11 Kasım 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

11 Kasım 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Eroin Müptel Bütün Servetini Kendini Bu Belâdan Kurtarana Verecek Asliye Beşinci Ceza mahkemesi, eski ve yüksek bir aileye men- sup olan genç bir kadın hakkında morfin kullanmaktan ve evinde eroin bulundurmaktan suçlu olarak tahkikat yapmaktadır. Bu ka- dın eroini sulandırarak morfin elde edilen eroinleri de bunun için sakladığını itiraf etmiştir. Hırsızlık | Suçlusu Bir Genç Kız Dün awiye üçüncü ceza mahkeme. Binde bir hırsızlık davası neticelendi- rilmiştir. Davenm suçlusu 20 yaşımda Mevhibe adlı genç bir kızdır, Nisanm on yedisinden beri mevkuf olduğu İçin mahkemeye jandarmaların önün de getirilmiştir. Hâdisenin davacısı Ahmet Ziya is. minde bir tüccardır. Şikâyeti şudur: Mevhibe, hâdiseden evvel Ahmet Ziyanm evine hizmetçi girmiştir. Uç “ay kadar evde kaldıktan sonra bir gün Ahmet Ziyanın 350 lirası ile yük te hafif pahada ağır birçok kiymetli Oğyasını çalmış ve kaçmıştır. Polis, Mevhibeyi ararken onun Edirnedeki sevdiği bir gence kaçmak üzere trene Bindiğini' tespit etmiştir. Mevhibe trende birinci mevkide seyahat eder- kon de büfenin garsonuna beş lira bahşiş vermiştir. Tren Alpulluya va- Tırken polis onu trende yakalamış ve sevdiği gencin yanma varmadan ters Yüzüne çevirmiştir. Mevhibe, paralı. Tm kendisine ait olduğunu ve Emni- yet Sandığından aldığını, Ahmet Ziya ile de Üç senedenberi beraber yaşa- dıklarını iddia etmiştir, Fakat, müd- deiümumilik sandıktan sormuş, Mev- hibenin böyle bir para koymadığını öğrenmiştir. Kendisinin gösterdiği müdafaa şahitleri de ancak üç ay ka- dar Ahmet Ziyanm yanımda kaldığım Söylemişlerdir. Müddelumumi, suçlu. ya ceza verilmesini istemiştir. Muha- keme, kararın tefhimi için talik edil. —— — —> ) Yeni Kurulan Şeker Şirketi Türkiye şeker fabrikaları anonim şirketi, bütün musmelelerini teşri-| nlevvelden itibaren 200 bin lira ser- mâye ile yeni kurulan “Türk Endüs- tri ve Tecim Anonim Şirketi” ne dev- | âsı Bir Kadın halinde kullandığını ve evinde Bayanın kalçalarmdan alt kısmı İğ- ne kullanmaktan simsiyah olmuştur, Süçlu yakalandığı zaman bu müzmin. leşmiş iptilidan kendisinin hiç mem. nun olmadığını itiraf ederken şunları da söylemiştir: “.— Ben zengin bir kadınım, emlâ- kim ve servetim vardır. Beni bu ipti- | lâdan kurtaranla evlenmiye ve bütün | servetimi vermiye razıyrı Müddetumumilik bu husustaki tah- kikatını bitirmiş ve dosyayı sorgu bâ kimliğine vermiştir. Vazifelerini İhmal mi Etmişler? Asliye üçüncü ceza mahkemesi bir vazifeyi suiistimal ve ihmal davasin son safhaya getirdi. Davanın Buçlu. ları İstanbul posta başmüdür muavi- | ni Fevzi Galata postanesi başmemuru | Fahri ve Galata memurlarından Fer. di, Niyazi, Bürhan, Münir ve Abdul. lah idi. Hepsi de vilâyet idare heyeti. nin lüzumu muhakeme kararile işten el çektirilmişlerdir. Bunların hepsi va #ifelerini suiistimalden yalnız Münir. le Birhan ihmalden suçlu idiler. Da. vanım mevzüu şudur: Bir gün Istanbul merkez postanesi taahhütlü müraselât memurlarından birisi Galata postanesinden gelen ta- ahhütlü bir mektubun içinde para bu hunduğundan şüphe etmiş ve müdür Ahmede vaziyeti anlatmış ve tahki. kata başlanmıştır. Neticede mektup müddelumumiliğe verilmiş, içinden mühim miktarda para çıkmış ve tah- kikat neticesinde mektubu göndere- nin İshak Bahar isminde bir tacir ol. duğu tespit edilmiştir. Bu adamm ü- zerinde araştırma yapılırken de Istan bul posta başmüdür muavini Fevzinin bir borç senedi bulunmuştur. İshak Bahar, müdür muavini Fevzinin mü. samaha ve himayesiyle harice para kaçırıyor, neticesi çıkarılmıştır. Me. Dört Yüz Sabıkalı Bir Suçlu! | Dört yüz kadar sabıkası tesbit edilen Sarı İhsan namında biri, polisin aman vermez takibi ve mürakabesi karşısında İstanbul- da iş göremiyeceğini anlayınca Boğaziçine dadanmış ve saf köy- lülere, çobanlara musallat ol- muştur. Üç aydanberi de birçok köylüleri dolandırmıştır. Polis, çekirge gibi Boğazda hergün | bir köy değiştiren Babrkalıyı dün Çar ıda dolandırdığı beşibirliklerden bi risini bozdururken yakalamış ve dör düncü sorgu hâkimi tarafmdan da tevkif edilmiştir. Sarı Ihsan, on beş gün evvel bir Sa- bah Beykoza gelmiş, çoban Zeynulla- km kulübesine giderek (kapı - sn çalmış: İ — Ben Emlâk ve Eytam Bankesı- nın memuruyum. Bankanm burada satılacak birçok arazisi var, Ucüz #â- tuyor istersen, sana da birkaç dönüm alslım, demiştir. O civardaki bahe sahiplerinin isimlerini ve semte. de âyrı ayrı saymak suretile çobüna itimat telkin etmiştir. Bundan sonra Zeyhullah sormuş. — Ben iki dönüm alayım. Kaça ve- receksiniz. Sarı Ihsan; — Sen fakirsin sana dönümünü 15 liraya alırım, Yarın is- tersen arzuhali yazalım. Demiş, ve ayrılmıştır. Zaynullah cebine 31 lira koymuş, ertesi gün Sarı Ihsanla bera ber Emlâk Bunkasına gitmişlerdir. Sarı Ihsan, Zeynullahı aşağı katta bırâkmış, kendisi yukarı koridor- larda biraz dolaştıktan sonra yanına gelerek her işin bittiğini söylemiş ve ertesi günü buluşmak üzere 31 fira| parasını almıştır. Zöynüllah; ertesi gün; Bahkaya gel | miş, öğleye kadar beklemiş, dolandı- rıldığını öğrendiği için polise müra- caat etmiştir, Sarı Ihsan Anadolu Kavağmda da bir köylüye 90 liraya yine bu şekild bir tarla satmış ve köylünün beşibir- liklerini dolandırmıştır. —— —— —— — mektupları açık olarak kabul etme. leri icap ederken Isak Baharın mak. tuplarını dalma kapalı olarak alırlar. miş, Son celsede müddelumumi muavini Fehmi Çagıl dosyayı tetkik ettikten sonra iddiasını söylemek üzere dava- nın talikini istemiştir. Muhakeme bu. nün için başka bir güne bırakılmış- mürların harice gönderilen taahhütlü tar. Tetmiştir, Sirgmalarır aktualite manzaralarında görülen mankönler kadar elbisesinin düz ve güzel durmasına dikkat eden ve yüzü senki hiç güneş görmemiş kadar beyaz'çocuk, Mükerremi hakikaten lâkayt bırakmış- tı. Ve'aradan bir saat daha geçtiği halde kendisile hiç alâkadar olmadı. Hattâ her iki taraf ta galiba biribirlerile tanışmaksızın balodan ayrılacaklardı. Sa- de daha evvel tanışmış olan Halitle Hayrettin uzak- tan bir selâmlaşmışlardı. Lâkin birden Mükerrem 'Nüzhetin pek dikkatli ve hayli saygısız bir bakışla kendisini seyrettiğini, sonra şehrin en itibarlı ve ka- zançlı avukatı sayılan Hüseyin Hikmetin karısına göstererek birşeyler söylediğini farketti. Daha sonra da, ikisinin birden kendisine doğru ilerilediklerini gördü, Bu ganiye içinde yüzünün hafifçe kızardığını hissetmişti. Mahut cümle beyninde yeniden canlan- dı: Hüseyin Hikmetin, Nüzhetin isteklerini neden böyle işareti kâfidir!” Ben Hikmetin Nüzhetin isteklerini neden böyle derhal yerine getirdiği meçhul olan karısı onu Mü- kerreme takdim ederken, muzikacılar yeni bir hava- Ya başlamışlardı. Ve Nüzhet genç kadını hemen dan 8a davet etti. Mükerrem bir an özür dilemeyi, kalk- Mamayı düşündü. Fakat çocuğa karşı duyacağı bü- yük zaaf tahteşşuurunda belki de derhal başlamıştı. Çünkü, dansetmemek düşlincesi bir karar haline da- ha gelemeden ayağa kalkmış bulundu. Çiftler bu dansta da az olmuştu, Nuriyenin İri el. Masları karşısında duyulan hürmet ve alâka kadar, henliz hiç bir macerası bilinmiyen, kocasından yirmi Yaş genç olan ve Zonguldağın en güzel kadınlarından biri diye kabul edilen Mükerremin Nüzhetle oynarken erzettikleri manzara tecessüs ve alâka uyandırmıştı. Ve biribirine hakikaten çok yakışan bu güzel çif- tin manzarasını, Seniha, ağabeyisinin tâ yanıbaşın. dan seyretmek istemiş, geldi geleli oturduğu köseden kalkarak onun yanma gelmişti, Fakat Halit, Kozlu kömür ocaklarındaki bir mühendisin güya nikâhlı ka rısı ulan ve vaktile Beyoğlu Kafoşantanlarında dan- sözlük ettiği ağızdan ağıza gezen şişman, bir Viya. nalı kadınla derin bir sohbete dalmıştı. Senihanın kendisine yaklağtığını fark bile edemedi. Eski güzelliğinden ancak belirsiz izler kalan bu ya- bancı kadının kardeşini çok alâkader etmiş olduğu pek belliydi. Müzikhol ve barlarda sevgilerini ve yal. nız sevgilerini değil tebesstimlerini bile tarife üstün- den veren ecnebi karılarile senelerce süren sefahat â- lemlerini, bu kadın bütün geçkinliğine rağmen, sırf mazisinin tesir ve kuyvetile Halit için birden tekrar canlandırmış, viski şişelerinin de yardımile mühendi- sin yüreğine sade o âlemlerin hasreti değil, lâkin bel. ki kendisile o maziye dönmek isteği de gelmişti, So- nika böyle anladı, ince dudaklarını istihfaflı bir te- bessümle kıvırarak: “Haspam, eski çapkınlığı uyan- mış!” diye düşündü, Ve kardeşinin kalın ensesini, hayli seyrekleşmiş ve hayli ağarmış saçlarını, olduk- ga meydana çıkmış göbeğini insafsız bir nazarla bü- tün bir dakika uzun uzun seyretti. Sonra, umumi bir dikkat ve alâka ortasında hâlâ danseden çifte gözle- rini yeniden çevirdi. Bu sefer kendisine öyle geldi ki, Mükerremle Nüz- het biribirlerine çok yakınlaşmışlardır. Hattâ, belki de biribirine dikilmiş, biribirine kilitlenmiştir. geldi ki, Mükerremle Nüzhet sade vakmlaşmış değil- KIŞKANÇILIK Yeni programlarının ilk irae 11-10.937 Her Hafta Sakarya Sinemasının mı müsamereleri birer hâdisedir. Bu akşam MAURİCE CHEVALİER bu senenin yegâne temsili Kahkaha.... Neşe..... Aşk..... ve cerbezeli FRENCH -.CANCAN cazı Sexwvirmli Serseri filminde vedayanılmaz büyük muvaffakiyetler kazanacak ve emsalsiz bir neşe yaşatacaktır. İlâveten: PARAMOUNT JURNAL ve şayanı hayret (3 DAKİKA) filmi. MAMA Da Y erlerinizi evvelden aldırınız. Telefon: 41341 gem Bu Akşam Bütün istanbul Halkı mma » | wa SÜMER ümid lerde: OLGA TCHEKOWA- MARİA ANDERGASI koşmcak ve sabırsızlıkla beklenen v mevsimin ilk süperfilmi olan MANYA YLALENSKA güz kamaştırıcı şaheserini görecel > ve candan alkışlıyacaktır. Baş rol RE Günün Program Özü SENFONİLER 21 Laypzig: Popüler Senfonik konsa (Alto, tenor), HAFİF KONSERERLER 110 Berlin kısa dalgası Sabah konser (8,15: Devamı), 9,05 Prag kısa dalgası Askeri bando, 9,20 Paris kma dalgası Plâk. 10,10 Prag kısa dalgası Orkestri sarkı, Parin kım dalgas 10,30: Keza 11,50: Keza, 13; Keza: 13 Berlim kersa dali gası: Orkestra konseri (14,15: Devamı) ASINA 13,10 Bükreş: Eğlenceli “plâk masikiş “MAZURKA” dan dahâ büyük bir aşk ve ihtiras manzumesi gel nlar ar Sey i iy ” kısa dalgası: Konser. 15: Keza. 15,30 Pa. âve- .J riş kma dalgası; Ha masiki konser o E kler LITIICMİN seki). 16 19 1045 Berin ke daiçe Kuma, Bü Om için yerlerinizi evvelden aldıriniz. Ankarada Feci Bir | Ankarada Otomobil Kazası Ankara, 10 (TANI — Dün öğle| den Sonra istasyon caddesinde fevi bir kâza olmuş ve 2220 numaralı taş yüklü bir kam , Alt yaşlarında bir Çocuğa çarpa ün vücudünü ezmiş ve öldürmüştür. Şoför derhal tevkif edilmiştir. ———. Adana - İstanbul Telefonu Yarın jin edilecektir. sı itibarile şehrin Açılıyor bar Adana, 10 (TAN) — Adana—An-| kara — Istanbul telefonu halkın çe- buk istifadesini temin için süratle ik- Mal edilmiş ve İnşaat tamamile bili- rilmiştir, Opur gun (yarın) işletmiye Klübü Kurulacak Ankara, 8 (TAN) — Ankara Tica ret Odası postane caddesinde yeni bir bina yaptırmıya karar vermiştir. Bi.) *£ nâ, esnaf cemiyetlerini de ihtiva et- mek Üzere büyük ve cemiyetin husu- si ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde Binanm üst katında bir de esnaf | Klübü kurulacaktır. Esnaf klübânün, birçok tüccarları | sik sik buluşturacak bir merkez olma İnt karşılıvacağı muhakkaktır. Ertuğrul Sadi Tek Salı günü akşamı “Tetanbul Belediye Şehir Tiyatrosu a: Karışık o Avusturya Programı, 20 20,50 Bükreş: Karışık o plâk musikisi 21 aypzig: Büyük halk musikisi konseri 21,15 Bükreş: Eski eserlerden konser. Königsberg! Eğlencel program, 22. 22,05 Prag kıa dal, gası: Orkestra konseri (Berlioz), 225( Berlin kma dalgası: Mürtebap plâk mn sikis. 22,45 Bükreş: Lokantadan könsep nakli, 23, 23,30 Laypsig: Orkestra, piya no, keman. 23,50 Peşte: Çizan orkestra, Bir Esnaf OPERALAR, OPERETLER 21,40 Prag kma dalgası: Operet msi kisi, 23 Stokholm! Opera musikisi, ODA MUSİKİSİ 22 Viyana, Graz: Yaylı ületler kasr teti. 22,2$ Peşte: Piyano triyoesu (Te leman, Volkmann. Beethoven). RESİTALLER 640 Prag kısa dalgası: Hana'nın şar kılarmdan. 18,15 Varşova: Şarkı resi tali, 19,10 Varşova: Plâklarla hafif pi. yanö musikisi. 20 Peşte: Çift piyana tile Macar şarkı 22 Berlin kw İçası: Avcı şarkıları. 22.10 Bükreş: Klâsik şarkılar. 22.25 Prag kuma dalga esaslı bir ihtiyacı- (Suadiye) plâjı s1: Viyolonsel ce piyano sonatları (Förs kışlık kısmında ter). 2245 Prag kısa dalgası: Üç şarkı SEKİZİNCİ 1250 Viyanat" Şarkilar. 23.20 Varşova; Bae us geren. açılacaktır. , 18,30: Peşte, 1930 Berlin kıa dale. OPERET KISM sı (Piyanolu dans musikisi). 21 Varşo- EE ze Saat 20,0 da İyi | ve fat manik ve dene). 2008 Prag 150 Evi İdare Eden o TOKA ve | ema dalgasi: 2320 Viyana, Graz. 5 perde komedi nnd : : > Komisyoncu Mili Emlâk müdürlüğü Beyoğlun” * da Andonyan isminde bir kornisyon- cu hakkında tahkikata başlamıştı İddiaya göre, Andonyan firarilere â- it 150 parça emlâki idare ediyor, bun ları Kiraya verip isletiyormuş. Milli Emlâk mildürlüğü müfettişleri yapı lan ihbar üzerine Andonyanın resmi defterlerine elkoymuşlar ve işlettiği evlerin miktarını tesbil etmişlerdir. Yakında muhakemesine başlanacak tr. *.1100 iswwex0WW sas 404498 saye guaj zir) İl ownapuol » 12— dirler, hem de yapyalnız kamış gibi ikisinin gözleri de biribirine dikilmiş, biribrne kitlenmşir, Orkestra birden durmuştu. Fakat onların nasıj ha- reket edeceklerini ve biribirlerinden ayrılıp ayrılmı- yacaklarinı Seniha görmek istemedi. O kadar kuvvet- li duygular içinde kalmıştı ki, mutlaka hava almak ve kabilse yalnız olmak ihtiyacında bulunuyordu. Sonbahar gecesinin bu çök İlerilemiş Saatindeki se- rinliğe, bu serinliğin her türlü tehlikesine ehemmiyet vermiyerek büyük balkona çıktı. Kıskanmak.. Sehihanın yüreğinde ilk beliren, ken- disini ilk duyuran, ve hemen her gün daha fazla ge- lişip büyüyen his bu olmuştu. Halitle aralarında se- kiz yaş vardı ve onu kıskanmadığı bir zamanı hiç bil miyordu. Hayatının en eski, en bulanık ve silik hâtı- raları arasmda bile bu kıskançlık herşeye hükmeden bir yer tutuyordu. Hayal meyal hatırladığı zamanlar da da herkes kendisinin kara kuru, Halidin ise beyaz, sarı saçlı ve mavi gözlü olduklarına bakarak: “Bu , kız, o oğlan olmalıydı!” demişler, hep ağabeyisini ok şamışlardı. Bu okşayanlar, bu sözleri söyliyenler kim Jerdi? Hemen hiç birini hatırlayamadığı halde söyle- dikleri sözleri ve o okşamaları hiç unutmuyordu. Çirkinlerin sevilmemeğe ve güzeller için dalma feda edilmiye mahküm bulunduklarını Seniha pek küçük Yaşından itibaren bilmiş, anlamıştı. Yillar geçip on beş on altı yaşma geldiği vakitte de gelişip güzellenmemiş, fakat kardeşi (tifatını ah- 4ged0 nJYON Mİ | derini i en eyisidir baplarının paylaşamadıkları bir delikanlı olmuştu, Ve Senihanm hesabına da nice fedakâriilara mal olan bu tahsil yıllarının her tatil devresinde babasile an. nesini görmek üzere Istanbula gelmeyi birçok naz ve niyazlardan sonra kabul edip geldikçe, başka vakit- ler Senihaya hiç ehemmiyet vermiyeh, müânasız, tatsız bir çocuk muamelesi eden kızlar, candan birer dostu kesilir, Göztepedeki köşkten ayrılmak istemez. lerdi. Fakat hep yaza doğru başlıyarak ağabeyisinin yola çıktığı haber alınır almmaz en harretli safhaya giren dostluklarm sebebini o pek güzel bildiği halde hiç birsey anlamamış gibi görünür, bu muvakkat ah- baplarım hepsine karşı ayni resmi ve çekingen mun melesini hiç bir zaman, hiç bir mevsimde değiştir. mezdi, Yine Hulidin Avrupadan geldiği bir seferdi, O za- man Halit yirmi dört, Seniha ise On #lt yaşında idiler. Delikanlı zaten pek nz ve Sarı olan bıyık ve sakalmı her sabah İtina ile tıraş ettiği için, mavi gözleri, sarı saçları ve pembe tenile hâlâ bir genç kt- zı andırıyordu. Bir gün, tahsilde bulunduğu Be şehrinde geçirilen hayata, bu hayatın eğlencelerine dair birçok geyler anlatırken, son kışta verilen bir baloya kadın kılığında gittiğini Ye birkaç arkadaşı da dahil olduğu halde kimsenin kendisini tanımadığı nı söz arasında hikâye etmişti. Bunun Üzerine, etra- fın: saran küçük hanımlar bir kere daha böyle ka- dın kıyafetine girmesi için hep birden ısrar etinişler, kendisini kandıramayınca annesini de yardımlarma çağırarak yaşlı kadma türlü şaklabanlıklar etmiş diller dökmüşlerdi. Kaçgöçlin henliz ortadan kalkma dığı bu devirde delikanlı oğlunun etrafında yetişkin kızların âdeta sabahtan köşke damlıyarak ve gece yarılarına kadar kalarak dolaşmalarma 868 çıkarmı- yan bü anne demişti ki: — Bari bu çocukların hatırlarmı kırma, Halit, De- diklerini yap. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: