktım, Dil es gemini çözmüş üstüne at - Mümş Bırdı; ” kz İvi gördün mü? - dedi - dilsiz miydi giden? tk, Evet Hanım... Hattâ bana güle- âş, 'TİNİ salladı. O her zaman ahırlar Hü Şıkartır, bahçede dolaşır, yine Xa 2 dolaşıp eğlenecek gibi geldi ba- İtsey ma baktım ki, hayvanı sürüp Bini, hemen sordu: : giden adama sen mi at » Şu karşıki dıvardan atlattı, > Neye peşinden koşmadın? $— Pesini kovalamam mı lâzemdı? eke dersiniz Hanım... Şimdi bir at » Arkasına düşerim, O Vaz geç artık... Üç Peki amma dışardaki hayvan ne *ğerli duruyordu? İasYisin bu suallerden hiçbir şey an ağı besbeltiydi. Yine” çok tabit NE eşi iy ş Ne MZ, O benim atımdı... » dedi » he - tie, Selmiş, Üzerinden inmiş ve ahıra 5 Mükemmel... Demek giden dil İvçismetti ha?. Vay melun vari $ Küşoğlanın koluna girerek; e a a İP ni ka ra, den kurtafdi, Ve gözüne kes $i hayvanlardan birine acele a- “e SOĞ vurmağa başlarken, by, burada kalırsın Mamrş Han e ağardı - Ben o herifin peşine terim, Re ie ide. Yetişemezsin. ş ÖE tecrübe edelim, Bakalım, V, yakalarız herifi, Margi iki dakika sonra ahırdan ata atlarken ilâve etti; ba karda yürüyüp iz bırakmaz cins “öp, Keramet sahibi ise... Bir diye İa,, olmaz. Fakat bu at dört nalı - Mğasını, bastığı her yerde bı Ra piş ise, gitmekte ise, kork- iş, mey Han Kısmeti yakalamak amet olacaktır. Sakallı, kendi elile yetiştirdi” iiçin bu mikbin sözlerini dinle - NE İİ? Burası pek kestirilemez. ba mahmuzlarını hayvanın kar » “YP uçar gibi uzaklaşırken ve sin İşaret ettiği duvardan bu atlatırken gözlerinde pek be Sy parıltr sezildi: — Oğurlar olsun Kuşoğlan? ZA Dulduzlar olsun... ye alm arkasından baka kal « İtiş Siran yerinden kımıldanmadı. Ma Yavaş geriye döndü. An Dü niz Meke m. aHn! ., N Şan Han Si, var? N Man inmiyecek misinle 3 ama ay 8 Eeinlerini gekirdatarak avurt Nd tan ve ayaklarını her ba- Ri, zn top gibi zıplayan bir Bap Şikarmıştr: Si Mu da sizin için hazırlamış - e Hayır... Ben gitmiyeceğim, İotk şi Han tekrar yoluna devam İltY geli Fakat birdenbire aklına m Bayim gibi tekrar döndü. Se İçe yg BU çevik bir gence benzi- ope “ gözlerinde öyle kevslerm “ Mu? Bözü parıltısı vardı ki... âhiggreka bu delikanlı, müthiş Güyigenlik sakiıyordu içinde, Demi ona yaklaştı: 2 DİRİ delikanlıya yetişebilir hiç dü, i İp Bi, < düşünmedi; Seyrek Ri tmeğie en at başı bera» yat Saünkinden i Dandy, en çok. ilerde bir — Man göğeünd büyü Sora çıkarıp uzatımı ve dolu olduğu anlaşılan da çözün taktı “ -Haydi!- Diy | Seyis Para İle Dolu Olduğu Anlaşılan Bu Torbayı Alınca Kılıcını da Çözüp Kendi Elile Beline Taktı: e Bağırdı - IzindenKoş!,, | Nizamettin NAZİF 5 p « “— Bu ok ancak şuradan atılmış olabilir...., — Haydi! - diye bağırdı « atla atı- na! Onün izinden koş. Nereye gider se beraberinde ol. Seyis bu emri tekrar ettirmedi. Hay vana atlayınca dört nala uzaklaştıBir iki saniye sonra o da küçük ormanı geviren duvarın öte tarafında gözden kaybolmuş bulunuyordu. O zaman Mamış Han koşarak sa « raya döndü. Gizli merdivenden çıkar ken kapıyı sürmelemeyi unuttuğunu hatırlayınca tekrar indive kapıyı sür meledikten sonrafbasamakların dör - dünü beşini birden adımlıyarak Ha - tunun odasına daldı. Onlar şimdi saraydaki hadımları Taği yapanlar imigzR Sirnkle Mx iken gönderilip sarayda büyütülmüş Akkartal olduğunu ve ölü bulundu - ğu odada teşrifatçı hadımlardan Kıs- metin yattığını öğrenmişlerdi. Yal - İ nız Hatunun sorduğu #wallerden Kıs- İ metin üstüne toz kondurmak isteme» diği ve hattâ onun da başına bir ka- za gelmiş olmasından korktuğu anla» şilyordu. ; TArkası yar) Açık muhabere: “Ankara - Samsun - Ambulard., ya sıl: ve üç köşeli bir damga ile pulu iptal edilmiş bir mektup gönderen M. A. ya: Düşüneyim efendim. Bulabilirsem ilen burada semap wesizlmm.. NN. POLIS Beykozda Bir Genç Tabanca İle Kardeşini Ağırca Vurdu Beykozda Akbaba köyünde iki kardeş arasında bir cinayet olmuş. tur. Yapılan tahkikata göre Beykoz Akbaba köyünde oturan Kemal oğ- w Ha n ile Hüse- yin namında iki kardeşten Hasan geçenlerde karısını döğmüş ve kadın da annesinin evine git - miştir, Küçük kardeşi Hüseyin de yengesini tekrar eve getirmiştir. Fakat Hasan karısının eve geldiği- ni istemediğinden, iki kardeş ara- sında kavga çıkmış ve neticede Hüseyin tabanca ile ağabeysi Hasa- na ateş ederek «ol bacağından ve bir kaç yerinden yaralamıştır. Yaralı Hasan jandarma tarafından hasta - neye kaldırılmış ve Hüseyin de po- lis ve jandarmalar tarafından yaka- lanmıştır. Dört arkadaş Bekçiyi dövmek istediler Evvelki akşam Mehmet, Sedat, Süreyya, Hasan isimlerinde dört arkadaş Nuruosmaniye camii için- den sarhoş oldukları halde bağıra- rak gitmekte iken Sedat arkadaşı Hasanın ayağına basmış ve bu yüz- den aralarında kavga çıkmıştır. Bu kavgaya bekçi Hüseyin yetişmiş ve kavgacıları ayırmak istemiştir. Bun dan muğber olan dört kişi bekçinin üzerine hücum ederek döğmek is- temişlerdir. Polis tarafından dört arkadaş ta yakalanmış, adliyeye ve- rilmiştir. Adliye de bunlardan üçü- nü tevkif etmiştir. * Limanda bağlı bulunan bir Al- man vapurundan yük çıkarmak isti- yen hamal Yusuf, denklerin yrkel. masile altında kalmış ve bacak ke- mikleri parçalanmış bir halde denk- lerin arasından çıkarılmıştır. Yu - suf hastaneye kaldırılmıştır. * Kariye civarında oturan Bekçi Osmanın karısı Fatma, Leman is - minde biri tarafından döğülüğünü ve evinin taşlandığını iddia etmiş- tir. Yapılan tahkikatta Fatma ile Osmanın Lemana bıçak çektikleri anlaşılmıştır. Her üçü de zabrta ta- rafından yakalanmıştır. * Fatihte Kıztaşında Necmettin apartmanmda Üs katta oturan Hati- ce ve Mürvete sit altı parça eşya Ekrem tarafından çalınmış, hırsız yakalanmıştır. Wei. |, * Topkapıda Beyazıt ağa mahal, Jesinde Kalaycı sokağında oturan Pakizenin üç yaşında Erdoğan & - dındaki çocuğu kalaysız bakır kap- tan süt içtiğinden zehirlenme alâi- mi göstermiş ve Gureba hastanesi- ne gönderilmiştir. * Etyemezde Sultan çeşme soka- ğında 3 numaralı evde oturan Bed- riye evvelki gece 22,5 ta evine dö- merken İsmail oğlu Recai tarafın « dan tecavüze uğramış, kadınım ba- e Üzerine Recai yakalanmış- * Eyüpte oturan Osman oğlu Haydar 27 sayılı motosikletle Ka» ragümrük caddesinden geçerken Karabaş mahallesinde oturan kun- duracı Rahminin dört yaşındaki oğ- lu Rıdvana çarparak yüründen ve kolundan yaralamıştır. Suçlu yaka- lanmış tahkikata başlanmıştır. * Fatih tramvay durak yerinde Ali Emiri sokağında oturan Gülşen kızı Mahmure ve damadı Nuri tara- fından döğülmüştür. Gülşen polise müracaat ederek şikâyet etmiş, suç- lular hakkında tahkikata başlan - mıştır. © Haliçte Hasır iskelesinde san- dalcı Yako ile sandaler Bahtiyar a- rasında nöbet meselesinden | kavga çıkmış. sendalcı Bahtiyar demir Parçasile Yakonun kafasını yarala- mıştır. Yako hastaneye kaldirrlmiş ve Bahtiyar yakalanarak tahkikata başlanmıştır. * Dün İstinysde Cevadın yalısın- da elektrik kontağından yangın çık mış, ilşt katta bir odanın kaplama ları yanmıştır. İstinye itfaiyesi ça- buk haberdar edildiğinden steşin büyümesine meydan verilmemiştir. © Salıpazarında gazinocu Tahsin oğlu Mehmet, Ali adındaki kardeşi ile bir para meselesinden kavga et- mişlerdir. Bir aralık Ali kizarak Mehmede tabancasın: boşaltmış ise de kurşunlar boşa gitmiş ve Ali ya- kalanmıştır, * Mehmet isminde bir saka Sir. kecide bir çeşmede: ta iken Mustafa ii su doldurma meselesinden dolay kavga etmişler ve neticede Mustafa Mehmedin tenekelerine bir tekme yurmuş ve orada bulunan bir san « dalyayı da Mehmedin kafasına in- “irmiş ve yaralamıştır. Mustafa kaç mak istemiş İse de yakalanmıştı: İ dere, Üsküdar itfaiyesi © Yaralı hastaneye kaldırılmıştır, « FAYDALI BiLGiLER BUGÜNKÜ PROGRAM İstanbul 18.30: Bayanlar için cimnastik, Bayan Azade Tarcan. 18.50 Fra ca ders, 1910: Ordu Sâylavı Selim Sı tarafmdan konferans. 1940: Haberler. 19.50: Romen halk havaları, İstegaço or- kentrası. 20.20: Şiir, Mesut Cemil, 20.30: Beyun Bedriye Tüzün, türkçe sözlü eser- ler, radyo caz ve tango orkestrası, 21.35: Son haberler, borsalar. 21.45: Gavne kardeşler ve orkestraları. 22.10: Plâk neş- riyatı. Budapeşte 19.30: Caz. 20.10: Sözler. 20.40: Trlo konser, 21.30: Operadan röle, “İnci de- meti,,, adlı piyes, 23.10: Duyumlar. 23.40; Plâk. 24.15: Çingene müziği, Varşova Oda milziği, 19: Sözler. ar, 19.30: Sözler, 19.45: Plik ler, 20,15: 19.15: (ke- Rek- 23.10: Küçük radyo orkestrası, Belgrat 20.30: Ulusal yayım. 21: Keman konse- Tİ. 2145: Çingene şarkıları, 2215: Plâk ile Puççini'nin “Madame Butterilay,, ope- bie Bükreş 13-15: Plâk ve duyuml : Duyumlar. , 22.50: Röle konseri, 23.15: Ya bener dillerle duyumlar. 23.25: Konserin süreği. Moskova 16.15: Çocuk yayımı. 1830: Sehubert, Veber ve Fraz'in konser, 19.15: Rus müziği, ziği, 21: Pllik. 22: Almanca yayım. 23; İngilizce. 24.05: Macarca. Leipzig : Duyumlar. 2110: Eğlenceli müzik. 2230: Sözler. 28; Duyumlar, 2330: Gece müziği, Roma - Napoli - Bari (Müşterek yayım) 2015; Karışık plâk. lar, 20440: Turizm yayımı, 20.45: Karmık konser » Bi (Ba- ri): Rumca yayım. 21.30: Du; 40 Frans Lehar'n “Gigolettes,, opereti. 24: Dayumlar. Breslav 20: Eğlenceli müzik. 21: Kısa duyum. lar. 21.10: Müzikli skeç. 23: Duyular 7830; Gece müziği. Hamburg “ 20: ntv orkalirii. ger ouseri. 21: Duyumlar. 2110: 357 ekabenle” “eserlerinden eeilonik konser. 23: Duyumlar. 2325: Müzikli program arası, 24: Radyo orkestrası, 5: Skeç. 72. NÖBETÇİ ECZANELER Bu gece nöbeiçi eceahaneler şunlardır: Alemdarda — Lalelide Sir — Köçükpararda Cemil — Aksarayda Ziya e — Karagimrükte Arif — Fenerde — Modada Faik İskender — Altıyolda Mahmut — Samatyada Teofi- los — köyde 1. Terziyan — Beşik- taşta Recep — Gehremininde Nâzmm — Hasköyde Yeni Türkiye — Kasımpaşada Yeri Turan — Büylikadada Mehmet — Heybelide Tanay — Beyoğlunda Kanzuk Pangaltıda Güneş — Teksimde Karakin Kürkçiyan — Galatada Hidayet — Şişli de Pertev — Eyipte Hikmet cezahaneleri. LIMAN HAREKETLERİ Bugün limanmsıza gelecek vapurlar 2 Saat Sazdet Bandırmadan Konya Mersinden Ayten İzmitten Tayyar Mudanyadan "Tari Karadenizden Sakarya İzmirden Baçün Ilrsanmızdan gidecek vapurlar : Bast 9— Antalya Bandırmadan 21 Asya Mudanyaya, . SİNEMALAR TİYATROLAR * Şehir Opereti: Tepebaşı bahçesinde perşembhe, cuma, cumartesi, pazar gün- İeri saat 21 de "Deli Dolu” operet 3 yerde, yazan Ekrem Reşit, besteliyen Cemal Raşit. İstanbul ciheti, Bebek ve Sişli tramvayları temin — edilmişör. Şümer : İlkbahar Şarkısı — Alayın rek, Melek * Ayk Rahibe — Ayk kelepçesi, Yıldız : Korkunç Ev — Çılgm kan. Alkazar : Makinalı adam. Şık : Tarzanm Sevgilisi — Kadınlar ne interler. Üsküdar Hiler Şahane Vals, . İTFAİYE TELEFONLARI 24222 44644 . .... . İstanbul İtfaiyesi Beyoğlu itfaiyesi Kadıköy itfaiyesi Yi , Bakı . eşilköy, wlkeöy, Büyük” Paşabahçe, Kandilli, Erenköy, Kartal, büyükada, Heybeli, Burgaz, Kıpahı mm- takıları için telefon santralndaki memü- re (yasigın) kelimesini söylemek kâfidir. . ÇABUK SIHHİ YARDIM TEŞKİLÂTI Bu numaradan imdat etamobili istenir, (TAN)IN OYKUSU “SUS Gözlerini açar açmaz, Feridun, sev gilisinin adını söyledi : — Güzin! Hasta bakıcı başın: ona doğru iğe rek: — Demin geldi, gitti; yarm gele - cek! dedi, Etrafta herşey beyazdı: Duvarlar, perdeler, masa, İskemleler,karyolanm | demiri ve hasta bakıcının esvabr. Bü- | tün beyazlıklar Feriduna hem sami - mi, hem de harikülâde görünüyordu: Bazı rüyalarda olduğu gibi. Dünyaya heniz gelen bir çocuğun aklı ve dili olsa duyabileceği mersk- la sordu: — Nerdeyim ? Hastabakıcı cevap verdi; — Dostunuz operatör Namığın hu susi hastahanesinde. — Eyvah... O kadar ağır yaralı - yım ha?.. Ölecek miyim? — O nasıl söz?.. Uslü durursanız bir haftaya kalmaz çıkarsınız, fakat susunuz, çok konuşmayınız... Feridun, itaat ederek gözlerini yum du, Kapalı göz kapakları üstüne kıp kırmızı bir gece abanıyordu. Karnı - nın içinde mi, üstünde mi, Yanında mı, nerde olduğunu anlıyamadığı müthiş bir ağırlık. — Aman bu ağırlık nedir? diye in ledi. Kaldırınız bunu... — Geçecek... Uyursanız geçecek. Feridun ellerile vücudunu yokla- muya cesaret etti, Belinden böbrekle- rine kadar bütün karnı sargılar için- de idi. z Yavaş yavaş hatırladı. Renkler, ses ler, şekiller, artık birer birer hafıza- #ının davetine koşa koşa geliyorlar - dı. İşte, malak ot kokan yemyeşil bir kır, hafif bir rüzgâr... Ve onu öldürmek istiyen bir adam: Güzi nin kocası! Sonra bir silâh sesi ve bu Yutlar... Bulutlar. Ve bulutların çat- lağı arasında bomboş. aydınlık ve masmavi bir gök ; bir gök yüzü ki, Feridun bu açık kapıdan ruhunun 0- rada, orada, tâ uzaklara süzülüp git- tiğini sezer gibi olmuştu. Fakat ne zaman oldu bu? Hasta ba kıcıya soracaktı, arkadaşı operatör Namık içeri girdi ve Feridunun sua- line cevap verdi: — Bu sahah oldu. Altı saat kendi- ne gelemedin. — Karnımda bir kurşun mu var? — Var “idi, Artık yok. Perhiz ve istirahatle yakayı kurtaracaksın. Parmağını dudakları üstüne koya- rak: — Susa... Dedi, çok konuşma 1 Yaralı mırıldandı: — Güzin... — Yarın sabah gelecek. Sen gü - zelce bir uyumaya çalış! Gece yavaş, ağır, kâbuslu geçti Rüyasında hep Güzinin kocasile mü- cadele ediyor, kadını onun elinden ——— —— 495 * g ws UZLUK —— Yazan: Mİ.FA, -—-i çekin almak için surahi kapağı gili çocukça, yabut ta yatagan gibi kah- tamanca ilâhlar kullan:yordu. Bütün bu kâbuslar arasmda uyanık bir tek arzusu vardı: Güzini görmek. Kadın sabahleyin hastanın odası - na girdiği zaman hersey birdenbire nekadar ve ne güzel aydınlanmıştı! — Nerdesin? Dedi. Ve Güzinin ellerini tuttu, Kadın soruyordu: / — Nasılsın? Çok eziyet çekiyor musun? — Biraz. : — Biraz mr, sahi mi? — Bilmem, şimdi çok mesuduns. — Artık ebediyen biribirimize ai« diz. Kocamdan ayrılıyorum. — Biz haftaya kadar ben de iyi 6 İacağım. — Evet, Namık Bey de bana öyle di. Fakat perhiz etmen şart. — Zarar yok, ben yalnız sana aci kırım, Ancak ertesi geceden sonra per » hiz işkencesini hissetmeğe başladı; fakat açlık değil, susuzluk felâket... Kırk sekiz saatten beri ne bir şey yemiş, ne de içtimişti. Yalnız arada bir dilinin üstüne, hararetini büsbütün hissettiren fındık kadar kü şük bir buz parçası koyuyorlardı. Bir iki gün daha geçince susuz « luk ıztırabı o kadar arttı ki, rüyasn da hep buzlu şerbetler, gazozlar, şam panyalar, biralar görüyordu. Sevgilisi ziyaretine geldikçe, kendi kendine: “Ah, bu kadmı bir bardak suya veririm!,, demeğe başladı. Daha ertesi gün, ye dışardan yağan yağmura o kadar takılmıştı ki Güzinin odadan içeriye girdiğini gör medi bili "Ah, dışarda olsamda ağzımı yağmura âçıp dursam!,, diye düşünüyordu. Güzin odadan çıkarken Feridun sordu: — Ne içeceksin? — Bilmem?.. Hararetim yok. — Fakat dün, yahut bu sabah, her halde bi rşey içtin! Güzin Feriduna evvelâ kırgın göz lerle baku, sonra onun sayıkladığına hükmederek sessizce ağladı. Feridun sayıklamıyordu... Yalnız can: müthiş su istiyordu. Ve cani is - tedikçe bol bol su içeblien sevkilisi- we karşı hudutsuz bir öfke düymuya başladı. Demek ki, Feridun onun yü- zünden ölse imiş, bu kadm ayni İcz- zetle yayamıya devam edecekmiş. Hasta on günde iyi oldu. i Güzin hastahaneden beraber çık « mak için geldiği gün Feridun onu it. tiz — Çekil... Desi susuzluk günle « timde senden tiksindim, seni s2 rum artık! Bütün dünya talebelerinin ilin toplamak için müracaat ettik. leri büyük kapı: Suwbon Universitesi,

Bu sayıdan diğer sayfalar: